Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2022/983 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/388 Esas
KARAR NO: 2022/983
DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 14/06/2021
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı şirket arasında değişik tarihlerde 7 adet taşeronluk mal alım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmelere göre davacı şirketin muhtelif parklarda zemin kaplaması, oyun grubu, yürüyüş parkuru yapacağını, karşılığında ise sözleşmede belirlenen bedeli hak edeceğini, sözleşme başlangıcında sözleşmelerde de belirtildiği gibi sözleşme bedelinin %5’i ve bazı sözleşmelerde %10’u oranında davalı şirkete teminatlar verildiğini, sözleşme gereği işin bitirilmesinden sonra davalı şirketin teminat olarak uhdesinde tuttuğu bu bedellerin davacı şirkete iade edilmesi gerektiğini ancak davacı tarafından tüm edimler sözleşmeye uygun ifa edildiği halde davalı şirketin teminatları iade etmediğini, davacı şirketten alınan toplam bedellerin gösterildiği sözleşme tarihleri ve bedellerinin —- tarihli sözleşme bedeli olan 1.180.000,00-TL —-sözleşme bedeli olan 1.579.872,50-TL —– tarihli sözleşme bedeli olan 6.260.608,00-TL —- tarihli sözleşme bedeli olan 616.690,00-TL -Tarihi belirsiz. sözleşme bedeli olan ——tarihli sözleşme bedeli olan 2.714,955,00-TL——- tarihli sözleşme bedeli olan 6.543,100,00-TL şeklinde olduğunu, her bir sözleşme bedeli farklı olduğu için ve her bir sözleşmede alınan teminat bedelleri farklı yüzdeliklerde olduğu için davalarını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL üzerinden açtıklarını, bilirkişi incelemesi sonucu davalının uhdesinde tuttuğu teminat bedelleri netleşince davalarını, ıslah edeceklerini beyanla adli yardım taleplerinin ve davanın kabulü ile davalı şirketin teslim etmesi gereken şimdilik 1.000-TL’nin(fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) arabuluculuk anlaşamama tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- hangi hallerde ve şartlarda yapılacağı belli olduğunu, dosya kapsamına göre davacının yasanın aradığı şartlar nazara alındığında —– Talebine muvafakatleri olmadığını, davacı tarafın kesmiş olduğu fatura bedellerinin hepsinin “hiç bir teminat kesintisi” yapılmadan davacı tarafa ödendiğini, tüm ticari ve resmi kayıtlarla iş bu hususun sabit olduğunu, davacı taraftan herhangi bir teminat kesintisi yapılmış olsa muhasebesel olarak teminat kesintisi, teminat hesabına atıldığı ve davacının kestiği faturada o teminat kesintisi kadar bir alacağın cari hesapta doğacağını, sözleşmede madde olmasının davacıdan teminat kesintisi yapıldığı anlamına gelmediğini, tarafların ticari kayıtlarında yapılacak olan bilirkişi incelemelerinde davacıdan herhangi bir teminat kesintisi yapılmadığının görüleceğini beyanla davacı tarafın davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; taraflar arasında düzenlenen mal hizmet alım ve istisna sözleşmelerine dayalı olarak ödenen teminat bedellerinin iadesi istemine dayalı alacak davasıdır.
Taraflar arasında —- tarihli —- tarihli, —- tarihli, —-tarihli,—- tarihli —– tarihli sözleşme ile tarihi belirsiz bir adet sözleşme olmak üzere farklı bedellerde 7 adet mal ve hizmet teminine ilişkin sözleşmeler imzalanmıştır.
Davacı yan bu sözleşmelerin başlangıcında davalıya her bir sözleşme bedeli için farklı oranlarda teminat verdiğini, işleri gereği gibi bitirmesine rağmen davalının halen bu teminatları uhdesinde tuttuğu iddiası ile davasını ikame etmiştir. Davacı ne kadar tutarda teminat ödediğini izah edememiş olup bu hususun bilirkişi incelemesi ile netleşeceğini beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya, hakediş alacakları hesap uzmanı olan —– bilirkişiye tevdi edilerek tarafların 2016-2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılarak taraflar arasındaki sözleşmelere göre davacının hakedişlerinin miktarının tespiti, davacının davalıya teminat bedeli ödeyip ödemediği, ödenen teminat bedeli var ise davacıya iadesi gereken teminatın miktarı, davacının davalı defterleri ile kıyaslandığında davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişi 07/10/2022 tarihli raporunda ” İncelemeye sunulan taraf defterlerinin yasal şartları taşıdığı, sahipleri lehine delil olma özelliği olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerle cari hesap ilişkisi kurulduğu, taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre dava tarihi itibari ile tarafların birbirlerinden alacaklı ve borçlu olmadığı, her iki taraf ticari defter kayıtlarında da davacının talep ettiği teminat alacaklarının tutulduğu hesap ve davacının davalıya düzenlediği fatura bedellerinden ödeme sırasında teminat kesintisi yapıldığına dair kayıt tespit edilmediği, davacının düzenlediği fatura bedellerinin kesinti yapılmadan tamamının ödendiği, davacının teminat bedelleri talebinin yerinde olmadığı ” yönünde görüş ve tespitlerini sunmuştur. Davacı vekili tarafından sözleşme maddelerinin müvekkilinin teminat ödediğine karine teşkil ettiği, yalnızca tarafların defter kayıtlarına bakılarak davalının teminat iadesi borcu olmadığı kanaatine varılamayacağından bahisle rapora itiraz edilmiş ise de davacı yanın itirazlarının hukuki dayanağı bulunmadığından ve alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olduğundan davacının itirazlarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı şirketlerin ticari defterleri incelenmek suretiyle taraflar arasında teminat kesintisine dayalı alacak-borç olup olmadığı araştırılmış, alacaklı olduğunu iddia eden davacı yanın kendi defter ve kayıtlarında dahi gerek sözleşme öncesi ödenmiş teminat bedellerine gerekse hakediş ödemeleri esnasında davalı yanca yapılmış teminat kesintilerine dair kayda ve delile rastlanılmamıştır. Taraflar arasındaki sözlemelerde teminat ödeneceğine dair yer alan düzenlemelerin taraflar arasındaki ticari ilişkide fiilen uygulanmadığı değerlendirilmekle, davacı tarafından da sözleşmelerin en başında ödediğini iddia ettiği teminat bedellerine ilişkin herhangi bir kayıt, ödeme belgesi sunulmadığı, sözleşme konusu işlerin bitiminde davalı yanca alacaklıya hakediş ödemelerinin kesintisiz, tam olarak yapıldığı anlaşılmakla davacının davalıdan teminat ödemesine dair bir iade alacağının bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70-TL harcın, davacı taraftan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili lehine 2022 yılı AAÜT tarifesine göre hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.27/12/2022