Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/701 E. 2022/980 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/701 Esas
KARAR NO : 2022/980

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 25/10/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —müvekkili —— imzaladığını ve krediler kullandığını, diğer davalılar; —- müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını ve kredi borcundan aynı derecede sorumlu hale geldiklerini, taraflar arasında imzalanan —-Sözleşmesi’ne istinaden davalı takip borçlularının müvekkili bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle borçlu bulunduklarını, ancak davalıların borcunu hiç veya gereği gibi ödemediğinden, kredi hesapları kat edilerek kredi borcunun ödenmesi talebiyle,— numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek, müvekkili banka alacağının ödenmesi, aksi halde haklarında yasal işlem başlatılacağının tebliğ edildiğini ve borçluların temerrüde düşürüldüğünü, davalı borçluların ihtarnameyi tebliğ almasına rağmen borcu ödememiş oldukları için, haklarında —-sayılı dosyasıyla icra takibinin başlatıldığını, davalı takip borçluları;—-nakdi ve ; davalı takip borçlusu—–alacak ile birlikte ————-bedellerinden kaynaklanan toplam ——- nakdi borçtan sorumlu olduğunu, müvekkili bankanın alacağının likit olduğunu, davalı borçlular vekili tarafından icra dairesinin yetkisine, ödeme emrine, borca, ferilere ve imzaya itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davalıların icra takibine itirazı üzerine —— başvurulduğunu, ancak davalı borçlular ile anlaşmanın sağlanamadığını, davalıların, icra takibine itirazının yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz olduğunu, borçlarını ödediklerine dair herhangi bir yazılı delil de sunmadıklarını, müvekkili banka ile davalılar arasında ———– ilgili maddeleri uyarınca müvekkili banka kayıtlarının kesin delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davalı borçluların borca, faize, faiz oranına ve ferilerine itirazlarının takibi sürüncemede bırakmaya dönük ve kötü niyetli olduğunu, davalı borçlular ile imzalanan —Sözleşmesi’nde temerrüt faiz oranının, müvekkili bankaca kredilere uygulanan akdi faiz oranının iki katı olarak belirlendiğini, bu kapsamda talep edilen faiz ve faiz oranlarının imzalanan sözleşmeye uygun olduğunu, bu kapsamda yapılan itirazın yerinde olmadığını beyan ederek, davalıların —. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, asıl alacak tutarlarına her bir kredi için takip talebinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faiz ve temerrüt faizi işletilmesine ve asıl alacak tutarları ile birlikte tahsillerine, davalı—. yönünden ——- müvekkili ——- gayri nakdi alacağı hakkında depo kararı verilmesine, davalı borçlular aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından başlatılan icra takibi ile müvekkillerinden —- söz konusu borçtan müteselsil sorumlu bulunmuş olduğunu, kefalet sözleşmesinin kanunda belirtilen şekil şartlarını sağlamaması halinde hukuken geçersiz hale geleceğini, mevcut ve geçerli asıl borcun bulunması, bu borcun açıkça belirlenmesi, eşin rızasının alınması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın belirlenmesi, kefilin müteselsil olma iradesini, kefalet tarihi unsurlarını taşıyarak —- sözleşmede yer almasının gerektiğini, aksi takdirde kefalet sözleşmesinin geçerliliğini kaybedeceğini ve kefil sıfatıyla sözleşmede adı bulunan kişinin sorumluluğunun bulunmayacağını, kefil olan müvekkilleri——– sözleşmesinde, müteselsil kefilim veya asıl borçlu ile birlikte müteselsil olarak—– ibarelerin geçmemekte olduğunu, sadece müteselsil kefalet ibaresinin yer almakta olduğunu, bu beyanın açıkça müvekkillerinin müteselsil kefil olduğunu göstermemekte olduğunu, müteselsil kefaletin kefalet sözleşmesinde herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde, —— bir şekilde ifade edilmesinin gerekmekte olduğunu, somut olayda böyle bir açıklığın yer almadığını, bu sebeple müvekkilleri —- kefil olmayıp ——-olduğunu, bu durumda önce asıl borçluya karşı takip yapılması ve daha sonra tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda müvekkillerine karşı takip yapılması gerekirken, asıl borçlu ile birlikte kefillere de aynı zamanda takip başlatılmasının Türk Borçlar Kanunu’na aykırı olduğunu, kefalet sözleşmesi kapsamı dışında ————– kefillerin sorumlu bulunmadığını,——–sorumluluğunun belirlenmiş olmasının gerektiğini,— Sözleşmesi için kefalet sözleşmesi imzalayan kefilin, asıl borçlunun —— kredi sözleşmelerine de kefil olduğunun kabulünün ve icra takibinde diğer kredi sözleşmelerine ait borçlardan sorumlu tutulmasının ve kefilin sözleşme kapsamında kabul ettiği sorumluluk dışında, asıl borçlunun aynı sözleşmeden yahut başka sözleşmelerden kaynaklı borçlarında da aynı şekilde müteselsil sorumlu olacağının kabulünün hatalı olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın takip tarihine kadar ve takipten sonraki temerrüt faizi ile akdi faiz oranını fahiş miktarda talep ettiğini savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ve ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VEÇGEREKÇE
Dava —- Sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı —— esas sayılı icra dosyasından yapılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar ve kötü niyet tazminat talebine ilişkindir,
Davada taraf teşkili sağlanmıştır. Dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
İcra Takibi: Borcun ödenmemesi üzerine, davacı —— tarafından, davalı – asıl borçlu—-ile davalı —-tarihinde, “fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100 maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmek kaydıyla,—- alacağın, asıl borçlu ve ————– temerrütlerinin hukuki sonuçlarından sorumlu olmak kaydıyla, takip tarihinden tamamen tahsiline kadar,——— numaralı—–yıllık % 34,80 oranlarından işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin % 5 gider vergileri, avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte, sözleşmelerdeki —– gereğince tahsili, asıl borçlu şirket uhdesinde bulunan 13 adet çek yaprağı ——- kaynaklanmış —- — bedelinin şube nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta — edilmesi, bahsi geçen —- lehtarınca tazmin edilmesi halinde, tazmin edildiği tarihten, tahsiline kadar yıllık % 44,80 oranından işleyecek temerrüt faizi, faizin % 5 gider vergisi ile avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte tahsili, talebiyle” — için ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir
Dosya dava konusuna ilişkin rapor düzenlenmesi için bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan —— tarihli raporda özetle;
Davacı —–. arasında, diğer davalılar; —-tarihinde; —- Sözleşmelerinin akdedildiği ve imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca davalı —-kullandırıldığı,
Davalı —- ortakları olan davalı —- imzaladığı kefalet sözleşmelerinin ait oldukları Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen hususları içerdiği ve kefaletlerinin geçerli olduğu,
Davalı kefillerin müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girmeyi taahhüt etmiş olduğu, ———— çekilen ihtar sonuçsuz kalmış ve ödeme güçsüzlüğü içinde bulunduğundan, alacaklının asıl borçluyu takip etmeden doğrudan kefilleri takip edebileceği ya da birlikte takip edebileceği,
Davacı —————–. sayılı,—— takip tarihi itibariyle,
1-Davalı – asıl borçlu —– davalı – müteselsil kefiller; —–
a) ——– numaralı taksitli ticari krediden kaynaklanmış, —-akdi faiz ve ———– akdi faizin % 5 gider vergisi olmak üzere; toplam —- alacağının olduğu,
b) — numaralı taksitli——- kaynaklanmış, ——- faizin % 5 gider vergisi ve 462,45 TL ihtarname noter masrafı olmak üzere; toplam ———– alacağının olduğu,
– Davacının,—– taksitli ticari kredi ve —numaralı taksitli ticari krediden kaynaklanmış, —-akdi faiz, 905 TL akdi faizin % 5 gider vergisi ve 462,45 TL ihtarname noter masrafı olmak üzere; toplam ——— olduğu,
2- Davalı – asıl borçlu ———-
c) Taraflar arasında —— Sözleşmesi’nin, “Teminatla İlgili Hükümler” başlıklı 3. maddesi ve “Çek Sorumluluk Bedeli Kredisi” başlıklı 5.20. maddesi ——- nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesi [depo edilmesi] talebinde bulunabileceği,
Davacının tarafımca hesaplanan——- davalılar arasında imzalanan — Sözleşmelerinin kapsamına uygun olduğu ve Banka kayıtlarının incelenmesi suretiyle tespit edildiği,
Tahsilde tekerrür olmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmek kaydıyla,
1-Davalı; ———— için;
a)—– numaralı taksitli ticari krediden kaynaklanmış — asıl alacak tutarına yıllık % 30 oranından,
b)—– numaralı taksitli ticari krediden kaynaklanmış — asıl alacak tutarına yıllık % 34,80 oranından,
2-Davalı;—
c)Çek yaprağı ——— nezdinde—— edilmesinden önce, çek hamillerince tazmin edilmesi halinde, Bankaca ödenen garanti bedeli tutarına ilaveten; —–bedelinin tazmin edildiği tarihten, tahsiline kadar yıllık % 34,80 oranından,
Temerrüt faizi hesaplanmak [işletilmek] suretiyle; takibin —- devam edeceği, sonuç ve kanaatine varıldığı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ——- diğer davalılar;—- tarihinde;——– akdedildiği ve imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca davalı şirkete krediler kullandırıldığı, Davalı —- ortakları olan davalı müteselsil kefillerin, imzaladığı kefalet sözleşmelerinin ait oldukları Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen hususları içerdiği ve kefaletlerinin geçerli olduğu, Davalı kefillerin müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girmeyi taahhüt etmiş olduğu, asıl borçlu—ifada gecikmiş, kendisine çekilen ihtar sonuçsuz kalmış ve ödeme güçsüzlüğü içinde bulunduğundan, alacaklının asıl borçluyu takip etmeden doğrudan kefilleri takip edebileceği ya da birlikte takip edebileceği, anlaşılmakla bilirkişi tarafından tespit edilen değerler üzerinden davanın kabulüne, davalılarca likit ve bilinebilir borca ödeme yapılmadığı halde haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatının da ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
Davalılar tarafından —Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasından yapılan takibe itirazın iptali ile takibin
1—– numaralı ——- kaynaklanan —————– olmak üzere toplam — üzerinden DEVAMINA,
2—-numaralı taksitli ticari krediden kaynaklanan—- ihtarname masrafı olmak üzere toplam 8.994,68 TL üzerinden DEVAMINA,
3-Tahsilde tekerrür olmamak ve TBK’nın 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemeler Öncelikle faiz ve masraflar mahsup edilmek kaydıyla İcra takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar,
A)— numaralı ticari krediden kaynaklanan — asıl alacağa yıllık %30 oranında,
B)—- numaralı ticari krediden kaynaklanan—–asıl alacağa yıllık %34,80 oranında temerrüt faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3—– bedelinden—— nakdi alacağın davacı bankada açılacak faiz getirmeyen hesapta davalı tarafça depo edilmesine,
4-Asıl alacak toplamı —–%20’si icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli — harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan —– mahsubu ile arta kalan —– harcın davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan —–harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan — yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davacı vekili lehine—- göre hesaplanan —— vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile— arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.