Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/679 E. 2023/206 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/679 Esas
KARAR NO : 2023/206

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile davalı —– imzalanan—- tutarında kredi açıldığını ve kredi kullandırıldığını, diğer davalıların işbu sözleşme uyarınca 2.000.000,00 TL için müteselsil kefil olarak imza attıklarını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle borçlulara—– rağmen ödeme yapılmaması üzerine takibe konu alacak muaccel hale geldiğini, ödenmeyen borcun tahsili amacıyla—- dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından dosya borcuna ve imzaya itiraz edilerek takibin durduğunu, borçlunun, müvekkilinin hiçbir alacağı olmadığını ve imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek mesnetsiz bir iddialarda bulunduğunu, hukuken geçerli bir kredi mevduat hesabı sözleşmesine dayanılarak başlatılan takibin, borçlu tarafından haksız bir şekilde durdurulmasının istenmesinin hukukla bağdaşmadığını, müvekkili banka tarafından hazırlanan hesap kat ihtarnamesinin davalı borçlu taraflara tebliğ olmasına rağmen davalı tarafın işbu kat ihtarına itiraz etmediğini, dolayısıyla ilgili İİK maddesi ve —- kararınca da davalının kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnamelerin ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayıldığını, krediyi kullanan tarafın, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılacağının da açıkça belirtildiğini, müvekkili şirketçe davalılara —- ihtarname çekildiğini, davalı / borçluların herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, dolayısıyla itirazın iptali gerektiğini, nitekim—- olduğu kararlarda da taleplerinin haklılığının açıkça gösterildiğini, davalının, tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesine itiraz etmeyerek içeriğini (borç, imza, vs.) kabul etmiş sayılacağından imzaya itiraz yersiz olduğunu, yine genel kredi sözleşmesindeki davalıya ait imzalar incelendiğinde işbu imzaların davalının eli ürünü olduğunun görüleceğini, imzaya itirazın ise yalnızca dava sürecini uzatmak adına haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını iddia ederek, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz borca ve imzaya itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin, —-eski ortağı olup, ekte sundukları——- nolu ——- diğer davalı …— devrettiğini, bu devir işleminin de ——— Gazetesi ile ilan olunduğunu, her ne kadar, davalı müvekkilinin davaya konu borçtan sorumlu olduğu iddia olunsa da, 13/04/2018 tarihinde şirketin %60 hissesinin diğer davalı ..—— devir alması ve şirketin tek imzaya yetkili müdürü olmasından sonra, davalı şirketin %40 hissedarı olan davalı müvekkilinin, .—- ortak olduğu günden bugüne şirket hakkında menfi müspet hiçbir bilgi alamadığından, TTK’nun 614/1 maddesi uyarınca “Her ortak, müdürlerden şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belli konularda inceleme yapabilir.” bu açık hükme aykırı olarak müvekkilinin bilgi alma ve inceleme taleplerini sürekli reddettiğini, bu sebeple, müvekkilinin ———numaralı ihtarname keşide ederek, şirketin tek imzaya —-, TTK 614/1 Madde kapsamında şirketin işleyişi ile ilgili kendisine bilgi verilmesini, ayrıca şirketin 13/04/2018 tarihinden bu yana faaliyetleri, elde ettiği gelir ve alacakları, giderleri, alacak ve borçları, hesap hareketleri, bilançoları,—- hakkında taraflarına bilgi verilmesini, talep halinde, şirket defter ve kayıtları ve hesapları üzerinde bir uzman eşliğinde inceleme yaptırılması talebinde bulunduğunu ancak diğer davalı tarafından söz konusu bilgi alma ve inceleme talebine herhangi bir cevap dahi verilmediğini, —- numaralı ihtarname ile bilgi alma ve inceleme talebine herhangi bir cevap alamayan müvekkilinin, bu defa —- ihtarname ile hem ——şirketin tek imzaya —–, TTK gereği şirket ortağı olarak bilgi alma ve inceleme yapılması talebinin görüşülmesi gündemli olağanüstü —- talebinde bulunduğunu ancak,—– ihtarnameye de herhangi bir cevap verilmeyip, bilgi alma ve inceleme talepleri sürekli ötelenip, cevapsız bırakıldığından, şirket yönetiminin ve şirket çoğunluk hisse sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı görmezden gelindiğinden, buna dair haklı taleplerini yerine getirmemesi sonucu, şirketin defter ve mizanlarında yanlış bilgilerin ve zarar kaleminin bulunması kuvvetle muhtemel olduğundan, bu nedenle şirketin işleyişinin düzeltilmesi ve telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi için, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması ile, şirketin tüm defter, mizan ve evrakının detaylıca doğru bilgi ve belgelerle taraflarına açıklanması gerektiğini bildirdiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 614. maddesinin 3. fikrası “Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir” hükmü gereğince, kısıtlanan ve haksız olarak engellenen bilgi alma ve inceleme haklarının mahkeme aracılığıyla sağlanması için —- dosyası ile talepte bulunulduğunu, her ne kadar müvekkili müteselsil kefil olarak iddia olunsa da, —- tarihinde diğer davalı …— şirket hisselerini devralması ve tek imzaya yetkili müdür olmasından bu yana, müvekkilinin ne şirketin mali durumundan ne de davaya konu kredinin kullanılıp kullanılmadığından dahi haberdar olmadığını, dolayısıyla, şirket hisselerini de devretmiş olan müvekkilinin davaya konu kredi borcundan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığından bahisle müvekkilinin kefil sıfatı ile davalıya borcu bulunmadığından haksız davanın reddine, müvekkili hakkında kötüniyetle icra takibi başlatmış olduğu sebebi ile hakkında %20 de aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı ———– TK 35. Maddesi uyarınca —- tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava dilekçesi davalı …—- tarihinde tebliğ edilmiştir, ancak davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ :
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla asıl borçlu ve kefillere karşı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra dosyası: Davaya konu—- —- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; ——vekili tarafından —- aleyhine, —- tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı ..—- tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu … vekilinin — itiraz dilekçesi ile borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi ve borçlular …—- tarihli itiraz dilekçesi ile asıl alacağa, faize, ferilerine ayrı ayrı ve bir bütün olarak her iki müvekkili adına ayrı ayrı şekilde itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi—-tarafından sunulan—-özetle; davalı ….—- Kredi Sözleşmesi’ni müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve ———– üzere halen ve şahsen sorumlu olduğu, ayrıca davalının şirket ortaklığının —- erdiği, davaya konu kredinin ise bunun öncesinde, —-tarihinde kullandırıldığı, —- tarihinden sonra—- kullandırılan dava konusu bir kredinin de bulunmadığı, davalının, davalı şirketteki hissesi devir etmesinin ve şirketin faaliyetleri, elde ettiği gelir, alacakları, giderleri, borçları, hesap hareketleri, bilançoları,———– tüm ticari faaliyetlerinden habersiz olmasının bu sorumluluğa (kefalet) bir etkisinin bulunmadığı, davalının, davalı şirketteki bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali sebebiyle açtığı davanın da,—— ile davalının aktif husumet ehliyeti yokluğundan kesin reddine karar verildiği, davacı — 18.06.2021 takip tarihi itibariyle, davalı asıl borçlu—— taksitli ticari krediden kaynaklanmış,—- haciz masrafı olmak üzere; toplam —- alacağının olduğu, davacının, “takip tarihi itibariyle” hesaplanan alacağının toplam 865.586,88 TL olduğunu, davacının icra ödeme emrinde yazılı alacak talebinin, —- ihtiyati haciz masrafı olmak üzere; toplam —– olduğu, davacının, “icra ödeme emrinde yazılı” alacak talebinin —-olduğunu, davacının takip talebinde, —- tutarının ve toplam tutarın hatalı yazıldığı, davacının hesaplanan alacak tutarının, Genel Kredi Sözleşmesi’nin kapsamına uygun olduğu ve taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 26. maddesi uyarınca davacı —-. kayıtlarının fiilen incelenmesi suretiyle tespit edildiği, davalı – asıl borçlu—- tarihinde gelen——– Kurulu kararının 5. Maddesiyle değiştirilen —– desteğine İlişkin —– kararının 6. maddesinin 1. bendine göre, “temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür” ve yine aynı maddenin 5. bendine göre, “temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında—- aktarılır.” düzenlemeleri mevcut olduğundan, hesaplamalarda, kredi borcuna mahsup edilmemesinin gerekmekte olduğu, tahsilde tekerrür oluşturmamak ve Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi uyarınca; takip tarihinden sonra yapılabilecek kısmi tahsilatların, öncelikle borcun işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsubu sağlanmak kaydıyla,—-krediden kaynaklanmış, — asıl alacağa, davacı —— emrinde) talep ettiği gibi yıllık % 23,40 gecikme faiz oranı üzerinden, takip tarihinden, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, takibin bu rakamlar üzerinden devam edeceği sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı ————– eşit taksit ödemeli yıllık %7,50 faiz oranlı ve %80 —— kefaleti ile — tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığı, davalı ….— kullandırılan taksitli ticari krediye ait taksitlerin ödeme planında yazılı son ödeme tarihlerine kadar ödenmemesi sebebiyle davacı banka tarafından — hesabın kat edilerek noter ihtarıyla borçlulara bildirildiği, ihtarın davalı …—- tarihinde tebliğ olunduğu ancak davalılar tarafından borcun ödenmediği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar sonucu takip tarihi itibarıyla davacı tarafın alacağının toplam —- olmak üzere toplam ——– olduğu, takip tarihinden itibaren uygulanacak temerrüt faiz oranının % 23,40 olduğunun tespit olunduğu, davalı … vekili şirket hissesini devrettiğinden sorumlu olmayacakları yönünde savunma yapmış ise de davalı …—- ortak olduğu dönemde kredi sözleşmesine kefil olduğu, hissesini devretmesinin kefaleti ortadan kaldırmayacağı anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile takibin devamına, davalılarca ödeme yapılmadığı halde likit ve bilinebilir borca haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
——– Dosyasında davalılar/ borçluların yapmış oldukları İTİRAZIN İPTALİ ile takibin AYNEN DEVAMINA,
-Asıl alacak —– %20’si olan —– —-icra inkar tazminatının davalılar/borçlulardan alınarak davacı/alacaklı bankaya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 65.933,53 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 12.156,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye —– harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 12.156,51 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.465‬,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından sarf edilen 150,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk——- arabuluculuk ücretinin, davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.