Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/662 E. 2023/196 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/662 Esas
KARAR NO:2023/196
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 08/10/2021
KARAR TARİHİ:02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.07.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı —– sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı araç ile——yaklaştığı sırada kendi şeridinden çıkarak sol tarafta bulunan ve müvekkili —— sevk ve idaresindeki ——plaka sayılı aracın sol arka kısmına çarpmak suretiyle aracın ters takla atarak yolun kenarına savrulmasına ve araç içerisinde bulunan yolculardan müvekkilinin eşi ve babaları olan——- ölümüne sebebiyet verdiğini ve yine müvekkillerinden ——- yaralanmasına sebep olduğunu, —– dosyasındaki mahkumiyet kararının dayanağı olan —- alınan bilirkişi raporunda, davalı —–tam kusurlu bulunudğunu, bu sonuca göre tüm davalıların davacılara karşı ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olduklarını, — günü trafik kazası sonucunda kaldırıldığı hastanede —- tarihinde vefat eden — davacılardan ———- olduğunu, —– ölümünün eşi ve bekar çocukları olan müvekkillerini destekten yoksun bıraktığını,—– öldüğünde hem emekli maaşı aldığını hem de çalıştığını, aylık sabit kazancının 5.000,00 TL’yi bulduğunu, davacıların Türk Borçlar Kanunu m.45/1’e dayanarak cenaze kaldırma ve defin giderleri isteme hakkı bulunmakla, bu tür giderlerin ülkemiz koşullarında belgelenmesinin olanaksızlığı nedeniyle, mahkemece TBK m.42/2. uyarınca ve —— doğrultusunda uzman bilirkişi aracılığıyla “gelenek ve göreneklere, dinsel zorunluluklara göre” yapılması olağan giderlerin hesaplatılarak hüküm altına alınması gerektiğini, söz konusu beklenmedik kaza nedeniyle eş ve babalarını kaybeden müvekkillerim kendilerini koruyup kollayacak bakıp gözetecek bir manevi destekten yoksun kaldıklarını, davalı ———yapan ——- tarihinde (gerekli tüm belgelerle birlikte) başvurulmuş ise de, KTK’nın 99. maddesindeki yasal (8) günlük sürede gereken yanıt verilmediği gibi, sadece davacı anne yönünden çok düşük miktarda ödeme yapılması ve diğer müvekkilleri olan 3 bekar ve aynı ikametgahta yaşayan çocuklar yönünden herhangi bir hesaplama ve ödeme yapılmaması ve ayrıca ödeme yapılan aktüerya raporunun bize gösterilmesinden kaçınılması karşısında, bu sigorta şirketini ödenen meblağ haricindeki miktarlar için dava etmek ve poliçe limiti dahilinde (temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte) tazminat istemek zorunda kalındığını belirterek, ölümlü trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın davalı —— yönünden olay tarihinden, davalı ——- yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin tahsiline, tüm davacılar için toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA.Davalı ——- vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı —- sunulan 10/11/2022 tarihli dilekçe ile; Taraflar arasında yukarıda esas numarası belirtilen davaya konu ihtilafın çözümü amacı ile akdedilen sulh protokolünün sunulması, işbu protokol kapsamında davacı vekili tarafından sunulacak feragat beyanı sebebi ile davacıdan vekâlet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmadıklarını, akdedilen 07.11.2022 tarihli “Sulh Protokolü, İbraname, Feragatname ve Makbuz” çerçevesinde sulh olunmuş, davacı taraf ekli sulh protokolünde belirlenen ödemenin yapılması ile birlikte davadan feragat ve müvekkili, dava konusu ihtilaf bakımından ibra ettiğini, davacı vekilinin ekli sulh protokolü kapsamında davadan feragat etmesi halinde taraflarınca da hiçbir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinde bulunmayacaklarını, sulh sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Kaza:05.07.2020 günü saat 07:00 sıralarında davacı sürücü ——- istikametine sol şeritte seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde aracının sağ arka-yan kısımlarıyla, kendisiyle aynı istikametten sağ gerisinden gelerek sola doğru şerit değiştirme manevrası yapmaya çalışan davalı sürücü—sevk ve idaresindeki ——- plakalı otomobilin sol ön kısımlarının çarpışması sonucu dava konusu olay meydana gelmiştir.
Kusur;
Kaza tespit tutanağından; olay mahalli yol iki şeritli ve 10.5 metre genişliğinde, bölünmüş devlet yolu, yol şerit çizgisi var, trafik ışığı mevcut, azami hız limiti 70 km/h, zemin asfalt kaplama, yol yüzeyi ıslak-nemli, düz ve eğimsiz, vakit gündüz, hava yağmurlu, mahal meskûn içidir. Kaza noktasına 25 metre mesafede sinyalizasyon olduğu işaretlenmiştir.Kaza anı video görüntüleri tetkik edildiğinde; yol üzerinde devamlı düz yol şerit çizgisi olduğu görülmüştür.Davalı sürücü—— tarihli ifadesinde; —— kavşağı olarak öğrendiğim yere gelmeden önceki düzlükte —- olan şeritte yolu ortalayarak sol şeride geçmek için seyir halinde bulunduğum sırada sol şeritte seyir halinde olan plakasını olay sebebi ile —— olarak öğrendiğim araç sürücüsünün bir anda geçişim esnasında yavaşlaması ile bu aracın sağ arka köşesine çarptım. Akabinde şahıs yoldan çıkarak kaldırıma çıktı…” şeklinde beyanda bulunmuştur.Davacı sürücü —tarihli ifadesinde;——– olarak öğrendiğim yere gelmeden önceki düzlükte ——— olan şeritte hatırladığım kadarı ile sol şeritte seyir halinde iken, plakasının başını 35 olarak öğrendiğim siyah renkli bir araç benim aracıma sağ arka köşeden çarptı. Bu çarpmanın etkisi ile aracın hakimiyetini kaybettim ve aracımla savrularak önce kaldırıma çarptım akabinde kullanmış olduğum araç takla atmaya başladı ve akabinde aracımın arka yarısı kaldırım üzeri diğer yarısı şerit içinde kalacak şekilde tekerlekleri üzerine durdu…” şeklinde beyanda bulunmuştur.—– tarihli bilirkişi raporunda; sürücü —- asli kusurlu olduğu, sürücü———- ise herhangi bir kusuru olmadığı kanaati belirtilmiştir.
—- sayılı dosya için, — tarafından hazırlanmış — tarihli raporda; sürücü —– asli kusurlu olduğu, sürücü —– ise kusursuz olduğu kanaati belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dilekçeler, beyanlar, kaza tespit tutanağı, —– tarihli gerekçeli karar, —— izleme tutanağı, kaza anı görüntülerinin bulunduğu —–içeriği, bilirkişi raporu ve ——-raporu incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; mahal şartları, çarpma noktasının konumu ve kaza anı görüntüleri dikkate alındığında aşağıdaki şekilde kanaate varılmıştır.
Mevcut verilere göre;
A)-Davalı sürücü ———sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, görüş alanını kontrol altında bulundurması, mahal şartlarını ve kendisiyle aynı istikamette seyir halinde olan araçların varlığını dikkate alması, şerit değiştirme manevrası öncesi gireceği şeritteki trafik akışına dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve bu şeridin müsait olduğuna emin olduktan sonra manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, devamlı düz yol şerit çizgisine rağmen hatalı bir şekilde şerit değiştirme manevrası yapması neticesi sol şeritte seyir halinde olan davacı sürücü idaresindeki aracın sağ yan arka kısımlarına tedbirsizce çarptığı anlaşılmakla meydana gelen olayda kusurludur.
B)-Davacı sürücü ——- sevk ve idaresindeki kamyonet ile sol şeritte seyir halindeyken kendisiyle aynı istikametten sağ tarafından gelerek sola doğru şerit değiştirme manevrası yapmaya çalışan davalı sürücü idaresindeki araç nedeniyle karıştığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.
Sonuç:
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü —- %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
B)-Davacı sürücü—- kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.
Uyuşmazlık konusu trafik kazasında kusur dağılımında mahkememizce davalı sürücü —— %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu değerlendirilmiştir
Davacılar ile davalı —— arasında sulh protokolü düzenlenmiş ve davacı vekili davaya manevi tazminat yönünden devam ettiklerini bildirmiştir.
Manevi tazminat değerlendirme: 6098 sayılı TBK m. 56. Maddesine göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Bu para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ———– Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yukarıda anlatılan ölçütler göz önüne alınarak davacıların duyduğu acı ve elem, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalı sürücünün % 100 kusurlu olması, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne ,fazlaya ilişkin talebin reddine, maddi tazminat davası yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Maddi tazminat davası yönünden DAVANIN KONUSUZ KALMASI NEDENİYLE DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat davası yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davacı —- 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
-Davacılar ——— ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– alınarak davacılar verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat talebi yönünden alınması gerekli 179,90 TL harcın davalı ——- tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından maddi tazminat talebi yönünden yatırılan 1.540,00 TL tamamlama harcının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden sunulan protokol kapsamında vekalet ücreti, yargılama gideri yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
7-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli 14.345,1‬0 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile arta kalan 14.285,8‬0 TL harcın davalı —- tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalı —- tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 276,60 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 129,08‬ TL’sinin davalı ——- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden davacılar vekili lehine hesaplanan 32.400,00 TL vekalet ücretinin davalı —–hsili ile davacılara ödenmesine,
11-Manevi tazminat talebi yönünden davalı — vekili lehine hesaplanan 32.400,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı —–ödenmesine,
12-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul-red oranına göre 616,00 TL’nin davalı ———, 704TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
13-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ————–Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/03/2023