Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/73 E. 2023/257 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/73 Esas
KARAR NO: 2023/257
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 03/02/2021
KARAR TARİHİ: 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı —– firmasının müvekkili —– ile imzaladığı——istinaden kullanmış olduğu kredi borçlarını zamanında ödemediği için hesapların banka kanalıyla kat edildiğini, anılan krediyi —— müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, müteselsil kefillerin yönetim kurulu üyesi olmaları nedeniyle temsile yetkili kişiler olduklarını, anılan kredi borçları ödenmeyince, borçlulara —— yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ihtarname uyarınca da borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmayınca davalı/borçlular hakkında ——- dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlu-davalılar tarafından borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, anılan itiraz dilekçesi üzerine yasal zorunluluk nedeniyle —– başvurulduğunu,—- dosyasından düzenlenen 29.01.2021 tarihli tutanak ile anlaşamama tutanağı düzenlendiğini ve işbu davanın açıldığını, icra takibi başlatılmadan önce davalılar hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu,—– sayılı dosyasından verilen kararla ihtiyati haciz talebinin sadece davalı/kredi borçlusu —— açısından kabul edildiğini, müteselsil kefiller açısından ise hesap kat ihtarnamesinin tebliğ şerhi olmadığı gerekçesiyle ret edildiğini, İİK madde 257. düzenlemesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir…” denildiğini, yasal düzenleme ve yüksek yargı kararları doğrultusunda alacağın vadesinin gelmiş olması ve rehinle temin edilmemiş olması ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olduğunu, yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, müvekkili bankanın kayıtları üzerinde, bankacılık işlerinden ve hukukundan anlayan bir bilirkişi veya bilirkişi heyetince yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile davalarının haklılığının ortaya çıkacağını, icra takiplerine devam ederek alacaklarının tahsilini temin için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu beyanla; öncelikle, davalılardan —– hakkında ——sayılı dosyası üzerinden infaz edilmek üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulü ile——– sayılı dosyasından başlatılan takip ve ferileri yönünden vaki itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı ——- tarihli cevap dilekçesinde, davalının, davacıya borcu olmadığını, kredi sözleşmesindeki borcun muaccel olmadığını, kefaletin geçerli olmadığını, sözleşmedeki yazı ve imzanın davalıya ait olmadığını, sözleşmede eş rızası bulunmadığından kefaletin geçerli olmadığını, hesap kat ihtarnamesinin davalıya tebliğ edilmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar——- tarihli cevap dilekçesinde, hesap kat ihtarnamesinin usulünce yapılmadığını ve bu nedenle alacağın muaccel olmadığını, önce asıl borçlu —– hesabın kat edilerek ihtarname gönderilmesi, bu ihtarın sonuçsuz kalması halinde davalı kefillere ihtarname gönderilmesi gerektiğini, bu nedenlerle alacağın muaccel olmadığını, kefaletin hukuken geçersiz olduğunu, davacının sunduğu belgelerin kefalet sözleşmesi şekil şartlarını taşımadığını, kefilerin ne kadar süreyle sorumlu olduğunun sözleşmeye yazılmadığını, borç miktarının fahiş hesaplandığını, faiz ve diğer feri alacakların hatalı hesaplandığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun ödenmemesi sebebiyle tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra dosyası: Davaya konu —- sayılı dosyasının incelenmesinde; —- Vekili tarafından —– aleyhine —- masraf olmak üzere toplam—- tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlular —– tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu —- vekilinin — tarihli dilekçesi, —- tarihli dilekçesi, —— tarihli iki adet dilekçeler ile itiraz etmeleri üzerinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı —- imza ve yazı inkarında bulunduğundan ——- imza ve yazı incelemesi yaptırılmıştır.
—— nolu raporunda özetle; “inceleme konusu sözleşmede —-adına atılı basit tersimli imzalar ile —— mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel —- eli ürünü olduğu, —– huzur yazılarının bu kez de —— yazılmış olması ve şahsa ait yeterli sayıda samimi yazı içeren mukayese belge olmaması nedeniyle yazı hususunda sağlıklı değerlendirme yapılamadığı” sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından sunulan —– tarihli raporda özetle; “davacı —ile davalı —– arasında, diğer davalılar; —– müteselsil kefaleti dle, —- fimitli ——– Kapsamında —– akdedildiği, imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca davalı şirkete kredilerin kullandırıldığı,—– kayıtlarına göre, davalı ——- ortağı ve yönetim kurulu üyesi, yöneticisi olan davalı müteselsil kefillerin imzaladığı kefalet sözleşmesinin, ait olduğu Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen hususları içerdiği ve kefaletlerinin geçerli olduğu, davalı kefillerin müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girmeyi taahhüt etmiş olduğu, asıl borçlu ——- ifada gecikmiş, kendisine çekilen ihtar sonuçsuz kalmış ve açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunduğundan, alacaklı bankanın asıl borçluyu takip etmeden doğrudan kefili takip edebileceği ya da birlikte takip edebileceği, ayrıca müteselsil kefile ihtar çekilmesinin de şart olmadığı, müteselsil kefile ihtar çekilmesinin, kefilin takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir husus olduğu, temerrüt faizi için hesap kat ihtarının kefile tebliğinin şart olduğu, asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin sözleşmeye hüküm konulmuş olması halinde; asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, kefilin, asıl borçlunun asıl borcu ile kendi temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumlu olduğu, ancak kendi limiti doldu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın kendi sorumluluğunun başlayacağı, kefil takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olduğu, davalı ——-sözleşmelerdeki imzaya ve el yazısına itirazının olduğu, alınan —– tarihli —- göre, söz konusu imzaların —– eli ürünü olduğunun kuvvetle muhtemel olduğu, ancak —- yazılarının kaçınma gayreti ile yazılmış olması ve yeterli sayıda samimi yazı içeren mukayese belge olmaması nedenleriyle yazı hususunda sağlıklı bir değerlendirmenin yapılamadığı, davalı —–, sözleşmelerde imzasının olup olmamasına göre iki ayrı ihtimale göre hesap yapılmasına gerek olmadığı, sözleşmelerde imzasının olmaması halinde; raporumda hesaplanan borç tutarından sorumlu tutulamayacağı, davacımın dava dilekçesindeki iddiaları ile icra takibindeki talepleri ve davalıların cevap dilekçesindeki savunmaları ile icra takibine itirazlarının hukuken değerlendirilmesi ve takdirinin —— uhdesinde olduğu, Mahkemece davanın kabulü halinde, davacı —– takip tarihi itibariyle, —- kullandırılan — numaralı—— numaralı —- kaynaklanmış, davalı – asıl borçlu —–davalı – müteselsil kefiller; —–temerrüt faizi, —– ihtarname noter masrafi olmak üzere toplam —- alacağının olduğu, davalı – müteselsil kefil —- ihtarname noter masrafı olmak üzere toplam —- alacağının olduğu, davacının icra ödeme emrinde yazılı alacak talebinin ise, —– ihtarname noter masrafı olmak üzere toplam —– olduğu, davacının, faiz ve —- olmadığı ve talebi ile bağlı olduğu, davacının tarafımca hesaplanan alacağının, davacı —-borçlular arasında imzalanan —— kapsamına uygun olduğu ve sözleşmenin —- maddesi gereğince —- yerinde incelenmesi suretiyle tespit edildiği, davalı —- kefaleti sebebiyle, ——bendine göre, “temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür” ve yine aynı maddenin——- bendine göre, “temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında—– aktarılır.” düzenlemeleri mevcut olduğundan, hesaplamalarda, kredi borcuna mahsup edilmemesinin gerekmekte olduğu, tahsilde tekerrür olmamak ve —–gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmek kaydıyla, takip tarihinden, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, davalılar; ——–oranında ve davacı tarafından ticari kredili mevduat hesapları için uygulanan kredi faiz oranına göre değişen oranlarda işleyecek gecikme faiz oranlarından temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle takibin devam edeceği” sonucuna varılmıştır.
Dava açıldıktan sonra davalı—– öldüğü, en yakın mirasçıların tamamı tarafından mirası reddedildiğinden terekenin resmi tasfiyesini yapan sulh hukuk mahkemesince tasfiye memuru olarak atanan —— tebligat çıkartılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı —–Şubesi ile davalı —- Şubesi ile davalı —– arasında, davalı —- davalı—– müteselsil kefaleti ile, —- limitli —– tarihli —–akdedildiği, davacı —–ile davalı —— arasında imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca, davalı—– tarihinde, —- tutarında, —– kredi ile ——- numaralı spot kredisi kullandırıldığı, davalı şirket tarafından kullandırılan kredilere ait taksitlerin ya da dönem borcunun (ödeme planında) belirtilen son ödeme günlerine kadar ödenmemesi sebebiyle davalı şirketin hesabı davacı bankanın —— tarihinde hesabın kat edildiği ve noter ihtarnamesiyle bakiye borcun ödenmesi talep edildiği ancak davalı şirket tarafından ve kefiller tarafından borcun ödenmediği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar sonucu takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalılar —–alacağının 953.173,57 TL asıl alacak, 6.953,93 TL akdi faiz, 347,70 TL —– 2.731,70 TL masraf olmak üzere toplam 963.206,90 TL olduğu, davalı —– olan alacağının ise 953.173,57 TL asıl alacak, 3.247,14 TL akdi faiz, 162,36 TL —–2.731,70 TL masraf olmak üzere toplam 959.314,77 TL olduğu, davacı tarafın akdi faiz ve —– talep etmediği, talebiyle bağlı olduğu, asıl alacağa yıllık %37,52 oranında ve değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devam edeceği, davalı/kefil—– imza inkarında bulunmuş ise de —– raporunda da belirtildiği üzere imzanın davalı/kefil —– elinin ürünü olduğunun tespit edildiği yine davalı/kefil —– yazı inkarında bulunduğu, —— raporunun bu konudaki görüşünün davanın huzur yazılarının bu kez de ——- yazılmış olması ve şahsa ait yeterli sayıda samimi yazı içeren mukayese belge olmaması nedeniyle yazı hususunda sağlıklı değerlendirme yapılamadığının bildirildiği, davalı/kefil —–asıl borçlu olan diğer davalı——- ortağı ve ——-vekili olduğu, bu suretle davalı şirkete tahsis edilen krediyi bilfiil kullandığı, yönetici olan davalı/kefil——- kefaleti olmadan bankadan kredi kullanılamayacağını bilmesi, imzanın davalıya ait çıkması ve inceleme için kaçınma suretiyle örnek yazı vermesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı——kefalet yazısını eliyle yazdığı ve kefalet sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile takibin devamına, davalılarca ödeme yapılmadığı halde likit ve bilinebilir borca haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜ K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
—— sayılı dosyasında davalıların yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin AYNEN DEVAMINA,
Asıl alacak 953.173,57 TL’nin %20’si olan 190.634,71 TL icra inkar tazminatının davalılar ——— terekesinden alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Harçlar kanununa göre alınması gerekli 65.297,88 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 11.544,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 53.752,93‬ TL harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 11.544,95 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 4.240,7‬0 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı —— tarafından sarf edilen 150,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı lehine takdir olunan 123.149,58 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı
22/03/2023