Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/522 E. 2022/663 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/522 Esas
KARAR NO: 2022/663
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/takip borçlusu —– ile davacı banka arasında —- imzalandığı, diğer borçlu ——– bu sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, davacı bankanın bu sözleşme gereği adı geçen borçlulara krediler kullandırdığı, davalı /takip borçlularının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemedikleri, bu nedenle davacı Banka tarafından borçlulara ödeme yapması için —– tarihli ihtarname gönderildiği, buna rağmen borçlunun ödeme yapmaması üzerine ——– dosyasından İlamsız takibe geçilerek davalı/takip borçlusu aleyhine icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ancak borçlu vekilinin borca itirazı neticesinde İcra takibinin durduğu, İcra takibinin durması üzerine davalı borçlularla arabuluculuk görüşmeleri yapıldığı ve görüşmelerin neticesinde bir uzlaşmaya varılamadığı, Davalı borçlularla imzalanan ——– gereğince, Banka kayıtlarının kesin delil olarak kabul edildiği, Banka kayıtlarında yapılacak Bilirkişi incelemesinde de alacağın sabit olduğu ve itirazın haksız olduğu ortaya çıkacağı, ayrıca imzalanan—– gereğince, temerrüt faiz oranının krediye uygulanan akdi kredi faiz oranının —- katı olarak belirlendiği ve faize yapılan itirazın da haksız olduğu, davalı/takip borçlusu tarafından yapılan itirazın haksız, mesnetsiz, kötü niyetli olduğu ve söz konusu icra takibini sürüncemede bırakma amacı taşıdığı iddia edilmiş olup izah edilen ve Sayın Mahkemece re ‘sen tespit edilecek nedenlerle; Fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile faiz ve masraflar hariç olmak üzere ——- tutarında alacağın, tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin temini için borçlunun itirazının iptali ve takibin devamına, borçlulara %20’ tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine, tüm yargılama giderleri, ihtar masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava genel kredi sözleşmesi alacağının tahsili için —— sayılı icra dosyasından yapılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir.
Davada taraf teşkili sağlanmış, dava İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalılardan asıl borçlu—– davacı—- kullanmış olduğu krediler için davalılar——- aleyhine başlatılan —– sayılı icra takibinde davalılar tarafından yapılan itiraz neticesinde mahkememize iş bu dava açılmıştır.
—- sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemelerde davacı — tarafından —– tarihinde davalılar hakkında başlatılan icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemeler sonucunda;
——- İhtarname masrafı olmak üzere toplam —— tutarında borç için kredi sözleşmeleri ve ihtarnameler dayanak gösterilerek haciz yoluyla genel takip başlatıldığı ve takibin, takip tarihinden tamamen tahsiline kadar işletilecek temerrüt faizi ile birlikte tahsili talepli olduğu görülmüştür.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli raporda özetle;
Uyuşmazlık konusunu oluşturan borcun, davalı —- asıl borçlu olarak davacı —– kullanmış olduğu kredilerden kaynaklandığı, diğer davalı —– imzalarına istinaden bu borcun müteselsil kefili durumunda olduğu,
Davacı —— davalılardan tahsil istemine konu alacağının istenebilir bulunduğu,
İcra takibinde talep edilen akdi faiz —— oranlarının mevzuata ve sözleşme şartlarına uygun olduğu;
İcra takip tarihi itibariyle toplam —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —-
tutarında davacı banka lehine alacak hesaplandığı;
Hesaplanan alacak dökümünün şu şekilde olduğu;
—-(temerrüt faiz oranı ——)
—–İŞLEMİŞ —–
—-İŞLEMİŞ ——-
—— BSMV TOPLAMI
—–İHTARNAME MASRAFI *
———TOPLAM hususlarında görüş ve kanaat sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Takibe konu alacağın dayanağı —— Sözleşmesi; Davalılardan—– ile davacı— arasında akdedilen işbu sözleşmenin limitinin—— olduğu, diğer davalı ——— tutarındaki limit için müteselsil kefaletinin bulunduğu,
—-Sözleşmesi; Davalılardan —– ile davacı —-arasında akdedilen işbu sözleşmenin limitinin —-olduğu, diğer davalı ——- tutarındaki limit için müteselsil kefaletinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği bir sözleşmedir. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması ve kefil tarafından imzalanması lazımdır. Kefalet sözleşmesinde kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde asıl borç ile birlikte onun yasal ve akdi faizlerinden de sorumlu olmayı taahhüt eder. Kefilin sorumluluğu, sözleşmeden ve kanundan kaynaklanır ve kefilin ödemeyi taahhüt ettiği azami miktar ile sınırlıdır. Kefil bu sözleşme ile asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememe tehlikesini kişisel olarak üstlenmekte, oluşan zarardan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 581.maddesine göre “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
Bu durumda davalı tarafından imzalanmış olan kefalet sözleşmelerinin geçerlilik koşullarına bakıldığında. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 583.maddesine göre” Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.”
Her iki Genel Kredi Sözleşmesindeki Kefalet Sözleşmesinin de yazılı bir biçimde yapıldığı, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirttiği görülmüş ve buna istinaden de davalı—– müteselsil kefaletlerinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 583.maddesindeki şekil şartlarına uygun olduğu,
—— her ikisinin de imzalandığı tarihlerde davalı ——şirketin tek kurucu ortağı ve şirket müdürü olarak münferiden temsile yetkili olduğu, İş bu sebeple eş muvafakatnamesinin bulunması şartının aranmayacağı,
Taraflarca akdedilen ——- bu borca dayanak teşkil edebileceği, sözleşmelerdeki toplam kefalet limitinin — tutarında olduğu ve borç tutarını kapsadığı ve müteselsil kefil —– da borçtan borçlu derecesinde sorumlu olduğu ve alacaklı davacı bankanın müteselsil kefil hakkında da takip yapabileceği,
Mahkememizce de benimsenen Bankacı bilirkişinin denetlenebilir raporunda ayrıntısı ile belirtildiği üzere icra takibine esas alınan akdi ve temerrüt faiz oranlarının ilgili mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu uyuşmazlık konusunu oluşturan borcun, davalı —- asıl borçlu olarak davacı— kullanmış olduğu kredilerden kaynaklandığı, diğer davalı—- imzalarına istinaden bu borcun müteselsil kefili durumunda olduğu Davacı —– davalılardan tahsil istemine konu alacağının istenebilir bulunduğu; İcra takibinde talep edilen akdi faiz — ve temerrüt faiz —- oranlarının mevzuata ve sözleşme şartlarına uygun olduğu; İcra takip tarihi itibariyle toplam—- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —– tutarında davacı banka lehine alacak hesaplandığı davalılarında iş bu borcu ödemediği bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜ ile,
1-Davalıların —- esas — sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin —— ihtarname masrafı olmak üzere toplam —– üzerinden devamına,
2-Asıl alacak likit olduğundan —– %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.207,23 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 943,23 TL harcın mahsubu ile arta kalan 4.264,00 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 943,23 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.080,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.054,16 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve kendilerini vekil ile temsil ettirmediklerinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı vekili lehine 2022 yılı AAÜT göre hesaplanan 12.196,71 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davalı —- yüzüne karşı
davacı vekilinin yokluğunda, HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2022