Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2021/780 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/478 Esas
KARAR NO: 2021/780
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/07/2021
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile dava dışı—- tarihleri arasında geçerli olmak üzere —— plakalı aracı emaneten teslim ———sevk ve idaresinde iken park halinde olan araçlara çarpması sonucu sigortalının aracında hasar meydana geldiğini, davaya konu hasarda kazada kusurlu taraf dava dışı sigortalıya ait aracı emaneten teslim alan davalı/borçlu ——-plakalı araç sürücüsü—–belirtilen trafik kuralını ihlal ettiğini, dava dışı—-hasar dosyası ve sigorta poliçesi kapsamında — tarihinde — ödeme yapılması ile davacı sigorta şirketinin sigortalının haklarına TTK m. 1472 düzenlemesi ile halef olduğunu, bu nedenle davalıların kusur oranına tekabül eden tutar ile—– bedelli olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe vaki itiraz sebebi ile başvurulan zorunlu —– arabuluculuk sürecinin de anlaşmama ile sonuçlandığını, 6102 sayılı TTK m. 1472’de, sigortacının, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimsenin yerine geçeceğini, sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel karşılığında sigortacıya intikal edeceğinin belirtildiğini, dosyadaki vaki itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, takipte işletilen faiz fahiş olmayıp hukuka uygun değişen oranlarda reeskont avans faizi olduğunu, alacak likit olup davalılar aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının ve eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığını, davalının ticari işletmesini ilgilendirmediğini, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, davada zaman aşımı süresinin dolduğunu, davalı —— sigortalı arabayı kullanan sürücü olduğunu, meydana gelen kazada sigortalı aracı kullanan sürücü müvekkilinin 3. kişi konumunda olmadığını, kanundaki düzenlemede sigortacının sigortalıya şartların oluştuğu durumlarda rücu etme hakkını tanıdığını, sigortalının aracı kullanan üçüncü kişi şoföre karşı girişmiş olduğu icra takibi ve davalarda husumet yokluğunun ortaya çıktığını, müvekkillerinin aleyhine açılan bu davada husumet bulunmadığından davanın husumet yokluğundan usulden reddini, davacı tarafça dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin fahiş olduğunu, dava dosyasına davacı tarafından —– aracın tamirinin yapıldığı servisin bilgilerinin ve faturanın sunulmadığını, icra takibinde davacının avans faizinin haksız fiile dayandığından isteyemeyeceğini, bu nedenle davacının hukuki mesnetten yoksun ve haksız davasının usulden ve esastan reddini, haksız ve kötü niyetle açılmış olan davaya konu takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzre davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından —— istinaden sigortalısına ödenen tazminatın TTK’nın 1472. maddesi gereği davalılardan rücuen tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; —— kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortacısı arasında hasara uğrayan ——- imzalanmıştır. Sigortalısına hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketi kusuru bulunduğunu iddia ettiği davalılar aleyhine ödediği hasar bedelinin tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalı borçluların süresinde itirazı üzerine de itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı ve davalılar arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından halefiyet kuralı gereğince dava dışı sigortalayan ile davalılar arasındaki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dosya kapsamından dava dışı sigortalı araç sürücüsünün, aracını kaporta tamiri için davalı—– teslim ettiği ancak aracın işyeri çalışanı diğer davalı—— test etmek için trafiğe çıkarıldığı esnada hasarlandığı anlaşıldığından davalılar ile sigortalı araç sürücüsü arasında aracın kaporta tamiri için davalıya teslimi ile bir tüketici işlemi kurulmuştur. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Davaya konu uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. 6502 sayılı TKHK’nın 73.maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. İş bu davada görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğundan göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalıların yasal süresi içerisinde sunduğu iş bölümü ilk itirazın kabulü ile; Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın usulden REDDİNE,
2-Dava dosyasının HMK 20 maddesinin öngörülen sürede başvuru halinde görevli —— Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021