Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/546 E. 2023/76 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/546 Esas
KARAR NO: 2023/76
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/08/2021
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ——– ortağı olup şirketi —– temsil ve ilzam ettiği, müvekkilinin görüş ayrılıkları nedeniyle ortaklıktan ayrılmak istediği, ancak ortaklıktan ayrılma koşullarında anlaşma sağlanamadığı, müvekkilin ortaklıktan çıkmak için ——— dosyasından dava açtığı, yargılamanın devamı sırasında şirket müdürleri ve ortakları tarafından müvekkiline bilgi verilmeksizin ———taşınmazı devrettiği, öğrendiği, ortak sıfatıyla müvekkile satış öncesinde hiçbir bilgi verilmediği için satış yapılmasının zorunlu olup olmadığı, ne kadara satıldığı, taşınmazın değerini bulması için ne gibi önlemler alınmadığı, eğer rayiç değere göre düşük bedelle satılmışsa neden düşük bedelle satıldığı konularında hiçbir bilgisinin bulunmadığı, dava konusu taşınmaz için —– muhtelif tarihlerde ekspertiz çalışması yapıldığı, —- tarihli ekspertiz raporuna göre —– değer takdir edildiği, ancak müvekkili son olarak—– değer takdir edilen taşıtımazın —— bedelle —— duyumunu aldığı, bu miktarın doğru olması halinde, mahkemenin ortaklıktan tedbir talebini ret edilmesini fırsat bilen davalıların, müvekkilin hesaplanacak olan çıkma ak için taşınmazı değerinin çok altında bir bedelle satmak suretiyle şirketi ve dolaylı olarak müvekkili zârara uğrattıklarını, şirket uhdesinde bulunan —— neden olmaksızın sonlandırarak söz konusu bayiliği kendi hakimiyetlerine olan ——- üzerinden yürütmeye başladığını, bu da yine müvekkilinin ortaklık haklarını ihlal eden ve dolaylı zararma yol açan bir davranış olduğunu, bayilik sözleşmesini devralan ——-ticari defter, belge ve kayıtları üzerinde bilirkişi incjılemesi yapılarak,——————-uhdesinde olması gerekirken diğer şirkete geçirilen bayilik nedehiyle elde ettiği karın tespitini edilmesini, dava dilekçesinde açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulünü, miktarı belli olduğunda ıslah yolu ile artırmak üzere şimdilik —- zararın, zarar tarihinden işleyecek ——- faizi üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmemesi halinde, TTK’nun 555/2 maddesi dikkate alınarak müvekkil ile şirket arasında hakkaniyete göre paylaştırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı————- dava konusu şirketteki müdürler kurulu görevi sona ermesinden sonra şirkete, hisse sahiplerine ve müdürler kuruluna karşı kötü niyetli bir tavır aldığını ve şirkete hukuki dayanaktan yoksun davalar açmaya başladığı, Türk Ticret Kanunu 553. Ve 555. Maddelere atfen ikame edilmiş olan iş bu davada davacı bir zarar olduğu ve sorumluları hangi tarihte nasıl öğrendiğine ilişkin hiçbir beyanda bulunmadığı, TTK.560 madde açıkça sorumluluk davalarında sorumluluğu doğuran olay sebebi ile bir zarara uğranıldığı öğrenilmiş ise———– yıllık zamanaşımının başlamış olacağını bildirdiği, davacının hala müvekkillerle birlikte dava dışı şirketin ortağı olduğu, genel kurullara avukatları aracılığıyla katılmaya devam ettiği, bu sebeple davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığının belgelenmesinin zaruri olduğu, davacı şirkete ait taşınmazın değerinin altında bir bedelle satılarak ve ———— yapılan sözleşmenin feshedilerek şirketinin zarara uğradığını beyan ettiği, taşınmaza ait ekspertiz raporları, ———— sözleşmeleri delil gösterdiği, davacı tarafından dava konusu şirket haksız yere davalara boğulduğu, sermaye arttırımına engel olması sebebiyle şirketi zor duruma soktuğu, şirketin devamlılığını sağlayabilmek için taşınmazın gayrimenkul, danışmanlarından alınan en yüksek teklife riayet edilerek satıldığı, şirketin zarara uğratılmadığı, tadım ile yapılan sözleşmeler davacının şirketi düşürdüğü ekonomik durum sebebi ile sonlandırıldığı, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle köyü niyetli ikame edilen işbu davanın reddine, yargılama müsraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi———– tarihli raporda özetle; Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki satılık arsa fiyatlarının araştırılmış olduğunu, bulunduğu ——— olan mesafesi, ulaşım durumu, bölgedeki arz talep durumu ve piyasa koşulları, ———— yararlanma durumu, serbest piyasa rayiçleri ve değerini etkileyecek tüm etkenler dikkate alınarak ——— keşif tarihi itibari ile—— olarak hesap ve takdir edildiği: a) —————–keşif tarihi itibari ile taşınmazın değeri: —– dava tarihi itibari ile taşınmazın değeri: —— Satış tarihi itibari ile taşınmazın değeri: —– olarak hesap ve takdir edildiği anlaşıldığından; —– tarihi itibariyle değeri:—–devir tarihi itibariyle değeri: ——–olarak hesap ve takdir edildiği, üç nüsha olarak tanzim edilen iş bu raporu HMK 282 maddesi “Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmüne istinaden bilirkişi raporunu mahkememize arz etmiştir.
Bilirkişiler ——-tarihli raporda özetle; Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki satılık arsa fiyatlarının araştırılmış olduğunu, bulunduğu konum, arsa-yapı alanı, sosyal donatı merkezine olan mesafesi, ulaşım durumu, bölgedeki arz talep durumu ve piyasa koşulları, ——- yararlanma durumu, serbest piyasa rayiçleri ve değerini etkileyecek tüm etkenler dikkate alınarak—— olarak hesap ve takdir edildiği, —– dava tarihi itibariyle taşınmazın toplam değerinin: ——– dava tarihi bariyle taşınmazın toplam değerinin; ———–olarak hesap edildiği ve mahkememize sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler—— tarihli raporda özetle;———– şirketin yönetim ve temsili hükümlerinde düzenlendiğini, müdürlük sıfatı şirket kurulurken seçim yapılması suretiyle esas sözleşme ile veya daha sonra ortaklar ———-kazanılmadığını, müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve dürüstlük kuralları çerçevesinde şirketin menfaatlerini gözetmekle yükümlü olduklarını, müdürlere şirketin borca batık veya sermaye kaybı olması halinde anonim şirketlerdeki gibi ihbar yükümü ve iflasın bildirilmesi görevleri de yüklenmiş vaziyette olduklarını, TTK’da ——— hukuki sorumluluğu ayrıca düzenlenmediğini, TTK m.644/1-a)’da getirilen düzenleme uyarınca kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553. Madde limited şirketlere de uygulandığını, yapılan bu atıf sebebiyle anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümler limited şirketlere de uygulanacağını, Türk Ticaret Kanunu anonim şirket yönetim kurulu üyelerine, şirket işlerinin görülmesinde özen borcu yüklediğini, yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayandığını, vekalet sözleşmesinde vekil, üstlendiği görevi ve işi belirli bir özen ölçüsünde yerine getirmeyi borçlandığını, vekil belirli bir sonucun sağlanmasını borçlanmadığını bu sebeple kural olarak vekilin sonuçtan sorumlu olmadığını, TTK m.553/1 uyarınca, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları maddede açıkça ifade edildiği üzere, söz konusu düzenlemenin kusur sorumluluğu esasına dayanmadığını, davalı tarafın yönetim kurulu üyesi olarak şirket adına gerçekleştirdiği faaliyetler, özen yükümlülüğü ve kusur sorumluluğu ilkeleri çerçevesinde değerlendirileceğini, TTK m. 555/1 uyarınca şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebileceklerini, pay sahiplerinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebileceklerini, TTK m.369/1 uyarınca yönetim kurulu üyelerinin ve yönetimle görevli üçüncü kişilerin, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altında olduklarını, TTK’nın 369’uncu maddesi, gerekçesinde belirtildiği gibi özenle bağlılık üyelerinden beklenilecek özen, benzer durumlarda tedbirli bir yöneticinin göstereceği özenin ötesinde olmayacaklarını, tedbirli bir yönetici ölçüsünün, ————– uygun olarak ——— verilebileceğini kabul ettiği ve riskin bundan doğduğu durumlarda üyenin sorumlu tutulmaması esasına dayandığı TTK m.369 gerekçesinde ifade edildiğini, bununla birlikte, yine madde gerekçesinde belirtildiği üzere anonim şirket ile ———- akdedilecek sözleşme kapsamında özen borcunun ağırlaştırılabilmesi mümkün olup bu halde sorumluluk genişletilebildiğini, birden çok müdürün bulunduğu limited şirketlerde, müdürlerin sorumluluğu açısından farklılaştırılmış teselsül hükümleri uygulanacağını, ortaya çıkan zarardan her müdürün kusur durumuna ve zarar kendisine yükletilebildiği ölçüde sorumlu tutulabileceğini, somut olayda davacı tarafından ileri sürülen hususlar incelendiğinde dava dışı şirketin zarara uğratıldığına ilişkin bir tespit yapılamadığını, bu sebeple davacı iddialarının bu aşamada ispata muhtaç olduğu ve davalıların sorumluluğu kapsamında bulunan bir zararın oluşmadığı kanaatine varıldığı belirterek bilirkişi raporunu mahkememize arz etmişlerdir.
Taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Davanın konusunu, davacının ortağı olduğu ——– müşterek müdürü ve ortağı olan davalılar —— şirketi zarara sokmak kastı ile şirketin taşınmazını ucuza sattıkları ve —— feshederek dava dışı ———- üzerinden bayiliği yürütmeye başladıklarından bahisle zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davanın hukuki dayanağı, 6102 sayılı TTK’nın 644/1-a maddesinin yollamasıyla TTK’nın 553.maddesine dayanan sorumluluk davasıdır.
TTK’nın 553/1 Maddesinde;”(1) Kurucular,————- doğan yükümlülüklerini————- kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 555/1.maddesine göre şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
Davacı ——— davalılar——– birlikte zarara uğratıldığı iddia edilen ve ——- tarihinde kurulan ——kurucu ortağı ve yöneticisi olup kuruluş anında her bir ortak ——- hisse sahibidir. Davacı —–tarihinde ortaklıktan ayrılmış ancak—- tarihinde davalılarla birlikte müşterek imzalı şirket müdürlüğüne atanmıştır. — tarihinde davacı şirkette— olmuştur. —– tarihinde davalılar müşterek imzalı müdür atanmışlar ve davacının müdürlüğü sona ermiştir. Davacı şirkette hali hazırda ———sahibidir.
Davacı taraf, şirkete ait taşınmazın piyasa fiyatından ucuza satıldığını iddia etmektedir. Taşınmazın satış tarihindeki değerinin tespitine yönelik bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ve bir miktar yüksek fiyatlar bulunmuştur.——– taşınmaz fiyatları göreceli olup ani yükseliş ve düşüşler gösterebilmektedir. Ayrıca ——-durgunlukta fiyatlara etki etmektedir. Bilirkişiler tarafından tespit edilen fiyatlar taşınmazın o fiyattan satılabileceği anlamına gelmez, piyasa koşullarına göre alıcı ve satıcının ihtiyaçlarına göre satış fiyatı belirlenir. Dolayısıyla şirkete ait taşınmazın bilirkişiler tarafından geriye yönelik tespit edilen fiyattan düşüğe satılmasında davalı yöneticilere kusur izafe edilmesi mümkün değildir.
Davacı tarafın bir diğer iddiası da ——- kaynaklı şirketin zarara uğratıldığı iddiasıdır. Şirketin ana iştigal konusu———mamullerinin imalatını ve pazarlamasını yapmak özellikle —- ——— imalatını yapmak, yurtdışı ve yurtiçinde pazarlamasını yapmak veya yaptırmak.” tır. Yöneticilerin ——karşı tarafla mutabık kalarak feshetmeleri ticari bir tercihtir. Ticari hayatın gereği yapılan tercihlerden dolayı davalı yöneticilere kusur izafe edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki —– alan dava dışı ————- tutarında dönem net zararı raporlamıştır.
Şirketi zarara uğrattığından bahisle yöneticinin sorumluluğuna gidilebilmesi için yöneticinin kanun ve ana sözleşme ile kendisine yüklenilen görevlerini kusuru ile ihlal etmesi, bunun sonucu olarak bir zararın doğması gerekmekte olup, kusur ve zararı bunu iddia eden davacının ispatlaması gerektiği, davacının yöneticilikten ayrıldığı tarihten sonra——— mali yapısında anormal bir değişiklik olmadığı, yine ———– üstlendiği görevi ve işi belirli bir özen ölçüsünde yerine getirmeyi borçlandığı ancak belirli bir sonucun sağlanmasının borçlanılmadığı, ——– tarihli bilirkişi heyet raporuyla da sabit olduğu üzere somut olayda davacı tarafça ileri sürülen hususlarda dava dışı şirketin zarara uğratıldığına ilişkin bir tespit yapılamadığı, davacı iddialarının ispata muhtaç olup davalıların sorumluluğu kapsamında bulunan bir zarar oluşmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ———- tarafından sarf edilen 3.600,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ———— verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.