Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/76 E. 2023/319 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/76 Esas
KARAR NO : 2023/319
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/02/2021
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete ait —-plaka nolu aracın şoför olarak hizmet veren —-tarafından 15/09/2020 tarihinde aracı park ettiğini ve evine gittiğini, 18/09/2020 günü aracın yerinde olmadığını gördüğünü, aracın çekilmiş olabileceği düşüncesiyle otoparklara baktığını, daha sonra —- başvurduğunu, dava konusu aracın davalı sigorta şirketine—– kapsamında olduğunu, hırsızlık eyleminden hemen sonra davalı sigorta şirketine bilgi verildiğini, ancak yapılan araştırmalar sonucunda davalı sigorta şirketinin acentenin yapmış olduğu tazminat başvurusunun uyumsuz denilerek reddedildiğini, arabulucu yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, dava konusu —– plaka nolu aracın davalı şirketçe genişletilmiş artı—-güvence altına alındığını, 18.09.2020 tarihinde çalınması ile ——- rizikonun gerçekleşmiş olmasına ve kasko şirketinden talepte bulunulmasına rağmen —– ödenmediğini iddia ederek; davanın kabulünü, kasko bedelinin aracın çalındığı 18/09/2020 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının taleplerinin haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini, dava konusu hasar sonucu davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin tazmini talepli müvekkiline ihbarda bulunulduğunu, ihbar üzerine müvekkilinin hasar dosyası açtığını, hasar dosyasında yapılan incelemede hırsızlık olayına ilişkin olumsuz somut bulgunun bulunamadığını, başvuru sahibinin talebine konu hasarın tutanakta belirtilen hırsızılık olayı ile uyumsuz olduğunu, bu nedenle teminat dışı olduğunu, bilirkişi tarafından hırsızlık olayı ile ilgili olarak sigortalının anlattığı şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda rapor alınması gerektiğini, davacının zararı ve zarar sorumlusunu ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, hasar tutarının fahiş ve gerçek dışı olduğunu, işleyecek faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak; davanın esastan ve usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: —- Kurumu, ——–, —–Başkanlığı, —– Kurumu, —–, ——–, ——— Müdürlüğü’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, —– plakalı araç maliki (sigorta ettiren) davacının—- sigortacısına, aracın çalınması nedeniyle açtığı sigorta tazminatına ilişkin eda davadır.
Davacının iddia ettiği rizikonun—- plaka sayılı araç, — olarak hizmet veren —- zimmetinde iken, —tarafından 15.09.2020 tarihinde saat 20:00 sıralarında araç park edilmiş ve evine gitmiştir. —- 18.09.2020 günü saat 21:30 civarı eve gelip araca bakmak istediği sırada aracın bıraktığı yerde olmadığını görmüştür. Aracın çekildiğini düşünerek otoparklara bakmış orada da bulamayınca ——– başvurarak şikayetçi olmuştur” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davalı tarafça yapılan inceleme sonucunda eksper raporunun “Olayla ilgili düzenlenen tahkikat evrakının, alınan ifade ve beyanların aksine sigortalı aracın beyan edildiği şekilde çalınması ile ilgili olumsuz somut bulgu bulunamamış ancak sigortalı aracın bulunduğu yerin—- servisi olan —- giriş kapısının yanı olması, olay yerinin karşısında ——– ait yüzme havuzunun bulunması ve her iki işyerinde güvenlik kamerası sisteminin bulunması ve her iki kurumda geceleri bekçinin bulunabileceğini durumuna görede olayın meydana geldiği bu yere dışarıdan bakıldığında buraya park eden araçları çalmayı düşünecek kişileri bu eylemlerinden caydıracak bir çok unsurun bulunmasına rağmen 15.09.2020 günü saat 21:00 sıralarında belirtilen yere park edildiği ve 18.09.2020 günü saat 21:30 sıralarında kontrol edildiğinde bu tarihler arasında çalındığı beyan edilen sigortalı aracın sürücüsü olduğunu beyan eden —- sigortalı şirket yetkilisi (sahibi) —- çok uzun süredir (10 yıl ve öncesi) tanışıklıklarının olması, ——— çevrelerinde yapılan araştırmalarda her ikisinin de çok sayıda ve özellikle dolandırıcılık suçu işlediklerine dair bilgi alınması, tarafımızla paylaşılan yakıt alım fişinde sigortalı araca en son 29.08.2020 tarihinde çalınma olayından —– gün önce yakıt alınması, sigortalı şirket adına tescilli bulunan — aracın—-bulunmaması, şirket yetkilisi —– dolandırıcılık suçu işlediği bilgisi alınan yabancı uyruklu eşi adına tescilli bulunan 4 aracında — bulunmaması, sigortalı aracın yedek anahtarının bulunmadığının bildirilmesi, — olmayın aracın, —-kaçak geçiş sorgulamalarında, otoyoldan en son —-kaçak geçiş yaptığının görülmesi, bu tarihten sonra hiçbir geçiş kaydının bulunmadığı aracın—- yakasına geçmediği bilgisinin alınması ve bu nedenle aracın park halinde çalındığı beyan edilen —-yakasına geçtiği ve park halinde bulunduğu yerden çalındığı ispatı yükümlülüğünün sigortalıya geçmesi nedenleri ile nedenleri ile sigortalı aracın çalınması olayının, sigorta şirketinden haksız kazanç elde etme amacıyla bu kişiler tarafından kurgulandığı kanaati oluşmuş olup, dosya değerlendirmelerinize sunulmuştur” şeklinde olduğu görülmüştür.
Karar tarihi itibariyle olay hakkındaki adli soruşturma evrakının şikayetçi——beyanından ibaret olduğu, bu beyanın da “Yukarıdaki bilgiler doğrudur ve bana aittir. Ben 15/09/2020 günü saat 20:00 civarı işten çıktıktan sonra saat 21:00 civarında çalıştığım iş yeri olan——şirket adına kayıtlı olan ve şoförlüğünü yapmış olduğum —- plaka numaralı— marka aracı —- girişine biraktım ve evime gittim. Daha sonra sabah kalkıp iş gereği—– gittim. Aracı sokağın başına bırakmıştım ancak gidiş isitkametim sokağın diğer tarafında olduğu için o sabah arabaya bakmadım. Daha sonra dün yani 18/09/2020 günü saat 21:30 civarı eve gelirken araca bakayım dedim ancak aracı bıraktığım yerde göremedim. Daha sonrada çekildiğini düşünerek otoparka gittim ancak oralarda da yoktu ve bende bugün yani 19/09/2020 günü müracat için —–geldim. Benim şoförlüğünü yaptığım aracı çalan beni ve şirketimi zarara uğratan kişi veya kişilerden davacı ve şikayetçiyim. Bu konu hakkında söyleyeceklerim bunlardan ibarettir” şeklinde olduğu görülmüştür.
———maddesi uyarınca “Araç anahtarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar” ek sözleşmeyle teminat altına alınabilir.
Taraflar arasındaki —– numaralı —- incelendiğinde dava konusu rizikoya ilişkin maddenin şu şekilde olduğu görülmüştür:
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın —– plakalı araç maliki (sigorta ettiren) davacının ——, aracın çalınması nedeniyle açtığı sigorta tazminatına ilişkin eda dava olduğu, davacının tazminata hak kazanabilmesi için rizikonun sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan haller altında çalınmış olduğunun ispatlanması gerektiği, hırsızlığın teminat altına alınan haller neticesinde gerçekleştiği hususunu ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, bu kapsamda davacının dayandığı tek delilin yukarıda da atıf yapıldığı üzere aracı fiilen elinde bulunduran şikayetçi —— soruşturma aşamasında kolluğa vermiş olduğu beyan olduğu, bu beyanın eldeki davada güvenilir bir delil olarak kabul edilemeyeceği, hırsızlık eyleminin herhangi bir şekilde gerçekleşmiş olabileceği, bu yönde davacı tarafça da başka bir delil sunulmadığı, soruşturma dosyasında da hırsızlık eylemenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin başkaca bir delil bulunmadığı, bu sebeple davacının sigortalı aracı teminat altına alınan haller altında çalındığı hususunu ispatlayamadığı, davacının aracın çalındığı hususunu dahi ispatlayamadığı, zira aracın adli soruşturma kapsamında bulunamadığı kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9,12 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcından ibaret 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ——- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/04/2023