Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/660 E. 2022/635 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/660 Esas
KARAR NO: 2022/635
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 08/10/2021
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait iş yerinde—– tarihinde müvekkili şirketin çalışanının iş kazası geçirdiğini, iş bu kaza ile ilgili olarak kazazedenin müvekkilii ve davalı aleyhine —– karar sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açtığını, yapılan yargılamada kazazede işçinin %20 müvekkili şirketin %80 oranında kusurlu oludğunun tespit edildiğini, dava neticesinde çıkan maddi manevi tazminatların —- dosyası ile icraya konulduğunu ve davalı sigorta şirketi tarafından dosya borcunun ödendiğini, aynı kazadan dolayı —- esas sayılı dosyasında —– tarihli iş kazası nedeniyle kazazedeye ödediği miktarın peşin sermaye değerini talep ettiğini, davalı sigorta şirketine bu davanın ihbar edildiğini, taraflarınca ihbar edilen ilama ait — harcın ödendiğini, —- sayılı ilamının —-tarafından —-sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, iş bu takip nedeniyle müvekkil şirketi tarafından — tutarında ödeme yapıldığını, toplam — poliçeye dayalı olarak —- rücuen ödenmesi için —- sayılı dosyası ile talepte bulunduklarını, davalının icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalarının kabulü ile davalının müvekkil şirketinin yapmış olduğu — icra ödemesi ve vergi dairesine yaptığı —- bakiye harç tutarı olmak üzere toplam —- tutarlı icra dosyasına yaptığı itirazın iptalini ve takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, sigorta poliçesinden kaynaklı taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, söz konusu hasar poliçe kapsamında olduğu hususun mahkemelerin çözümüne muhtar olduğunu, bu sebeple takip talebine itiraz edilmesinin olağan olduğunu, sigorta ettiren genel şartlara aykırı davrandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sigorta şirketinin sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle sigortalının sorumluluğunun tespitinin gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kazanın kendisine ihbarı ile temerrüde düşmesinden itibaren başlamakta olduğunu ve uygulanacak faiz türünün yasal faiz olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddi ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, poliçe kapsamında olmayan talepler nezdinde başlatılmış haksız takibe istinaden açılan huzurdaki davanın reddini, usulüne uygun yapılmamış ihbar neticesinde müvekkil şirketinin temerrüde düşmediğinden tüm faiz taleplerinin reddini, icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu açık olan davacı aleyhine en az %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava açılmasına sebebiyet vermedikleri için masraf vekalet ücreti ve ve faizle sorumlu tutulmamalarına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——-Sayılı İcra Dosyası Üzerinde Yapılan İncelemede;
Davacının —- alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibine giriştiği ve davalının üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak, davacının, takibe konu etmiş olduğu alacağı davalıdan talep edip edemeyeceği hususunda taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi istenmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan—– tarihli rapor mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava sorumluluk sigortasından kaynaklanan rücu alacağı nedeniyle itirazın iptali davasıdır.
Dosya evrakı incelendiğinde; dava dışı işçi tarafından eldeki davanın davacısı ve davalısı aleyhine açılan—- Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında hükmedilen alacağın —- takibine konu edildiği, bu takipte davalının icra dosyasına — tahsilat makbuzunda görüleceği üzere —– ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Aynı olaydan dolayı davacının aleyhine —- tarafından —- sayılı dosyası ile peşin sermaye değerinin ödenmesi amacıyla rücu davası açıldığı, dava sonucunda verilen hükmün —- Esas sayılı dosyasına konu edildiği, davacı tarafından icra dosyasına ——- ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. Maddesi uyarınca “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder. (2) Sigorta, sigortalının işletmesi ile ilgili sorumluluğu için yaptırılmışsa, sözleşmede aksine hüküm yoksa bu sigorta, sigortalının temsilcisi ile işletmenin veya işletmenin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve işletmede çalıştırılan kişilerin sorumluluğunu da karşılar. Bu durumda sigorta bu kişilerin lehine yapılmış sayılır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1477. Maddesi uyarınca “(1) Sigortacı, sigortalının, sorumluluk konusu olayı kasten gerçekleştirmesinden doğan zararlardan sorumlu olmaz.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1482. Maddesi uyarınca “(1) Sigortacıya yöneltilecek tazminat istemleri, sigorta konusu olaydan itibaren on yılda zamanaşımına uğrar.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi sorumluluk sigortasından kaynaklanan rücu alacağı nedeniyle itirazın iptali davası olduğu, dosya kapsamında sigortacının zarar görene tazminat ödemesini gerektiren olayın yargı kararlarıyla da sabit olduğu, yine olayın sigorta süresi içerisinde gerçekleştiğinin de sabit olduğu, her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de yukarıda atıf yapılan TTK 1482. Maddesi uyarınca olay tarihinden —- itibaren —-yıl geçmediği için zamanaşımının gerçekleşmediği, bu sebeple sigortacının poliçedeki limit dahilinde davacının işyerinde gerçekleşen anılan olay nedeniyle gerçekleşen zarardan sorumlu olduğu, yine dosya kapsamında zararın gerçekleşmesinde işverenin kastı bulunduğuna dair bir delil de bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafından poliçe limitinin aşıldığı yönünden bir savunma ileri sürülmüş ise de dava konusu poliçe incelendiğinde ve bilirkişi raporunda yapılan tespit de dikkate alındığında maddi-manevi tazminat ve yargılama ve takip masraflarını da teminat altına almak üzere poliçe limitinin —olduğu, aynı olay sebebiyle belirtildiği gibi davalının zarar görene —- sayılı takibinde —– ödeme yaptığı, başkaca da ödeme yapmadığı, yine —– tarafından açılacak rücu davalarına ilişkin bedellerin de poliçede teminat kapsamında olduğu, bu sebeple eldeki davaya konu takipte talep edilen tutarın teminat kapsamında ve limit dahilinde olduğu, tüm bu sebeplerle bilirkişi raporunda tespit edilen alacak miktarı da dikkate alındığında davanın tümden kabulünün gerektiği, takipte temerrüt faizi talep edilmemiş olması nedeniyle bu yönden değerlendirilme yapılmasına gerek bulunmadığı, alacağın likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve borçlunun itirazında haksız çıkmış olması nedeniyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —- sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE,
2-Takip konusu alacağın—-yüzde 20’sine karşılık gelen —– icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (44.428,99 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.034,94 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 536,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.498,34 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 604,40 TL dava açma masrafı ve 1.174,60 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.779,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (44.428,99 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/09/2022