Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/724 E. 2023/216 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/724 Esas
KARAR NO: 2023/216
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ: 09/03/2023

——– sayılı görevsizlik kararı ile mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin karne sahibi emekli gümrük müfettişi olduğunu, borçlusu —-sahibi olduğu—– imzası ile yapmak üzere borçlu ile —– ücret karşılığı anlaştığını, gümrük müşavirliği şirketinin kurulabilmek için gümrük müşavirinin şirkete ortak olması zorunlu bulunduğunu, davacı ile davalı müvekkiline ödenecek — ücret karşılığı anlaşarak müvekkili ile birlikte——- kurduklarını, davalının da gümrük müşavir yardımcısı olduğunu, şirketteki pay oranları davalının——, müvekkilinin ise 1 pay şeklinde olduğunu, davalının müvekkiline hiç bir ücretini ödemediğini ve sonunda şahsi taahhüdü ile borcunu ödemeyi taahhüt ettiğini, borçlunun davacıya ödeme yapmadığından icra takibine konu şahsi borç ödeme taahhüdünü hazırladığını, imzaladığını ve davacıya verdiğini, aslının davacı müvekkilinde olduğunu, davalının hiçbir ödemede bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyet gösterdiğini ve iki yıla yakın süre içinde hiçbir işlem yapmadığını, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını iddia ederek; davanın kabulünü, itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilini ağır zarara uğrattığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını——- şirketi için ——sicilinin temiz olması gerektiğini, sicili bozuk olan gümrük müşavirleri çalıştırılamayacağını, müvekkilinin gümrük müşaviri olan davacıyla yapmış olduğu sözlü anlaşma sonucu davacı sicilinin temiz olduğunu söylediğini, şirket kurulup çalışmaya başlandıktan sonra beyannameler kırmızı hatta düşmeye başladığını, müvekkilinin her defasında bu durumu davacıya sorduğunu, davacı her defasında ısrarla kendi sicilinin temiz olduğunu söyleyerek sicilinin bozuk olduğunu müvekkilinden gizlediğini, davacı kendi sicilini düzelttiğini ve başka bir firmayla anlaştıktan sonra müvekkiline ayrılmak istediğini söylediğini, şirketten ayrıldıktan sonrada müvekkilinden para istediğini, müvekkili davacı ayrıldıktan sonra banka yoluyla davacının—– ödeme yaptığını, ancak davacının—— derneği senelik aidat ücretinin bir taksitini müvekkilinin ödediğini savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE : ——- müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce aldırılan tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“I-Davalının ortağı olduğu şirkette hakim hisseye sahip olduğu, ——- kapsamında —— sahip olan 3. Gerçek kişileri sembolik hisse ile ortak yaparak ——– yararlanarak dava dışı şirket adına iş takibi yaptırdığı davacı ile de aynı kapsamda çalıştığı dolayısı ile davacının tüm Mesaisini dava dışı şirkette harcadığı, her ne kadar davacıya ücret ödenmesi yönünde bir karar olmamasına rağmen ücrete hak kazandığı, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
II-Davacının alacak talebinin —–olduğu 6100 sayılı HMK 200. Maddesine göre alacağını senetle ispat etmesi gerektiği, davalının alacağa konu belgeyi kabul ettiğine dair bir beyanının olmadığı, belge suretinin delil niteliğinin nihai hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
III-Davacının alacağına dayanak olarak gösterdiği —- olarak adlandırdığı 26.500 TL tutarlı belgenin Sayın Mahkemece kabulü halinde Dava dışı—–hesabından davacı adına—– tutarlı ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin davacının talebinden mahsup edilmesinin —– takdirinde olduğu, mahsubu yönünde karar verilmesi halinde davacının alacağının 25.500,00 TL olacağı,
IV-Dava dosyası içeriğinde mevcut olan —–ve davacı ile yapılan —–arası gerçekleşen karşılıklı yazışmalarda davacının yaptığı gümrük işlerinde imzaladığı tüm beyannamelerin kırmızı hatta düştüğü, kırmızı hat kriterlerinin uygulanması gerek ihracatçı ve gerekse ithalatçıya ek mali külfetler getirdiği, zaman kaybına sebebiyet verdiği dolayısı ile dava dışı ——– müşteri kaybına sebep olabileceği, şirket imajın sarsabileceği, davacı şirketin gelir kaybına nedenle olabileceği, dolayısı ile davacının durumunu bilerek dava dışı şirketteki faaliyetine devam ettiği, bu durumda yaptığı işlerin eksik ve kusurlu ifa olarak kabul edilebileceği bu durumda davacının ücret hak edip etmeyeceğinin nihai hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
V- —— tarihleri arası sahip olduğu belge ile Dava dışı ——yapmış olduğu gümrük işlerinden dolayı kırmızı hatta düşen ithalat ve ihracat işlemlerinin hangileri olduğu, hakkında kısıtlama disiplin cezası olup olmadığı varsa hangi tarihler arası olduğu, disiplin cezasının ne zaman kaldırıldığının ilgili kurumlardan sorulmasının nihai hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava taraflar arasındaki tarihsiz şahsi taahhüt belgesine dayalı——- hizmetinden kaynaklanan ücret alacağının tahsiline ilişkin başlatılan——-sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Anılan belge aşağıdaki şekildedir:
Anılan belgenin aslı davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş, davalı vekili belge altındaki imzayı inkar etmemekle birlikte “senedi kabul etmiyoruz” şeklinde beyan bulunmuş, mahkememizce davalı vekiline —— tarihli celsede “Davalı vekilinin takip ve dava konusu senet hakkındaki “senedi kabul etmiyoruz” beyanını açıklaması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde yargılamaya mevcut durum itibariyle devam edilip son verilebileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı)” şeklinde ihtarda bulunulmuş, davalı vekilince bu hususta herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Senet, bir kimsenin vücuda getirdiği ve kendi aleyhinde delil teşkil eden yazılı belgedir. Senet yazılı bir belgede açıklanan irade beyanıdır. Senet aleyhine delil teşkil eden kişinin imzasını taşır. Senet, hukuken kesin deliller arasındadır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki tarihsiz şahsi taahhüt belgesine dayalı —- hizmetinden kaynaklanan ücret alacağının tahsiline ilişkin başlatılan—- sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davanın davacının dava dışı——– arasındaki ilişkiden değil, tarafların birbirleri arasındaki şahsi ilişkiden (tarihsiz şahsi taahhüt belgesine dayalı gümrük müşavirliği hizmetinden kaynaklanan ücret alacağından) kaynaklandığı, belirtildiği gibi davacının tarafların —– çalıştığı dönemde hak ettiğini iddia ettiği ücret alacağını talep ettiği ve bu alacağın davalı tarafından şahsen taahhüt edildiğini ileri sürdüğü, mahkememizce değerlendirmenin bu kapsamda yapılması gerektiği, öncelikle taraflar arasında davacının davalı ile —— birlikte çalıştığı ve davacının müşavirlik hizmeti verdiği hususunda çekişme bulunmadığı, bu sebeple davacının ücrete hak kazanacak hizmeti gerçekleştirdiğinin kabulünün gerektiği, yukarıda ortaya konulan belgenin yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında senet niteliğinde olduğu, zira öncelikle yukarıda açıklandığı gibi davalının senedi kabul etmediğine dair beyanının açık olmadığı ve imza inkarı niteliğinde de olmadığı, mahkememizce verilen kesin süreye rağmen herhangi bir açıklamada da bulunulmadığı, bu sebeple belge altındaki imzanın ikrar edildiği, yine belgede —– yönünden anlaşılabilir bir cümle bulunmasa da, belgenin tümü incelendiğinde davalının belgeyi borçlu sıfatıyla, davacının ise alacaklı sıfatıyla imzaladığı, yine paranın yatırılacağı—– belirtildiği ve yatırılacak paranın belli bir miktarda ve belli bir düzen içinde ilerlemesi nedeniyle ücret alacağına ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği, bu sebeple davacının—– vermiş olduğu müşavirlik hizmetine ilişkin ücret alacağının anılan senette yer aldığı gibi olduğunun ve bu borcun senet ile davalı tarafından şahsen borçlanıldığının kabulünün gerektiği, senette ücret alacağının —–ayları arasında olacak şekilde dökümünün yapıldığı, —– alacağının ücret alacağına ilişkin olmadığı, belirtildiği gibi davacının talebinin yalnızca ücret alacağına ilişkin olduğu, her ne kadar davalı tarafça davacının sicili sebebiyle gümrük mallarının kırmızı hatta düştüğü ileri sürülmüş ise de, bunun davacının verdiği hizmetin ayıplı ve özen yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olduğu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalının buna ilişkin——- herhangi bir karşı talebinin bulunmaması nedeniyle, davalının anılan senet ile borçlandığı edimi yerine getirmekle yükümlü olduğu, alacağın likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında kısmen haksız çıkmış olması nedenleriyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun —— sayılı takibine yaptığı itirazın —— yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Kabul edilen alacağın (25.500,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 5.100,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (25.500,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.741,90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 320,06 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.421,84 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 382,26 TL dava açma masrafı ve 1.550,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.932,26 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (25.500,00/26.500,00) göre 1.859,34 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 8,50 TL vekalet harcı ve 179,00 TL posta masrafından ibaret 187,50 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (1.000,00/26.500,00) göre 7,07 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (25.500,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (1.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (25.500,00/26.500,00) göre 1.270,18 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 49,82 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile———–Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/03/2023