Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/706 E. 2021/827 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/706
KARAR NO : 2021/827

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı şirket üzerinde —- olması nedeniyle TTK md. 437 hükmü gereğince davalı şirketin —– tablolarını, şirket ————- raporunu, denetleme raporlarını ve yönetim kuruluna kâr dağıtım önerisini inceleme hakkına haiz olduğunu, davacının—– Sayılı dosyası ile davalı şirket —– tarih ve ——numaralı kararının iptali için açtığı davada yönetim kurulu kararının şirket sermayesinin azaltıcı, pay sahiplerinin maddi haklarını zarara uğratıcı ve şirketin mali yapısına zarar verici nitelikte bulunduğu ve TTK md. 391/1-b hükmüne aykırı olduğunun tespit edildiğini ve yönetim kurulu kararının uygulanmasının dava sonuna kadar teminat yatırılmaksızın durdurulmasına, sonuç olarak da yönetim kurulu kararının iptaline karar verildiğini, kararının ——onandığını, davalı şirket için— yılına kadar olan defter ve kayıtlarının uzman bilirkişi marifetiyle incelenmesi hususunda 15.01.2020 tarihinde — dosyası ile tespit davası açıldığını, Mahkemenin 17.3.2021 tarih ve —- sayılı ilamı ile “davanın kısmen kabulü ile davalı şirket nezdinde sadece —-dönemi için uzman bilirkişi ile incelemesine” karar verildiğini, talep edilen—— dönemlerine ilişkin inceleme taleplerinin kabul görmediğini, —–Karar sayılı, 17.03.2021 tarihli ilamı uyarınca davalı şirket nezdinde —- ilişkin hesap ve kayıtların Uzman Bilirkişi / Mali Müşavir —— tarafından yerinde incelenerek 13.07.2021 tarihli rapor hazırlandığını, raporda davalı şirketin incelenen ——- kadar olan hesap ve kayıtlarında farklılıklar tespit edildiğini ancak, her ne kadar—– sayılı kararının atıfta bulunduğu —— sayılı dosyasında verilen kararda; davacıya, davalı şirkete ait hesap ve kayıtların incelenme hakkı verilmişse de yine davalı şirket nezdinde bu kararın gereğinin yerine getirilmediğini ve müvekkili tarafından çekilen ihtarlara rağmen mahkeme tarafından tahsis edilen bu hakkın kullanımının engellendiğini, müvekkili tarafından hukuki her yola başvurulmuşsa da,——– davalı şirket tarafından içi boşaltılarak ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğini, ilgili kararı etkisiz hale getirdiğini, anılan —— kararının durdurulup durdurulmadığı, durduruldu ise yönetim kurulu kararında yer alan şirket alacaklarının tahsili bakımından herhangi bir talepte bulunup bulunulmadığı, tahsili bakımından takibe alınıp alınmadığı ve şirket muhasebe kayıtlarının düzeltilip düzeltilmediği hususlarının uzman bir bilirkişi marifeti ile incelenmesi gerektiğini iddia ederek, TTK md. 437 hükmü gereğince ve —– tarihli ilamı doğrultusunda yapılan bilirkişi incelemesi uyarınca davalı şirkete ait defter ve kayıtlarının — olan defter ve kayıtları üzerinde taraflarına yerinde inceleme yetkisi verilerek tayin edilecek alanında uzman bir bilirkişi marifeti ile davalı şirket merkezinde inceleme yapılmasını, aksi takdirde Mahkeme uhdesinde tutulmak üzere, yine tayin edilecek uzman bir bilirkişi ile defterlerin mahkeme huzurunda incelenmesi ve rapor tanzim edilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının, aynı iddia ve sebeplerle—- dosyasında dava açtığını, davanın kabulü akabinde 13/04/2018 tarihinde inceleme yaptığını, daha sonra —– dosyasında aynı yılın defter ve kayıtları için talepte bulunmuş, bu kez aynı taleplerle ilgili davanın reddine, ——- için kabul kararı verildiğini, davacının 28.6.2021 tarihinde inceleme hakkını kullandığını, bu nedenle talebin kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının TTK’nin 437. Maddesine uygun talepte bulunmadığını, makul süre içinde dava açmadığını, davacının—–yılları için olağan —– toplantısı yaptığını, davacının bu genel kurulla ilgili inceleme talebinde bulunmadığını, bu genel kurulun öncesinde veya sonrasında yazılı somut bir talepte bulunmadığından dava açma hakkının olmadığını, zamanaşımına uğradığını, davacının —— esas sayılı dosyasında aldığı izin gereği 13.4.2018 tarihinde mali müşavir ———— tarihli incelemeye başlama tutanağı ile bu durumun sabit olmadığını, ancak kayıt ve belgelerden fotokopi alma istekleri kabul edilmeyince yapılan şikayetler üzerine inceleme hakkının tekrar kullandırıldığını, bu şekilde—— inceleme yaptıklarını, davacının, davalıyı taciz etme nedeninin kurucusu ve münferit temsil ve ilzama yetkilisi —- her bir——–maddi ve manevi hakkı bulunan—– elde etmek istemesi ve bu amaçla markayı diğer hissedar ve yönetim ——- bilgisi dışında münferit imza yetkisine istinaden gizlice kızı —– devretmesi sonrası çıkan ihtilaf olduğunu, bu ihtilaf dolayısıyla davalı şirket ——karşı “bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmalarına engel olduğu, ticari defter ve kayıtlara ulaşamadıkları” iddiaları—- disiplin kovuşturulmasına yer olmadığına kararı ile,—- yapılan itirazın ise redle sonuçlandığını,—- Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun ise dinlenen tanık beyanları ve deliller değerlendirilerek —–sayılı işlemiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmesiyle sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle, inceleme istenen defterlerin davacı tarafından daha önce incelenmiş olması sebebiyle haksız ve mesnetsiz açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davanın tespiti, davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olup olmadığına ilişkin inceleme, değerlendirme, hukuki nedenler ve sonuç: Dava, anonim şirketten bilgi alma ve inceleme hakkı istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı TTK’nin 437/1-5. maddeleridir.
Davacı, dava dilekçesinin 3.sayfasında belirtildiği üzere davalı şirkete ait incelenmesi eksik kalan 2013-2014 dönemlerini kapsayan hesap ve kayıtlarının uzman bir bilirkişi marifetiyle incelenmesini talep etmektedir.
Bu hususta —- kabul kararı verildiğini, ancak davalının bu hakkın kullanımını engellediğini, bu kez —– dosyasında talepte bulunulduğunu, bu talebin de daha önce bu taleple ilgili karar verildiğinden reddine karar verildiğini beyan etmiştir.
—— dosyasının incelenmesinde, davacı —- tarihinde TTK’nin 437/5. Maddesi uyarınca davalı —– kayıtlarının karşılaştırılmalı olarak incelenmesi, farklılılıkların gerekçelerinin tespiti için inceleme izni talep edildiği, Mahkemenin ——- karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne ve davacının talep ettiği hususlarda TTK’nin 437,5. Maddesi uyarınca izin verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
—- karar sayılı ilâmının incelenmesinde, —- döneminin—– menfaat yokluğu nedeniyle reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında; davacı şirketin, davalı şirketin ——– nispetinde pay sahibi olduğu, davacı tarafından açılan——- esas sayılı dosyasında, davacı —–kayıtlarının incelenmesine ilişkin istemin kabulüne karar verildiği, davacının —–esas sayılı dosyasında davacının 2013-2019 yılları için inceleme izni istediği, —– davalı şirketin davalı şirket ortağı olarak talep ettiği, ——– dönemi ile sınırlı olmak üzere 6102 Sayılı TTK’nın 437/5. Maddesi gereğince, davalı şirket merkezinde davacı ve konusunda uzman mali müşavir bilirkişilerce incelenmesine, davalı şirketçe izin verilmesine, davacının — döneminin —- dosyasında verilen karar kapsamında incelendiği anlaşılmakla hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine karar verdiği hususlarında çekişme bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yani, davacı, davalının, davacı tarafından açılan—– dosyasında, davacı—– kayıtlarının incelenmesine ilişkin istemin kabulüne karar verildiği halde bu kararın gereğinin yerine getirilmemesi ve 2013-2014 yıllarına ilişkin aynı taleple açılan —- esas sayılı dosyasında açılan davada mahkemenin hukuki yanılgıya düşerek davayı reddetmesi nedeniyle Mahkememizden davalı —– ilişkin hesap ve kayıtlarının uygulanabilecek şekilde bilirkişi aracılığıyla incelettirilmesini talep etmektedir.
Hukukumuzda maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen kurallara HMK’nin 303’üncü maddesinde yer verilmiştir. Maddi anlamda kesin hüküm ya da maddi anlamda kesinlik, yargısal kararlara kanun tarafından tanınan gerçeklik niteliğidir. Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, her iki davanın dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Buna göre, davacı vekilinin—–Esas sayılı dosyasında, davamıza konu davalı şirketin —- ilişkin hesap ve kayıtlarının uzman bilirkişi tarafından incelenmesini talep etmiştir. —-, gerekse —– sayılı dosyasında, gerekse Mahkememizin işbu dosyasındaki her üç davanın tarafları, her üç davanın dava sebepleri ve talep sonuçları Mahkememizdeki dava yönünden aynıdır. Davacı, diğer iki davada Mahkememizdeki davadaki talebi ile birlikte fazladan başka dönemlere ilişkin de talepte bulunulmuştur. Ancak Mahkememizde açılan davada adı geçen mahkeme dosyalarına konu davalardan farklı bir talep bulunmamaktadır.
—– dosyasında 26.10.2016 tarihinde kesin olarak karar verilmiştir.
———— tarihinde kesin olarak karar verilmiştir.
HMK’nin 114/1-i maddesi uyarınca davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması dava şartıdır.
HMK’nin 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Kesin hükümle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Kesin hükümle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Tüm bu nedenlerle, aynı davacının, aynı davalıya karşı aynı konuda daha önce açtığı iki davanın da işbu dava açılmadan önce kesin hükme bağlanmış olduğu anlaşılmakla; dava şartı noksanlığı bulunması nedeni ile HMK’nin 114/1-i ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması ve bu nedenle dava şartı noksanlığı bulunması nedeniyle HMK’nin 114/1-i ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–7/2.maddesi uyarınca 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, TTK’nin 437/5-son cümle maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla açıklandı