Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/554 E. 2022/720 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/554 Esas
KARAR NO : 2022/720

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili ile arasında bulunan —— bedelli fatura düzenlendiğini, düzenlenen fatura bedelinin bir kısmının ödendiğini ancak fatura bedelinin ——-ödenmediğini, davalı ile irtibata geçildiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine —– esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibin durduğunu, davalının takip dayanağı faturaya yasal süre içinde itiraz edilmediğinden dolayı faturayı kabul etmiş olduğunu, taraflar arasında düzenlenen —-ve davalının bu fatura bedelinin —–kısmını ödediğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulü ile itirazın iptalini, takibin devamını, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm iddia ve taleplerine karşı zamanaşımı defi ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, dava konusu icra takibine ilişkin yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin — ettiğini, icra takibi açısından yetkili icra müdürlüğünün —- müdürlüğü olduğunu, açılan davada davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacağından — mahkemesi yetkili ve görevli olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacının müvekkili aleyhine ilamsız takibe giriştiğini, taraflar arasında herhangi bir borç alacak ilişkisinin bulunmadığından dolayı müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, icra takibine gösterilen belgelerin hukuken cari hesap sözleşmesi niteliğinde olmadığını, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının olmadığını, borca ve işletilen faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini, davacı hakkında %2/’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini, davacı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
— Müdürlüğü ve ——-müzekkerelere cevap verildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi raporunda;
“-Davacı ile davalı arasında faturaya dayalı ticari bir ilişkinin olduğu,
-Davacının incelemede ve dava dosyasına sunduğu — tarihinde — tutarlı vadeli çeki avans olarak aldığı ve cari hesabına işlediği, buna karşılık olarak onaylı ticari defter kayıtlarına almadığı,—Hesabına işlenmediği,
-Davacının beyanı doğrultusunda davalıdan toplam ———— tutarlı vadeli çek aldığının kabulünde olduğu,
-Davacının düzenlediği ———— tutarında —- davalının ticari defter kayıtlarında yer aldığı, fatura muhteviyatının davalının kabulünde olduğu, faturaya konu emtia ile ilgili ayıp ihbarının olmadığı,
-Davacının alacağının ticari defter kayıtları ve beyanı doğrultusunda davalıdan alacağının — olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının borç/alacak bakiyesinin davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda ortaya çıkacağı” tespit edilmiştir.
Talimat mahkemesi ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davalının — yılı incelenen ve sahibi lehine delil kudretine haiz yasal defterlerinden, yapılan incelemeler, tespitler ve değerlendirmeler sonucunda;
1) Davacının, davalı adına | adet ——- tutarında satış faturası düzenlediği, bu faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve — beyannamelerinin beyan edildiği,
2) Davacının | adet satış faturasından olan alacağına karşılık davalıdan—– tutarında çek tahsil ettiği, —son işlem tarihi itibarı ile davalıdan —.- alacaklı olduğunun tespit edildiği,
3) Davalının yasal defterlerinde de — işlem tarihi itibarı ile davacıya 13.320,00 TL.- tutarında borçlu olduğunun tespit edildiği, taraf defterlerinin borç/alacak yönünden birbirini teyit ettiği, alacağın talep edilebilir olduğu,
4) Davacının alacağının tahsili amacıyla, davalı aleyhine —dosyası—-işlemiş reeskont avans faiz ile toplam —tarihinde icra takibi başlattığı, takipten öncesinde işlemiş faiz yönünden temerrüt evrakına rastlanmadığından, işlemiş faizin — bulunmadığı” hususlarının tespit edildiği anlaşıldı.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda — olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin — dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davalının dava konusu yapılan faturaya ilişkin hizmeti ———– bildirdiği, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı (ve davalı) defterlerinde 13.320,00 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, bu sebeple davalının faturadan kaynaklanan borcunu ödemek yükümlülüğü altında olduğu, ancak bu yönde bir savunma ve delil sunulmadığı gibi dosya kapsamındaki borcun ödendiği veya sair sebeple istenemeyeceğine dair bir delil bulunmadığı, yine dosya kapsamında davalının dava konusu faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir iddia ve delil ileri sürülmediğinden takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediği ve takipte temerrüt faizi talep edilemeyeceği, dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun ——- sayılı takibine yaptığı itirazın—- yönünden iptaline, takibin takip tarihi itibariyle bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Kabul edilen— alacağın —- karşılık gelen 2.664,00 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davalının, davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (13.320,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 909,88 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 169,22 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 740,66 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 237,02 TL dava açma masrafı ve——masrafından ibaret —- giderinin kabul/ret oranına——— davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri —- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — hesaplanan — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri ——–tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan 690,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden —— ücretinin kabul/ret oranına —- davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye —- davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.