Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2022/971 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/575 Esas
KARAR NO: 2022/971
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/09/2021
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının, kendisine ait servis minibüsü ile davalı şirketin ihale ile taşıma işini aldığı İETT personeli taşıma işini davalı şirket adına yapılması konusunda anlaştıklarını, davacının aylık olarak yaptığı personel taşıma işi karşılığında davalı şirkete fatura kesip bedellerini aldığını, davalı şirketin 13.03.2019 tarihli 1.119,83TL ve 13.03.2019 tarihli 2.528,80TL’lik fatura bedellerini yapılan sözlü ve şifahi uyarılara rağmen ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine toplamı 13.648,63 TL olan fatura bedelleri için İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9537 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket asıl alacağa, faize ve takibin ferilerine karşı itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, sonrasında Ticari dava ve alacaklarda dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, ancak yapılan görüşmeler neticesinde bir anlaşma sağlanamadığını savunarak; açıklanan nedenlerle her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı kalması kaydı ile Davalı borçlunun İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9537 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli borca itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle takibe konu asıl alacak bedeli üzerinden 96 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasın talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE : ——Müdürlüğü’ne,—-Müdürlüğü’ne, —– yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Mahkememizce aldırılan 15/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, ——yılı kapanış tasdikinin yapılmadığı bu yönü ile sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olmadığı,
Davacının — yılında işletme hesabı defteri tuttuğu —- bedelli faturanın işletme hesabı defterinde kayıtlı olduğu, —–bedelli faturanın ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, faturaların teslimine dair belge sunulmadığı
—– uygulamasına göre özellikle davalının faturayı vergi dairesine alım olarak bildirmesinin dava konusu alacağın varlığına karine olarak kabul edildiği, davalının —– alım olarak bildirdiği —— bedelli faturanın davacı alacağı olarak kabul edilebileceği, davalının ticari defterlerini inceleme günü sunmadığı yerinde inceleme talebi olmadığından davalı ticari defterlerinde tespitler yapılmadığı
Davacının talebi dikkate alınarak takipten itibaren YASAL faiz talep edilebileceği” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ——- Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, dava dayanağı faturaların ———– olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve her iki tarafın ticari defterlerine dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin ——bedelli fatura yönünden birbiri ile uyumlu olduğu,——- bedelli fatura yönünden ise birbiri ile uyumlu olmadığı hususunun bilirkişi tarafından tespit edildiği, ancak davacı taraf davalı tarafın ticari defterlerine de delil olarak dayandığına göre, davalının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi aleyhine de kesin delil teşkil edeceği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davalı defterlerinde davacının takip ve davada dayandığı faturaların kayıtlı olduğu, yine davanın açık hesap ilişkisine değil, taraflar asındaki sözleşmeye ve faturaya dayanması ve yine davalının herhangi bir takas mahsup talebinin bulunmaması nedeniyle davalının davacıdan olan başka bir alacağının bulunup bulunmadığının eldeki davaya etkisi olmayacağı, bu sebeple davacının taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ve faturaya konu alacaklarının bulunduğunu ispatladığı, bu sebeple davalının faturadan kaynaklanan borcunu ödediğini ispatlama külfeti altında olduğu, ancak dosyadaki bu yönde herhangi bir savunma veya delil bulunmadığı, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit/belirlenebilir olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun ——- takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın —- yüzde 20’sine karşılık gelen 2.729,726 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri ——üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 932,33 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 164,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 767,48 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 232,65 TL dava açma masrafı ve 912,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.145,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (13.648,63 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilmesi gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/12/2022