Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/417 E. 2022/756 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/417 Esas
KARAR NO : 2022/756
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2021
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu—– davalı şirkete —–vermiş olduğunu, davacı şirket tarafından düzenlenen tüm faturaların davalıya teslim edildiğini, faturalara davalı tarafından yasal süresi içinde itiraz edilmediğini ancak bakiye fatura bedellerinin ödenmediğini, —– tarihi itibariyle davalı şirketten —-bedelinde alacaklı olduğu beyan edildiğini, cari hesap kayıtlarına göre davalının davacıya —— cari hesap borcu bulunduğunu, davacının borçludan alacağını bir türlü tahsil edememesi üzerine—— dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının, davacıya herhangi bir borcu olmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini, tarafların cari hesap kayıtları ve ticari defterleri incelendiğinde davacının davalıdan olan alacağının varlığının tespit edileceğini beyanla icra takibine davalı tarafından yapılmış mesnetsiz ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalının borcunun faturaya dayalı olması, borcun önceden belirlene bilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla dava konusu alacağın likit alacak niteliklerine haiz olması hasebiyle davalının kötü niyeti sabit olduğundan, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı şirkete kesilen takip konusu edilen faturalara dair hizmet alınmadığını, faturası kesilen hizmetin verildiğine ilişkin herhangi bir belgenin mevcut olmadığını, hukuki açıdan fatura kesilmiş olmasına rağmen, gerçekte hizmet tanımlanmamış ise faturanın delil olabilme niteliğinden yararlanmanın mümkün olmadığını, faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtı olmadığı gibi malın teslimi veya hizmetin görüldüğünün de kanıt olmadığını, bu nedenle sözleşmesel ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kimsenin ilişkinin hizmetin tamamlandığını kanıtlaması gerektiğini, davalı şirket ile davacı arasında sözleşme imzalandığını ancak davacının, sözleşmeye aykırı davranarak müvekkili şirket tescillerini geciktirmesi, hiç yapmaması, hiç yapmadığı tescillerin yapıldığı yönünde davalı şirketi yanıltması sebebi ile taraflar arasındaki sözleşmenin davacının kusuru neticesinde feshedildiğini, davalı şirketin geciktirilen ya da hiç yapılmayan tesciller sebebi ile maddi zarara uğradığını, davalı şirketin uğramış olduğu zararların davacıdan tahsili için karşı dava açtıklarını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile davalının sözleşmeye aykırı eylemleri neticesinde müvekkili şirketin uğradığı —– maddi zararın işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte Davacı – Karşı Davalı’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile birlikte davacı tarafından geciktirilen ya da hiç yapılmayan tesciller sebebi ile uğradığı maddi zararlarının tahsili için karşı dava açtığını beyan etmiş ise de karşı dava değerini belirtmediği gibi harçta yatırmadığı anlaşıldığından davalının talebi davacı tarafın cari hesap ilişkisinden olan bakiyesinden uğradığı zararların takas mahsup talebi olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce icra dosyası celb edilmiş, incelenen icra dosyasında davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibe —— işlemiş faiz olmak üzere toplam —-alacağın takibe konu edildiği, davalı borçlu tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi ——– tarihli raporunda özetle: ”tarafların —- yılları ticari defterleri ve dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının ve davalının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu ticari defterlerin sahipleri lehine delil olarak kabul edilebileceği, taraflar arasında sözleşmeye dayalı cari açık hesap ilişkisi olduğunun kabul edilebileceği, davacı ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile —– alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibari ile davacıya—– borçlu olduğu, taraf ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davalının faturalar teslim alınsa dahi hizmetin verilmediği iddiası olduğu dava konusu hizmet uzmanlık alanına girmediğinden bu hususun değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, davacının gönderdiği —– tarihli cari hesap mutabakat mektubunun TTK 18/3 maddesinde belirlenen usullere göre olmadığı bu sebeple temerrüdün takiple olduğunun kabul edilebileceği, davacının talebi ve tarafların tacir olması dikkate alınarak davacının takipten itibaren reeskont avans faizi talep edebileceği ”yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça faiz yönünden davalı tarafça tüm kapsamı itibariyle rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş, karşı davada talepleri yönünden değerlendirme yapılmadığından dosyanın marka alanın uzman bilirkişiye tevdi talep edilmişse de Mahkememizce alınan rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş, gelinen aşamada davalı tarafından uğradığını beyan ettiği zararlara ilişkin somut deliller sunulmadığından dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi talebi kabul edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında —- olduğu, yapılan bilirkişi incelemesine göre tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kendi lehlerine delil vasfına haiz olduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına göre davalıdan—- alacağının bulunduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıya —– borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı taraf, davacı tarafından hizmetin ayıplı, eksik veya hiç verilmemesi nedeniyle maddi zararları olduğunu cari hesapta davacıya hiçbir borcunun kalmadığını beyan etmiş ise de davacının eylemeleri nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarını ispatlayamamış, defterlerinde de bu hususta herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Davalı yan iş bu davanın açılmasından sonra davacıyı marka ve tasarım taleplerini geciktirerek zarara uğrattığı iddiası ile—— tarihli karar ile reddedildiği görülmüştür. Neticeten tarafların birbirini teyit eden kayıtlarına itibar edilerek davacının davalıdan —– alacaklı olduğu kabul edilmiş, davalı yan temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz istemi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak cari hesaba dayalı likit ve belirlenebilir olduğundan davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile —– takip dosyasında, davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.451,62 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 270,95 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.180,67-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 270,95-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 937,00-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre; 887,58-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, artan 49,42-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 1.183,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul-red oranına göre1.250,37-TL’nin davalıdan, 69,63-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.20/10/2022