Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/424 E. 2022/620 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/424 Esas
KARAR NO: 2022/620
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/06/2021
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirket ile davacı Şirket arasındaki ticari ilişki sonucu doğan bakiye cari alacağa ilişkin davalı borçlu aleyhine —–dosyasından icra takibi başlatıldığını, Davalı borçlu cari kayıtlarında söz konusu alacak sabit olduğu halde takibe yaptığı itiraz sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, Ticari Dava Şartı olması sebebiyle konunun Arabuluculuğa taşındığını ve Arabuluculuk görüşmesinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını, açıklanan ve mahkemenizce re’ sen gözetilecek nedenlerle davanın kabulü İle —— numaralı dosyasına yapılan kötü niyeti itirazın iptaline, İtiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu—–Sayılı dosyasında aleyhine açılan icra takibine süresi içerisinde —- tarihinde takibe, faize, ödeme emrine ve tüm ferilere itiraz edildiğini, talep edilen toplam alacak miktarının —- olduğunu, Huzurdaki işbu davada kısmi olarak —– asıl alacak olarak dava ikame edildiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığını, Dava nevi itirazın İptali olup takip tutarı üzerinden dava ikame edilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ve reddinin gerektiğini, Davacı tarafın faiz itirazını kabul ettiği değerlendirildiği takdirde yapılan itirazın haklı olduğu sonucunu doğurduğunu, Dava konusu borcu kabul etmemekle birlikte iş bu dava ile talep edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, Davalı ile Davacı şirket arasında olan ticari ilişki Davacının iş yaptırdığı dava dışı —– tarihinde yapılan nakliye hizmetine ilişkin kesilen ve ödeme alınamayan —- faturadan kaynaklandığını, Davacının iş yaptırdığı dava dışı firmadan davalının alacaklı olduğundan, Davacı şirket ile defalarca görüşüldüğü, dava dışı firmadan bu güne dek ödeme alınamadığı gibi cari hesabı devam eden Davacı taraf ile bir borcun kalmadığı hususu konusunda mutabık kalındığını, Davacı tarafa, davalının alacağına müteakip kesilen —- Davalı Şirket, —-yapmış olduğu —— numaralı fatura ile iade edildiğini, iade edilen fatura —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade faturasının kabul edilmediğinden davacı tarafa gönderildiğini, davacı tarafa bir dava konusu borç bulunmadığı gibi, Davacının iş yaptırdığı ve referans olduğu dava dışı firmadan alacak ve faiz ve masraflar hariç ——– zararlarının bulunduğunu, alacağa ilişkin yasal yollara başvurma haklarının mahfuz olup, Bu husus Davacı tarafın bilgisi dâhilinde olduğu gibi iyi niyetli olarak çözüme kavuşturulmaya çalışılmış ise de Davacının haksız icra takibi ve gecikmiş faiz talebi ile karşı karşıya kalındığını, yapılan icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini, Sonuç olarak; arz ve izah olunan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, huzurdaki işbu davanın reddine, icra inkâr tazminat talebinin reddine, %20 den aşağı olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—- davalı şirketin—- gönderilmesinin istenildiği, —– tarihli yazı cevabı ile davalı şirketin—- ——-gönderildiği anlaşıldı.
Mali Müşavir ——- tarihinde bilirkişi raporunun sunulduğu anlaşılmıştır.
——— sayılı dosyasının ———- sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ——- Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde ———-alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, borçlunun savunmasının davacının iş yaptırdığı dava dışı firmadan alacaklı olduğu yönünde olduğu, alacağın temlikine ilişkin herhangi bir savunma veya delil ileri sürülmediğinden bu hususun davacı ile davalının ilişkisini bağlamadığı, dosya kapsamında davalının dava konusu faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir iddia ve delil ileri sürülmediğinden takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediği ve takipte temerrüt faizi talep edilemeyeceği, kaldı ki davacı tarafından zaten dava dilekçesi ile sadece asıl alacak yönünden itirazın iptalinin talep edildiği, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —– asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle ——– asıl alacak yönünden DEVAMINA,
2-Kabul edilen asıl alacağın —– yüzde 20’sine karşılık gelen 2.790,88 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (13.954,40 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 953,19 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 139,89 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 813,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 207,69 TL dava açma masrafı ve 1.199,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.406,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (13.954,40 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ————-Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022