Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2021/812 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/595
KARAR NO: 2021/812
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 13/09/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka —– istinaden, krediler tesis edilmiş ve kullandırıldığını, borçluların kullandırılan kredilere ilişkin sorumluluklarını yerine getirmemesi üzerine ihtarnameler gönderilerek hesap kat edildiğini, borcun hesap kat ihtarnamesinde verilen süre içinde de ödenmemesi üzerine, müvekkil bankanın alacağının tahsili gayesiyle dosya borçluları hakkında —- dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi için takip başlatıldığını, söz konusu takipte —– tebliği aşamasında firmanın —– terkin edildiğinin anlaşıldığını, alacaklı oldukları firma hakkında, takip sürecinin başlatılması sonrasında, söz konusu firma terkin edildiğinden, müvekkil bankanın başlatmış olduğu takip ile ilgili hususlarla sınırlı olmak üzere, —— karar verilmesini talep etmiştir.
2-Savunma: Davalı——– tarihli cevap dilekçesinde, davalının yaptığı işlemin hukuka uygun olduğunu, ihyası istenen şirketin sermayesinin yasal tutarın altında olması nedeniyle resen terkin edildiğini, davalının davanın açılmasına neden olmaması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olamayacağını, yapılan terkin işleminde TTK’nin 7/2. Maddesine aykırı bir işlem bulunmadığını, bu nedenlerle davanın kendileri açısından reddine, aksi halde şirketin sınırlı olarak ek tasfiyesine ve davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı———– çıkarılan tebligatın bila ikmal iade edilmiş, Mahkememizce —- adres tespiti için yazı yazılmış ise de ihyası istenen şirketin —- yılında ticaret sicilinden TTK’nin geçici 7.maddesi uyarınca terkin olması nedeniyle ve TTK’nin geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumetin sadece terkine karar veren—-yöneltilmesi gerekmesi, şirket ortaklarına, şirkete veya ——- husumet yöneltilemeyeceği——– anlaşılmakla usul ekonomisi ve yargının hızlandırılması projesi kapsamında sonuca etkili olmayacağı gözetilerek davalı——– yapılan tebligat sonucu beklenmeden duruşma yapılmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
3-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, ticaret sicilinden TTK’nin geçici 7. Maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İhya istemine konu —- tarihinde —- re’sen terkin edildiği, davacının dava açmakta hukuki yararı oluşturan—– hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davanın TTK’nin geçici 7. Maddesinin 15. Bendindeki 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, bu bağlamda ihya istemine konu şirketin tasfiye olduğu ——— tarihinden önce açılan ve terkin tarihinde devam eden dava bulunduğuna göre TTK’nin geçici 7. Maddesine göre sicilden terkin edilen şirketin, bu davanın devamı sırasında terkin edilmesinin kanuna aykırı olup olmadığı,
b-Hak düşürücü süre geçmişse davanın görülmesine devam edilip edilemeyeceği,
c-Talebe konu——– görülmekte olan davayla ilgili ihyasına karar verilip verilemeyeceği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
4-Hak düşürücü süre yönünden deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Dava, ——- TTK’nin geçici 7. Maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan —– ihyası istemine ilişkin olup, Mahkememizce öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının saptanması gereklidir.
—- gelen cevabi yazıya göre ihyası istenen —– uyarınca resen terkin edildiğinin tespit edilmiştir.
TTK’nin geçici 7. maddesi
” Madde 7 ———— tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen —- kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.
a) ——– gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış——
b) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya—– tarihine kadar münfesih—–
c) Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış —–
d) Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan ——
e) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatifler.
(2) Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.
(3) Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili —— resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, —— kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilir.
(4) ——
a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin—– son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere —–aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, ——-göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak—- — aynen yayımlanır.
b) 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre—–kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra —- intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.
c) Bu fıkranın (b) bendinde belirtilen şirketler dışında kalan kapsam dâhilindeki diğer münfesih şirketler ile kooperatiflerden ayrıca, faaliyetlerine devam etme isteğinde bulunmaları hâlinde münfesih olma nedenini ortadan kaldıran işlemlerin yapılarak ispat edici belgelerin bildirilmesi istenir.
(5) a) Tasfiye memuru olarak; şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, —- kayıtlı en son yetkilileri ya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir. Tasfiye memuru olarak başka ortak veya yönetici tarafından bildirilen ortak veya yöneticiler ile üçüncü şahısların bu görevi kabul ettiklerine ilişkin yazılı beyan da bildirime eklenir. Üçüncü şahısların tasfiye memuru olarak tescil edilebilmeleri ortakların veya yöneticilerin hiçbirinin tasfiye memuru olarak bildirilmemiş olmasına bağlıdır.
b) Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içinde tasfiye memurlarını bildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiye memurları ve tasfiye adresi, ilgili —–tarafından tescil ve ——- internet sitesinde ilan edilir.
c) Bu ilanda; —- alacaklarını kanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir. Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcut malvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin; belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir ay içinde, —– —– ilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.
d) Bu fıkra gereğince yapılacak ilan, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer.
(6) a) Tasfiye memurları, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için öngörülen sürenin sonunda şirketin veya kooperatifin durumunu gösteren bir bilanço hazırlar ve tasfiyeyi altı ay içinde sonuçlandırır. Gerekli hâllerde bu süreyi aşmamak üzere, —— mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.
b) —— hazırlanan bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazla olması hâlinde tasfiye memurları durumu derhal alacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasına karar verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde kaydın silineceği ihtar olunur. Alacaklıların başvurusu üzerine mahkeme iflasın açılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiye memurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum —— ilan edilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre yapılacak tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunların veya esas sözleşmelerin genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan hükümleri uygulanmaz.
(8) Bu madde kapsamında tasfiye memurlarınca düzenlenecek son ve kati bilançonun —-verilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve şirketin unvanı ticaret sicilinden silinerek—– ilan edilir. İflasına karar verilen şirket veya kooperatifin ise iflas işlemlerinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine şirketin veya kooperatifin unvanı—–silinir ve bu durum —– ilan edilir.
(9) —– beşinci fıkranın —bendinde belirtilen bilgi ve belgelerin verilmemesi veya —- da bu bilgi ve belgelere erişilememesi hâlinde durum —– bildirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın unvan silinir ve —- ilan edilir.
(10) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirket veya kooperatiflerin genel kurullarının, kanunun öngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olarak toplantıya çağrılmış olmasına rağmen iki defa üst üste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesi kaydıyla —— tarafından son ve kati bilançonun —-tevdi edilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan —– silinerek —- ilan edilir.
(11) Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ——resen silinir. Resen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, —— ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.
(12) Altıncı fıkranın (b) bendi, dokuzuncu fıkra ve onbirinci fıkra uyarınca —— unvanları silinecek şirket veya kooperatiflerin borçları, unvanlarının silinmesine engel teşkil etmez. Ancak,——- kaydı silinen anonim şirketler ve kooperatiflerin kanuni temsilcileri ile limited şirket ortaklarının, silinme tarihinden önceki kamu borçlarından doğan sorumlulukları, —- devam eder.
(13) Bu madde uyarınca yapılacak tescil ve kayıt silme işlemleri her türlü harçtan, bu işlemler için düzenlenecek kağıtlar damga vergisinden müstesnadır.
(14) Bu madde kapsamında —— olan ilanlardan ücret alınmaz.
(15) Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra —– intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır.—– kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.
(16) ——- uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaya yetkilidir.” hükmünü haizdir.
Yani, geçici 7. Maddenin 15. bendi uyarınca hukuki menfaati bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren —– yıl içinde ihya isteyebileceği anlaşılmaktadır. Bu maddedeki süre hak düşürücü süre niteliğindedir.
Hak düşürücü sürenin geçtiğini mahkeme re’sen gözetir.
—- gelen cevabi yazıya göre ihyası istenen— olduğu, şirketin —- TTK’nin geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin edildiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
İhya istemine konu —- esas sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde, ihyası istenen şirkete karşı icra takibinin —- tarihinde başlatıldığı tespit olunmuştur.
Buna göre, her ne kadar davacı vekilinin, mahkememizin ihtarı üzerine, işbu ihya davasını açmak üzere —–sayılı sayılı dosyasından —– tarihinde yetki belgesi verildiği anlaşılmakla davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunuyor ise de, Mahkememizdeki işbu ihya davası — tarihinde açılmış olup, şirketin sicil kaydının silindiği —tarihinden itibaren —- yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak, TTK’nin geçici 7. Maddesinin2. Fıkrasında geçici 7. Maddenin uygulanmayacağı hal düzenlenmiştir. Fıkraya göre davacı veya davalı olarak devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatif hakkında geçici 7. Madde uygulanamayacaktır. Yani haklarında açılmış bir dava bulunan veya davacı sıfatı ile açtıkları dava devam eden şirket veya kooperatiflerin TTK geçici 7. Madde hükmüne göre ticaret sicilden kayıtlarının resen silinmesine imkân bulunmamaktadır.
Bu bakımdan, ihyası istenen —— edildiği tarihte hakkında davacı veya davalı sıfatıyla açılan bir dava bulunup bulunmadığı hususunda davacı vekiline ihtar gönderilmiş, davacı vekili “ihyası istenen şirket tarafından bize karşı— yılında dava açılmıştır, bunun dışında —- yılında ihyası istenen şirketin açtığı veya ihyası istenen şirkete karşı açılmış bir dava tespit edemedik.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm bu nedenlerle, davanın, 6102 Sayılı TTK’nin geçici 7. Maddesinin 15. Bendi uyarınca hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, 6102 Sayılı TTK’nin geçici 7. Maddesinin 15. Bendi uyarınca HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/12/2021