Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/735 E. 2022/322 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/735
KARAR NO : 2022/322

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin——- plaka nolu —-vasıtasıyla aldığını, kredi sözleşmesi imzası aşamasında— teminatlı —- poliçesi ile satışın gerçekleştirileceği miras bırakana bildiriliğini, kredinin onaylandığını, kredinin imzalanmasından bir süre sonra miras bırakana akciğer kanseri teşhisi konduğunu, bunun kredi sözleşmesinden sonra ortaya çıktığını, miras bırakanın tüm iyi niyetiyle krediyi ödemeye devam ettiğini, miras bırakanın vefatından sonra müvekkili …—- krediyi ödemeye devam ettiğini ve kredinin tamamını ödediğini, miras bırakanın hastalığının kredi sözleşmesinden sonra aniden ortaya çıkması nedeniyle davalı sigorta şirketinin tazminat talebinde bulunduğunu, davalı şirket poliçe öncesine dayanan mevcut rahatsızlığın bulunması nedeniyle reddettiğini, diğer davalılar —- haricindeki mirasçıların mevcut krediden haberi olmadığını, krediye bağlı kredi koruma teminatlı— poliçesini daha sonra öğrendiklerini iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçede — poliçeye ilişkin talep hakkının —- olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen —– davacı murisi———- maluliyet risklerine karşı poliçede belirlenen azami teminat limitleri dahilinde — altına alındığını, müteveffanın yakınlarının müvekkili şirkete başvurarak —vefat etmiş olması nedeniyle —- kredi borcunun mezkur poliçeler kapsamında karşılanması talebine bulunduklarını, yapılan incelemede sigortalının —- olduğunun tespit edildiğini, sigortalının poliçe başlangıcından önce akciğer kanseri tanısı konulduğu anlaşıldığından dolayı vefat teminat talebinin red edildiğini, sigortalının poliçe öncesinde dayandığı ve poliçe akdedilirken bu hususları beyan etmediği, mevcut hastalık öyküsüne rağmen bunları beyandan kaçındığını, sigortalının poliçe tanzimi sırasında doldurulan beyan doğrultusunda “mevcut durumda bir hastalığınız veya — beklediğiniz veya devam eden bir tedaviniz var mı?” sorusuna hayır cevabını verdiğini, poliçe özel ve genel şartlarına göre sigorta ettiren veya sigortalının bilgileri kasıtlı bir şekilde yanlış noksan veya gerçeğe aykırı yahut gizlediği tazminat talepleri teminat kapsamı dışında olduğunu, TTK 1436.maddesine sigortalının sağlığı konusuna sorular yer alabileceği ve listede yer almayan sorular nedeni ile sigortalıya yükümlülük getirilemeyeceğinin belirtildiğini savunarak; davanın dava şartı ve husumet yokluğu nedeni ile usulden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, “—- teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacıların murisi—– Taşıt kredisi kullandığı, davalı sigorta şirketi nezdinde —– düzenlendiği, murisin vefatı üzerine davacıların teminatın ödenmesini talep ettikleri, teminatın ödenmemesi üzerine eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır.
—- yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87.maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra — girmiştir. Dava tarihi—. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari—–hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden — arasında kurulan,— sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacıların miras bırakanı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen kredili —- kaynaklanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1.maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir. Aynı yasanın 114/1-c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Davada ileri sürülen diğer dava şartları HMK’nun 114/1-c fıkrasından sonra sıralanmıştır.. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığının tespitin halinde, davanın HMK 115. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili ——- NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı tarafın yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.