Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/516 E. 2022/630 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/516 Esas
KARAR NO: 2022/630
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/08/2021
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, imzalanan sözleşmenin — yıl süreli ve —— olduğunu, aylı —— davalının gerçekleştirmediğini, davalının kota miktarının çok altında ürün alımı gerçekleştirdiğini, imzalanan sözleşmede—— hükmünün yer aldığını, belirtilen ürünlerin bedelsiz olarak davalı tarafa teslim edildiğini, imzalanan sözleşme hükümlerine uyulmaması halinde davalı taraf —– ödeme tarihindeki— karşılığı cezai şart bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ticari defter ve kayıtlardan anlaşılacağı üzere —–cari hesap alacağı bulunduğunu, iş bu bedelin ödenmemesi üzerine——- sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibin durdurulduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle ürün bedellerinin iadesinin talep edildiğini,—— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; —— dosya ve——–dosyalarına yapılan itirazların iptali ile takiplerin devamını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLER: ——- dosya ve —– sayılı dosyasının mahkememize gönderildi.
——— yazılan müzekkerelere cevap verildi.
—— tarihli bilirkişi raporunda ” Davacı ile davalı arasında —- tarihinde —- imzalandığı, sözleşmenin—- süreli olduğu ve —-olduğu, davalının özen borcunun optimum aylık en az ——- olduğu, cezai şart olarak sözleşmenin hükümlerine uyulmaması halinde —-ödeme günündeki —- karşılığı cezai şartın herhangi bir gecikmeye mahal vermeyecek şekilde davalı tarafından Ödeneceği,—- işletmeye bir defaya mahsus—– verileceği, ——-sağlanan avantaj ve ——— kendisine emaneten bırakılan cihazlar içerisinde yabancı ürün bulundurmaması, ürünleri tüketiciye soğuk sunması, reklam tabelalarının temiz ve ışığının yanar durumda tutulması dahil Sözleşme ile belirlenen tüm hak ve yükümlülüklerine Sözleşme süresince kesintisiz ve tamamen uyması koşuluna bağlı olduğu,. Sözleşme hangi sebeple olursa olsun süresinden önce sona erdiği takdirde, Müşteri yukarıda yazılı şartlar doğrultusunda sağladığı tüm avantaj ve imtiyazların ödeme günündeki rayiç değerleri toplamını Pepsi’ ye herhangi bir icra takibi, mahkeme kararı, ihtar veya benzeri bir uyarıya gerek kalmaksızın derhal ödeyecektir. ——— tanınan tüm avantaj, imtiyaz ve haklar ——belirlenen süre için geçerli olduğunun düzenlendiği,
-Davacının satışlarda %77 iskonto uyguladığı, —–bedelsiz ürün verdiği Davalının Sözleşmede taahhüt ettiği satış kotalarını yakalayamadığı,
-Davacının—— ticari defter kayıtlarına göre davalıdan —– alacaklı olduğu,
-Davalının sözleşmenin ——– şartlarına uymadığı, dolayısı ile davacının ——- şart talebinin şartlarının oluştuğu, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
-Davacının ——– göre sözleşme şartlarına uyulmaması nedeni ile Sözleşmenin Özel Şartlar 3. Maddesine dayanılarak davalıya bedelsiz verilen —— ürün bedellerini talep şartlarını oluştuğu” tespit edildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
a)—– sayılı takibine yönelik itirazın iptali talebi yönünden;
Dava sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında —- tarihli satış noktası sözleşmesinin —- altındaki—– eldeki takibe konu alacağa ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. —— Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi sözleşmeye dayalı alacaktan kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda sözleşmeye, faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalının sözleşmeden kaynaklanan özen borcu edimini ihlal ettiği, sözleşmede öngörülen optimum satış seviyesini yakalayamadığı, bu sebeple sözleşmenin özel şartları uyarınca sözleşmenin başlangıcında sağladığı karşılıksız yararlanmaları iade yükümlülüğü altında olduğu, bunun değerinin de bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere —– olduğu, yine davacının kendisi lehine kesin delil teşkil eden ticari defterleri uyarınca ——– fatura alacağının bulunduğu, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, yine takip tarihinden önce temerrütün gerçekleştiğine dair bir delil bulunmadığı, kaldı ki takipte temerrüt faizi talep edilmediği yine dava konusu alacağın sözleşmeye ve faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
a)İ——–takibine yönelik itirazın iptali talebi yönünden;
Dava sözleşmeden kaynaklanan ceza koşulu alacağı nedeniyle itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında ——- tarihli satış noktası sözleşmesinin “——– Genel Şartlar başlığı altındaki 18 ve 19. Maddeleri eldeki takibe konu alacağa ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179. Maddesi uyarınca “(1) Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 180. Maddesi uyarınca “(1)Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, taraflar arasında akdedilmiş 16/01/2019 tarihli satış noktası sözleşmesinin “E-Ceza Şartı” maddesi ile borçlunun sözleşmenin 18. Maddesine aykırılık ve sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmemesi durumunda ——-cezai şart ödeme yükümlülüğü altına girdiği, belirtilen cezai şartın 6098 sayılı TBK’nun yukarıda atıf yapılan 179/1 maddesinde düzenlenen cezai şart türü olduğu, ancak sözleşmenin ——-maddesi uyarınca davacının hem cezai şartı hem de sözleşmenin ifasını isteyebileceği hususunun kararlaştırıldığı bu sebeple davacının cezai şartı da sözleşmenin ifası ile birlikte talep edebileceği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda da açıklandığı üzere davalı tarafından sözleşmeden kaynaklı özen borcu ediminin ihlal edilmesi nedeniyle sözleşmenin ifası ile birlikte cezai şartın da talep edilebileceği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile,
A1)Davalı borçlunun —–sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
A2)—— sayılı takibine konu alacağın—— karşılık gelen—-cra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B1)Davalı borçlunun —— sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
B2)—– sayılı takibine konu alacağın —- karşılık gelen —– inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri ——üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.386,46 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 481,54 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.904,92 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 549,34 TL dava açma masrafı ve 1.099,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.648,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (34.935,82 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ————-Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022