Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/450 E. 2021/485 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/450 Esas
KARAR NO : 2021/485

DAVA : Kayyımlık
DAVA TARİHİ : 07.07.2021
KARAR TARİHİ : 08.12.2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının murisi————ortağı olduğunu, davalı—- genel kurulu toplantısında ortaklardan davalı —-yetkili olarak atandığını, şirketin —- vefatı nedeni ile —kaldığını, yerine yenisinin atanamaması nedenleriyle şirketin hiç bir işleminin yerine getirilemediğini, tüm bu nedenlerle —- tehlikesi olduğundan, davalı şirkete TMK’nin 426. maddesi kapsamında ivedi olarak temsil kayyımı atanmasına, dava sonunda da TMK’nin 427/4. maddesi kapsamında davacının yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalı şirkete 19/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiŞ, davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava,—- —- vefat etmesi nedeniyle şirketin organsız kaldığı iddiasına dayalı şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir.
Davacı,— kalan davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmektedir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında “davalı şirketin tek ortağının ölen —-olduğu, son genel kurul toplantısının 17/02/2017 tarihinde yapıldığı, — tek mirasçısının davacı …— hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, “davalı şirkete temsi kayyımı ve yönetim kayyımı atanması gerekip gerekmediğine” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
TTK’de kayyıma ilişkin hükümler sınırlı sayıda yer almıştır. Bununla birlikte, TTK’nin 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanunu, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır.” denilmiştir. Böylece, Yasa Koyucu, TTK’da kayyım atanmasına dair ayrı hükümlere yer vermeyi gerek görmemiş, mükerrerlik ile karmaşa oluşturmamak için, genel bir yollama ile Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri —- dolayısıyla bir——– şirketlere de uygulanmasına imkan tanımıştır. Nitekim, ———kayyım atanması ağırlıklı olarak Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde talep edilmekte ve karara bağlanmaktadır.
Kayyımlık müessesesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında düzenlenmiştir. TMK’nın 403’üncü maddesinde, kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı açıkça belirtilmiştir. Kayyımlık, TMK’da; temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve iradi (isteğe bağı) kayyımlık olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.
TMK’nın 426. maddesine göre; vesayet makamı, yani sulh hukuk mahkemesi, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atar:
a) —— bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir iş̧ini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
b) Bir işte ——- menfaati çatışıyorsa,
c) Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.
Maddede belirtilen ilk iki halle, Yasa Koyucu, ——- korunması ve yasal temsilcinin haksız kazanç elde etmesini engellemek istemiştir. Bu nedenle, üçüncü hal olarak belirtilen yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunmasının —– daha —– mümkündür. Nitekim, uygulamaya baktığımızda, mahkemece, hakkında fesih davası açılan ancak organsız kalan şirkete, davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atandığı hallere rastlayabilmekteyiz——–
TMK’nın yönetim kayımlığını düzenleyen 427. maddesine göre ise, —– kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hallerde bir —-atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. ——–alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3.—— henüz belli değilse veya ——- menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,
5. Bir —- amacı güden başka bir iş için —————- harcama yolu sağlanamamışsa,
—- yasal olarak bulunması zorunlu olan organlar, —– yönetim organıdır. Mülga 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nun 540. maddesinde “Aksi kararlaştırılmış, olmadıkça, ortaklar hep birlikte —— ve şirketi —– mecburdurlar.—- kararı ile şirketin—— ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.” hükmü yer almakta idi. Dolayısıyla, aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde, ——– bir yükümlülük idi. Ancak, —- veya—- temsilinin ortaklardan birine yahut birkaçına bırakılmasına da izin veriyor idi.
TTK’nın 623. maddesi—– şirket sözleşmesi ile düzenlemesini şart koşmuştur. Bu itibarla, şirket sözleşmesinde yapılacak düzenleme ile şirketin yönetimi ve temsili,—— fazla ortağa ya da tüm ortaklara veyahut ortak olmayan üçüncü kişilere verilebilecektir. TTK, ayrıca, en azından —-ve temsil yetkisinin bulunmasını zorunlu kılmıştır. TTK’nın 616. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile de “müdürlerin atanmaları ve göreden alınmaları” genel kurulun devredilemez yetkileri arasına dahil edilmiştir. TTK, —- birden fazla olmaları durumunda ise onların bir kurul olduğu belirterek ———— kuralını hükme bağlamıştır. Buna göre,—- birden —-bulunduğu takdirde, bunlardan biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından———- atanır (TTK, m.624/f.1).
Bu açıdan bakıldığında, TMK’nın m.427/4’de belirtilen — — — kalmasını vurgular. Bu hale örnek olarak,—- çağrılamaması, —- —- toplanması için gerekli yeter sayıların sağlanamaması gösterilebilir.
—-uyuşmazlıklar veya farklı ilişkilerden doğan anlaşmazlıklar hiçbir şekilde kayyım tayinini gerektirmez. — aynı fikirde olmaları beklenemez. Kimisi bir yatırımı desteklerken, kimisi de karşı çıkabilir. Ancak bu tür fikir ayrılıkları kayyım atanmasını haklı göstermez. — şirketi iyi yönetmediği, temsil edemediği, ortaklığı zarara uğrattığı veya şirketin beklenen karlılığa ulaşamadığı iddialarında da kayyım tayin edilemez. Şirketin yönetim ve temsili müdürlere aittir. — yönetim ve temsilden mutlu olmadıklarında TTK gerekli çareleri öngörür. —- azledilerek yerlerine yenileri seçilebilir ve koşulları varsa müdürlerin sorumluluğuna gidilebilir. Ancak “yöntem beceriksizliği” kayyım atanması için haklı neden oluşturmaz. Ticari faaliyeti bulunmayan ancak tasfiye sürecine girmemiş bir şirket için de, organları iş başında olduktan sonra, kayyım tayini istenemez.
TMK’nın 428. maddesi uyarınca da, isteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri varsa, ergin bir kişiye kendi isteği üzerine bir kayyım atanabilir. İradi vesayet altına alınma hükümleri çerçevesinde —–nedeniyle şahsına bir kayyım atanmasını talep edebilir.
Her ne kadar TMK’nın 426. ve 427. maddelerinde, kayyımın, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi tarafından atanacağı belirtilmişse de, kayyım atanmasına ilişkin dava,—- dava sayılır. Bu nedenle, kayyım atanmasına ilişkin dava, asliye ticaret mahkemelerinde açılır. Görevli mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Bu nedenle görevli mahkemenin Mahkememiz olduğu hususunda kuşku yoktur.
Kayyım atanması davasında husumet mutlaka şirkete karşı da yönetilmelidir. ————– İşbu davada davacı vekili doğru olarak davayı şirkete yöneltmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamına alınan—- yönetim—— kaldığı anlaşılmıştır.
———- vefat etmesi nedeniyle geriye kanuni mirasçı olarak dosya kapsamına ibraz edilen veraset ilâmı ile anlaşıldığı üzere davacı … ile dava dışı ——– yasal mirasçı olarak kaldığı, müteveffanın mirasçılarından—- tarihli dilekçe ile reddi miras talebinde bulundukları, —– sayılı ilamıyla reddi miras talebinin kabulü ile vefat eden –mirasını— reddettiklerinin tespitine karar verildiği, reddi miras sonucunda müteveffanın yasal mirasçısı olarak yalnızca davacı ….— kaldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, —— davalı şirketin tek ortağı olması, davacının da müteveffanın tek mirasçısı olması, müteveffanın vefat etmesi nedeniyle şirketin temsilcisiz kalması ve yeni bir yasal temsilci seçecek bir organın bulunmaması, davalı şirketi halihazırda temsil edecek bir temsilci bulunmaması nedeniyle talebin kabulü ile davalı şirkete yeni bir temsilci seçilmesi, müteveffa —- mirasçısı ——— veraseten —- tespiti ve pay defterine kayıt edilmesi ve yeni —- tayini için —– atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kayyımların kim olacağı ile ilgili olarak, davalı şirketin tek ortağının tek mirasçısı olan davacı … vekilinin —- dilekçesine göre davacı tarafından kayyım olarak atanması talep olunan —- olarak yetkili kılınması cihetine gidilmiştir.
Duruşmada yazılan kısa kararın 1. Bendinde fazladan “TTK’nin” şeklinde yazıldığı görülmüştür. Mahkeme hükümlerinin tashihi ve tavzihine ilişkin yasal düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304., 305, 305/A ve 306. maddelerinde yer almaktadır.
“Hükmün tashihi” başlıklı 6100 sayılı 304. maddesi “(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” hükmünü haizdir.
Buna göre, kısa kararın 1. Bendinde fazladan “TTK’nin” ibaresi yazıldığı anlaşılmakla HMK’nin 304. Maddesi uyarınca bu ibarenin hüküm fıkrasından çıkarılması gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, TMK 427/4. maddesi uyarınca davalı ———- ——yasal mirasçısı ..—- veraseten intikalinin tespiti ve pay defterine kayıt edilmesi ve yeni yönetim kurulunun—- numaralı ..———-KAYYIM OLARAK ATANMASINA,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, TTK’nin 412/2-son cümle maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.