Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/645 E. 2021/695 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/645 Esas
KARAR NO: 2021/695
DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
ASLİ MÜDAHALE DAVASI: Anonim şirket genel kurulunu toplantıya çağırma izni verilmesi
DAVA TARİHİ : 01.10.2021
KARAR TARİHİ: 14.10.2021
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) ve anonim şirket genel kurulunu toplantıya çağırma izni verilmesi davalarıının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı —-dava dilekçesinde, özetle; davalı şirketler —- diğer davalı —— tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda ağır yaralandığını, hastanede yoğun bakımda tedavisinin devam ettiğini, — devam etmesi nedeniyle ——başka temsile ve yönetime yetkili kişi olmaması sebebiyle şirketlerin faaliyetinin tamamen durma noktasına geldiğini, gerek diğer şirketler ile yapılan sözleşmelerde gerekse bankacılık işlemlerinde yetkili kişinin bulunmaması sebebiyle davalı şirketlerin iflas eşiğine gelmek üzere olduğunu iddia ederek, şirket —– durumunun düzelmesi ve yeniden şirketlerin başında bulunabileceği döneme kadar acil bir şekilde tedbiren davacının temsil ve yönetim kayyımı olarak atanmasına, Mahkemece uygun görülmemesi halinde davalı şirketlerin avukatı —-taraflarının da içerisinde bulunduğu bir heyetin şirketlere temsil ve —- olarak atanmasına tedbiren karar verilmesini talep etmiştir.
ASLİ MÜDAHALE DAVASI: Müteveffa—- tarihli asli müdahale davası dilekçesinde, asli müdahillerin —– —- tarihinde vefat ettiğini, davalı şirketlerin başka ortak ve yetkili bulunmaması sebepleri ile atama yapılamadığını ve —- toplanamadığını, müvekkillerinin ——- bulunmadığını, müvekkillerimiz bizzat kendilerinin Mahkememize sunmuş oldukları — tarihli dilekçe ile —- yetkisi ile sınırlı kalmak kaydı ile —- verilmesi hususunda muvafakat verdiklerini, iş bu dava her ne kadar davacı ——tarafından açılmış olsa da, şirketlerin acil bir şekilde—-yapabilmesinin şart olması, yapılmaması durumunda şirketlerin iflasın eşiğine gelmiş olması, şirketlere ait çek ödemelerinin tamamen aksaması, bankacılık işlemlerinin tamamen durması sebepleri ile Mahkememiz tarafından —- verilmesi hususunda karar verilebilmesi amacı ile davaya asli müdahil olarak katılma talebinde bulunduklarını beyanla, şirketler adına ayrı ayrı olmak üzere —–kılınmasına karar verilmesini, ayrıca karşı taraftan hiçbir şekilde yargılama gideri, masraf ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıklarını, mirasçıların mirası reddetmeyeceklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA: Davalı şirketler vekili —–tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği şekilde müvekkili şirketlere temsil ve —– gerektiğini, şirketlerin faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini, şirketlerin müdürü ve —- kardeşi olan davacının, müvekkili şirketlere tedbiren —– atanmasına karar verilmesini, Mahkemece bu durum uygun görülmez ise de davacının dilekçesinde belirttiği şekilde vekil olarak tarafının ve davacının içerisinde bulunduğu bir heyet belirlenerek şirketlere tedbiren temsil ve yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili —-tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerde—– geçirmiş olduğu trafik kazasına istinaden —tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları olarak eşi —- kaldığını, şirketlerin —- nedeniyle yerine atama yapılamadığını — karar alınamadığını, müvekkili şirketlere atama yapılabilmesi için acilen—- yoğun bakımda olduğu süreçte şirketlere ait ticari faaliyetlerin durma noktasına gelmesi sebebiyle tedbiren temsil ve —- atanması talebi ile işbu dava açılmış olsa da — yapılması ve bu toplantının yapılması için yetki verilmesinin zorunlu hale geldiğini,—- hususunda yetki verilmesi için Mahkemeden talepte bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu iddia ederek, müvekkili —— vefat etmesi sebebiyle — toplanabilmesi amacıyla şirketler adına ayrı ayrı, öncelikle şirketler vekili olarak taraflarının, Mahkememiz aksi kanaatte ise Mahkememizce uygun görülecek bir kişinin şirketlerin genel kurullarının toplanabilmesi amacıyla sınırlı kalmak kaydıyla yetkili kılınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Asıl dava yönünden inceleme ve gerekçe: Dava, davalı şirketlere tedbiren temsil ve yönetim kayyımı atanması talebine ilişkindir.
Öncelikle, asıl dava açısından, davacının dava ehliyetine sahip olup olmadığı, aksi halde aktif husumet ehliyetine sahip olup olmadığının tespiti gereklidir.
Dava şartları HMK m. 114’te düzenlenmiştir. Buna göre tarafların dava ve taraf ehliyetinin bulunması dava şartı olarak düzenlendiği halde, taraf sıfatının bulunması dava şartı olarak düzenlenmemiştir.
HMK’nın 50. maddesi uyarınca, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine sahiptir. Buna göre, taraf ehliyeti, bir davada taraf olarak bulunabilme ehliyeti olup, maddi hukuktaki hak ehliyeti kavramının medeni usul hukukundaki yansımasıdır. Bu nedenle, yaşayan her insanın —– Tüm gerçek kişiler hak ehliyetine sahip olduğuna göre, davalı gerçek kişinin taraf ehliyetine sahip olduğu açıktır.
HMK’nın 51. maddesinde dava ehliyeti düzenlenmiştir. Buna göre, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Yani dava ehliyeti, bir davada davacı veya davalı olarak işlem yapabilme ehliyeti olup, maddi hukuktaki fiil ehliyetinin medeni usul hukukundaki yansımasıdır. TMK’nın 10.maddesi uyarınca, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti ve bunun sonucu olarak dava ehliyeti vardır —- Somut olayda davacının ergin, mümeyyiz ve kısıtlanmamış bir gerçek kişi olmasına göre, dava ehliyetine sahip olduğu açıktır.
Aktif husumet ehliyeti ya da pasif husumet ehliyeti, taraf sıfatıyla —-ilgili bir kavramdır. Aktif husumet ehliyeti veya pasif husumet ehliyeti, —- kararlarıyla ortaya çıkmış kavramlardır. —– aktif veya pasif husumet ehliyeti kavramlarını, davacı sıfatı veya davalı sıfatı yerine kullanmaktadır. Bu nedenle, aktif husumet ehliyeti kavramını “davacı sıfatı” olarak anlamak gerekir. Taraf sıfatı ise maddi hukuka göre belirlenir.
Kuru, bu konuyu şöyle ifade etmiştir: “Sıfat, dava konusu sübjektif hak —-taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir—– kısa açıklamanın gösterdiği gibi, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu —-tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp dava konusu —-
Diğer bir deyişle, bir davadaki davacı veya davalı sıfatı, davadaki hakkın dayandırıldığı hukuki ilişkiye göre belirlenir. Yani, bir davadaki taraf sıfatı, davaya konu edilen hakkın dayandırıldığı sözleşme ilişkisine, haksız fiil ilişkisine veya sebepsiz zenginleşme ilişkisine taraf olanlara aittir. Bu nedenle taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hakka, yani maddi hukuka ilişkin bir kavramdır ——-
Bu hukuki açıklamalar ışığında; müsnet davaya gelirsek, — kayıtlarına göre, davacının, davalılar—- sahibi olmadığı, dolayısıyla bu şirketler bakımından aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı tespit edilmiştir.
Bu nedenle asıl davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asli müdahale davası yönünden inceleme ve gerekçe: Asli müdahale davası, TTK’nin 410/2. Maddesi uyarınca anonim şirket genel kurulunu toplantıya çağırma izni verilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 410/2. fıkrasında yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunamaması veya mevcut olmaması durumlarında mahkemenin izni ile tek bir pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, bu kapsamda taraflar arasında çekişmeli husus bulunmamakta olup, tespit edilmesi gereken husus, davalı şirketlerin——ölmesi nedeniyle davalı şirketlerin genel kurulunun toplantıya çağrılmasına izin verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
—-celbedilerek incelenmiş olup, davalı şirketlerden — —– olduğu anlaşılmıştır.
Alınan—- tarihinde ölüm kaydının bulunduğu, mirasçısı olarak asli müdahiller olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar vekili tarafından—-tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan —- karar ilamı incelediğinde, Mahkemece —tarihli karar ile, ——-aidiyetine, verasetin bu şekilde sübutuna karar verildiği anlaşılmıştır.
— organlarından biri olan — —- olarak toplanmaktadır. —- şirketin hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde en uygun zamanda ve yılda en az bir kere olmak üzere; —–, şirket işlerinin gerektirdiği hallerde ve zamanlarda yapılır.
TTK’nın 410’uncu maddesi uyarınca genel kurul, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Eğer gerekli olursa tasfiye memurları da görevleri ile ilgili konular için — çağırabilecektir.—- şekillerde toplanamadığı durumlarda, ise mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir.
Müteveffa— davalı —- kaldığı gerek- gerekse dosya kapsamına alınan —– anlaşılmıştır.
Buna göre, asli müdahillerin davalı şirketlerin tek pay sahipleri oldukları, vefat eden murislerinin davalı şirketlerin tek temsilcisi olduğu, temsilcinin ölmesi nedeniyle her üç şirketin—– devamlı olarak toplanamadığı, anonim şirket açısından —– nedenle toplantıya çağıramadığı anlaşıldığından, bu durumun giderilmesi ve şirketlerin kilitlenmesinin engellenmesi amacıyla her üç şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılması açısından gerekli görüldüğünden asli müdahale davanın kabulüne ve limited şirketler açısından TTK’nin 617/3. Maddesi yollamasıyla, anonim şirket açısından doğrudan olmak üzere TTK’nin 410/2. Maddesi uyarınca asli müdahillerin talebi gibi asli müdahiller yerine vekilleri olan ——- çağırma izni verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Asli müdahale davasının KABULÜ ile;
a)TTK’nin 617/3. Maddesi yollamasıyla TTK’nin 410/2. Maddesi uyarınca şirketin pay sahipleri vekili ——çağırma izni ve yetkisi verilmesine,
b)TTK’nin 617/3. Maddesi yollamasıyla TTK’nin 410/2. Maddesi uyarınca şirketin pay sahipleri vekili ——– çağırma izni ve yetkisi verilmesine,
c)TTK’nin 410/2. Maddesi uyarınca şirketin pay sahipleri vekili ——-toplantıya çağırma izni ve yetkisi verilmesine,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Asıl davadaki yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Asıl davada talebi olmadığından davalılar vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Tarafların talebi göz önüne alınarak asli müdahale davasında yargılama giderlerinin asli müdahiller üzerinde bırakılmasına,
6- Tarafların talebi göz önüne alınarak asli müdahiller lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, TTK’nin 410/2-son cümle maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi. 14.10.2021