Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2023/171 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/683 Esas
KARAR NO: 2023/171
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ: 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı —-, davacı — annesi olduğunu, gebelik takibinin dava dışı——tarafından yapıldığını, —– tarihlerinde geçerli olmak üzere davalı ——Şirketi tarafından düzenlendiğini, sigortalı doktorun, gebelik takibinde davacı anneyi down sendromunu tespit eden testler, doğruluk oranları, alternatif tespit seçenekleri ve bunların reddedilmesi halinde başta down sendromu olmak üzere ortaya çıkacak riskler konusunda usulünce aydınlatmayarak küçük —– down sendromlu olarak doğmasına sebebiyet verdiğini, oysa down sendromunun gebelikte tespiti mümkün olan, tespiti halinde de —- göre gebeliğin sonlandırılmasına izin verilen bir özür olduğunu,—- ise down sendromunu teşhise yönelik imkanlar konusunda hastayı aydınlatmayan doktorun sorumlu olacağını kabul ettiğini, —– ilke kararları gereği anomaliyi tespit imkanları konusunda aydınlatma yapılmamasının hekimin sorumluluğunu gerektirdiğini ve aydınlatma konusunda da ispat yükünün davalı sigortacıya ait olduğunu iddia ederek, fazlaya dair talep ve dava hakları mahfuz kalmak kaydıyla; müvekkili küçük —– için 430.000 TL bakıcı ücreti dahil iş göremezlik tazminatı, 40.000 TL manevi tazminat, müvekkili —– için 20.000 TL manevi tazminat, müvekkili ——— için 20.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 510.000 TL tazminatın davalıya başvuru tarihi olan 09.04.2021 tarihinden itibaren avans faizi, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili, 10.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde; —–uyarınca davacının ilk tazminat talep tarihinde hekimin sigortasının hangi şirket nezdinde bulunduğunun tespitini, hekimin olay tarihinde hanhangi bir sigorta şirketinde zorunlu —– bulunup bulunmadığının tespitini talep ettiklerini, davanın sigortalı hekime ihbarını talep ettiklerini, davacının başka doktorlara da muayene olmuş olabileceğini, bu nedenle davacı annenin en az 12 aylık MEDULA kayıtlarını——istenmesini, sigortalı doktorun bilgilendirme yükümlülüğünün kendi yapacağı görevle sınırlı olduğunu, kadın doğum hekiminin artmış risk halinde amniyosentez onam veya ret formu alma gibi bir yetkisi olmadığını, bu görev ve yetkinin perinatologlara ait olduğunu, dava konusu olayda hekimin kusurunun bulunmadığını, down sendromunun genetik bir bozukluk olduğunu ve doktorun eylemiyle hastalık arasında illiyet bağı bulunmadığını, biri Perinatoloji uzmanı öğretim görevlisi, biri tıbbi genetik uzmanı öğretim görevlisi, biri—- bir hekimden oluşacak heyetten rapor alınmasını talep ettiklerini, sonuç olarak davanın reddini talep etmiştir.
Davacı ve küçük——- ait tedavi evrakı toplanmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Bilirkişiler ———- tarafından sunulan 09/11/2022 tarihli raporda özetle; davacı annenin gebelik sırasında 19 yaşında olduğu, yani doktorlara göre risksiz kategoride olduğu, dosya kapsamında, davacı gebeye yalnız ikili test ve dörtlü test yapıldığı, sonucunda risksiz bölgede olduğunun görüldüğü, ikili test, ——– ve ileri düzey fetal ultrasonografi taramasına gebenin gelmediği, daha doğrusu taramaya katılmadığının dosya ve eklerinden anlaşıldığını, davacı gebeyi takip eden ve tedavisini üstlenen dava dışı doktorların, diğer kadın doğum uzmanı hekimlerin yaptığı gibi, (yani rutinde), tarama testleri hakkında bilgi verilir, gebeden bu testleri yaptırması istenir ve gerekli merkezlere sevki yapılır, sonuçta tüm tarama testleri laboratuar ortamında, kan alınarak, ultrasonografiye girerek yapılır, yani burada inisiyatif kullanan, yapılacak işleri onaylayanın anne olduğunu, bu durumun kayıt altına alınması, yani aydınlatılmış onamın yazıya dökülmesi ve gebe tarafından imzalanarak, muayene yapan doktorun bu onamı saklaması (günlük rutinde), hastane ortamında aksamalardan dolayı tam yapılamadığını, sonuçta bir dava durumunda, risk faktörü taşıyan 35-40 yaş aralığındaki bir gebenin, takip sırasında tarama testlerinin yaptırmaması, yada testlerin yapılması için gerekli özeni göstermemesi, hasta sadakat programına uymaması sonucunda ortaya çıkacak durumun, gebeliğin takibini yapan doktora yüklenmesinin etik olmadığının bir gerçek olduğunu, gebenin, anomalili bir bebek doğurması sonrasında, olayın renginin değiştiğini, davalı doktorun, gereken tüm özeni göstermesine, hastası olan davacı gebeye tüm aydınlatmaları yapmasına karşın, imzalı yazılı bir onamın ortaya konmaması sonucu, gereken özeni göstermemiş duruma düştüğünü, bir gebenin hastanenin kapısından girmesi ile, bu gebe ile ilgili tüm süreçlerin, o gün takibini yapan uzman hekime yüklenmesinin etik olmadığını, —— tarihli ve oy çokluğu ile verdiği kesin kararında özetle: —— aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde hastanın aydınlatılması sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususu hekim ve zorunlu sorumluluk sigortacısı tarafından her türlü delille ispatlanabilir, Kadın doğum uzmanları aleyhine down sendromu nedeniyle açılan malpraktis davalarında, ——- verdiği karar ile tartışmalara son noktayı koyduğunu, ısrarla her platformlarda dile getirdikleri gibi; “Türk hukukunda aydınlatmanın yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme olmadığı, hastanın sözlü ya da yazılı şekilde aydınlatılabileceği” hususlarının kararda belirtildiğini, ayrıca kararda; “aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğinin her türlü delille ispatlanabileceği, protokol defterleri hekimler açısından ispat aracı olarak kullanabileceği” nin de belirtilerek, gebelik takibi yapan kadın doğum uzmanları için kabus halini alan tartışmalara son verilmiş olduğunu, dava dışı doktor —- tarafından davacı hasta —- doğumunu yaptırdığı süreye kadar geçen zamanda uyguladığı takip ve tedavinin tıp etiği ve deontolojisine uygun olduğunu, dava dışı doktor—-down sendromlu davacı çocuk —— doğumu ile ilgili ihmali ve kusuru olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava, ——– dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Türk hukukunda aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde hastanın aydınlatılması sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususu hekim ve zorunlu sorumluluk sigortacısı tarafından her türlü delille ispatlanabilir. Bu kapsamda aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususu somut olay özelinde hastanın eğitimi, yaşı, kültürel seviyesi ve hekim veya hastane tarafından tutulan kayıtlar serbestçe değerlendirilerek tespit edilmelidir. Bu itibarla somut olayda da davacının gebelik sırasında —- yaşında olduğu, yani risksiz kategoride yer aldığı, davacı gebeye ikili test ve dörtlü test yapıldığı, risksiz bölgede olduğunun görüldüğü, davacı gebenin ———ve ileri düzey ——— taramasına katılmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından sigortalı doktorun çalıştığı —- davacı gebenin —-tarihlerinde muayene olduğu ve bu tarihlerde muhtemel 4-6 haftalık gebeliğinin bulunduğu, bu tarihten sonra ise sigortalı doktor tarafından gebelik takibi yapılmadığı, gebelik takibinin—– tarafından yapıldığı, bu yönüyle sigortalı doktorun muayene tarihlerinde talep edebileceği bir test bulunmadığı, dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde sigortalı doktorun tıbbî kötü uygulamasının bulunmadığı ve kusursuz olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
MADDİ TAZMİNAT DAVASINDA;
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın, davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 1.741,91 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 1.562,01‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından sarf edilen toplam 118,4‬0 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen toplam 6.000,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
MANEVİ TAZMİNAT DAVASINDA;
7-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı ——– ret olunan manevi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava tarihindeki Avukatlık Asgari Ücrat Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı—–ret olunan manevi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı —– ret olunan manevi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava tarihindeki Avukatlık Asgari Ücrat Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——-Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2023