Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/402 E. 2021/599 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/402 Esas
KARAR NO: 2021/599
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22.02.2018
KARAR TARİHİ:15.09.2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, mahkememizin — sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde, özetle, davacı ile davalı — ortak olarak davalı — kurduklarını, sonra davalı şirket ile davalı —- aile şirketi olan dava dışı — tarihinde —- akdedildiğini ve —– işletilmesi için davalı şirkete kiralandığını, davacının iş makinalarını —– gönderdiğini, masrafları davacının karşıladığını, davacının davalı —- işin yürümesi içi çeşitli zamanlarda para verdiğini, ancak madenin çok az rezerve sahip olduğunun ortaya çıktığını, ayrıca—– başka bir şirkete de kiraya verdiğini, davacının uğradığı zarar nedeniyle —tarihinde davalı —- zararını ihtar ettiğini, davacının iş makinalarını bir yıl süreyle davalı ——- kullandığından zarara uğradığını, davacının davalı tarafça aldatılararak şirket kuruluşuna dahil ettiğini, davalı şirket ortağının şirketin karar almasına engel engel olduğunu, davalı —– kurulmasına karşın bu işle iştigal edemediğini, davacının uğradığı zararın katlanılmaz hale geldiğini, bu nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının zararının tespitine, şimdilik —zararın ilk ihtarname tarihi olan —- tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —-cevap dilekçesinde özetle, davacının tüm iddialarının asılsız olduğunu, davacı ile davalının müşterek imza yetkilisi olduklarını, davalının tek başına işlem yapmasının mümkün olmadığını, davacının onay vermemesi nedeniyle ruhsatın kaybedilmemesi için orman izin bedellerinin dava dışı — tarafından ödendiğini, davacının haksız davranışları nedeniyle —————-tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacının getirdiği iş makinalarını uyarıya rağmen kaldırmadığını, —–sahasının dava dışı şirkete çok önceden kiralandığını, davacının bu hususu şirketi kurarken bildiğini, asıl davalının zarara uğradığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
Davacı tarafından Mahkememiz — dava dosyasında davalılar ———– uyarınca feshi ve tasfiyesi ile birlikte fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla tahkiat sonucunda müvekkilinin ticari zararının değerinin tam ve eksik olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari —- zararın ilk ihtarname tarihi olan —- tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte kusuruyla şirketi ve davacıyı zarara sokan davalıdan tahsili” talepli olarak dava açıldığı, davacı tarafça açılan şirketin feshi ve şirket ortağının sorumluluğuna dayalı tazminat davasının birlikte görülmesinin uygun olmaması nedeniyle —– duruşmada; şirketin feshi davasının bu dosya üzerinde bırakılmasına, tazminat davasının ayrılmasına ve mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine karar verilmiş, verilen karar gereği şirket yöneticiliğinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davası tefrik olunarak Mahkememizin işbu —— esasına kaydı yapılmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava; şirket yöneticiliğinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememiz —- sayılı dava dosyasında ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında;
a- Orman izin bedelleri ve — ödenmesine davacının onay vermediği halde dava dışı —- ödendiği,
b- —-sözleşmesinin dava dışı—– tarafından feshedildiği,
c-Davacının iş makineleri ve saha ekipmanlarını —–sahasına getirdiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a- Davalı —– pasif husumet ehliyeti olup olmadığı,
b-Davacı ile davalı —- davalı şirketin müşterek imza yetkilileri olup olmadıkları, davalı ——- davalı şirket adına tek başına taahhütname verip vermediği,
c-Davacının —— uyarınca dava dışı——yapılan ödemeyi davalılardan isteyip isteyemeyeceği,
ç—- dava dışı — tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği, davacının bu sözleşmenin ifasını engelleyip engellemediği, yükümlülüklerine aykırı davranıp davranmadığı,
d-Davacının iş makinalarını davalı —– anlaşmaları dahilinde davalı şirkete tahsis edip etmediği,
e-Davacının, —–sahasında dava dışı——— kiracı olarak bulunduğunu bilip bilmediği,
f-Davacının iş makinelerinin —— getirilmesi masraflarının davacı tarafından karşılanıp karşılanmadığı, ne kadar masraf yapıldığı, bu iş makinalarının—— kiracı olarak bulunan dava dışı ——- tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise bu nedenle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, bu zararı davalılardan isteyip isteyemeyeceği, davacının iş makinalarını depoya kaldırması nedeniyle uğradığı zararı isteyip isteyemeyeceği,
g-Davalıların ——- kapasite ile ilgili davacıya yanıltıcı bilgi verip vermedikleri,
ğ-Davacının ticari kar kaybına uğrayıp uğramadığı, uğramışsa bu kaybın tazmininin davalılardan isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse uğradığı kar kaybının miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller:
2-a)Davalı şirket ve dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi: Mali müşavir bilirkişi tarafından davalı — ihtilafın yaşandığı —- yılına ait yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; —- yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin ——- göre zamanında yapıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, —-yılına ilişkin ticari defterlerinin —- beratlarının süresinde alındığı görülmüştür. Davalı şirketin kayıtlarında dava dışı — hareketlerinin incelenmesinde, dava dışı şirkete — kaydedildiği, karşılığında — ALACAK kaydı girmek suretiyle,—tarihi itibariyle, davalı şirketin kendi defterlerinde —- borçlu gözüktüğü tespit edilmiştir.
Dava dışı — hesaplarının incelenmesinde; davalı şirkete — no.lu ve —- hesaplarda toplam —- BORÇ kaydedildiği, karşılığında — ALACAK kaydı girmek suretiyle, — tarihi itibariyle, dava dışı şirketin kendi defterlerinde — alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
2-b)İhtarnamelerin İncelenmesi:
2-b-1)Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan —ihtarnamesinin yapılan incelemesinde özetle; —- zarara uğratılması nedeniyle doğmuş zararın tazmini talebimizdir. —- tescil tarihli —— tarafınızca ——– kurulmuş bulunmaktadır. Her ne kadar şahsınız ——– seçilmişse de şirket ana —- uyarınca şirket tarafından akdedilecek tüm sözleşmeler ve yapılacak tüm işlemler, müşterek imza ile geçerlilik kazanacaktır. Ancak bugüne dek bu kurala riayet edilmediği şirket adına alınan kararlar ve yapılan önemli işlemlerin tarafınızın attığı tek imza ile gerçekleştirildiği, Tarafınızca yapılan muhtelif işlemlerle ortaklığın zarara uğratıldığı kendi şahsi şirketiniz olan —–menfaat sağladığınız anlaşılmıştır.—————— ortak şirketiniz olan —-üretip satışa hazırladığı mallar, önce şahsi şirketinize fatura mukabilinde satılmış, bilahare aynı mal sizin şirketiniz üzerinden alıcıya ihraç edilmiştir. Yapılan bu işleme ortağınız olarak — muvafakati bulunmamaktadır. Bu işlem ile — ortağı olarak bu ortaklığın menfaatin zarar vermiş bulunmaktayız. —- mevcut işlemden zarar görmüştür. Tüm bunlara ilaveten müvekkili — ortak olduğumuz —- sizin ortaklığınız da kurulmuş bir başka şirket olan—– sözleşmesini akdetmeye ikna etmiş olmanıza rağmen bu sözleşmenin müşterek şirketinize çok ciddi zarar vermiştir. Müvekkilim —— sözleşmeyi akdetmek için — içindeki taş ocağını kapatmak suretiyle bu yatırıma girişimi olduğundan ortak olarak kişisel zararı çok daha fazladır. Yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü, işbu ihtarname tarihi itibariyle şirketimizin —- bağlı olmayacağını ihbaren bildirir, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla — bu sözleşmenin akdi nedeniyle uğramış olduğu şimdilik—- tutarındaki zararın iş bu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren — içinde kendisine ödenmesini, aksi halde hakkınızda TTK 395.madde gereğince batıl olan sözleşmenin iptali, ortaklığın tasfiyesi ve TTK 562. Maddede düzenlenmiş olan 395.maddenin ihlali nedeniyle cezai yaptırıma uğramanız için gerekli başvuruları gerçekleştireceğimizi, ayrıca bu sözleşmeden doğan zararların tazmini talepli olarak hakkınızda dava açacağımızı ihtar ederiz.” şeklinde belirtildiği, ihtarnamenin tebliğine ilişkin herhangi bir evrak bulunmadığı görülmüştür.
2-b-2)Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan — ihtarnamesinin yapılan incelemesinde özetle; — üzere, müvekkil —- payla hissedar olduğunuz—- sizin aile şirketiniz olan— arasında akdedilen —, ortak olduğumuz—- zarara sokarak ekonomik olarak çok güç bir durumda bırakmıştır. Anılan —– gereği müvekkilim — ortak şirketiniz —- hesabına iş makinaları tedarik edilmiş ve bu makinaların madene sevk ve nakliyesi için gerekli masraflar şirket — tarafından karşılanmış, ayrıca işin kurulumu ve sürdürülmesi için——- masraflar gerçekleşmiştir. Bu —- ortak şirketiniz olan —- zarara solmuştur. Şirketin bu zararının nedeni —-hukuki ayıplı taşınmazı işletmek üzere devretmiş olması, sözleşme gereklerini yerine getirmemesi ve zapta karşı tekeffül borcunu ihlal etmiş olmasıdır. Bu husus — tarihli ihtarnamemizde de dile getirilmiştir. Bu nedenle— ortakları olarak bir araya gelerek şirketimizin zararları için —- karşı sözleşme gereklerini yerine getirmediği, zapta karşı tekeffül borcunu ihlal ettiği, kusurlu taraf olmasına rağmen sözleşmeyi de haksız ve hukuka aykırı olarak feshettiği için dava açılması gerekmektedir. Ancak—-ortağı ve yöneticisi olmanıza rağmen, şirketin haklarını korumak için harekete geçmediğiniz ve şirket adına ortaklaşa hareket edilemediği görülmektedir. Bu durum, —- karşı şirket olarak hukuki yollara başvurarak, şirket zararlarını tazmin etme imkanımızı ortadan kaldırmaktadır.— zararın ve ihtilafın sebebi olmasına rağmen, hukuka aykırı olarak sözleşmeyi de fesh ettiğini bildirmiştir. Zira, —–sıfatıyla imzalayarak göndermiş olduğunuz fesih bildirimi de müvekkilim—-katılmadığından tek taraflı bir irade beyanı olarak kalmıştır. Bu nedenle size son kere ihtarla, ortak şirketinizi zarara sokmuş olması nedeniyle — dava açmaya davet etmekteyiz. İş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren — içinde müvekkilim — zarar ve ziyanı karşılanmaz ya da — dava açılmak üzere bir —— alınmaz ise ortağınız —, bu ortaklık ve şirketinizle akdedilmiş sözleşme nedeniyle uğramış olduğu tüm maddi zararının tazmini talepli olarak, şahsi olarak siz ve ortaklığınızı zarara uğratan —– karşı dava açılacağını vekaleten ihbar ve ihtar ederim.” şeklinde belirtildiği ihtarnamenin tebliğine ilişkin herhangi bir evrak bulunmadığı görülmüştür.
2-b-3)Davalı yanında feri müdahil vekili tarafından dava dosyasına sunulan — ihtarnamesinde özetle; — tarihli ihtarnamesine cevaplarımızdır. Açıklama: Muhatap tarafından keşide edilen ihtarnamede, muhatapla ortak kurulan —-müvekkilin ortağı olduğu —– arasında akdedilen —- müvekkilinin aldatıcı eylemleri neticesinde muhatap tarafından yanılgıya düşülerek akdedildiği, —-tarafından —- devredilen taşınmaz üzerinde sözleşme dışı bir firmanın kiracı olarak bulunduğu, — tarafından üretilen malların — aracılığıyla satıldığı, işbu eylemler nedeniyle —- muhatabın zarara uğratıldığı ileri sürülmüştür. İddiaların herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamakla birlikte muhatabın haberdar olmadığını iddia ettiği işlemler bizzat muhatap onayı ve bilgisi dahilinde gerçekleştirilmiş olup aksi durum ticari teamüllere aykırıdır. İşbu iddialar muhatabın yerine getirmeyi üstlendiği edimleri ifasından kaçınmak amacıyla kötü niyetli biçimde ileri sürülmüştür. Muhatabın tüm bu asılsız iddialarına ayrı ayrı yanıt vermek gerekirse; i) —-tarafından üretilen malların —- aracılığıyla satıldığı ve bunun muhatabının onayı olmadan gerçekleştirildiği iddiasına ilişkin olarak —- yahut muhatabın gümrük servisi bulunmadığından yapılması planlanan ihracatın gerçekleştirilmesi mümkün değildir. İşbu nedenle söz konusu işlem,— bulunan müvekkilin ortağı olduğu — aracılığıyla yapılmıştır. Bu sayede mal satışı gerçekleştirilmiş olup bu işlem nedeniyle muhatabın nasıl bir zarara uğradığı anlaşılamamıştır. İhracat yapılacağını bilen muhatap, yasal olarak gerekli şartları sağlayamadığından satışın —- yahut kendisi tarafından gerçekleştirilmeyeceğini de bilmektedir. Dolayısıyla muhatabın söz konusu işlemin bilgisi dışında yapıldığını iddia etmesi kötü niyetli olmakla birlikte bu işlemin şirketi zarara uğrattığı iddiasının da gerçek dışıdır. Aksine açıklandığı üzere müvekkil tüm faaliyetlerinde, kendisi de ortak olduğu —- yararını gözetmektedir. ii) ——müvekkilin —– olduğu —- arasında akdedilen —– sahaların taahhüt edilen kapasitesinin altında olduğu iddiasına karşılık taraflar arasında akdedilen ——-incelendiğinde sahaların kapasitesine dair muhatabın iddiası gibi bir taahhüt verilmediği görülmektedir. Zaten aksi durum ticari teamüllere de aykırı olacaktır, sondaj çalışmaları yapılmadan ——sahaları hakkında kesin bir taahhütte bulunmak mümkün değildir. ii) —- ortağı ve yetkilisi olan muhatabın basiretli bir tacir gibi davranma mükellefiyetinde olduğu açıkken, sözleşmenin aldatıcı eylemler neticesinde yanılgıya düşülerek imzalandığı iddiasının kabulü mümkün değildir. Kaldı ki muhatap müvekkilin aldatıcı olduğunu iddia ettiği eylemleri de açıklamamıştır, muhatabın iddiaları afakidir. Akdedilen sözleşme, muhataba imza tarihinden çok önce gönderilmiş, serbestçe müzakere edilmiştir. Buna rağmen muhatabın sözleşme ile bağlı olmadığını iddia etmesi hakkaniyete aykırıdır. iv) ——— devredilen taşınmaz üzerinde sözleşme dışı bir firmanın kiracı olarak bulunduğu iddiasına ilişkin olarak ise muhatabın devirden kastı sözleşme ile kiralanan saha olup muhatap sözleşme akdedilirken bu husustan haberdardır. Şöyle ki rödovans sözleşmesinin imza tarihi —-, dava dışı kiracı firma ile akdedilen kira sözleşmenin tarihi ise —- böyleyken muhatabın sözleşmenin akdedildiği tarihte de kiracı olarak bulunan dava dışı şirketten haberdar olmadığı iddiası abesle iştigaldir. Muhatabın sözleşme akdedilmeden önce ya da sözleşme sırasında sahaları incelemediği düşünülemez. Zaten muhatap da iş makinelerinin sahaya teminini sağladığını ifade ederek saha hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade etmiştir. Hal böyleyken bu aşamada muhatabın dava dışı kiracıdan haberdar olmadığını iddia etmesi iyi niyet kurallarına aykırıdır. Tüm bu hususlar göstermektedir ki; muhatap aslında haberdar olduğu ve onay verdiği hususları kötü niyetli ve gerçeğe aykırı biçimde ileri sürerek özgür iradesi ile akdettiği sözleşmeden dönmek için bahane üretme gayesi içerisindedir. Bunun nedeni muhatabın sözleşme ile üstlendiği edimleri ifa etmekten kaçınmasıdır. Şöyle ki; muhatap sözleşmenin 6. maddesinde düzenlenen orman bedellerinin ödenmesine onay vermeyerek engel olmuş, bu bedeller ruhsat sahibi—– tarafından ödenmiştir. Yine işletmeci tarafından idareye verilmesi gereken evraklar da —- tarafından verilmiş, devlet hakları muhatabın eylemleri sebebiyle —- tarafından ödenmiştir. Bütün bunlara ek olarak —- düzenlenen — ödemesi de gerçekleştirilmemiştir. Dolayısıyla görüldüğü üzere—– müvekkili zarara uğratan eylemler, muhatap tarafından gerçekleştirilmekte olup müvekkil ——–yararına hareket etmektedir. Zaten müvekkilin kendisinin de bizzat ortağı olduğu—– zararına eylemlerde bulunacağı varsayımı, söz konusu eylemler sebebiyle kendisi de zarara uğrayacağından mantık dışıdır. İşbu nedenle muhatabın zararı olduğunu iddia ederek — ödenmesi talebinin kabulünün mümkün olmadığını bildirir; aksine zarara uğrayan taraf muhatabın haksız eylemleri sebebiyle müvekkil ve—- olduğundan bilumum zararların tazmini için aleyhinize yasal yollara başvurulacağını ve yargılama, icra takip ve avukatlık giderlerinin tarafınıza yükletileceğini ihtar ederiz.” şeklinde belirtildiği, ihtarın tebliğine ilişkin herhangi bir evrak bulunmadığı görülmüştür.
2-b-4)Davalı yanında feri müdahil vekilinin sunduğu —- yevmiye no.lu ihtarnamesinde özetle; —-Makinelerin alınması ihtarıdır. Açıklamalar: Firmanıza ait iş makineleri müvekkillere ait—– bulunmaktadır. Makinelerinizin işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren —-günü içerisinde alınmasını talep ederiz. Makineler tarafınızdan teslim alınmadığı takdirde hiçbir yasal sorumluluk kabul etmeyeceğimizi tarafınıza ihtar ve ihbar ederiz.” şeklinde belirtildiği, ihtarın tebliğine ilişkin herhangi bir evrak bulunmadığı görülmüştür.
2-c)—– incelenmesi: Davacı tarafından dava dosyasına sunulan — sözleşmesinin incelenmesinde, davamızla ilgili bölümlerde; —— — uhdesinde kalmak kaydıyla aşağıda bilgileri verilen ——– işletilmesi konusundur. —- olarak anılacaktır. — işletmeci olarak anılacaktır. — Sözleşmenin süresi bu sözleşmenin taraflarca imzalandığı tarihten itibaren geçerli olup, geçerlilik süresi — yıldır. Bu süre zarfında işletme izin alınan yerde yapılan madencilik faaliyetlerinin sorumluluğu tamamen işletmeciye aittir. İşletmeci ruhsatın yürürlükte kalması için gerekli teknik ve idari yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Tarafların mutabakatı veya işletmecinin talebi doğrultusunda sözleşme süresi istenildiği kadar uzatılır veya kısaltılır. İşletmeci sözleşmenin herhangi bir maddesine uymaması halinde —- taraflı sözleşmeyi feshetme yetkisine sahiptir.—- işletmecinin sözleşme maddelerine uymaması durumunda ve ——-mevzuatına aykırı davranması durumunda taraflar tek taraflı olarak fesih talebinde bulunması halinde —-vereceği karara ve mahkeme kararına uymak zorundalardır.” şeklinde belirtilerek davalı —- arasında tanzim edilerek imza altına alındığı görülmüştür.
2-ç)—- İncelemesi: Dava dosyasına sunulan — yapılan incelemesinde, ——– odaya kayıt tarihinin ————görevlerinin müştereken olduğu görülmüştür.
2-d)Yazı Cevaplarının İncelenmesi:
2-d-1)—– sayılı yazı cevabının yapılan incelemesinde özetle; “Yapılan araştırmalar neticesinde — arasında —-tarihleri arasında—– yapıldığı görülmüştür. —– ait izin belgeleri ve ödeme dekontları yazımız ekinde sunulmuş olup, işletme müdürlüğümüze herhangi bir bedel borcu bulunmamaktadır.” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
2-d-2)—— sayılı yazı cevabının yapılan incelemesinde;—- yapılan inceleme neticesinde;—- yapılmış olan ———dilekçe ekinde ——- sunulmuş olup söz konusu —- eksiklikler olduğundan ——- değerlendirilmemiş ve dolayısıyla da —- — bilgi amaçlı olarak şerh edilememiştir.—- makam oluru ile —– tarafından mahallinde tetkik edildiği ve raporlarını sunduğu, ——— tarafından her yılın nisan ayında faaliyet bilgi formu verildiği tespit edilmiş olup, —– verilen işletme faaliyet bilgi formlarının incelenmesi neticesinde; sahada herhangi bir — çalışması olmadığı anlaşılmış olup belgeler— şeklinde belirtildiği görülmüştür.
2-e)Yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu: —tarafından yer tespiti yapılan ve —— yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava konusu ——işletme ruhsatlarında keşif sırasında ve uzunca bir süredir madencilik faaliyetlerinin yapılmadığı, makine, araç ve donanımların atıl durumda olduğu, şantiye alanında herhangi bir çalışanın bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca söz konusu ——sahalarında değişik ebat ve kalitede düzensiz olarak stoklanmış ortalama ———– yapılan sorgulamaları ve yapılan tespitlere ait resimler aşağıda verilmiştir. Keşif sırasında yaptığım incelemeler sonucunda dava konusu ——– sahalarda uzun süredir—- tarafından sahalarda faaliyetlerin durdurulduğu ve mevcut sahalarda stokta bulunan mermerlerin değerinin yaklaşık ——düşüncesindeyim.” şeklinde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
2-f)İstanbul’da düzenlenen bilirkişi raporu: Mali müşavir bilirkişi—- mühendisi bilirkişi —- akademisyen bilirkiş———- tarihli bilirkişi raporunda mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan tespitler yukarıda belirtilmiş olup,—–tarafından yapılan tespitlerden; —- sınırlarında ruhsatı ——-ruhsat sahibi şirketin hissedarlarından olduğu, davacı ——- ocağında üretim işleriyle uğraştığı, davalının hissedarı olduğu şirketin uhdesinde bulunan ruhsatlı —— sahasında üretim yapmak için—-davacı ve davalı yanında feri müdahil—– tarihinde rödovans sözleşmesi yapıldığı, —–yapılan başvurunun eksiklikler nedeniyle değerlendirilmediği ve —– bilgi amaçlı şerh edilmediği, —- sahasında başka — olmadığı, davacı kendisine ait iş makinelerini —- tarihinde çalışma yapılacak ——ocağına getirdiği, getirilen iş makinelerinin— tarihine kadar davalı yanında feri müdahil ——– kiracı olarak çalışan —- tarafından kullanıldığı, davacının —— çalıştığını, —- üretim yapıldığını, — az olduğunu, zarara uğradığını öne sürerek ortak şirket —- feshini istediği, davalı yanında feri müdahilin—– belirtilen ——hakkı, orman izin bedelleri, çevre uyum bedelleri, işletme ruhsat bedellerinin ortak şirket tarafından ödenmemesi, ruhsatların iptal edilmesi tehlikesine karşın ödemelerin hissedarı olduğu ruhsat sahibi —- tarafından yapıldığını, dava dışı —- yaşanan bu gelişmeler karşısında —- taraflı olarak feshettiğini, uyuşmazlık nedeniyle —- tarihinde her iki ruhsat sahasında yapılan keşif sonucunda bilirkişi tarafından ruhsat sahasında uzun süredir ——üretim faaliyetinin yapılmadığı, makine ve ekipmanların âtıl durumda bulunduğu, ruhsat sahasında —- bulunduğunu, ——- değerinde olduğunu tespit ettiğini, bilirkişi heyetine sunulan faturanın incelemesinde, davalı şirket tarafından dava dışı — açıklamalı olarak tanzim edildiği, fatura tutarının —– olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
2-g)Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Dava, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının iş makinalarını ——sahasına gönderdiği, makinaların sevk masraflarını bizzat karşıladığını, nakliye faturalarının dava dilekçesi ekinde olduğunu, yine davalı—– talebi üzerine şirket hesaplarına para gönderdiğini, davalı —– şirketi zarara uğrattığını, zararın bir kısmının nakit verilmesi nedeniyle, bir kısmının davacının iş makinalarının sahada davalı —-tarafından — çalıştırılmasından doğan zarar olduğunu, —- Maddeleri uyarınca aldatma halinde aldatılanın tazminat hakkının devam ettiğini, madenin ruhsat sahibinin davacının aile şirketine ait olduğunu, davalının, davacıyı sözleşme yapmaya ikna ettiğini, davacıyı zarara uğratanın bu sözleşmeye konu —–ocağının ruhsat sahibi davalının ——-ordağı olduğu aile şirketi olduğunu, davalının bu —– sorunları bilmesine ağmen davacıyı sözleşme yapmaya ikna ettiğini, davalı —- kendisi veya başkası adına işlem yapma ve rekabet yasağına aykırı işlem yaptığını, işlemlin batıl olduğunu, davalı ortağın şirketin karar almasına mani olduğunu, bu nedenle davalı —– şirketi zarara uğrattığını, bu nedenlerle davacının mülkiyeti kendisine ait iş makinalarını davalı şirkete tahsis ettiği, bu makinaların madene sevk ve nakliyesi masraflarının davacı tarafından karşılandığı, sonrasında makinaları madenden çekerek bir depoya bırakmak zorunda kaldığını, davacının işin kurulumu ve sürdürülmesi için ——–sahasında işçilik ve muhtelip sair masraflar gerçekleştirdiğini, davalı şirketin kurulması için çok verimli olan —- zorunda kaldığını, bu nedenle ticari kâr ve itibar kaybına uğradığını, bu zararların tespiti ile şimdilik — zararın ilk ihtarname tarihi olan —- tarihinden itibaren işletilcek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Davacının ihtarnamesinin muhatabı —- olduğuna ve dava dilekçesinin konu kısmında yazdığına göre davacı bu tazminatı davalı —- istemektedir. Ancak, istemin tam tespiti açısından davaların ayrılmasından önceki —- tarihli duruşmada, davacı vekilinden, HMK’nin 31. Maddesi kapsamında tazminat davasını davalı şirkete karşı mı, yoksa davalı —- karşı mı açtığı sorulmuş olup, davacı vekili bu konuda yazılı beyanda bulunmak üzere süre talep etmiş, ancak herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Buna göre, davacı şirket ortağı, davalı yönetim kurulu üyesi olan davalının kusurlu davranışları sonucu kendisini katlanılamaz şekilde zarara uğrattığını belirterek, zararın tespiti ve davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Bu bakımdan, mahkememizce önce davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği anlaşılmıştır.
Şirket alacaklısı ortağın dava açma hakkı doğrudan ve dolaylı zarara göre değişiklik gösterir. Ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, şirket ortaklarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Şirket ortağının dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisine değil ancak ortaklığa verilmesini isteyebilir.
Doğrudan zararda ise yöneticilerin eylemleri sonucunda şirket ortaklarının ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur. Anılan zarar türünde ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmayıp, ortaklar talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isterler.
Yani, davacı, ancak doğrudan uğradığı zararın kendisine ödenmesini talep edebilir. Şirket ortağı olan davacının doğrudan zarara uğraması için şirketten müstakil olarak zarar görmesi gerekir.
Somut olayda, davacının iddiası, — sürecinde davalı —- olmadığı halde tek başına gerçekleştirdiği işlemler sonucu şirketi zarara uğrattığı yönündedir. Davacının zararın doğrudan kendisine tazmin edilmesini talep edebileceği doğrudan bir zararı bulunmamaktadır.
Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir.
Buna göre, davacının doğrudan uğradığı zarar bulunmadığından müsnet olayda davacının aktif dava ehliyeti(aktif husumet) bulunmamaktadır.
Davacı, ancak dolaylı zarar iddiasında ise zararın şirkete ödenmesini isteyebilecek olup, olayımızda, davacı uğradığı zararın doğrudan zarar olduğu iddiasını devam ettirdiğinden davanın aktif dava ehliyeti(aktif husumet) yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı —— karşı açılan yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat davasının aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 59,30.-TL. maktu karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 11 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———-Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15.09.2021