Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/754 E. 2023/831 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/754 Esas
KARAR NO: 2023/831
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2021
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin bilgisi dışında olan 01/12/2018 düzenleme tarihli 31/03/2019 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bono, keşidecisinin müvekkil olarak gözüktüğünü ve davalıya ciro edilen toplam 10.000,00 TL’lik bono———– sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takibe konulduğunu ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesiyle birlikte aslında borcu bulunmayan müvekkilinin borçlu konumuna düştüğünü ve imzasının bulunmadığı bonodan dolayı sorumlu tutularak müvekkilin tüm mal varlığına haciz konulduğunu, müvekkilinin imzası ile senetlerde mevcut olan imzanın birbirinden farklı olduğunu, keşidecinin imzası bulunmayan bononun tüm unsurlarını taşımadığından geçerli bir bononun meydana gelmeyeceğini, bu nedenle kambiyo vasfı taşımayan ve herhangi bir borcun doğumunu sebebiyet vermeyen bono hakkında da kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatılması hukuka aykırı olduğunu, takibe konu yapılan bonodaki imzanın müvekkili—– ait olmadığını, müvekkilinin imza beyannamesi incelendiğinde çıplak gözle imzalar arasındaki farklılığın hemen dikkat çekeceğini, bunun bilirkişi marifetiyle de tespit edilmesini, müvekkilinin mağduriyet yaşadığını, sorumlu olmaması gereken bonodan dolayı banka hesaplarına blokeler konulduğunu, ticari faaliyetlerine devam edemediğini savunarak; ——— dosyadaki mevcut bonolar üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitini ve icra takibinin iptalini, icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılmasını veya dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulmasını, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.

İNCELEME:———- yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; “Alacaklısı—-, borçlusu —— düzenleme tarihi — ödeme tarihi —– bedelli, ön yüzünde borçluya ait üç adet imzayı içeren senet üzerindeki borçlu imzaları ile —- imzalarını içeren karşılaştırma belgelerindeki imzaların göz, lup, uygun optik cihazlar ve bilgisayar yardımıyla yapılan incelemesinde;İmzaların başlangıç şekli, daha sonraki gramaların yapısı, sayısı, birbiriyle bağlantısı, imzaların sonlandırılışı ve genel olarak imzaların ebadı, tersimi, istifi, eğimi, doğrultusu, el hareketleri ve alışkanlıkları gibi grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından;
İnceleme konusu; Alacaklısı —- borçlusu—–düzenleme tarihi ——- bedelli, ön yüzünde borçluya ait üç adet imzayı içeren senet üzerindeki borçlu imzaları ile —– dosya içeriğinde mevcut karşılaştırma imzaları arasında önemli derecede uygunluk ve benzerlik saptandığından:İnceleme konusu senet üzerindeki borçlu imzalarının —eli ürünü OLDUĞU” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, —— takibine konu bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211. Maddesi uyarınca “(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.”Mahkememizce yukarıdaki yasa hükmü uyarınca samimi imzalar ve isticvap suretiyle davacının imza örnekleri dosyaya kazandırılmış, dosya grafoloji uzmanlarından oluşan üç kişilik bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.Bilirkişi heyeti 31/05/2023 tarihli raporu ile “İmzaların başlangıç şekli, daha sonraki gramaların yapısı, sayısı, birbiriyle bağlantısı, imzaların sonlandırılışı ve genel olarak imzaların ebadı, tersimi, istifi, eğimi, doğrultusu, el hareketleri ve alışkanlıkları gibi grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından; İnceleme konusu; Alacaklısı —— borçlusu——- bedelli, ön yüzünde borçluya ait üç adet imzayı içeren senet üzerindeki borçlu imzaları ile—– dosya içeriğinde mevcut karşılaştırma imzaları arasında önemli derecede uygunluk ve benzerlik saptandığından: İnceleme konusu senet üzerindeki borçlu imzalarının —– eli ürünü olduğu” kanaatine vardığı görülmüştür. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, ——sayılı takibine konu bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davası olduğu, yukarıda atıf yapılan yasa hükmüne uygun olarak yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu sonucu takip ve dava konusu bono altındaki imzanın davacıya ait olduğu hususunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetime açık ve kesin kanaat içerdiği, yine mahkememizce üç kişilik heyetten rapor alınması nedeniyle rapora itibar edilebileceği, takip konusu bono altındaki imzanın davacıya ait olduğu, davacının takip konusu borcunun bulunmadığına ilişkin başkaca bir vakıa ileri sürmediği, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 176,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 93,08 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2023