Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/734 Esas
KARAR NO: 2023/1147
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ: 09/11/2021
KARAR TARİHİ: 27/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinden ——-, ——–, …, ——–, ———, kooperatif üyesi … kanuni mirasçıları, diğer davacı ——– ise ——– Esas sayılı üye tespit davasında kooperatifin üyesi olduğu tespit edilen üyesi olduğunu, müvekkillerinin, kooperatif üyesi oldukları halde 09.10.2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına çağrılmadıklarını, kararı görmediklerini ancak duyduklarına göre kooperatif üyesi muris … üyeliği ve kendisine verilen kat irtifakı tapusu ile ilgili olarak alınmış kararların olduğunu duyduklarını, usul ve yasaya aykırı olarak yapılan kooperatif genel kurul toplantısının iptali gerektiğini iddia ederek, müvekkillerine genel kurul çağrısı tebliğ edilmeden yapılan 09.10.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının iptalini, toplantıda alınan kararların hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, bahsi geçen ——– Esas sayılı davasının kesinleşmediğini, bu nedenle davacıların hiç birinin davalı kooperatif üyesi olmadıklarını, bu nedenle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, muris … vefat ettiğinde mirasçılarının kooperatife yasal bildirimde bulunmadıkları gibi temsilci seçip kooperatife iletmediklerini, sonrasında da üyelik aidatını ödemediklerini, bu nedenle davacıların üyelik haklarını kaybettiklerini, davacıların önceki hiçbir genel kurula katılmadıklarını, hiçbir zaman üyelik aidatlarını ödemediklerini, bunun sonucunda davacıların yasal prosedür gereğince kooperatif üyeliğinden ihraç edildiklerini, davanın süresi içinde açılmadığını, muris … mirasçılarına, aidat ödenmemesinden dolayı üyelikten çıkartılma kararlarının noter vasıtasıyla tebliğ edildiğini, davacıların süresi içerisinde bu karara itiraz etmediklerini, … mirasçılarının bu davayı birlikte açmak zorunda olduklarını, ——– mirasçısı——- bu davaya davacı olarak dahil edilmediğini, bu usuli eksikliğin de tamamlanması gerektiğini, davanın esası ile ilgili olarak da, genel kuruldaki tüm kararların usulüne uygun olarak oy birliğiyle alındığını, davacıların genel kurula katılmış olmaları halinde de genel kurul kararlarında değişiklik olmayacağını, alınan kararlardan hiçbirinin oy birliğini gerektirmediğini, bu nedenle davacıların işbu davayı açmakta menfaatlerinin bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle davacıların işbu davayı açmakta aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddini, davacılardan … mirasçılarından ——– mirasçısı ——— dahil edilmeden iş bu davanın dinlenemeyeceğinden usul yününden bu eksiklik sebebi ile davanın reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN TEFRİKİ: Davacılar ———, …, ———, ———, ——— ve ——— tarafından davalı … aleyhine Mahkememizin ———- Esas sayılı dosyası üzerinden Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) istemli olarak dava açılmıştır. Mahkememizin ——— Esas sayılı dava dosyasının 13.04.2022 tarihli duruşmasına yalnızca davacı … adına vekaletname sunan ——— katıldığı, diğer davacı asiller veya vekillerinin duruşmaya katılmadığı gibi herhangi bir mazeret de bildirmedikleri, bu nedenle ilgili duruşmanın 1 nolu ara kararı ile; “Davacılar ——– vekili duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde duruşmaya gelmediği gibi yazılı bir mazeret de bildirmediğinden HMK’nın 150. Maddesi uyarınca bu davacılar açısından DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASINA, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenileme dilekçesi ile yenilenmediği taktirde HMK’nın 150/5. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılacağının ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağının ihtarına, bu davacılardan——— ile diğer davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı hususuna dikkat edilmesine,” karar verildiği, aradan 3 aylık süre geçmesine rağmen davacılar ——–, tarafından davanın yenilenmediği, bu defa Mahkememiz 19.07.2022 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı ile; “Davacılar ——— açtığı davanın HMK’nin 322/1.maddesi yollamasıyla HMK’nin 150/5.maddesi uyarınca 13.07.2022 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek üzere ayrılmasına ve yeni esasa kaydedilerek dosya üzerinden bu davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,” karar verilerek dosyanın davacılar ——— yönünden tefrik olunarak Mahkememiz ——— esas sırasına kaydolunduğu ve davanın davacılar ——— yönünden 13.07.2022 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Asli müdahale talebinde bulunan … vekilinin 19/07/2022 tarihli dilekçesi ile, asli müdahale talebinde bulunan … kooperatif üyesi olan ——— devir suretiyle ve kooperatif üyesi ———– devir yolu ile kooperatif üyesi olması sebebiyle asli müdahale talebinin kabulünü, davalı kooperatifin 09.10.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantasına çağrılmaması ve asıl davada ileri sürülen diğer sebeblerle kooperatif genel kurul toplantısının iptalini, toplantıda alınan genel kurul kararlarının hükümsüz olduğunun tespitini talep etmiştir.Mahkememiz 01/02/2023 tarihli duruşma tutanağında “bir davada taraf olanın asli müdahale talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından asli müdahale talebinde bulunan … asli müdahale talebinin reddine” karar verilmiştir. Mahkememiz 01/02/2023 tarihli duruşma tutanağının 1 nolu “Dosyanın kooperatif uzmanı bilirkişiye tevdi ile davalı kooperatif kayıtları ve dosya üzerinde inceleme yapmak üzere muris … mirasçılarının 09/10/2021 tarihli kooperatif genel kuruluna katılma haklarının bulunup bulunmadığı ve usulüne uygun çağrı kuralının gerçekleşip gerçekleşmediği, yine davacı ——— 09/10/2021 tarihli kooperatif genel kuruluna katılma haklarının bulunup bulunmadığı ve usulüne uygun çağrı kuralının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için dosya kapsamı ve davalı kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına” ara kararı uyarınca dosya bilirkişi ——— tevdi edilmiştir.Bilirkişi ——– tarafından 21/10/2023 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda özetle, “Davacıların murisi olan … davalı kooperatifin üyesi olduğu tartışmasız olup, ancak murisin ölümünden sonra davalı kooperatif tarafından ölen ortağın yasal mirasçılarının ve adreslerinin ayrı ayrı belirlenip, yasal mirasçıların ana sözleşmenin 16. maddesi uyarınca aralarından temsilci tayin edip bildirmeleri ve ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda davalı kooperatif tarafından uyarılmaları gerekeceği, mevcut dosya kapsamında bu koşulun davalı kooperatif tarafından yerine getirildiğinin belge ile tevsik edilmediği, ———– E sayılı dosyadan verilen mahkeme hükmü gereğince üyelik devrinin kabulü ile kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilen ——— yönünden henüz kesinleşmiş bir üyeli mevcut olmadığının tespit edilmiş olması karşısında davalı kooperatifin 09.10.2021 tarihinde yapılan 2019-2020 hesap yılı genel kurul toplantısına çağrılmamasının 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine aykırı bulunmadığı, ancak davalı kooperatifin yargılamaya konu üyelik tespitlerinde yargılama sonucunu bekleyerek İşlem yapmasının TM 2 maddede yer alan iyi niyet prensibine göre uygun düşeceği, davalı kooperatifin 07.04.2019 tarihinde yapılan 2018 hesap yılı genel kurulunda kooperatife kayıtlı ortak sayısının 105 olduğu, anılan bu genel kurulun 9 nolu kararı ile, tasfiye aidat borçlarını ödemeyen veya kendilerine tahsis edilen daireleri üçüncü şahsa devir ettikleri tespit edilen ve kooperatif yönetimi ile irtibata geçmeyen, adres Bildiriminde bulunmayan, noter kanalıyla yazımıza cevap vermeyerek tasfiyenin geciktirilmesine yönelik tutum ve üyelik vecibelerini yerine getirmeyen; …, ——— ve——— isimli üyelerin üyelikten çıkarılmaları hususunda gerekli işlemlerin yapılmasına dair karar alındığı, şahsi nitelik taşıyan bu genel kurul kararının kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak muris … yasal mirasçılarına noter eliyle tebliğ edildiği, ihracın onayına ilişkin 07.04.2019 tarihinde yapılan 2018 hesap yılı genel kurulunun 9 nolu kararının ——— 17.01.2020 tarihinde kendisine , … mirasçısı ———- 22.01.2020 tarihinde kendisine, … 17.01.2020 tarihinde kendisine, ——– 20.01.2020 tarihinde muhtara, … mirasçısı olan ——— mirasçısı ——— — 17.01.2020 tarihinde kendisine tebliğ edildiği, 1163 sayılı kanunun 16 mad hükmü gereğince tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşeceğinden davacı yanca 07.04.2019 tarihli genel kurulun her bir davacıya tebliğ edildiği tarihten sonra 3 ay içinde bu genel kurulda alınan 9 nolu ihraç kararına karşı iptal davasının açıldığı tevsik edilmediğinden muris … mirasçıları bulunan davacıların ihraç kararlarının kesinleşmiş bulunduğunun değerlendirildiği, her bir davacıya tebliğ günü esas alınarak en son 2020 yılı Nisan ayı itibariyle 3 aylık hak dü ürede itiraz edilmeyerek ihraç kararı kesinleşen davacılar ———-, … ve mirasçıları, … ve ——— davalı kooperatifin bir sonraki dönem olan davaya konu 09.10.2021 tarihinde yapılan 2019 -2020 hesap yılı genel kurul toplantısına çağrılmamalarının 1163 sayılı kanun ana sözleşme hükümlerine aykırı olmadığından , bu genel kurula katılma haklarının da bulunmadığı” sonucuna varılmıştır.
DAVANIN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, davalı kooperatifin 09.10.2021 tarihli genel kurul toplantısının iptali, alanın kararların hükümsüzlüğünün tespiti istemlerine ilişkindir.
Davacı, davalı kooperatifin 09.10.2021 tarihli genel kurul toplantı çağrısının usule uygun olmadığı gerekçesiyle toplantının iptali ile alınan kararların hükümsüz olduğunun tespitini talep etmektedir. Davacı, davalı kooperatif üyesi muris … mirasçısı olması sebebiyle davalı kooperatif ortağı olup işbu davayı açma hakkı bulunmaktadır. İlk açılan davada bulunan diğer davacılar davayı usulüne uygun asaleten veya vekaleten takip etmediklerinden onlar yönünden dosya tefrik edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Davacı …asli müdahale talebinde bulunduğu ancak bir davada taraf olanın asli müdahale talebinde bulunamayacağından mahkememizce talebin reddedildiği görülmüştür. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Ortağın ölümü ve ortaklığın devri başlıklı 14 ncü maddesi “Ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Anasözleşmede gösterilecek şartlarla ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir. Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.”, Kararların bozulması ve şartlar başlıklı 53 ncü maddesi “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. 1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri; 2. Yönetim Kurulu; 3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri; Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur. Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür. Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir. Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.” ve F) Anonim şirket hükümlerine atıf başlıklı 98 nci maddesi “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükmünü düzenlemiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun İptal davası açabilecek kişiler başlıklı 446 ncı maddesi “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü düzenlemiştir. Davalı kooperatifin ortağı … öldükten sonra Kooperatifler Kanunu’nun 14 ncü maddesi ile anasözleşmenin 16 ncı maddesi uyarınca ortağın mirasçılarına usulüne uygun uyarıyı yapmadığı, iptali talep edilen genel kurul hazirun listesinde gösterilmedikleri ve kendilerine genel kurul çağrısı yapılmadığı, davalı kooperatife kayıtlı toplam 102 ortağın bulunduğu, genel kurul toplantısında 51 ortağın temsil olunduğu, kararların oy birliğiyle alındığı, davacı yönünden çağrının usulsüz olduğu ancak TTK 446 (1) b) maddesi gereği davacının olumsuz oyunun genel kurul kararlarının alınmasında etkili olamayacağı anlaşıldığından genel kurul toplantısında alınan kararların iptali yoluna gidilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 59,30 TL harç ve 26/07/2022 tarihinde yatırılan 80,70 TL harç olmak üzere toplam 140 TL harçtan mahsubu ile bakiye 129,85 TL harcın davacı taraftan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 3.117,45 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan avansların resen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2023