Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/757 E. 2022/835 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/757 Esas
KARAR NO : 2022/835

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.06.2016 tarihli yemek hizmet sözleşmesinin tanzim edildiğini, sözleşmeye göre yüklenici olan davacının davalı şirketin —–yol şantiyesinde çalışan personelinin sabah 5 çeşit, öğlen 3 çeşit ve akşam 3 çeşit olmak üzere tabldot yemeğini davalının istediği saatlerde hazır edeceği, davalı tarafın ise davacının 30 günde bir tanzim etmiş olduğu faturaların karşılığını 30 gün içinde 90 gün vadeli çek ile ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin üzerinde düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiği ve davalıya faturalar tanzim ettiğini, ancak davalı şirket tarafından 30 gün içinde 90 gün vadeli çeklerin tanzim edilmediğini ve herhangi bir ödemede bulunulmadığını, davacının davalı şirketten 31.08.2016 tarihli,—– nolu, 35.905,95TL bedelli, 10.10.2016 tarihli—–nolu, 24.709,05TL bedelli, 31.10.2016 tarihli, ——- nolu, 28.632,15TL bedelli, 07.11.2016 tarihli, —— nolu, 2.918,70TL bedelli, 18.11.2016 tarihli, ——— nolu, 2.822,85TL bedelli, faturalardan 92.822,75TL asıl alacak (bakiye alacağı) ve 66.331,29 TL işlemiş faizi ile birlikte 159.154,04 TL alacağının bulunduğunu, davalı şirket tarafından 13.07.2016 tarihinde “hak edişten sonra 1 ay içerisinde firmanıza 90 günlük evrak düzenlenerek verilecektir.” şeklinde imzalı yazının verildiğini, söz konusu yazıda 90 günlük evrak açıklamasının sözleşmeye istinaden 90 gün vadeli çeki ifade ettiğini, davalı şirketin sözleşmeye uygun olarak çek vermediği ve herhangi bir ödemede bulunmadığını, davalının borcunu ödememesi üzerine, davalı aleyhine işbu davaya konu icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itirazıyla takibin durdurulduğunu, taraflar arası arabuluculuk sürecinin görüşme sonucu anlaşamama ile sonuçlandığını bu nedenlerle davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ve inkarda bulunması sebebiyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hak düşürücü süreye ve zamanaşımına uğramış tüm taleplerinin usulen reddinin gerektiğini, davacı yanın ——Esas sayılı dosyası ile aynı alacak kalemleri için takip başlattığını, bu dosyaya ilişkin yetkiye ve borca itiraz edilerek dosyanın durdurulduğunu, davacının aynı alacak kalemleri için bu kez işbu davaya konu ——-yeni bir takip başlattığını, bu nedenle dosyaya derdestlik itirazlarının olduğunu, esasa ilişkin olarak, taraflar arasında düzenlenen 15.10.2021 tarihli sulh ve borç tasfiye protokolü gereği davacı ile birbirlerini gayrikabili rücu kesin ve mutlak bir şekilde ibra ettiklerini,tarafların protokol içeriğinin eksiksiz yerine getirdiğini ve her türlü hukuki ve cezai yollara başvurma haklarından vazgeçtiklerini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, cevap dilekçesi ekinde ilgili protokolün sunulduğunu, kural olarak davacının iddia ettiği cari hesap ilişkisinin dayanağı olan faturalarda gösterilen hizmetin ifasını ispat etmek zorunda olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte alacağın likit olmadığını ve davacının icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini, bu nedenlerle, haksız olarak açılan davanın reddine, davacı taraf aleyhine icra takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça düzenlenmiş fatura alacaklarının davalıdan tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.Mahkememizce iş bu itirazın iptali davasına konu —– Esas sayılı icra dosyası ve davalının derdestlik itirazına konu—— icra dosyası Uyap’tan celb edilmiş, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden müzekkere ile istenen 2016 yılına ilişkin ——formları dosya kapsamına alınmıştır. İncelenen —— Esas sayılı icra dosyasında; 02/09/2021 tarihinde davacı tarafça dosyamız davalısı aleyhine 31.08.2016 tarihli —- nolu 35.905,95-TL bedelli faturadan kalan bakiye 33.740,00-TL , 10.10.2016 tarihli ——-nolu fatura bedeli 24.709,05-TL, 31.10.2016 tarihli ——- nolu fatura bedeli 28.632,15-TL, 07.11.2016 tarihli ——-nolu fatura bedeli 2.918,70-TL ve 18.11.2016 tarihli —– nolu fatura bedeli 2.822,85-TL olmak üzere toplam 92.822,75-TL asıl alacak ve 66.331,29-TL işlemiş faizi olmak üzere 159.154,04-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun tarafına ödeme emri tebliği sonrası 7 günlük süresi içinde icra takibinde belirtilen ana paraya, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı aleyhinde başlatılan ilamsız takibin dayanağı dayanağı faturalara dayalı olarak davacının daha önce ——ile icra takibi yürütüldüğünü ve halen derdest olduğunu ileri sürmüşse de davalı tarafından ileri sürülen mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup bu itirazın——Esas sayılı ilamsız icra takibinde İİK 62/1.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde —— yapılması gerekir. Ödeme emrinin tarafına tebliğinden sonra davalı tarafından 13/09/2021 tarihinde icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde mükerrerlik iddiası ileri sürülmediğinden davalının cevap dilekçesi ile ileri sürdüğü derdestlik itirazına mahkememizce itibar edilmemiştir.Davalının cevap dilekçesinde dayandığı 15.10.2021 tarihli Sulh Ve Borç Tasfiye Protokolü’nde ise “Protokole konu dosya” başlığı altında ——esas sayılı takip dosyasının yer aldığı ve bu takibin bono icra takibi olup halen derdest olduğuna dair not düşüldüğü görülmüş, bu protokolün işbu davaya konu ——-Esas sayılı dosyası ile ilişkisinin bulunmadığı yalnızca taraflar arasındaki —— Esas numaralı——– icra takibine ilişkin bir ibra protokolü olduğu anlaşılmıştır.Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi 23/05/2022 tarihli raporunda özetle: ”Davacının incelemeye sunduğu 2016 yılına ait ticari defterlerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde açılış ve kapanış noter tasdiklerinin yapıldığı, davacının sunduğu cari hesap dökümlerinin ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olduğu tespit edildiği, davalının mahkeme tarafından belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemesi ve yerinde inceleme talebinde bulunmaması sebebiyle davacıya ait ticari defterlerin işbu davada davacı lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varıldığı, davacının 2016 sonu itibariyle davalı şirketten 179.988,14-TL alacaklı olduğu, davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan, takibe konu ettiği 5 fatura için talep ettiği asıl alacağın 33.740,00TL +24.709,05TL + 28.632,15TL + 2.918,70TL +2.822,85TL = 92.822,75TL olduğu, davacının 87.165,39TL tutarındaki geri kalan alacağının işbu davaya ilişkin icra takibinde konu edilmediği, tarafların vergi dairelerinden gelen 2016 yılı —— formlarına göre davalı şirketin,—–formunda davacının düzenlediği, takip konusu olan ve—— bildirim kapsamına giren 5 faturadan 35.905,95TL, 24.709.05TL ve 28.632,15TL tutarındaki üçünü bildirdiği, davalı şirketin bildirmediği faturaların 2.918,70TL ve 2.822,85TL tutarındaki faturalar olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura görüntülerinde, faturaların üzerlerinde davalı şirkete ait kaşenin vurulmuş olduğu fakat kaşenin üzerinde herhangi bir imzanın bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varıldığından, işbu 2 faturanın ticari defterlerde kayıtlı olması ve faturaların görüntülerinin dosyaya sunulması, davalı şirketin ise ticari defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle, bu faturaların davacının takibe konu alacak hesaplamasına dahil edilebileceği kanaatine varıldığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu, taraflar arasında 01.06.2016 tarihinde tanzim ve imza olunmuş Yemek Hizmeti Sözleşmesi’ndeki düzenlemeye göre davalı tarafça kendisine düzenlenen fatura tarihinden itibaren 30. Gün sonunda davacıya 90 gün vadeli çek verilebileceği, bu durumdan ödeme vadesinin 120 güne kadar çıkabileceğinin anlaşıldığı, buna göre fatura tarihlerinden 120 gün sonrasından itibaren reeskont avans faizi hesaplanabileceği kanaatine varıldığı, faiz hesaplamasına ilişkin tabloda ayrıntılı gösterildiği üzere icra takibi konusu 5 faturaya ilişkin toplam 92.822,75-TL alacağa ait işlemiş reeskont avans faizi toplam tutarının 61.147,27TL olarak hesaplandığı” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora itiraz edilmiş ise de alınan rapor kapsamı itibariyle mahkememizce hukuka uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Davacı vekili 24/06/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali istemli iş bu davayı tam ıslahla alacak davası olarak değiştirdiğini beyan etmiş, 92.822,75 TL asıl alacak ve 66.331,29 TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 159.154,04 TL alacağın, asıl alacak olan 92.822,75 TL üzerinden dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki yemek hizmeti sözleşmesine dayalı fatura bedellerinin ödenip ödenmediğine ilişkindir. Bilirkişi incelemesinde, davacı tarafın usulüne uyun tutulmuş defter ve kayıtlarına göre davalı şirketten icra takibine konu 5 adet faturadan kaynaklı olarak 92.822,75-TL asıl alacak talep edebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 6/2 maddesine göre 120 gün olduğu anlaşılan ödeme vadesine göre fatura bedellerinin 02/09/2021 tarihli icra takibine kadarki işlemiş avans faizinin 61.147,27-TL olduğu anlaşılmıştır. Davacının defter kayıtları ile karşılaştırılabilir şekilde kendi defterlerini ibraz etmeyen davalının bağlı bulunduğu——-formlarına göre bildirim kapsamına giren dava konusu faturalardan 3 faturayı kabul ederek vergi dairesine mal/hizmet alımı olarak bildirdiği görülmüş, faturaları kayıtlarına aldığı kanaatine varılmış, davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle vergi dairesine bildirim kapsamına da girmeyen 2.918,70-TL ve 2.822,85-TL tutarındaki iki faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı bilinemese de, usulüne uygun tutulmuş davacı defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek davacının talep ettiği 92.822,75 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile sözleşmeye göre hesaplanmış 61.147,27 TL işlemiş faizinin davalıdan tahsili yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin 5.184,02 -TL işlemiş faiz istemi reddedilmiş ancak bu husus sehven hüküm kısmına eklenmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; 92.822,75 TL asıl alacak ve 61.147,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 153.970,02-TL alacağın, asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 10.517,69-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.922,19-TL peşin harç ile dava esnasında yatırılan 810,00 TL ıslah harcı toplamından mahsubu ile bakiye 7.785,50 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan harç ve dava esnasında yatırılan ıslah harcı toplamı olan 2.732,19-TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.279,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 1.237,34 -TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine artan 41,66 TL’nin DAVACININ ÜZERİNE BIRAKILMASINA
5-Kabul edilen dava yönünden ——tarifesine göre davacı lehine takdir olunan ——- davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Ret olunan dava yönünden —– göre davalı lehine takdir olunan——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.277,00-TL’sinin davalı taraftan, arta kalan 43,00-TL’sinin ise davacı taraftan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.