Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/456 E. 2023/487 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/456 Esas
KARAR NO: 2023/487
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 18/11/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2023

——–sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı-Borçlu —– dava dışı —— isimli kişinin kimlik bilgileri ile düzenlenmiş nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırarak sahte nüfus cüzdanı oluşturduğunu, bu nüfus cüzdanı ile müvekkili bankanın —– şubesine başvurarak 10.000,00 TL tüketici kredisi aldığını, bu eyleminden dolayı yakalandığını ve—– sayılı ilamı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezası ve özel belgede sahtecilik suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldığını, kararın —– onanarak 07.05.2015 tarihinde kesinleştiğini, davalı-borçlunun müvekkil bankayı sahte kimlik ile dolandırmasına dair ceza yargılaması sürecinin tamamlanmasından sonra, müvekkil banka zararının karşılanması için 41.547,40 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ——- davalı – borçlu aleyhine icra takibine başlandığını , ödeme emrinin tebliği aşamasında davalı-borçlunun hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu ve bu sebeple kısıtlanmış olduğunun anlaşıldığını ve ödeme emri davalı-borçlunun vasisi olan annesine tebliğ edildiğini, vasinin ödeme emrine 30.12.2019 tarihli itirazı ile icra takibi durmuş olduğunu, takibin devamı ve alacağın tahsili amacıyla işbu davanın açıldığını, davalı-borçlunun, kesinleşmiş ceza mahkemesi kararında da açıklandığı üzere müvekkil bankayı sahte kimlikle 10.000,00 TL tüketici kredisi çekmek suretiyle dolandırmış olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, bu nedenle, ödeme emri ile talep edilen 10.269,70 TL (9.844,43 TL + 425,27 TL) asıl alacak ile davalı-borçluya ait kredili hesabın kat tarihi 18.02.2010’dan takip tarihine kadar işlemiş 31.277,70 TL ticari temerrüt faizi toplamı 41.547,40 TL’nin tahsili için yapılmış olan icra takibine yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.

İNCELEME ve GEREKÇE: ———Mahkemesine müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan 17/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“-Davacı —-davalı davalı —- sayılı, —– takip tarihi itibariyle,
– Yapılan——–Olsaydı,
a) Davacı bankadan usulsüz olarak çekilen ——- tüketici kredisi ile ilgili olarak; 9.844,43 TL asıl alacak ve 26.024,22 TL temerrüt faizi olmak üzere, toplam 35.868,65 TL talep edebileceği,
Davacının, “takip tarihi itibariyle” alacağı – |Taksitli Tüketici Kredisi|
– Davacının icra ödeme emrinde yazılı talebinin ise, 9.844,43 TL asıl alacak ve 26.921,90 TL temerrüt faizi olmak üzere, toplam 36.766,33 TL olduğu
Davacının “icra ödeme emrinde yazılı” alacak talebi ¸
b) Davacı bankadan usulsüz olarak çekilen ——— kredili mevduat hesabı kredisi ile ilgili olarak; 425,27 TL asıl alacak ve 1.148,27 TL temerrüt faizi olmak üzere, toplam 1.573,54 TL talep edebileceği,
Davacının, “takip tarihi itibariyle” alacağı – |Kredili Mevduat Hesabı| ¸
– Davacının icra ödeme emrinde yazılı talebinin, 425,27 TL asıl alacak ve 4.355,80 TL temerrüt faizi olmak üzere, toplam 4.781,07 TL olduğu
Davacının “icra ödeme emrinde yazılı” alacak talebi
– Taksitli tüketici kredisi ile ilgili olarak, davacının, tarafımca hesaplanan 26.024,22 TL faiz alacağı ile icra ödeme emrinde yazılı 26.921,90 TL faiz talebi arasındaki 897,68 TL aleyhte farkın; raporumun Va. maddesinde tarafımca tespit edilen temerrüt faiz oranının dışında, davacının yıllık %31,30 oranından temerrüt faizi hesaplamasından ve talep etmesinden kaynaklandığı ve bu talebinin izlemeye ve denetlemeye uygun olmadığı,
– Kredili mevduat hesabı kredisi ile ilgili olarak, davacının, tarafımca hesaplanan 1.148,27 TL faiz alacağı ile icra ödeme emrinde yazılı 4.355,80 TL faiz talebi arasındaki 3.207,53 TL aleyhte farkın; raporumun 1/b. maddesinde tarafımca tespit edilen temerrüt faiz oranlarının dışında, davacının ortalama yıllık /e 117 oranından temerrüt faizi hesaplamasından ve talep etmesinden kaynaklandığı ve bu talebinin izlemeye ve denetlemeye uygun olmadığı,
– Davacının bilirkişi raporuna itirazının hukuken değerlendirilmesi ve takdiri ile bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran Sayın Yargı Makamına ait” olduğu hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle oluşan tazminat alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazı iptali davasıdır.
Dava konusu——— sayılı takibinin 9,844,43 TL asıl alacak, 425,27 TL asıl alacak, 26.921,90 TL işlemiş faiz/vergi ve 4.355,80 TL işlemiş faiz/vergi olmak üzere toplam 41.547,40 TL toplam alacağa ilişkin olduğu, takip tarihinin 23/07/2018 ve dava tarihinin 18/11/2020 günleri olduğu görülmüştür.
Davacının iddiası davalının dava dışı ———— isimli şahsın nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp davacı bankanın——-tüketici kredisi çektiği, olayla ilgili ——– sayılı kovuşturması sonucunda davalının ceza aldığı yönündedir. Mahkememizce bu hususta———— sayılı dosyası da incelenmiştir. Anılan dosyalar incelendiğinde dava konusu olayın ————iddianame numaralı soruşturmaya konu olay olduğu, soruşturmaya ve kovuşturmaya konu suçun özel belgede sahtecilik, banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilememesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık suçuna ilişkin olduğu, suç yerinin —-olduğu, suç tarihinin 14/12/2009 olduğu, iddianamede de belirtildiği üzere davalının (şüphelinin) suçu ikrar ettiği, yine kovuşturma aşamasında da (———-sayılı dosyasının 27/10/2010 tarihli duruşmasında) ¸Şeklinde ikrar ettiği görülmüştür. Yine davalı eldeki davanın yargılanması sırasında da fiillerini ikrar etmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (2) Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “(1)Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (2) Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. Maddesi uyarınca “(1) Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. (2)Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.”
Mahkememizce yapılandeğerlendirmede, davanın haksız fiil nedeniyle oluşan tazminat alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazı iptali davası olduğu, davacının iddiası davalının dava dışı—– isimli şahsın nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp davacı bankanın ———– 10.000,00 TL tüketici kredisi çektiği yönünde olduğu, davacının davalı tarafın kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile zarara uğradığını, zararını, zarar ve anılan nitelikteki fiil arasında nedensellik bağı bulunduğunu ispatlamakla mükellef olduğu, yukarıda da açıklandığı gibi bu olayla ilgili davalı hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütüldüğü, her iki aşamada da davacının dava konusu (ve aynı zamanda soruşturma ve kovuşturma konusu) olayı ikrar ettiği, bu sebeple davacının davalının kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilini, bu fiil nedeniyle zarara uğradığını ve fiil ve zarar arasında nedensellik bağı bulunduğunu ispatladığı, davacının zararın ne miktarda olduğunun çekişme konusu olduğu, zararın miktarı konusunda mahkememizce alınan 20/02/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda “Davacının, tarafımca hesaplanan toplam 11.442,66 TL faiz alacağı ile icra ödeme emrinde yazılı toplam 31.277,70 TL faiz talebi arasındaki 19.835,04 TL aleyhte farkın; davacının kredinin kullandırıldığı tarihten – takip tarihine kadar olan süre için, ——– numaralı tüketici kredisinden kaynaklanmış alacağına; yıllık———-numaralı kredili mevduat hesabından kaynaklanmış alacağına; yıllık—— faizi işletmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin geçerli olmadığı, bu sebeple davacının sözleşme faizi ile——- talebinin yerinde olmadığı” değerlendirmesi yapılmış ise de, somut olayda davacının haksız fiil nedeniyle uğradığı haksız fiil hiç gerçekleşmemiş olsa davacının malvarlığının bulunacağı durum ile haksız fiilin gerçekleşmiş olması nedeniyle davalının malvarlığının düştüğü durum arasındaki fark olacağı, bu durumda somut olayda davacının zararının “dava konusu kredi sözleşmesinin geçerli olması ve kredi çeken şahsın temerrüte düşmüş olması” ihtimalinde, borçlunun takip tarihi itibariyle temerrüt nedeniyle ödemesi gereken borç miktarı ne ise o olduğu, dosyadaki tüm bilirkişi raporları dikkate alındığında davacının takibe konu miktarda tazminat alacağının bulunduğu, dava konusu olayın kasten işlenen bir suç teşkil etmesi ve kusurun ağırlığı dikkate alınarak tazminattan indirim yapılmasını gerektirir bir durum da bulunmadığı, alacağın varlığının yargısal faaliyet gerektirmesi nedeniyle alacağın itiraz tarihinde likit/belirlenebilir olmadığı, bu sebeple icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun ——- sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip sonrası dönem için asıl alacaklara yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-Davacının, davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (41.547,40 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.838,10 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 501,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.336,32 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 563,98 TL dava açma masrafı, 11,50 TL vekalet harcı, 1.489,75 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.065,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (41.547,40 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/05/2023