Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/576
KARAR NO : 2023/1027
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında akdedilen sözleşme ile 2 adet barkot yazıcı makinesi üretimi konusunda anlaşma sağlandığını, sözleşmenin 05.02.2021 tarihinde davalı tarafından imzalandığı ve davacıya gönderildiğini ve sipariş süresi başladığını, davacı sözleşme eki niteliğindeki teknik şartnameye uygun olarak 2 adet makinenin üretimi taahhüdünde bulunulduğunu, davalı ise buna karşılık KDV hariç 16.000,00-EUR ödeme borcunu üstlendiğini, davacı imal ettiği makineleri eksiksiz bir biçimde kullanıma hazır vaziyette süresi içinde imal ederek davalıya teslim ettiğini ve bu hizmete karşılık 05.05.2021 tarihli ve 19.706,00-EUR bedelli fatura düzenlendiğini, davalının makineleri teslim alıp kullanmaya başlamasına rağmen fatura bedelini ödemediğini, davalının noter kanalıyla gönderdiği ihtarnamede makinelerin geç teslim edildiği ve sürekli arıza verdiği gerekçesiyle ve kötü niyetli olarak iadesini istemiş ve ödenen peşinatın iadesini talep ettiğini, davacının da ihtarnameye noter kanalıyla cevap verdiğini, makinelerin eksiksiz ve çalışır vaziyette teslim edildiğine, kullanım eğitimi verildiğine dair ve test işlemlerine dair teknik servis formaları olduğunu, davalı tarafla yapılan mail yazışmaları olduğunu, davalı tarafın makine tesliminden sonra makineye fiziksel hasar verildiğini, davalı tarafından peşin olarak ödenen 4.703,89-EUR fatura bedelinden düşülerek geri kalan için icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edildiğini, bütün bu nedenlerle,—–İcra Müdürlüğünün—— esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptlini, takibin aynı şartlarda devamını, alacağın 9020 den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı tarafça iddia edilen hususlar hukuki dayanaktan yoksun ve gerçeği yansıtmadığını, davacının CD/DVD formatında dosyasına sunmuş olduğunu beyan ettiği ilgili bilgi ve belgeleri taraflarına tebliğ edilmediğini, deleillerin taraflarına tebliğini talep ettiklerini, taraflar arasında yapılan 05.02.2021 tarihli sözleşme ile 2 adet—– makine ve malzemelerinin müvekkili şirkete satışı, 01.03.2021 tarihinde tam ve ayıpsız teslimi hususlamıda anlaşmaya varıldığını, sözleşme bedelinin 16.700,00-EBUR olduğunu, müvekkili şirketin karşı tarafa 40.000,00-TL avans ödemesi yaptığını, makineler 01.03.2021 tarihinde teslim edilmesi gerekirken geç teslim edildiğini ve teslim edildikten itibaren arıza yaptığını, bu durum davalıya mail yoluyla bildirildiğini, davacı tarafından imal edilen makineler geç teslim edildiği gibi ayıplı olarak ifa edildiğini, bu nednle müvekkilinin sözleşmedn dönme hakkını kullanarak ürünleri iade alınmasını talep ettiğini, davacı taraf sözleşme ile belirlenen teslimat gününde makineleri teslim etmemdiğini, davacı taraf davalı müvekkili şirketçe de belirlenen özellik ve şartlara, müvekkili şirketin kullanım taleplerine uygun olmayan makineleri teslim ettiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen bildirim yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, bütün bu nednlerle, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME:
—– Noterliği, —– Noterliği,——İcra Dairesi’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 12/10/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“Mevcut beyanlar/CD görüntüleri/mail yazışmaları/Bilirkişi raporları/teknik servis formları üzerinden yapılan incelemelerde, dava konusu makinelerin teslim edildiği, tamir/onarım/yenileme (Mahkeme Heyeti ile yapılan keşifte; Makine üzerinde 100×100 etiket kullanıldı, davacı tarafından makine üzerinde bulunan etiketlerin düz; gelmediği, etiketlerin katlamalı olduğu beyan edildi, ayrıca kendi etiketlerinin daha düzgün sarım ve kaliteli olduğu beyan edildi. Davacı tarafından cihaz üzerinde ayarlamalar yapıldı, kendi etiketi takıldı ve ped yüzeyi temizliği yapıldı, cihaz çalışması sağlandı, sensörler yardımı ile makinaya komut sağlandı, Bu komut aracılığı ile etiketin hareket ettiği, Jakat yapışkan bant üzerinden ayrılma işleminde zorlandığı, sıyırma işlemi yapılsa da hava emicinin çalışmasında etiketi piston yüzeyine çekemediği, etiketlerin katlandığı, havayı üfleme mekanizmasının 90 derecelik dik açıyla üflemediği için etiketlerin katlandığı, katlanarak etiketlerin ped yüzeyinde biriktiği, 3-5 tane baskı alındıktan sonra makine hata komutu verdiği, bu nedenle imalatın aksadığı) işlemlerinin yapılmaya çalışıldığı ancak yapılan işlemlerin kullanıcının ihtiyacına cevap verecek nitelikte bulunamadığı ayrıntıları KÖK raporumuzda da belirtildiği üzere:
—-, seri numarası —–cihazının mevcut durumu itibari ile davalı tarafından kullanılamadığı, cihazın etiketleme işlevini mevcut teknik durumuna göre gerçekleştiremediği, etiketlerin ped yüzeyinde katlandığı, kullanıcının cihazdan beklediği faydayı elde edemediği mevcut durumu itibari ile AYIPLI olarak değerlendirilmesi gerektiği
—–, seri numarası —– cihazı üzerinde yapılan incelemede, Bağlantı slot vidalarının yerinde olmaması nedeni ile cihaz hata moduna geçtiği,
Makine mevcut durumu itibari ile imalat ortamında çalıştırılamadığı,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eser bedeli alacağına ilişkin başlatılan —–. İcra Dairesi’nin—– Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Davacının iddiası taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, sözleşemeye konusu eserin imal edilip teslim edildiği ancak eser bedelinin ödenmediği, eserin sorunsuz bir şekilde teslim edildiği, teslimden sonra davalının makineye fiziki zarar verdiği yönündedir.
Davalının savunması ise taraflar arasındaki sözleşme bedelinin 16.700,00 Euro olduğu, 08/02/2021 tarihinde 40.000,00 TL ödendiği, eserin geç ve ayıplı teslim edildiği, eserin sözleşmeye uygun imal edilmediği istenilen etiket türünü basmadığı, sürekli arıza verdiği, giderilemeyen bir arıza olduğu ve ayıp nedeniyle sözleşmeden dönüldüğü, avans bedelinin geri istendiği yönündedir.Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve malların tespit edildiği yönünde herhangi bir çekişme bulunmamaktadır. Yine davalının gecikmiş ifa nedeniyle herhangi bir beyan, ihtar, temerrüt ihtarı, temerrüt nedeniyle mehil verilmesi ve seçimlik hakların kullanılması gibi bir irade beyanı olmaması nedeniyle gecikmiş ifanın eldeki davada tartışılmasının sonuca etkisi olmayacaktır.Taraflar arasındaki çekişme eserin ayıplı ya da ayıpsız teslim edilip edilmediği, ayıplı ise davalının davacıya yönetilmiş olan sözleşmeden dönme beyanının sözleşmeyi (dolayısıyla eser bedeli ödeme borcunu) sona erdirici etki sağlayıp sağlamadığı, ayıplı teslim yok ise eser bedelinin ödenmesi gerekip gerekmediği (itirazın iptalinin gerekip gerekmediği) şeklindedir. Mahkememizce yapılan tüm yargılama ve değerlendirme bu minvalde yapılmıştır.
18/03/2021 tarihli teknik servis formu aşağıdaki şekildedir:
14/04/2021 tarihli teknik servis formu aşağıdaki şekildedir:
04/05/2021 tarihli teknik servis formları aşağıdaki şekildedir:
29/05/2021 tarihli teknik servis formları aşağıdaki şekildedir:
Davacı tarafça 20/05/2021 tarihli mail ile davalıya ayıp ihbarında bulunulduğu görülmüştür:
—–Noterliği’nin 23/06/2021 tarih —— yevmiye numaralı ihtarnamesi şu şekildedir: “1) Sayın muhatap, müvekkil şirket ile şirketiniz arasında 05.02.2021 tarihli iki adet —— makine ve malzemelerinin 16.700-Euro bedelle tarafınızca üretilerek müvekkil şirkete teslimine ilişkin sözleşme imzalanmış ve bu nedenle 08.02.2021 tarihinde müvekkil şirket tarafından şirketinize 40.000,00-TL (Kırkbin-Türklirası) avans ödenmiştir. 2) Akdedilen sözleşme uyarınca 01.03.2021 tarihinde teslim edilmesi gereken makineler müvekkil şirkete geç teslim edildiği gibi teslim edildiği tarihten itibaren tarafınızın malumu olduğu üzere süreklilik arz eder bir şekilde sorun çıkartmakta gerek açık ve gerekse de gizli ayıpları ile kullanımını imkânsız hale getirmektedir. Bu hususta tarafınızla defalarca iletişime geçilmiş ancak tarafınızca bir çözüm yolu bulunamamıştır. Bu halin doğal sonucu olarak da müvekkil şirket makineleri kullanamamakta ve müvekkil şirket bu nedenle her geçen gün zarara uğramaktadır. 3) Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ışığında 05.02.2021 tarihli sözleşme uyarınca tarafınızdan satın alınan ancak ayıpları nedeniyle kullanım imkânı bulunmayan iki adet —– makine ve malzemelerinin tarafınıza iadesinin gerekliliği ile müvekkil şirket tarafından şirketinize ödenmiş olan 40.000,00-TL tutarındaki avansın iadesinin zorunluluğu açıktır. 4) Yukarıda izah edilen sebeplerden ötürü, zararlarımız ile yasa ve sözleşmeden doğan tüm haklarımızı talep etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla; 02.05.2021 tarihli sözleşme uyarınca şirketinizden satın alınmış iki adet —–makine ve malzemelerinin işbu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde müvekkil şirketin—–adresinden tarafınızca iade alınmasını ve 08.02.2021 tarihinde müvekkil şirket tarafından şirketinize gönderilmiş olan 40000,00-TL (Kırkbin-Türklirası) avansın müvekkil şirkete ait —— iban numaralı hesaba işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde iadesini, aksi halde müvekkil şirketin uğramış olduğu tüm zararların tahsili için dava ve icra takipleri dahil olmak üzere gerekli tüm hukuki yollara başvuru haklarımızı saklı tuttuğumuzu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tarafınızdan talep edileceğini işbu ihtarname ile vekaleten ihtar ve ihbar ederiz.”
—–Noterliği’nin 30/06/2021 tarihli —— yevmiye numaralı ihtarnamesi şu şekildedir: “1) Sayın muhatap; Keşidecisi olduğunuz —–Noterliği’nin 23/06/2021 tarihli ——yevmiye no.lu ihtarnamesi ile “05/02/2021 tarihli sözleşme uyarınca 2 adet —– makine siparişi verildiği, siparişlerin 01/03/2021 tarihinde teslim edilmesi gerekirken geç teslim edildiği, makinelerin süreklilik arz eder bir şekilde sorun çıkarttığı, açık ve gizli ayıpları nedeniyle kullanımının imkansız hale geldiği, bu nedenlerle 2 adet —–makinenin 7 gün içerisinde iade alınarak ödenen 40.000 B avansın iadesi” talep ve ihtar edilmiştir. 2-) Sipariş konusu makinelerin geç teslim edildiği iddianız yersizdir. Sözleşme, madde 10.2’de yazılı olduğu üzere 05/02/2021 tarihinde Satıcı tarafından imzalanmış ve alıcıya gönderilmiştir. Sözleşme,15/02/2021 tarihinde alıcı müvekkiliniz tarafından imzalanarak satıcı müvekkil şirkete mail yolu ile gönderilmiştir. Dolayısıyla sözleşme konusu edimlerin yerine getirilme süresi 15/02/2021 tarihinde başlamıştır. Sözleşmeye konu makineler süresi içerisinde üretilip teslime hazır hale getirilmiş ve tarafınıza bildirimde bulunulmuştur. Ancak tarafınızca fabrikanızdaki üretim hatlarının müsait olmadığı gerekçe gösterilerek makinelerin kurulumunun ertelenmesi talep edilmiş, talebiniz üzerine kurulum, sonraki bir tarihe ertelenmiştir. Makinelerin taahhüt edilen süre içerisinde üretilmemesi veya teslime hazır hale getirilmemesi söz konusu değildir. Makinelerin kurulumunun gecikmesinde müvekkil şirketin hiç bir kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Kurulumlar, talep ettiğiniz tarihlerde gerçekleştirilmiştir.3-) Sözleşmeye konu makinelerde açık ve gizli ayıpların mevcut olduğu, makinelerin süreklilik arz eden arızaları nedeniyle kullanılamaz halde bulunduğu iddianız gerçek dışıdır. İhtarnamenizde, iddia ettiğiniz ayıpların niteliği hakkında açıklama bulunulmamıştır. Söz konusu makineler, sözleşmede belirtilen özellikleri haiz bir biçimde tam ve eksiksiz olarak teslim edilmiştir. Teslimden sonra talebiniz üzerine en az dört kez ücretsiz şekilde makinelerin kontrolti ve çalıştırılması ile ilgili fabrikanıza gidilmiş, her seferinde makinelerde herhangi bir hata bulunmadığı tespit edilerek çalışır vaziyette makinelerin teslimi sağlanmıştır. Ayrıca 27/05/2021 tarihinde etiket testi için fabrikanıza gidildiğinde uzun kollu olan —– cihazının forklift ile yere düşürülüp hasar verildiği tespit edilmiştir. Sözleşmedeki özellikleri haiz, tam ve çalışır vaziyette teslim edilen, tarafınızca da kabul edilerek 3 ayı aşkın süredir kullanılan ve kendi kusurunuzdan kaynaklı hasar gören makinelerin iadesi müvekkil şirket tarafından kabul görmemektedir. 4-) Sözleşme konusu makinelerin üretim bedeli olarak kesilen 05/05/2021 tarihli 19.706,00 € bedelli fatura ile teknik hizmet nedeniyle kesilen 02/05/2021 tarihli, 241,90 € bedelli faturalar halen ödenmemiştir. Açıklanan nedenlerle fatura bedellerinin sözleme gereğince işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödeme tarihindeki —–döviz satış kuru üzerinden Müvekkil şirkete ait faturalarda yazılı banka hesabına, ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesini, aksi halde fatura bedellerinin tahsili için yasal işlem başlatılacağını, yasal işlemlerin ifasından kaynaklı yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin tarafınızdan talep edileceğini ihbar ve ihtar ederiz.”
—– Sulh Hukuk Mahkemesi —–sayılı dosyası incelendiğinde makineler başında 08/10/2021 tarihinde keşif yapıldığı, keşif sonucunda “mikro işlemci tarafından etiket bilgilerinin doğru yazıldığı, ambalajlama makinasında konveryorler yardımı ile gelen ürünün sensörler yardımı ile makinaya komut verdiği, bu komut vasıtası ile etiketin hareket ettiği, fakat yapışkan bant üzerinden ayrılma işleminin yapılamadığı, çok nadir olarak sıyırma işlemi yapılsa da hava emici çalışarak etiketi piston yüzeyine çekemediği, piston itme hareketi yaparak ambalajı yapılmış ürün üzerine etiketi yapıştırma işlemini yapamadığı” hususları tespit edilmiştir.11/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun değerlendirilmesi –> 30/11/2021 tarihli duruşmada “Davacının fatura içeriğindeki makinenin davalının siparişine uygun olarak teslim edip etmediği, eksik teslimin söz konusu olup olmadığı, üretilen makinelerin ayıplı olup olmadığı, ayıp türünün ne olduğu, davalının süresinde ve usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, davacının icra takibine konu etmiş olduğu fatura bedelinin davalıdan talep edip edemeyeceği konularında rapor tanzimi için dosyanın mahkememizce resen seçilecek 3 makine mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmesine, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine, inceleme gün ve tarihinin bilirkişiler tarafından davacı ve davalı vekillerine inceleme gününden bir hafta öncesinden ayrı ayrı bildirilmesine,” karar verildiği ve bilirkişi incelemesinin bu ara karar üzerine yapıldığı görülmüştür.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 288. Maddesi uyarınca “(1) Hâkim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur. (2) Keşif kararı, mahkemece, sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya resen alınır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 289. Maddesi uyarınca “(1) Keşif, davaya bakan mahkemece icra edilir. Keşif konusu, mahkemenin yargı çevresi dışında ise inceleme istinabe suretiyle yapılır. (2) Keşif konusu, büyükşehir belediye sınırları içerisinde ise inceleme, davaya bakan mahkeme tarafından da yerine getirilebilir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 290. maddesi uyarınca “(1) Keşfin yeri, kapsamı ve zamanı mahkeme tarafından tespit edilir. Keşif, taraflar hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır. (2) Mahkeme keşif sırasında tanık ve bilirkişi dinleyebilir. Keşif sırasında, yapılan tüm işlemler ve beyanları içeren bir tutanak düzenlenir. Tutanağa, hâkimin keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemleri de yazılır. Plan, çizim, fotoğraf gibi belgeler de tutanağa eklenir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 189/2. maddesi uyarınca “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, görülmekte olan bir uyuşmazlıkta uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde inceleme yaparak bilgi sahibi olmak söz konusu olduğunda, yargılama usulünü düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca “keşif” kurumunun öngörüldüğü, keşfin ise mahkeme (hakim, katip, mübaşir ve katılırlarsa taraflar ve gerekirse bilirkişi) katılımı ile icra edileceği, yine keşfin yukarıda atıf yapılan yasa hükmünde öngörüldüğü şekilde tutanağa bağlanmasının zorunlu olduğu, görüldüğü gibi yasada keşif yapılması gereken durumlarda bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesi gibi bir usul bulunmadığı, böyle bir usulün keşifte gerçekleştirilen işlemlerin tutanağa bağlanmamış olması ve hakimin ve katibin katılımının gerçekleşmemiş olması nedeniyle mahkeme denetimine tamamen kapalı ve sakıncalı olduğu, usule uygun da olmadığı, yok hükmünde olduğu, kaldı ki somut olayda taraflar arasında yerinde incelemenin icrası hususunda çekişme bulunduğu, bu çekişmenin ise mahkememize denetlenip çözümlenmesinin yerinde incelemenin mahkemece tutanağa bağlanamamış olması nedeniyle mümkün olmadığı, belirtildiği gibi yapılan işlemin kanunun açık hükmüne açıkça aykırı olması nedeniyle yok hükmünde olduğu, bu sebeple anılan bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin delilin hukuka aykırı şekilde elde edilmiş olması nedeniyle ispat vasıtası olarak dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.Mahkememizce dava konusu eser başında 03/02/2023 tarihinde keşif yapılmış, keşif sonucu düzenlenen 11/05/2023 tarihli raporda “—, seri numarası—-cihazının mevcut durumu itibari ile davalı tarafından kullanılamadığı, cihazın etiketleme işlevini mevcut teknik durumuna göre gerçekleştiremediği, etiketlerin ped yüzeyinde katlandığı, kullanı azdan beklediği faydayı elde edemediği mevcut durumu itibari ile AYIPLI olarak değerlendirilmesi gerektiği, tespiti yapılmı —— , seri numarası —– cihazı üzerinde yapılan incelemede, Bağlantı slot vidalarının yerinde olmaması nedeni ile cihaz hata moduna geçtiği, Makine mevcut durumu itibari ile imalat ortamında çalıştırılamadığı” hususları tespit edilmiştir. Yapılan tespitin —–Sulh Hukuk Mahkemesi—– sayılı dosyasında 08/10/2021 tarihinde yapılan tespitlerle paralel olduğu görülmüştür.
24/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda “makinelerdeki eksikliğin giderilmesi, tam bir bakım ve ayarlarının yapılması ve uygun etiket kullanılması halinde makinelerin hatasız çalışabileceği ve bu nedeniyle ayıplı sayılamayacağı” tespitinin yapıldığı görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 474. Maddesi uyarınca “(1)İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. (2) Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesi uyarınca “(1)Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
(2)İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. (3)Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/3. maddesi uyarınca “Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.”Eser sözleşmelerinde bedel bir miktar para olarak kararlaştırıldığından, tarafların bu sözleşmeyi tek taraflı irade beyanları ile feshetmeleri (dönmeleri) mümkündür ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş parasının geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay HGK —–). Bu halde karşı tarafın dönme-feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşmenin aynen ifasını talep etmesi mümkün değildir (Yargıtay —–. H.D——) (—– Bölge Adliye Mahkemesi—–. Hukuk Dairesi —– Esas ve —–Karar).Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan eser bedeli alacağına ilişkin başlatılan—– İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının iddiasının taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, sözleşemeye konusu eserin imal edilip teslim edildiği ancak eser bedelinin ödenmediği, eserin sorunsuz bir şekilde teslim edildiği, teslimden sonra davalının makineye fiziki zarar verdiği yönünde; davalının savunmasının ise taraflar arasındaki sözleşme bedelinin 16.700,00 Euro olduğu, 08/02/2021 tarihinde 40.000,00 TL ödendiği, eserin geç ve ayıplı teslim edildiği, eserin sözleşmeye uygun imal edilmediği istenilen etiket türünü basmadığı, sürekli arıza verdiği, giderilemeyen bir arıza olduğu ve ayıp nedeniyle sözleşmeden dönüldüğü, avans bedelinin geri istendiği yönünde olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve malların tespit edildiği yönünde herhangi bir çekişme bulunmadığı, taraflar arasındaki çekişmenin eserin ayıplı ya da ayıpsız teslim edilip edilmediği, ayıplı ise davalının davacıya yönetilmiş olan sözleşmeden dönme beyanının sözleşmeyi (dolayısıyla eser bedeli ödeme borcunu) sona erdirici etki sağlayıp sağlamadığı, ayıplı teslim yok ise eser bedelinin ödenmesi gerekip gerekmediği (itirazın iptalinin gerekip gerekmediği) şeklinde olduğu, yukarıda ortaya konulan tüm deliller ve yasa hükümleri dikkate alındığında, dava konusu eserlerin etiketi yapışkandan sıyıramaması ve arızanın (teknik servis formlarından da anlaşılacağı üzere) süreç içerisinde giderilememiş olması nedeniyle gizli ayıplı olduğu ve davalının eserden beklediği faydayı tamamen yok ettiği, bu hususun —–Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyasındaki keşif ve bilirkişi raporu ve mahkememizce yapılan keşif sonucunda da tespit edildiği, yine ayıp ihbarının yukarıda ortaya konulduğu gibi hem davalı tarafından davacıya gönderilen mail, hem de davalının —- Noterliği’nin 30/06/2021 tarihli —–yevmiye numaralı ihtarnamesindeki beyanları dikkate alındığında süresi içerisinde yapıldığı, davacının—– Noterliği’nin 23/06/2021 tarih—– yevmiye numaralı ihtarnamesinde sözleşmeden dönme ifadesini kullanmasa da ayıplı ifa nedeniyle ödediği avansın iadesini talep ederek sözleşmeden dönme iradesini kullanmadığı, dönme beyanının eserin gizli ayıplı olması ve yukarıda atıf yapılan yasal prosedüre ve şekle (noter kanalıyla) uygun olarak yapılması nedeniyle hüküm ve sonuç doğurduğu, —– Noterliği’nin 23/06/2021 tarih—– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, bu sebeple tarafların karşılıklı ifa yükümlülüklerinden kurtuldukları ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu kapsamda davalının davacıya eser bedelini ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığı, eserin ve ödenen avansın iadesi yönünde tarafların bir talep ve davaları olmaması nedeniyle bu hususta değerlendirme yapılmasına yer olmadığı, tüm bu sebeplerle davacının bakiye eser bedelinin tahsiline ilişkin itirazın iptali talebinin reddi gerektiği, yine davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğunu gösterir bir delil bulunmadığından ve alacağın varlık ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 1.909,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.640,09 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (15.474,68 Euro x dava tarihindeki kur 9,8524 = 152.462,73 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 24.394,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.