Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/60 E. 2022/782 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/60 Esas
KARAR NO:2022/782

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/01/2021
KARAR TARİHİ:27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin alacağını tahsil edebilmek için —- esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlu davalının yasal süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek takibe ilişkin borcun tamamına, her türlü faize ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete satmış olduğu ürünleri faturalar karşılığında teslim ettiğini, davalınını ürün bedellerinin — kısmını ödemediğini, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalı hakkında —az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek; davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı taşınmaz mallar ve araçlar üzerine dava konusu alacak kadar ihtiyati haciz konulmasını, icra dosyasına konu —- anapara, faiz, vekalet ücreti ve tüm feriler yönünden takibin devamını,—- aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—-Dairesi ve —-Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.Mahkememizce aldırılan —– raporunda özetle; “Davacı ticari defterlerinin mevcut olduğu usulüne uygun ve tasdiklerinin süresinde olduğu,
-Takip konusu faturaların tamamıniın davacı defter kayıtlarına intikal ettiği,
-Faturaların davacı davalı faaliyetlerine ilişkin olduğu,
-Ticari ilişkinin önceki yıllardan beri devam ettiği
-Yazılı akdi bircari hesap yada başkaca sözleşme bulunmadığı,
Davalı defter belgeleri inceleme sonuçları;
-Davalı— yılı ticari defterleri ibraz edilmediğinden tasdikleri kayıtları hakkında bir sonuca varılamadı.
—- yılı defterleri ise tüm ticari defterlerin bulunduğu kayıtların birbirini doğruladığı ve tasdiklerinin de süresinde olduğu görüldü.
-Her iki taraf defterlerinin birbirini doğrulamadığı nedeniyle Taktiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla HMK m.222 “ye göre taraflar lehine delil niteliği taşımadıkları sonuç kanaatine varıldı.
– Tüm taraf defterleri cari hesapları ödeme tahsilat belgeleri faturalar dosya kapsamına göre Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- bakiye asli alacağı bulunduğu sonuç kanaatine varıldığı.” hususlarının tespit edildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, ancak davalının verilen kesin süreye ve ihtara rağmen —- yılı ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, her iki tarafın ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, —- raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı (ve davalı) defterlerinde —- alacağın varlığının görüldüğü, davacının itirazın iptaline konu —-. – Müdürlüğü — Esas sayılı takibinde —- talep ettiği, bu sebeple davacının takip tarihi itibariyle takip konusu alacağını ispatladığı, davalının borcu ödediğine veya sair sebeple sona erdiğine veya hiç doğmadığına dair herhangi bir savunması bulunmadığı, bu yönde dosyada bir delil de bulunmadığı, yine borcun dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun — sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2- Takip konusu alacağın— karşılık gelen —icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri — üzerinden hesaplanan ve alınması gereken — karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan —peşin harcın mahsubu ile bakiye —harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan — dava açma masrafı ve — bilirkişi/posta masrafından ibaret—- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (— üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen —arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren — hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.