Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2021/663 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/394 Esas
KARAR NO: 2021/663
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının —- tarihinde iş kazası geçirdiğini,—— esas sayılı dosyasında devam ettiğini, ancak davalı şirketin — tarihinde —- terkin olduğunu, davacının alacağının tasfiyeden önce doğduğunu, bu nedenlerle ——ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —— vekili cevap dilekçesinde, tasfiyenin — tarafından yapıldığını, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, davalı aleyhine yargılama masrafına hükmedilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——dilekçesinde, müvekkilinin yaşının—– olarak görev yapmasına engel olacağını, başka birinin şirkete —- olarak tayin ve tespitini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen —– tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının devam eden davası nedeniyle açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
Öncelikli olarak, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunda heyette görüş ayrılığı çıkmış, —- işbu davayı açmakta hukuki yararlarının olduğuna dair çoğunluk görüşüne karşı, — davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi görüşünde olduğunu beyan etmiş, muhalefet şerhini ve gerekçesini duruşma zaptına yazdırmıştır.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında —- —–terkin olduğu, tasfiye memurunun davalı —– olduğu” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A-Davaya konu şirketin davalı —- terkin edilmemesi gerektiği halde davalı —- tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
B-Davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat: —– kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son ——- bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
—Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan —
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca——- tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında” anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
—- ilâmında belirtildiği üzere,—- düzenlenmiş olup,—- işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklardan hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlandırılmamış olan bir şirkettir. —-arasında düzenlenen —- kaydının terkini halinde — belirtilen ilgililerin ek tasfiyenin yapılması için ihya talep etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacının iş mahkemesinde davası bulunması nedeniyle, taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açmasında davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Diğer yandan bu tür davalarda —yasal hasım olup, — — yanı sıra tasfiye sonucu — halinde tasfiye memurlarının da davalı gösterilmesi gerekmektedir.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe: Yukarıda belirtildiği üzer—- tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun — anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği — ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir.—-son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Yine yukarıda belirtildiği üzere, ——–maddelerinde düzenlenmiş olup,—- işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklardan hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlandırılmamış olan bir şirkettir. — arasında düzenlenen kollektif şirket sicil kaydının terkini halinde — belirtilen ilgililerin ek tasfiyenin yapılması için ihya talep etmesinde hukuki yararları bulunmaktadır.
Davanın gerektirdiği şekilde, ihyası istenen şirketin — tasfiye memuru kayıtları,—- edilmiştir.
——sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı—- — karşı maddi tazminat davası açıldığı, duruşmanın devam ettiği, duruşmanın —- tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
— cevabi yazısı ve ekindeki evraklardan— son tescilini yaptırdığı, ortakları ve yetkililerinin —- tasfiyeye girmesine, tasfiye memuru —- atanmasına karar verildiği tespit olunmuştur.
—- tarihli kararında da belirtildiği üzere; —- tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ——- terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı tarafından, davaya konu şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış tazminat davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması—- anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle davaya konu şirketin yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından, davaya konu —– dosyalarının infaz işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere— ve ilânına karar vermek gerekmiştir.
Davalı——— dilekçesinde, müvekkilinin yaşının tasfiye memuru olarak görev yapmasına engel olacağını beyanla, başka bir—— atanmasını talep etmiş olup, davalı —- doğumlu olduğu, şirketin diğer ortağı olan — doğumlu olduğu anlaşılmakla, —- talebi gibi yaşının tasfiye memuru olarak görev yapmasına engel olacağı değerlendirilerek, ek tasfiye işlemlerinin şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan —- yapılması uygun görülmüştür.
Davacı vekili, duruşmada, davalılardan yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ettiğinden davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ——– numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan —kaydının, —– görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak İHYASI ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —– yeniden tescil ve ilânına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin şirketin tasfiye öncesi temsilcisi olan —– yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Davacı vekilinin talebi nedeniyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2021
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, tasfiye sonucu sicilden terkin idilmiş olan kollektif şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Kollektif şirketler, —- düzenlenmiştir. ——-arasında düzenlenmiştir. Bu tasfiye hükümleri arasında, tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilen şirketin ek tasfiye için ihyası konusunda özel bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu konuda anonim veya limited şirket hükümlerine yapılmış bir atıf da yoktur. Bu nedenle, anonim şirketlerin ek tasfiyesiyle ilgili —- şirketlere uygulanamaz. —- bu konuda bir kanun boşluğu bulunduğunu belirtmekte ise de, aşağıda açıklanan sebeplere bir kanun boşluğunun bulunmadığı, — mevcut iken bir kanun boşluğundan söz edilemeyecektir——— tasfiyesine ilişkin hükümlere atıf yaptığı halde, kollektif şirketin tasfiyesini —- ayrıntılı düzenlemiş ve başkaca bir şirkete ilişkin tasfiye hükümlerine atıf yapmaya gerek görmemiştir.
—-maddesi uyarınca, kollektif şirket ortakları, şirketin borçlarından dolayı müteselsilen ve bütün mal varlıklarıyla sorumludurlar. Buna aykırı olarak ortaklık sözleşmesine konulan hükümler, üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Görüldüğü üzere, kollektif şirkette ortakların sorumluluğu şirkete koydukları sermaye ile sınırlı olmayıp, tüm mal varlıklarıyla sınırsız sorumluluktur.
——maddesinde sorumluluğun derecesi düzenlenmiştir. Buna göre, kollektif şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket sorumludur. Ancak, şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise yalnız ortak veya ortaklarla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir.
Bu yasal düzenlemeye göre, ortakların sorumluluğu ikinci derece bir sorumluluktur. Bunun sonucu olarak şirket alacaklısı, öncelikle şirkete başvurmalıdır. Şirkete yapılan başvuru sonuçsuz kalırsa, şirket ortağına başvurmak mümkün hale gelir. Diğer bir deyişle, şirket ortağının şirket alacaklılarına karşı sorumluluğu sınırsız olmakla birlikte, bu sorumluluk ikinci derece bir sorumluluktur——
Kural ikinci derece sorumluluk olmakla birlikte, Kanun, bu kurala bir istisna getirmiştir. Buna göre, eğer şirket sona ermişse, alacaklı doğrudan doğruya ortağa karşı takip ve dava yöneltebilir. Yani, şirket tüzel kişiliği bir şekilde sona ermişse, olayımızda olduğu gibi tasfiye sonucu ticaret sicil kaydı terkin edilmişse, ortağın sorumluluğu birinci derecede bir sorumluluk haline gelir ve şirket alacaklısı, —- doğrudan doğruya şirket ortaklarına karşı takip ve dava yöneltebilir. Bu durumda, şirketin ihyasını talep etmekte, esasen hukuki bir yarar da kalmamaktadır.
Müsnet davada, davacı tarafa—– üzerinden bu yönde yüklenmiş bir külfet de söz konusu değildir. Yani mahkememizce verilen bu karar davacı aleyhine değil, aslında lehine olup, davacının var olduğunu iddia ettiği hakkına ulaşmakta zaman kaybına uğramasına engel olmaya yöneliktir.
—- ilâmındaki sayın—- muhalif görüşü de bu yöndedir.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı — davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. — O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından, —- uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğundan sayın çoğunluğun davacının, iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğuna dair görüşüne katılmıyorum.