Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/736 E. 2023/234 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/736 Esas
KARAR NO: 2023/234
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/11/2021
KARAR TARİHİ: 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— ile müvekkili —– arasında—— yevmiye numaralı temliknamesinin imzalandığını, ilgili temlikname ile müvekkili lehine——sayılı icra takip dosyasına konu banka alacağının tamamının, alacağın teminatını teşkil eden limit ipotekleri ile birlikte temlik edildiğini, —— esas sayılı dosyasından açılan takibe yapılan yetki itirazı sonucunda dava konusu dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilerek,——-esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığını,——– sayılı dosyasına borçlu—–tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı borçlu ile yapılan arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığından —- tarihli arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğini beyan ederek, davalı borçlunun —— esas sayılı dosyasına itirazının iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle % 100’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08.03.2023 tarihli ıslah dilekçesiyle; Davalı/borçlu aleyhinde—–sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini ve takibin durmasına sebebiyet verildiğini, bunun üzerine huzurdaki itirazın iptali davası ikame edildiğini, ancak işbu dilekçeyle birlikte davayı tamamen ıslah ile itirazın iptali olarak açmış oldukları davalarını alacak davasına dönüştürme zarureti hasıl olduğunu, davaya konu icra dosyasının davalı tarafından——– sayılı dosyasından alınan kararla iptal ettirildiğini, gelinen süreçte itirazın iptali ve devamı istenen takip artık olmadığından davalarını alacak davasına dönüştürmeleri gerektiğini, itirazın iptali davasının da mahiyet olarak zaten bir alacak davası olduğunu, bu nedenle usülen yapılmış işlemler geçerli olmakta alınan rapor da geçerliliğini koruduğunu, 12/09/2022 tarihinde alınan bilirkişi raporunda da görüleceği üzere alacağın hesaplaması yapılmış ve alacağın varlığına dair rapor hazırlandığını, alacağın kaynağı İpotek sözleşmesi olup müvekkili tarafından bu alacağın temlik alındığını, bu sözleşmede raporda da tespit edildiği üzere %40 temerrüt faizi konusunda anlaşıldığını, müvekkili tarafından temlik alınan ve bu tarihe kadar müvekkiline ödenmeyen meblağın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dilediklerini, mahkeme dosyasında “itirazın iptali” olarak açmış oldukları davalarını HMK 180 ve devamı maddeleri gereğince tamamen ıslah ettiklerini ve davalarını “alacak” davasına dönüştürdüklerinin, HMK 180 md gereğince tamamen ıslah taleplerinin kabulünü arz ve talep ettiklerinden bahisle dava dilekçelerinin HMK Md. 180 gereğince tamamen ıslahı ile itirazın iptali olan davalarının alacak davası olarak kabulüne, 59.311.257,83 TL’nin temerrüt tarihi olan 20.12.2019’dan itibaren işleyecek %40 temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ———ortağı olduğunu, şirketin daha önceki ortaklarının arasında müvekkili ——–dışında ——- da şirket ortağı olduğunu,—— şirketten —- tarihinde ayrıldığını, 06.10.2010 tarihinde ——- ile dava dışı ———— imzaladığını, müvekkili ———- imzalanan sözleşmenin altına, kefalet limiti ve kefalet geçerlilik tarihi olmaksızın banka yetkililerince kefil başlığı altında imzasının alındığını, dolayısıyla müvekkili ———- dava konusu teminat mektuplarının ödenmesinden dolayı sorumluluğu ve borcunun bulunmadığını, davacıların iddiasına göre, ——- tarafında————- dayanarak dava dışı ————- bölümünde ———– projesi için, işveren ——- firmasına, ———- numaralı, bir kısm——–olmak üzere toplam ——— numaralı, bir kısmı ————- tutarlarında iki adet teminat mektubunun verildiğini, dava dışı ———- edinilen bilgilere göre, iş devam ederken ————- tarihinde, müvekkilinin ortağı olduğu —— teminat mektubunun süresinin 31.12.2020 tarihine kadar 12 ay süreyle uzatılması için talepte bulunduğunu, bunun üzerine dava dışı ——-tarafından,——– talebinin bankaya mail ile iletildiğini, ————- yetkilileri ile teminat mektubunun uzatılması konusunda mailleşme ve görüşmeler devam ederken, söz konusu 2 adet teminat mektubunun tazmin edildiğini ve teminat mektubu bedellerinin, dava dışı ————- ve müvekkilinin bilgisi dışında————ödendiğini, ———— firmasının, teminat mektubunun uzatılması yönünde müvekkilinin ortağı olduğu firmaya talepte bulunmasına rağmen teminat mektubunun henüz süresi dolmadan, ne sebeple, kimin talebi ile bozdurulduğunun anlaşılamadığını, teminat mektuplarının paraya çevrilmesi için dava dışı —— firmasının bankadan talepte bulunmasının zorunlu olduğunu, ayrıca teminat mektubununtazmin şartının da yerine gelmemiş olduğunu, ———– teminat mektubunu tazmin ettiğinden müvekkilinin sonradan haberinin olduğunu, bu sefer bankanın, ———– yevmiye numarası ile müvekkilinin ortağı olduğu———– borçlu olarak, kefalet sorumluluğu şartları usulüne uygun olmadığı halde ve haksız olarak müvekkili ————-, müteselsil kefil sıfatıyla, ——– kredilerden ve diğer —– borçlardan kaynaklanan toplam 45.432.395,92 TL’nin nakden ödenmesi,———- kredilerden kaynaklanan —– paranın bankaya aynı döviz cinsinden depo edilmesi, 5941 sayılı Çek Kanunu’na tabi —– adet iade edilmemiş, karşılıksız yazılmış çek sebebi ile şimdilik toplam 8.670 TL’nin nakden depo edilmesi veya çek yapraklarının bankaya iade edilmesi” hususlarında ihtarın gönderildiğini, akabinde ———- tarafından bu kez———-yevmiye numaralı ihtarname ile, “önceki gönderilen ————- yevmiye numaralı ihtarnamesinin (a) maddesinde yer verilen 8.486.089,38 TL tutarın sehven yazıldığı, tutarın ———-olduğu” hususunda ihtarın gönderildiğini, daha sonra ise ——- tarihinde, —————esas sayılı dosyası ile müvekkili ———– ile dava dışı;————- aleyhine icra takibi başlatılıp, adı geçenlere Örnek 7 ödeme emrigönderildiğini, ödeme emrinde dayanak olarak da genel kredi sözleşmesi, ihtarnameler ve eki hesap özetinin gösterildiğini, icra dairesini verdikleri dilekçeleri ile, müvekkili ——- tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca, ———- tarafından hem borca hem de yetkiye, ———- tarafından da borca itiraz edildiğini, bir süre sonra, davacı vekili tarafından, temlik edenin; ———— temlik alanın; ———- temlik tutarının; 49.645.600 TL, konusunun; ———- tarafında———- lehine tesis edilen ve kullandırılan kredilerden kaynaklanan, ———– yevmiye numaralı ———- yevmiye numaralı ihtarnameleri ile ————— icra takip dosyasına konu Banka alacağının tamamının faiz ve ferileriyle, dosyada temerrüt faiz oranından işleyecek faiziyle ve bu alacağın teminatını teşkil eden bedelli limit ipotekleri ile birlikte, alacağın tahsilini tekeffül etmemek kayıt ve şartıyla ——— sayılı dosyasının temlik edilmesi” olduğu —————- yevmiye numaralı temliknamesinin icra dosyasına sunulduğunu, akabinde borçluların yetki itirazlarının kabul edilerek, ———–ve müvekkili —– yönünden dosyanın tefrik edilerek, dosyanın ———– İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, icra dosyasının ———–yönünden icra dosyasında devam etmekte iken, yetki itirazı sonucu dosyanın——— esasına kaydının yapıldığını ve davacı tarafından bu kez, ——— esas numarasından ödeme emrinin sadece müvekkili ——– gönderilmesinin talep edildiğini, diğer borçlu ——– ise ödeme emrinin gönderilmediğini, müvekkili tarafından ödeme emrine itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davacı tarafın, sadece müvekkiline yönelik arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, anlaşmama neticesinde huzurdaki davayı ikame ettiğini, ancak açılan bu davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, söz konusu temliknamenin icra dosyasına ibraz edilmiş ise de temlik alan tarafından müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin, yetki itirazından sonra, ————- dosyasından kendisine ödeme emri gönderildiğinde alacağın temlikinden haberdar olduğunu,———— sayılı dosyasında, ödeme emrinde asıl alacak miktarının 45.432.395,92 TL, toplam alacak miktarının 59.311.257,83 TL olarak gösterilmiş ise de, temliknamede temlik edilen tutarın 49.645.600 TL olarak belirtildiğini, temliknamede belirtilen temlik tutarı ile icra takibinde belirtilen miktarların farklılık arz etmekte olduğunu, itiraz sonucu açılan davaya dayanak icra takibindeki miktarlarında temliknamedeki miktarlar ile farklılık göstermekte olduğunu, temliknamede belirtilen tutarın icra takibindeki asıl alacak miktarından fazla, toplam alacaktan ise az olduğunu, temlik alanın icra takibinde belirtilen miktarlar üzerinde icra takibi yapamayacağını, anılan nedenlerle icra takibinin iptalinin gerekmekte olduğunu, davacının takip talebinde talep ettiği 673.720,90 TL meri teminat mektubu adı altındaki talebin de kabul edilemez olduğunu, bu meri teminat mektubu karşılığının bankada dava dışı ——– tarafından tutulmakta olduğunu, böyle bir borcun söz konusu olmadığını, bunun yanında———— dosyanın, ————- dosyaya borçlular tarafından yapılan yetki itirazı üzerine açılan dosya olduğunu, yeni bir icra takibi olmadığını, dolayısıyla —— talep edilmeyen alacak kalemlerinin ———– dosyadan talep edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin temlik eden bankaya ve temlik alana borcunun bulunmadığını, davacının temlik aldığı alacağın varlığını temlik tarihi itibariyle ispatlamakla yükümlü olduğunu, kefalet sözleşmesine dayanılarak müvekkiline müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile icra takibi yapılamayacağını, ————– kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin ve müvekkilinin müteselsil kefil olarak yükümlülük altına girdiğinin kendi el yazısı ile belirtilmediğini, müvekkilinin müşterek müteselsil kefil olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, kefillerin kefalet limitini aşan miktarlardan sorumlu olmadığını, icra takibindeki borca, faize, ferilerine, işlemiş faize, faiz oranına itiraz ettiklerini, ayrıca icra takibine konu diğer alacak kalemlerinin varlığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, gayri nakdi kredilerden kaynaklandığı belirtilen söz konusu taleplerin kefile yöneltilmesinin mümkün olmadığını, gerek——— esas sayılı dosyasında, gerekse ——–sayılı dosyasında, ———tarafı olan ——— borçlu olarak görünmekte olduğunu, gerek temlik eden gerekse temlik alanın dava dışı ——- karsı alacak hakkı olduğu iddiası ile icra takibinde bulunmadan kefile karşı icra takibine geçilmesinin yasalara aykırılık teşkil etmekte olduğunu, ayrıca huzurdaki davaya konu icra takibine ait ödeme emrinde takibin dayanağının belirtilmediğini, müvekkili ——- hakkında, ——— sayılı dosyasından, ——– tarihinde üç aylık geçici mühlet kararının alındığını, —— tarihinde geçici mühletin iki ay süreyle uzatılmasına karar verildiğini, ——- tarihinde konkordato bir yıllık kesin süresinin verildiğini, ——- tarihli duruşma ara kararı ile 7101 sayılı Kanun ile değişik İcra ve İflas Kanunu’nun 289. maddesi gereğince kesin mühletin ——- tarihinden itibaren iki ay uzatılmasına karar verildiğini, yine ——— yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen durma süresinin uzatılmasına dair kararın 1. maddesi hükümlerine göre —— tarihine kadar uzatıldığını, —— tarihinde, müvekkili——firmasının davasının reddine karar verildiğini ve kararın istinaf edildiğini, ——— kararı ile yerel mahkeme kararının kaldırıldığını ve kesin mühletin üç ay süreyle uzatılmasına karar verildiğini, 01.01.2021 tarihinde tekrar davanın reddine karar verildiğini, kararın taraflarınca istinaf edildiğini, dosyanın İstinaf Mahkemesi’nde olduğunu, —— sayılı yetkisiz icra müdürlüğü dosyasından banka tarafından icra takibine ——- tarihinde başlandığını, bu tarihte hem müvekkili ——– borçlusu ——konkordato içerisinde olduğunu, bunlarla birlikte, takip konusu borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, —–alacağı temlik alan ——-, borçlu olarak gösterilerden —– — olduğunu, temlik alanın, icra takibinin alacaklısı konumuna geçtikten sonra, borçlu konumunda olan babası ——- ödeme emri dahi göndermediğini, sadece müvekkiline ödeme emri gönderdiğini, arabuluculuk başvurusunda bulunurken —— yönünden başvuruda bulunmadığını ve davayı ikame ederken ——- karşı dava ikame etmediğini, teminat mektubunun uzatılması yönünde banka ile görüşmeler devam ederken teminat mektubunun bozdurulmasının ve sonrasında sadece müvekkilinin üzerine gidilmeye çalışılmasının, söz konusu icra takibi ve huzurdaki davada temlik alan ile diğer borçlu —– arasında muvazaa olduğunun ispatı olduğunu, diğer borçlu——– hakkında itirazın iptali davası açılıp açılmadığı da bilinmediğinden, davacının icra takibindeki taleplerini tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapmadığını savunarak, davanın ——ihbarına, zamanaşımı itirazlarının kabulüne, yetki ve görev itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli ——gönderilmesine, ——- sayılı icra takibinin iptaline, davanın öncelikle usul yönünden, aksi halde esastan reddine, davacının —– icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine —— aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——- tarihli raporu ile; Takdiri ve hukuki değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere; —–davacı —— davalı müteselsil kefil ——,—– takip tarihi itibariyle, dava dışı —– lehine verilen, —
numaralı, tazmin olmuş harici ——–mektuplarından kaynaklanmış, —– asıl alacak, 12.569.629,54 TL temerrüt faizi ve 628.481,48 TL——- olmak üzere; toplam 58.630.506,94 TL alacağının olduğu, Banka’nın, “takip tarihi itibariyle” toplam alacağını,——- tarafından, ——sayılı dosyasından 03.09.2020 tarihinde başlatılan takipte, ——- lehine verilen, — harici garantiden kaynaklanan —— iade edilmemiş/karşılıksız yazılmış çek yapraklarından kaynaklanan — Banka riskinin, nezdinde nakden depo edilmesinin talep edildiğini, ——-yevmiye numaralı temliknamesi ile bu gayri nakdi alacağın davacı ——-temlik edilmediğini, Banka’nın henüz gerçekleşmemiş, gayri nakdi riskini temlik etmesinin görülmüş ve duyulmuş bir uygulama olmadığı ve işin doğasına da aykırı olduğunu, Ayrıca, —— numaralı harici—— kaynaklanan ——- riskinin, temlikname tarihinden çok önce, —– tarihinde,——- tarafından, ——- numaralı hesaba yatırılarak bloke edildiğini, yani ——– tutarındaki harici ——mektubundan kaynaklanan banka riskinin davacı tarafından alacaklı bankaya depo edilmediğini, davacının temlik bedeli olarak yatırdığı miktar ile —— tazmin olmuş, dava konusu harici ———mektubu bedellerinin ödendiğini,—— iade edilmemiş/karşılıksız yazılmış çek yapraklarından kaynaklanan 7.030 TL Banka riski ile ilgili olarak, —–numaralı çeklerin basım tarihlerinin 11.08.2016 tarihi olduğunu, —— “çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer” hükmü gereğince söz konusu çeklerin —— risk kayıtlarından tasfiye edildiğini, ———– numaralı çeklerin ise, karşılıksız yazıldığını, ancak bugüne kadar hamilleri tarafından ———bedelinin ödenmesi yönünden bir başvurunun olmadığını,—— riskinin devam ettiği ve bu riske ait banka nezdinde bir teminatın da bulunmadığını, ——- arasında düzenlenen ve davalı —— kefil olarak imzaladığı ————- Maddesinde, “Müşteri lehine verilecek teminat mektupları ve/veya ——herhangi bir belgenin ibrazına gerek olmaksızın muhatabın ilk talebi üzerine ödeneceğine dair hükümler koymaya ve belge ibrazına gerek olmadan, muhatabın ilk tazmin talebi üzerine ödeme yapmaya Bankanın yetkili olduğunu kabul eder.”, “Bankanın verdiği ve/veya vereceği teminat mektuplarının ve/veya kontrgarantilerin, kefaletlerin, diğer garantilerin, muhatapları tarafından yapılacak ilk talep üzerine, gecikmeksizin, protesto keşidesine, hüküm istihsaline, durumu Müşteriye ihbara ve onayını almaya gerek olmaksızın, zararın borç ile olup olmadığına, mevcut olup olmadığına, borcun doğup doğmadığına, teminat mektubu ve/veya kontrgaranti, kefalet, diğer garantiler, kabul ve avallerin tutarının, niçin ve hangi nedenle ve hangi borç için istenildiği hususlarına ve Müşteriyle veya diğer lehtarlar ile muhataplar arasındaki sözleşme hükümleri ve uygulamasıyla bağlı olmaksızın ve Bankanın bunları bilmek zorunluluğu bulunmaksızın, şarta bağlı garantilerde şartın gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmaksızın ve bu konuda herhangi bir belge talep etmeksizin muhatap ile Müşteri arasındaki ve/veya diğer lehtarlarla aralarındaki sözleşmenin feshedilip feshedilmediğine, taahhüdün yerine getirilmesindeki mücbir sebep iddialarına, teminat mektubunun, kontrgarantinin, kefaletin, diğer garantilerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına bakılmaksızın, Müşterinin ve diğer lehtarların muhataba karşı ileri sürebileceği itiraz ve defileri ileri sürmeksizin Bankanın bu ———–dolayısıyla istenilen parayı müşteri ad ve hesabına ödemeye yetkili olduğunu Müşteri beyan edeceğini, Muhatabın tazmin talebinde sebep göstermeksizin sadece mektubun tazmin edilmesini istemesi halinde, Bankanın bu talebi yeterli görmeye ve yukarıdaki şartlar dahilinde ödeme yapmaya yetkilisi olduğunu, tazmin talepleri vadeden önce yapılsa dahi, Banka vadeli teminat mektupları, kontrgaranti ve/veya diğer ———–meblağlarını, vadeyle ilgili olarak teminat mektubu, kontrgaranti ve/veya diğer ————metinlerinde yer alabilecek hükümlere bağlı olmaksızın derhal ödemeye yetkili olduğunu, Ayrıca vadeli —— muhatabının, teminat mektubunun, —— diğer —– vadesinin uzatılmasını, aksi takdirde tazminini talep etmesi halinde, Banka teminat mektubu, —— ve/veya diğer ——- vadesini uzatabileceği gibi, derhal tazmin etmeye de yetkilidir.” hükümleri yer almakta olduğundan; davalının bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığını,——, hesaplanan alacağının imzalanan ——kapsamına uygun olduğu ve Banka kayıtlarının incelenmesi suretiyle tespit edildiği, ——- sayılı ihtarnamesi ile ——- sayılı takip dosyasına konu Banka alacağının tamamı, faiz ve ferileriyle ve icra dosyasındaki temerrüt faiz oranından işleyecek faiziyle birlikte dava —— temlik edildiğinden; davacının temliknamedeki —— üzerinde kalan miktar için icra takibi yapmasının mümkün olduğunı, Temlik Eden ——- ile dava dışı —— arasında düzenlenen ve davalı —— kefil olarak imzaladığı —–. maddesinde “Banka, işbu —— tahtında kullandırdığı kredileri diğer bir Bankaya devir ve/veya krediden doğmuş hak ve alacaklarını üçüncü şahıslara devir ve temlik edebilir.” hükmü yer almakta olup, sözleşmede temlik hakkını kısıtlayıcı birmaddenin olmadığını, davalının, imzaladığı sözleşmelerinin ait oldukları Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen hususları içerdiği ve kefaletlerin geçerli olduğunu, davalı kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girmeyi taahhüt etmiş olduğunu, asıl borçlu —— İfada geciktiğini, kendisine çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını ve ödeme güçsüzlüğü içinde bulunduğundan, alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz ipoteğini paraya çevirmeden doğrudan kefili takip edebileceğini, temlik bedelinin, davacı —– tarafından,—- nezdindeki —— olarak ödendiğini, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinde takibin nedeninin gösterilmemesinin davalı borçluya karşı yapılan icra takibinin geçerliliğini etkileyip etkilemediğini, —– Sayılı dosyasında davalı —— hakkında kesin mühlet kararının verilip verilmediğini, verilmişse davalı hakkında kesin mühlet içinde icra takibi yapılıp yapılamayacağını, yapılamayacaksa kesin mühlet içinde icra takibi yapılıp yapılmadığı hususlarının değerlendirilmesi ve takdirinin mahkememiz uhdesine kaldığını, tahsilde tekerrür olmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100.maddesi gereğince kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, ——- numaralı, tanzim olmuş ——- mektuplarından kaynaklandığını, ——- asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, asıl alacağını tamamen ödendiği tarihe kadar yıllık %40 oranından temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği sonuç ve kanaatine varıldığını, bilcümle hukuki tavsif ve takdir ile davacını icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı ve tarafların yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin değerlendirilmesinin tamamıyla ve münhasıran mahkememize ait olmak üzere yapmış oldukları tespit ve hesaplamalar ile görüşlerini mahkememize sunmuşlardır.
—- Esas sayılı dosyası ile —- sayılı icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
—— Sayılı İcra Dosyası: Davaya konu ——- esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı —– borçlularının —— olduğu, parasıyla tutarı, faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün alacak — iade edilmeyen —- adet çek bereli, —- teminat mektubu nedeniyle —- yıllık —- işlemiş temerrüt aizi —– faizin —— Toplam Alacağın tahsili tarihine kadar %40 faizi masraf ve vekalet ücreti ile tahsili, kısmi ödemelerde BK.100 e göre yapılmasını talep etmişlerdir.
—– Esas sayılı İcra Dosyası: Davaya konu ——- sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklılar —– borçlularının——-, Alacağın veya istenen teminatın —– tutarının, faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak —– iade edilmeyen — adet çek bedeli, —- teminat mektubu nedeniyle, —– işlemiş temerrüt faizi, ——– Alacağın tahsili tarihine kadar %40 faizi masraf ve vekalet ücreti ile tahsili, kısmi ödemelerde BK.100 e göre yapılmasını talep etmişlerdir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, davalının kefil olduğu —— kapsamında tanzim olmuş harici ————-mektuplarından kaynaklanmış borcun ödenmesi sebebiyle alacağın temlik alınarak davalının müteselsil kefaletine istinaden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davalının kefil olduğu —— tarihli olup, bu tarihte Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nu yürürlüktedir. Mülga 818 sayılı BK’nun Şekli başlıklı 484 ncü maddesi “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar ——– hükmünü düzenlemiştir.——- incelendiğinde kefil olan davalı —– imzasının bulunduğu —— sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmediği, bu suretle davalının kefaletinin geçerli olmadığı, geçerli olmayan kefaletten dolayı davalının kefil olduğu —–kapsamında tanzim olmuş harici ———-mektuplarından kaynaklanmış borcun ödenmesi sebebiyle alacağın temlik alınarak davalının müteselsil kefaletine istinaden rücuen tahsili yoluna gidilemeyecektir.
Bundan başka gerek mülga Borçlar Kanunu gerekse Türk Borçlar Kanunu’nunda asıl borçlunun kefile rücusu diye bir düzenleme yoktur. Kefil, borcu tamamen veya kısmen ödemişse, durumu borçluya bildirmek zorundadır. Bu bildirimde bulunmazsa ve ödemeyi bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen borçlu da alacaklıya ifada bulunursa, rücu hakkını kaybeder. Burada rücu hakkını kaybeden kefildir, yoksa asıl borçlu değil.
Bunun yanında, hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur. Davalı kefilin kefaleti dava dışı alacaklı——–nedir. Bir başka deyişle alacaklı bankanın alacağı kalmadığından davalının da kefaleti kalmamıştır.
Davacı taraf üçüncü kişi sıfatıyla ödeme yapıp alacağı temlik almışsa ancak asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip olabilir yoksa davalı kefile değil, çünkü asıl borç ödenmekle kefalet kalkar. Tüm bu sebepler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafın davalı taraf kefile rücu hakkının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, geçersizde olsa davalı tarafça imzalanan bir kefalet sözleşmesi bulunduğundan davacı tarafın takipte kötü niyetli sayılamayacağı anlaşıldığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanuna göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 716.331,72 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 716.151,82‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 831.112,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-HMK’nin 333. maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/202