Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/67 E. 2022/280 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/67 Esas
KARAR NO : 2022/280

DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/01/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı —- adresinin, müvekkili şirket nezdinde 17.11.2015-17.05.2017 tarihleri arasında– Poliçesi ile teminat altına alındığını, sigorta poliçe bilgileri bölümünde, taşeronların ve alt taşeronların da sigortalı olduğu yazılı olmakla beraber, sigortalı— gerçekleşebilecek hırsızlık vakalarının da anılan poliçe kapsamında teminat altına alındığını, riziko adresinde halihazırda — şantiye içerisinde bulunan — hırsızlık vakası gerçekleştiğini, gerçekleşen hırsızlık vakasının olay yeri inceleme tutanağına göre adresinin –alanı olduğunu, hasarın sigortalı tarafından müvekkili şirkete bildirilmesinin akabinde hasarın meydana geliş nedeni ve miktarının tespiti için bağımsız ve konusunun uzmanı eksper tayin edildiğini, ekspertiz incelemesi sonucunda 24.883,00 TL hasar tespit edildiğini, muafiyet ve —-değerinin indirilmesi sonucunda 12.394,70 TL hasar tazminatının müvekkili şirket tarafından, poliçe kapsamında, hasar dosyası üzerinden dava dışı sigortalıya ödendiğini, davalı tarafın sigortalı şirketlerin inşaatını yapmakta olduğu —-sağladığını, edimini gereği gibi ifa etmeyen davalı şirketin, hırsızlık sonucu gerçekleşen zarardan ötürü sorumlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen sigorta tazminatının davalıdan rücuen tahsili için —dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itirazın iptali ile haksız ve kötü niyetli bir şekilde likit bir alacağa karşı yapılan itiraz sonucu %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin alacağının yargılama sonucu ödenmesinin güvence altına alınması adına, davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hırsızlık tarihinin yanlış olduğunu, dilekçenin ekinde sunulan ekspertiz raporu ve kamera görüntülerinde belirtilen hırsızlık olayının gerçekleştiği tarihin 13.09.2021 olduğunu, yaşanan hırsızlık olayında müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen hırsızlık hadisesinde davacı tarafın iddia ettiğinin aksine ortaya çıkan söz konusu maddi hasarın müvekkili şirkete yükletilmesini ve yine müvekkili şirketin söz konusu inşaat alanında —ifa ettiği konusundaki iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine dava dışı sigortalı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir —-sözleşmesi olmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin 5188 sayılı kanun uyarınca — hizmeti vermesinin olanak dışı olduğunu, müvekkili şirketin danışmanlık görevi kapsamı altında yaşanan hırsızlık hadisesinin meydana gelmemesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek olası bir riskin önüne geçmek maksadıyla, yüklenici şirkete yazılı olarak —unarak alınması gereken önlemler doğrultusunda gerekli uyarıları ilgili rapor uyarınca yaptığını ancak dava dışı şirketin müvekkili firmanın uyarılarını dikkate almayarak adeta meydana gelen hırsızlık olayına davetiye çıkardığını, davacı tarafın bahsetmiş olduğu güvenlik önlemlerinin daha sonradan alınması durumunun kanıtlanamayan bir iddiadan öteye geçmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacının sigortalısının şantiye sahasında 13/09/2017 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında çalınan emtialara ilişkin meydana gelen zararı sigortalıya ödenmesi neticesinde güvenlikten sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 Sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca zararın rücuen tahsili istemli başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce dava konusu icra dosyası celp edilmiş, –icra takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, takip borçlularının dosyamız davalısı olduğu,— asıl alacak — işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.764,50-TL alacağın %9 yasal faizle istemi talepli başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun vekili aracılığıyla süresinde itirazda bulunduğu, takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı — tarihlerini kapsayan, — dava konusu — meydana gelmiş, dosya kapsamında yer alan ödeme belgesine göre davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına banka kanalıyla 06.03.2018 tarihinde—– hasar ödemesi yapılmıştır.
Hasar dosyasında düzenlenen ekspertiz raporunda; Yeni —-inşaat şantiyesinin—– —- iki giriş kapısının bulunduğu, — ve ifade tutanakları değerlendirildiğinde olayı gerçekleştiren şahısların plakası belirlenemeyen araçla şantiyenin —tarafından şantiye giriş kapısındaki ve depo kapısındaki kilitleri kırmak suretiyle şantiye sahasına girerek hırsızlık olayını gerçekleştirdiği, –girişinde güvenlik kamerası bulunmadığı kapının 5 m uzağında — sözleşmesinin olduğu, poliçede taşeronların ve alt — sigortalı olduğunun yazılı olduğu, ——- edilen hırsızlığa konu emtiaların alış faturaları ile hasar tarihi—-bilgileri ve——-olay yeri incelemesinde tutanak haline getirilen çalınan emtia listesine göre hasar bedelinin —-, %10 — tenzilinin ve —olduğu, hırsızlık sonucu meydana gelen hasardan sigortalı — tespit edilmiştir.
Dava dışı —- arasında —- imzalandığı, sözleşmenin kapsamının davalı tarafından dava dışı sigortalıya ait ——– adresinde bulunan —inşaatında—— personelleri ile —, hırsızlığa, soyguna, yağmaya, yıkıma, yangına, çalışanlarının işten alıkonmasına karşı korunması, işveren dahilindeki –ve çıkışlarında araç, insan, malzeme ve her türlü faaliyetin kontrolü, ilgili tüm kayıtların tutulması ve muhafazası, işveren dahilinde meydana gelecek her türlü haksız fiilin önlenmesi, işveren’in huzuru için gerekli olan her türlü önlemin alınması, danışmanlık ile ilgili her türlü faaliyet ve huzuru tehdit eden veya zedeleyen her türlü vak’a ve olgunun, suç teşkil eden adli olayların, işveren’e adli ve idari birimlere, —- bildirilmesi konusunda olduğu, haftanın — ile hizmet verileceği, görevin ifası sırasında oluşan zararlardan yüklenicinin sorumlu olup, bu bedelin yüklenici tarafından bizzat veya 3.şahıs— Sigortası kapsamında karşılanacağı belirtilmiştir .
Tarafların iddia ve savunmaları ile sunulan deliller birarada değerlendirilerek davacı tarafın talep edebileceği bir tazminat olup olmadığı ve varsa miktarının tespitiyle olaydaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından bilirkişilerden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti düzenlenen raporda özetle ; davaya konu hırsızlık olayının yaşandığı şantiyede işveren ile davalı —- şirketi arasında iş tanımının açıkça yazıldığı bir sözleşme imzalandığı, hırsızlık olayının —- girişini gören kamera olmaması ve sokak başında güvenlik kulübesinin bulunmamasının ihmalin göstergesi olduğu, davaya konu hırsızlık olayından davalı —-vade tarihinin hasar tarihini kapsayacak şekilde 31.12.2017 tarihine kadar uzatıldığına ilişkin poliçe zeyilnamesinin ibraz edilmesi halinde davalı —– sigorta şirketinin dava dışı işverene hırsızlık sonucu ödediği hasar bedeli olan 12.394,70 TL’den sorumlu olduğu yönünde görüş ve tespitde bulunmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafından rapora itiraz edilmişse de alınan rapor mahkemece dosya kapsamı itibariyle yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, davacı tarafça bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ekinde 22.05.2017 tanzim tarihli poliçe vade uzatma ek belgesi sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı sigortalının —-ile sigortalı inşaat sahasında meydana gelen hırsızlık olayı neticesi doğan zarar dolayısıyla sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalının kusur ve sorumluluğu dahilinde davalıdan tahsili şartlarının bulunup bulunmadığı, hasar tutarının ve kusur durumlarının belirlenmesi noktalarına ilişkin bulunmaktadır. Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı —- tanzim tarihinin —–vade tarihli olduğu, davacı tarafından sunulan poliçe vade — göre poliçe vadesinin hasar tarihinden önce 17.05.2017 tarihinden itibaren hırsızlık hadisesini de kapsayacak şekilde —tarihine kadar uzatıldığı,— adresinde alt yüklenici — tarihinde meydana gelen hırsızlık olayının da bu poliçe kapsamında olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısına— hasar ödemesi yapmakla zarar görenin haklarına halef olduğu, zararı talep etme yetkisine sahip bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı, dava dışı —- şirkete hırsızlığın meydana geldiği yerde 5188 sayılı Kanun kapsamında— hizmeti vermediğini, imzalanan hizmet sözleşmesi kapsamında ——verdiğini, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ancak sundukları—–uyarılara dava dışı sigortalı şirket tarafından uyulmadığını, gerekli önlemlerin kasti olarak alınmadığını beyan etmiş ise de davalı ile dava dışı sigortalı — davalı şirketin dava dışı sigortalının inşaat sahasında— saat esasına dayalı olarak— çalıştırdığı kişilerin görevlerini ifası sırasında oluşan zararları üstlendiği anlaşılmış, davalı — sunmakla sorumluluktan kurtulduğuna dair bir sözleşme hükmü olduğunu ispatlayamamıştır. Dosya kapsamında — çalınan emtialara ilişkin liste bulunup, — tarafından da bu listeye göre ——-muafiyet tenzili yapılarak zararın hesaplandığı anlaşılmış, sigorta şirketince ödenen bedel kadri maruf bulunmuş, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Rapor doğrultusunda davalı yan sözleşme gereği vermesi gereken hizmeti tam olarak yerine getirmediğinden kusurlu bulunmuş ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile — Esas sayılı takip dosyasında, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına;
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 871,94- TL harcın, davacı tarafından yatırılan 154,17-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 717,77-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 154,17-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 1.629,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6- Davacı vekili lehine— ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden — davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.