Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2021/737 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/452 Esas
KARAR NO: 2021/737
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA DEĞERİ : 407.353,98‬ TL
DAVA TARİHİ: 23.05.2014
KARAR TARİHİ: 10.11.2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacılar vekili —– tarihli dava dilekçesinde, özetle; müvekkili şirketlerin bir araya gelerek oluşturduğu adi ortaklıkla davalı şirket arasında —- ile eki olarak idari ve teknik şartnamelerin imzalandığını, işin süresinin —– ay olarak belirlendiğini, buna göre sözleşmenin sona erme tarihinin —– tarihi olduğunu, müvekkili firma tarafından davalı şirkete sözleşme hükümlerine göre ——— tarihine kadar geçerli kesin teminat mektubu verildiğini, davalının açmış olduğu hizmet alım ihalesini kazanan müvekkkillerinin imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine uygun olarak süresinde işe başladığını, müvekkillerinin davalı şirketin işlerinde, hali hazırda zaten çalışmakta olan taşeron işçiler ile sözleşmeye konu güvenlik hizmetine devam ederek, sözleşme bitim süresine kadar işini eksiksiz ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yürüttüğünü, davacı şirketin sözleşme süresince hiçbir işçinin işine son vermediğini, ihale süresi bitiminde yeni ihaleyi de kazanamayan müvekkilinin —— tutarlı fatura ile son hak ediş bedelinin ödenmesi için davalıya müracaat edildiğini, iş bitirme belgesinin düzenlenmesinin davalıdan talep edildiğini, davalı tarafından hak ediş bedellerinin ödemesi yapılmayınca müvekkilinin —– tarihli ihtarname ile davalıya hak ediş bedellerinin ödenmesi için bir ihtarname gönderildiğini, davalının işin kabulünü, teknik —- hususların sözleşmeye uygun olarak tamamlanmadığı bahisle reddedildiğini, davalı tarafından işçilerin özlük haklarını aldıklarını gösterir ibranamelerin sunulmadığını, bu hususun teknik —- madde hükümlerini ihlal ettiği bahisle hak ediş ödemelerinin yapılması taleplerinin reddedildiğini, —–gün içinde sunulması, aksi halde —– tarihinde süresi dolacak olan teminat mektubunun nakte çevrileceğini, tüm hakedişler ile sair hak ve alacakların davalı bünyesinde tutulacağını ihtar eden bir yazıda gönderildiğini, davaya konu sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin, taşeron işçi olarak tanımlanan, aynı işyerinde, aynı asıl işverene fakat farklı taşeron firmalar yanında çalışan işçiler olduğunu, bu işçilerin taşeron firmalar değişse bile çalışmalarına değişen taşeron firmalar yanında zincirleme iş akitleri ile çalışmalarını sürdürdüğünü, işyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçları ile devralana geçeceğini, müvekkili firmanın devir tarihi itibarı ile doğmuş olan tüm işçilik hak ve alacaklarını eksiksiz çalıştırdığı işçilere verdiğini, davacı şirketin teminat mektubunun iade edilmemesine bir sebebin de artık kalmadığını, hizmet süresi bitimi ile hizmet sözleşmesinin yasa gereği işçiler açısından sonlanmayacağı için yeni taşeron —– çalışmasına devam eden işçilerden müvekkilinin hak ve alacaklarını aldıklarına dair ibranameler almasının yasal olarak mümkün olmadığını, davalının hakedişlerin ödenmesine, teminat mektubunun geri iadesine engel olarak gördüğünü, teknik şartname maddelerinin kamu ihale kurumunun karar organı olan —– kararla, yasaya, kamu düzenine ve hayatın olağan akışına aykırı ve hukuken geçersiz olduğunun tespit edildiğini fakat davalının haksız ve yasal olmayan teknik şartname hükümlerini ısrarla uygulamak istediğini iddia ederek, —- bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile teminat mektubunun müvekkiline iadesine, yargılama sırasında teminat mektubunun nakte çevrilmesi halinde teminat mektubu değeri —- nakte çevirme tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ve son hakediş bedeli olan ——-temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; iadesi talep edilen —- tarafından düzenlenmiş teminat mektubunun —– tarihine kadar süresi ve geçerliliği olan bir teminat mektubu olduğunu, süresi geçmesine rağmen müvekkili şirket tarafından bankaya ibraz edilip paraya çevrilmediğini, süresi dolmuş olduğundan paraya çevrilme ihtimali kalmadığını, sadece yazılı bir kağıt hükmünde olduğunu, söz konusu talebin konusuz kaldığını, ayrıca müvekkili tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmiş olsa idi yine davacı taleplerinin reddi gerektiğini, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi imzalamış olduğu sözleşme ve teknik şartname hükümlerini tam olarak yerine getirmediğini, müvekkilinin ihale makamı sıfatı ile yaptığı ihalelerde işi üstlenen yüklenicinin —– çerçevesinde, istisna sözleşmesi hükümlerince anahtar teslimi olmak üzere işi üstlendiğini, sözleşmeyi imzalayarak işi ve iş yerini teslim aldığını, müvekkilinin asıl işveren olmadığını, işi üstlenen yüklenicilerle arasında taşeronluk veya asıl işveren alt işveren ilişkisinin olmadığını çünkü ihale ile verilen işlerde müvekkilinin hiçbir personelinin çalışmadığını, bir an için asıl işveren ve alt işveren ilişkisi var olduğu düşünülse dahi davacı taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu işin ihalesine girmeden ihale dökümanını aldığını okuyup incelediğini, davacının bir tacir olup basiretli davranması gerektiğini, ——- vermeyen düzenleme karşısında davacı kurumun, dava dışı işçilere ödemek zorunda kaldığı tazminatların tamamını davalı yükleniciden rücuan talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir” denilerek, davacının hem teknik şartname hükümlerinin geçersizliği iddiaları hem de kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarından sorumlu olmadığına dair iddialarının dayanaksız olduğunun ortaya çıktığını, davacı tarafın iş akdine son verdiği —– personeline hiçbir tazminat ödemediği gibi tazminat dışındaki yıllık izin alacakları, var ise fazla mesai alacakları, var ise bayram ve hafta tatili alacakları ile diğer işçilik alacaklarının tamamının ödendiğine dair herhangi bir ibranameyi personel ile yapılmış bir protokol ve hatta taleplerine rağmen personelin müvekkili kurumu ibrasına ilişkin bir belgeyi sunamadığını, davacı tarafın —– ay süre ile çalıştırdığı personelin kendi bünyesinde çalıştırdığı döneme ilişkin işçilik alacaklarından bizzat sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun mevzuattan kaynaklandığı gibi tacir olarak sözleşme serbestisi ile imzaladığı sözleşme ve teknik şartnameden de kaynaklandığını, bu durumda süresi dolmuş olan ve paraya çevrilmeyen teminat mektubunun hükmü kalmadığından, davalı kurumca bloke edilen ve teminat hesabina aktarılarak davacıya ödenmeyen —— ayına ait hak ediş bedeli ödenmesi talebinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin davacının işten çıkarmış olduğu —- personeline ait işçilik alacaklarının ödendiğini gösterir ibraname ve diğer belgeleri ibraz ettiğinde ödenmemiş hak ediş bedelini ödemeye hazır olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
3-İlk Karar: Mahkememizin —–Taraflar arasındaki sözleşmeden dolayı davacı şirketlerin sözleşme gereğince üzerlerine düşen edimlerini yerine getirdiğini ispatlayamadıklarından davalı şirketin de kendi edimini yerine getirmekten kaçınabileceği ve dolayısıyla davacıların istihkakını ödemeyip teminat mektubunu elinde tutabileceği kanaatine varıldığından, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ancak davalıda bulunan dava konusu teminat mektubu, süreli olup süreside geçtiğinden hükümsüz olduğunun tespiti ile, davalının elinde bulundurma sebebi kalmadığından davacıya iadesi gerektiği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
4-İlk Kaldırma Kararı:—— sayılı ilâmındaki “Mahkemece, hükmün deliller ve gerekçe üst başlığı altında hükmün üstündeki —- kadar tamamen bilirkişi raporu yazılarak gerekçe oluşturulmuş, gerekçe kısmında bilirkişi raporunun aynen benimsendiği belirtilmesine ve hükmün —– kanıtlanamayan davanın reddine denilmesinden sonra devamında davacının dava konusu taleplerinden bir diğeri olan teminat mektubunun iadesine şeklinde hüküm kurulması çelişki yaratmakla birlikte usul ve yasaya uygun kabul edilmemiştir. Çünkü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hükmün kapsamı düzenlenmiş, 297/1-c bendinde “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” kapsayacağı, 297/2 fıkrada ise,”Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde şekilde gösterilmesi gereklidir. “Düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, mahkemece verilen hüküm usulün söz konusu düzenlemesine uygun değildir.” gerekçesiyle Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya Mahkememizin —- imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının davalıya ——– kesin teminat mektubu verdiği, teminat süresinin —— olduğu, sözleşmede davacı şirketin davalı şirkete özel güvenlik hizmeti vermeyi üstlendiğinin tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, davacının bakiye hak ediş bedelini talep etmişse de, davacının sözleşmeye göre, işçilerin işçilik hak ve alacaklarını eksiksiz aldıklarına dair imzalı ibranameleri ve sigorta primlerinin eksiksiz ödendiğini, davalı idareye sunmadığından, davalının son ve kesin hak edişe esas alacak bedelini ödemekten kaçınabileceği ve teminat mektubunu dava tarihine kadar haklı olarak elinde tutup iadeden kaçınabileceği ve böylece sözleşmeye göre üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ispatlayamayan davacının davalıdan edimleri yerine getirmesini isteyemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Mahkememiz kararı davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
6-İkinci — Kararı: ——sayılı ilâmıyla; “taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ihale dökümanı kapsamı neticesinde, davacı iddialarının yerinde olmadığı, mahkemenin ret kararının bu anlamda usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddetmiş, davacılar vekili —- temyiz etmiştir.
7——– ilâmındaki;
“Dava, davacı yüklenicinin son hak ediş bedeli alacağının ödenmesi ve teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve iadesi istemlerine ilişkindir.
Hizmet alım sözleşmeleri, yüklenici tarafından kendi işçisi ile işverene ait bir işin yerine getirilmesini amaçlayan karma sözleşmelerdir. Bu sözleşme uyarınca çalışan işçinin yüklenici işçisi olması, işçiye karşı yüklenici ve işverenin birlikte sorumlu olması nedeniyle işverenler tarafından sözleşmelere yüklenici açısından birtakım hükümler konulmaktadır. Bu hükümlerin konuluş amaçlarının gerçekleşmesi yani riskin ortadan kalkması halinde dahi sözleşme hükümlerine şeklen bağımlı kalmak yüklenicilerin mağduriyetine sebep olabilmektedir. Bu durumda işveren tarafından risk için somut bir gerekçe gösterilmediği hallerde sırf sözleşmede belirlenen birtakım şekli unsurların yerine getirilmemesi gerekçesiyle taleplerin reddedilmesi sözleşme hukukuna uygun düşmez.
Somut olayda, taraflar arasında —– işini konu olan hizmet alım sözleşmesi düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 22.1 maddesinde, yüklenicinin, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştırdığı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve —- olup, yüklenicinin bunları aynen uygulamakla yükümlü olduğu;—–sözleşmesi bitiminde ve bu şartnameye konu olan hizmet sözleşmesi bitiminde çalıştırdığı elemanların imzaladığı tüm hak ve alacaklarını aldıklarına dair ibranamelerin istekli tarafından idareye ibraz edileceği düzenlenmiştir.
Davalı kurum, sözleşmenin anılan hükümlerine dayalı olarak, işçilik alacaklarına ilişkin ibranamelerin ibraz edilmemesi nedeniyle, davacının son istihkakından —- bloke etmiş ve teminat mektubunu iade etmemiştir.
İşin kabulüyle kesin hesabı düzenleyen —–cümlesi ile, yüklenici davacının, işin teslimi için sözleşme ve ekleri uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden doğan zarardan sorumlu olduğunu düzenlemiştir.
Son hakedişin ödenmemesi ile ilgili taraflar arasındaki sözleşmede ve sözleşme eki teknik şartnamede herhangi bir hüküm bulunmadığına ve davalı tarafından da hizmet sözleşmesinden kaynaklı bir herhangi bir zararının bulunduğu savunulmadığına göre, son hakediş alacağının bloke edilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Öte yandan davacı tarafça, işçilik alacakları yönünden ibra belgesi sunulmamış ise de; dava dışı işçilerin iş akitlerinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona ereceği de belirli değildir. Bu şekilde sona erecek olsa bile belirli olmayan bir tarihe kadar son hak ediş alacağının bloke edilmesi ve teminat mektubunun davacı uhdesinde kalması sözleşme hukukuna da uygun düşmez.
Dosya kapsamından, davacı tarafından davalıya verilen ——– tarihinde dolduğu, teminat mektubunun davalı tarafından nakde de çevrilmediği, davanın açıldığı tarihte dava konusu teminat mektubunun iade koşullarının oluştuğu ve davacının dava tarihi itibariyle davasında haklı olduğu görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, son hakediş bedelinin tahsiline yönelik istemin kabulüne, konusu kalmadığından, teminat mektubunun iadesine ilişkin davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi ve istinaf başvurusunun esastan reddi kararı doğru olmamış, istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.” gerekçesiyle —— kararı kaldırılarak Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş, dosya Mahkememizin —– esasına kaydı yapılmış ve bozma ilâmına uyularak yargılamaya devam edilip, sonuçlandırılmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
8-Davanın tespiti: Dava, davacı yüklenicinin son hak ediş bedeli alacağının ödenmesi ve teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve iadesi istemlerine ilişkindir.
Davacılar, —– bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile teminat mektubunun müvekkiline iadesine, yargılama sırasında teminat mektubunun nakte çevrilmesi halinde teminat mektubu değeri —— çevirme tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ve son hakediş bedeli olan —— temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
9-Gerekçe: Hizmet alım sözleşmeleri, yüklenici tarafından kendi işçisi ile işverene ait bir işin yerine getirilmesini amaçlayan karma sözleşmelerdir. Bu sözleşme uyarınca çalışan işçinin yüklenici işçisi olması, işçiye karşı yüklenici ve işverenin birlikte sorumlu olması nedeniyle işverenler tarafından sözleşmelere yüklenici açısından birtakım hükümler konulmaktadır. Bu hükümlerin konuluş amaçlarının gerçekleşmesi yani riskin ortadan kalkması halinde dahi sözleşme hükümlerine şeklen bağımlı kalmak yüklenicilerin mağduriyetine sebep olabilmektedir. Bu durumda işveren tarafından risk için somut bir gerekçe gösterilmediği hallerde sırf sözleşmede belirlenen birtakım şekli unsurların yerine getirilmemesi gerekçesiyle taleplerin reddedilmesi sözleşme hukukuna uygun düşmez.
Somut olayda, taraflar arasında — konu olan hizmet alım sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu — yüklenicinin, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştırdığı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve —– alacaklarını aldıklarına dair ibranamelerin istekli tarafından idareye ibraz edileceği düzenlenmiştir.
Davalı kurum, sözleşmenin anılan hükümlerine dayalı olarak, işçilik alacaklarına ilişkin ibranamelerin ibraz edilmemesi nedeniyle, davacının son istihkakından — bloke etmiş ve teminat mektubunu iade etmemiştir.
İşin kabulüyle kesin hesabı düzenleyen —- cümlesi ile, yüklenici davacının, işin teslimi için sözleşme ve ekleri uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden doğan zarardan sorumlu olduğunu düzenlemiştir.
Son hakedişin ödenmemesi ile ilgili taraflar arasındaki sözleşmede ve sözleşme eki teknik şartnamede herhangi bir hüküm bulunmadığına ve davalı tarafından da hizmet sözleşmesinden kaynaklı bir herhangi bir zararının bulunduğu savunulmadığına göre, son hakediş alacağının bloke edilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Öte yandan davacı tarafça, işçilik alacakları yönünden ibra belgesi sunulmamış ise de; dava dışı işçilerin iş akitlerinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona ereceği de belirli değildir. Bu şekilde sona erecek olsa bile belirli olmayan bir tarihe kadar son hak ediş alacağının bloke edilmesi ve teminat mektubunun davacı uhdesinde kalması sözleşme hukukuna da uygun düşmez.
Dosya kapsamından, davacı tarafından davalıya verilen —— tarihinde dolduğu, teminat mektubunun davalı tarafından nakde de çevrilmediği, davanın açıldığı tarihte dava konusu teminat mektubunun iade koşullarının oluştuğu ve davacının dava tarihi itibariyle davasında haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle,—- son hakediş bedelinin tahsiline yönelik istemin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
Son hakediş bedeli ile ilgili olarak davacılar vekili dava dilekçesinde, —-temerrüt tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Dava dilekçesinde temerrüt tarihi ile ilgili bir belirleme bulunmamaktadır. Ancak hakediş bedeline ilişkin taraflar arasında düzenlenen — hatalı, kusurlu ve eksik işlere ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla aşağıda öngörülen plan ve şartlar çerçevesinde ödenecektir:
Aylık puantajlara göre her ayın sonunda hak ediş düzenlenecektir. Hak ediş ve ekli faturanın —–, davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için—- ihtar çekilmediğinden davacı lehine dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak “Son hakediş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin davanın kabulü ile, —– tarihinden itibaren alacağın tamamen tahsil edildiği tarihe kadar işleyecek —— uyarınca avans esasına göre değişen oranlarda hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” karar vermek gerekmiştir.
Teminat mektubunun iadesine ilişkin davanın ise yukarıda belirtilen nedenlerle konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Son hakediş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin davanın KABULÜ ile, —– tarihinden itibaren alacağın tamamen tahsil edildiği tarihe kadar işleyecek — uyarınca avans esasına göre değişen oranlarda hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Teminat mektubunun iadesine ilişkin DAVANIN konusuz kalması nedeniyle ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 10.748,85 TL harcın, davacılar tarafından yatırılan 6.956,60 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.792,25 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 6.956,60 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen 6.284,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen 27 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Teminat mektubunun iadesi talebi yönünden teminat mektubunun geçerlilik süresi —- tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasından önce —- tarihinde dolduğundan ve bu nedenle bu davayla ilgili uyuşmazlık ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. Maddesi uyarınca tarifeye göre belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla aynı tarifenin 13/1. Maddesi uyarınca taktir olunan 12.975 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Son hak ediş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olarak karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —— temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu.10/11/2021