Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/774 E. 2023/414 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/774 Esas
KARAR NO: 2023/414
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/11/2021
KARAR TARİHİ:11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —— idareleri mülkiyetinde bulunan ———- davalı tarafın yaptığı inşaat çalışması sonrası zarara uğradığını, bu zararın idarelerinin yetkili elemanlarınca yerinde tespit edidiğini, söz konusu davalıya ait inşaat faaliyetleri sırasında —— nolu parselin çevre duvarının 4 metrelik bölümünün zarar gördüğünü, çevre duvarları üzerinde bulunan tel çitlerden —— söküldüğünü ve yerinde bulunmadğını, okulun yapılacağı parselde temel kazısı çalışmalarında oluşan hafrıyatın çevre duvarına biriktirildiği, ayrıca ——- yerinden sökülen olan elektrik diregi ile kabloların bulunduğundan bahisle bu durumun idarelerinin hasar komisyonu raporuyla belgelendiğini, hasar tespit komisyonunca——— hasar bedeli hesaplandığını iddia ederek; davanın kabulü ile birlikte bu itibarla davalı şirkete tebliğ tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi birlikte tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmektedir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, müvekkili firmanın kamuya iş yapan firma olduğunu, dava konusu edilen————- alındığını ve imzalanan yapım sözleşmesi akabinde 25 12.2020 tarihinde müvekkiline işin yapılacağı alanın yer teslimi yapılması sonrası işin yapımı çalışmalarına başlanıldığını iş devam ederken davacı idarenin proje alanı içerisinde bulunan tel çitlerin ve duvarın zarar görmesinden bahisle belirlenen hasar – bedelini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmektedir

İNCELEME ve GEREKÇE: .———– müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce aldırılan ——— tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava tarihi olan ; —-tarihi itibariyle
Hasar tespitinin yapıldığ—— endeksleri değişim oranlarındaki artış ve serbest piyasa fiyatları dikkate alınarak 1,40 artış kat sayısı ile hesaplama yapılmıştır
a-) 28 parsel Ölçü Alan Uzunluk Birim Fiyatı Hesabı Yapı Bedeli
Taş Duvar 4,00m x 1.50m 6 m2 210,00 TL/m2x1.4 6,00 x 294,00 1.764,00 TL
Kafes TelÇit 21,00 -2.5m 52,50m 27049TLx14 52,50 x378,69/2 9.940,50TL
Toplam 11.704,50 TL
b-)27 parsel Ölçü Uzunluk Birim Fiyatı Hesabı Yapı Bedeli
Kafes TelÇit 16 -2,5m 40,00 m 270,49 TLx1,4 40,00 x 378,69,49/2 7.573.72TL
Toplamı Bedeli a+b : 11.704,50 TL + 7.573,72 TL =19.278.22,62 TL edeceği” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle açılmış maddi tazminat davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca “(1)Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi uyarınca “(1)Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın haksız fiil nedeniyle açılmış maddi tazminat davası olduğu, davacının iddiasının kendisine ait ——— taşınmazlar üzerinde bulunan duvar ve tel çitlere davalının yine bu parsellerdeki inşaat faaliyeti sırasında zarar verdiği yönünde olduğu, bu kapsamda davacının tanık beyanlarına ve davacı kurum görevlileri tarafından tutulan tutanağa dayandığı, davacının tazminat talebinin kabul edilebilmesi için davalının hukuka aykırı fiilini, kusurunu, zararını ve hukuka aykırı fiil ile zarar arasındaki nedensellik bağını ispatlamakla mükellef olduğu, bu kapsamda somut olay birlikte değerlendirildiğinde, davalının inşaat faaliyeti gösterdiği alanın davacıya ait adı geçen parseller olduğu hususunun mahkememizce tespit edildiği, keşif sırasında bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere bir kısım duvar ve çitlerin zarar gördüğü veya yok olduğu hususunun da tespit edildiği ancak öncelikle davacı kurumun görevlileri tarafından tutulan tutanağının tek taraflı olması (tutanakta davalı şirket görevli ve yetkililerinin dahlinin ve imzalarının bulunmaması) nedeniyle tutanağın dava konusu edilen duvar ve çitlere davalının hukuka aykırı ve kusurlu fiille zarar verdiği hususunu ispatlar nitelikte olmadığı, yine bu alanda faaliyet gösteren davalı çalışanı tanığın ———– çitlerin inşaat faaliyetlerine başladığı anda da yok olduğunu veya zarara uğramış olduğunu beyan ettiği, davacının yukarıda da açıklandığı gibi davalının faaliyete geçmesinden sonra bu duvar ve çitlerin davalının hukuka aykırı ve kusurlu fiili ile zarara uğratıldığını ispatlamakla mükellef olduğu, kaldı ki davalının alanda faaliyet göstermiş olması olgusunun peşinen zarara davalının hukuka aykırı ve kusurlu fiili ile sebep olduğu sonucuna yol açmayacağı, bu kapsamda davacının bu duvar ve çitlerin en son ne zaman yerinde ve sağlam olduğu yönünde bir tespitinin ve ispat faaliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla mantıki olarak bu duvar ve çitlerin davalının bahsi geçen alanda faaliyet gösterdiği andan önce de zarar görmüş olabileceği, davacı tanıklarının beyanlarının da davalının iddia edilen kusurlu ve hukuka aykırı fiilinin işlendiği ana ilişkin olmadığı, bu sebeple davalının bu nitelikteki fiillerini ispatlar nitelikte olmadığı, tüm bu sebeplerle davacının davalının kusurlu ve hukuka aykırı fiili sonucunda zarar gördüğü hususunu ispatlayamadığı, aksi kabul edilse dahi davalının————– kurumunuza ait tüm tesislerin iptal edilmesi veya deplasesinin yapılması hususunda;” şeklindeki dilekçesi karşısında sessiz kalan davacının zararı doğuran fiile razı olduğunun kabul edilmesi ve bu kapsamda tazminatın tamamen kaldırılması gerektiği vicdani kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 256,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 76,69 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcından ibaret 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (15.024,62 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/05/2023