Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/413 E. 2021/486 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2021/413 Esas
KARAR NO: 2021/486
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 23.06.2021
KARAR TARİHİ: 08.12.2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacılar vekili, — tarihli dava dilekçesinde; davacılar tarafından —– sayılı dosyasında dava açıldığını, ancak ilgili şirket yetkililerinin davadan kaçınmak maksadıyla şirketi tasfiye ettiklerini, şirket —– terkin olduğundan Mahkeme şirketin ihyası için kendilerine süre verildiğini, bu nedenlerle şirketin ihyasını talep ve dava etmiştir.
—– tasfiyesinin TTK’nin 547. Maddesine göre yapıldığı, bu durumda, işbu davada husumet, —- birlikte tasfiye memuruna düşmekte olup, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu anlaşılmakla, —- tarihli tensip zaptı ile davacılar vekiline, davayı ihyası istenen —- yöneltmesi için HMK’nin 114/1-d ve 115. maddeleri uyarınca bir haftalık kesin süre verilmiş, davacılar vekili — tarihli dahili dava dilekçesi ile davayı tasfiye memuru—- yöneltmiştir.
2-Savunma: Davalı —-, cevap dilekçesinde özetle, tasfiyenin tasfiye memurları tarafından yapıldığını, davalının, tasfiye memurlarının kusurlu tasfiyelerinden sorumlu olmadığını, bu nedenlerle davanın davalı müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— tarihli cevap dilekçesinde özetle, davalının, dava dilekçesinde hasım gösterilmediğini, sonradan davaya dahil edilemeyeceğini, bu nedenle davanın taraf yokluğundan reddi gerektiğini, davacıların tasfiye sürecinde talepte bulunmadıklarını, bu nedenle işbu davayı açmakta hukuki yararlarının olmadığını, ihya davası açma süresinin beş yıl olduğunu, bu sürenin geçtiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA ŞARTLARI YÖNÜNDEN İNCELEME:
3-Davalı —- taraf ve dava ehliyeti itirazı yönünden değerlendirme: Dahili davalı —–, dava dilekçesinde davalıya karşı dava açılmaması nedeniyle davada davalı tarafın taraf ehliyetine sahip olmadığını, davalının sonradan davaya dahil edilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddini talep ettiği, davalı tarafın taraf ve dava ehliyetine sahip olup olmadığının tartışılması gerektiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere HMK m. 114/1-d uyarınca davanın taraflarının taraf ve dava ehliyetini haiz olup olmaması dava şartlarından olup HMK. m. 115/1 uyarınca res’en mahkeme tarafından dikkate alınır.
Davacılar vekili, dava dilekçesi ile davayı sadece —– davalı tasfiye memurunu davalı olarak göstermemiştir.
Mahkememizin tensip zaptıyla yaptığı ihtar üzerine davayı davalı tasfiye memuruna yöneltmiştir.
Davalı —- davalı müvekkilinin sonradan davaya dahil edilemeyeceğini savunmaktadır.
—– tasfiyesinin TTK’nin 547. Maddesine göre yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, işbu davada husumet,—- ile birlikte tasfiye memuruna düşmekte olup, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle, davacılar vekilinin, davayı ihyası istenen —– yönlendirmesi gerekmektedir.
—- emsal kararları uyarınca bu eksiklik tamamlanabilir dava şartı noksanlığı olarak görülmektedir.
Bu nedenle davacılar vekiline, davayı — yöneltmesi için HMK’nin 114/1-d ve 115/2. maddeleri uyarınca bir haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içinde gereği yapılmazsa davanın HMK’nin 114/1-d ve 115/2. Maddesi uyarınca taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verileceği ihtar edilmiş, davacılar vekili süresi içinde davayı ihyası istenen şirketin tasfiye memuruna yöneltmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; davalı —- davaya dahil edilmesi usule uygun olup, davalı tarafta taraf ve dava ehliyetine ilişkin eksiklik tamamlanmış olduğundan, davalı —-davanın, taraf ve dava ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve bu karar duruşmada açıklanmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
4-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen limited şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının mahkemece verilen mehil gereğince açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
5-Taraflar arasında çekişmesiz olan hususların tepiti: Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında, “ihya istemine konu —- tasfiye olduğu, — olduğu, tasfiye olunan şirkete karşı davacılar tarafından—- dosyasında devam eden tapu iptali ve tescil, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talepli dava olduğu” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı tespit olunmuştur.
6-Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan konuların tespiti: Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Davalı tasfiye memuru —-karşı açılan davada hak düşürücü süre olup olmadığı, varsa işbu davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı,
B-Davaya konu şirketin —- terkin edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
C-Şirketin ihyasına karar verilmesi gerekip gerekmediği,
Ç-Davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
7-İlgili Mevzuat: TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca “limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında” anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
8-Şirketin ihyası gerekip gerekmediği ile ilgili inceleme ve gerekçe: Yukarıda belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
İşbu ihya davasının gerektirdiği şekilde, —- kayıtları temin edilmiştir.
— dosyasının incelenmesinde; davacılar —- tarihinde tapu iptali ve tescil, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebiyle dava açıldığı, Mahkemenin — tarihli ara kararı ile —– için dava açmak üzere davacılar vekiline süre verdiği anlaşılmıştır.
— gelen kayıtlara göre —- olduğu, şirketin tasfiyesinin sona erdiğinin — tarihinde tescil olunduğu yine ——-kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik —– terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacılar tarafından, ihyası istenen şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış tapu iptali ve tescili, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebiyle bir dava mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle —- dosyasında davalı olan —- tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından —– dosyasındaki davanın görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere —-yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru olan davalı — yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
9-Yargılama giderleriyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı —- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ——sayılı emsal nitelikli ilâmında işaret edildiği üzere, dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen limited şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklıların Asliye Hukuk Mahkemesince verilen mehil gereğince açmış olduğu şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup, bu davada husumet, tasfiyeyi sağlayan —— yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacılar ihya davası açmakta haklı olduğundan ve davalı tasfiye memuru ilk duruşmaya kadar davayı kabul etmediğinden davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK’nin 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile —- numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan— kaydının;—- davasının görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere—– yeniden tescil ve ilânına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı—- tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacılar tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harcın davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından sarf edilen 91,10 TL yargılama giderinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı — yüzlerine karşı, davalı — yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—- Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021