Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2022/766 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/380 Esas
KARAR NO: 2022/766
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 10/06/2021
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinden —- yaralandığını ve yüzünde ağır derecede iz kaldığını, kaza yeri tespit tutanağında —- plakalı araç malik ve sürücüsü davalı —- %80 kusur verilmiş ise de——dosyasında tüm kusurun müvekkiline verildiğini, ceza mahkemesi kusur oranlarını asla kabul etmediklerini, aracın kaza anı itibariyle —-davalı —- bulunduğunu beyanla maluliyet (geçici-sürekli iş görmezlik) ve bakım-tedavi giderlerinin ve manevi tazminatlarının karşılanması için işbu dava açılmak zorunda kalındığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak ve alacağının belirsiz alacak olarak kabulü ile kazada yaralanan ——-şimdilik —— geçici iş göremezlik, —— sürekli iş görmezlik ödeneği ile —- bakım-tedavi gideri ve —- manevi tazminat, eşi —– Manevi, çocukları —– ise —– manevi tazminat olmak üzere genel toplamda —-manevi tazminat ile — maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilsen alınmasını davalı ——- plakalı araç ile adına kayıtlı menkul ve gayrımenkul malvarlığı üzerine 3. kişilere satış ve devrini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava şartının yerine getirilmediğini, eksik evrakla başvuru yapıldığını,—– tarihli konu kazaya ilişkin görülen ceza yargılamasında ——– sayılı kararında davacı —- sürücüsü —- ehliyetinin olmadığı ve alkollü olduğunun dosya kapsamında sabit olduğu belirtildiğini, ceza dosyasında tespit edilen maddi vakıaların hukuk davalarında bağlayıcı nitelik taşıdığını, sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan işbu davanın reddi gerektiğini, aksi kanaat halinde maluliyet oranının — işaret ettiği şekilde belirlenmesi gerektiğini, davacının talebine konu geçici iş göremezlik tazminatı, bakım ve tedavi gideri sigorta poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacının güncel —– hizmet dökümünün dosyaya sunulması ve geçici iş göremezlik süresi boyunca maaş almaya devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerektiğini, somut olaydaki kusur oranlarının belirlenebilmesi için dosyanın alanında uzman kusur bilirkişisine gönderilmesini, her durumda davacının müterafik kusuru bulunduğundan olası tazminat tutarı üzerinden müterafik kusur indirimi yapılmasını, güncel ceza soruşturması evraklarının ara karar sonucu dosyaya eklenmesini, her durumda müvekkili şirketin temerrüde düşmediği, dikkate alınarak müvekkil şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını arz ve talep etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; davada yetkili mahkeme kazanın meydana geldiği yer mahkemesi olan —— Mahkemesi olduğunu, ——dosyasından aldırılan ———- müvekkiline kusur atfedilemeyeceğinin sabit olduğunu, davacı tarafın iddia ve talepleri maddi gerçekler karşısında soyut ve dayanaktan yoksun taleplerden ibaret olduğunu, davacı tarafın sanki olayda kendisi değil de müvekkili davalı kusurluymuş gibi hukuki mesnetlerden yoksun iş bu davayı ikame ettiğini, bu nedenlerle öncelikle yetksizlik kararı verilerek yetkili ———-gönderilmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacılardan —–sevk ve idaresindeki —– ile davalı sigortaya —- davalı —- sevk ve idaresindeki—– plakalı aracın —— tarihinde karıştığı kazada —— yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılan maddi ve tüm davacılar yönünden manevi tazminat davasıdır.
Davalı sigorta şirketinden hasar dosyası, olaya ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı müştekisinin —–olduğu,– sanık sıfatıyla yargılamasının yapıldığı ——- ceza dava dosyası celp edilmiştir. Ceza dosyasında ilk olarak trafik bilirkişisinden alınan ——– tarihli kusur raporunda otomobil sürücüsü ——- gece vakti herhangi bir mecburi sebebi olmadan ve tedbir almadan aracını yol üzerinde park ettiği, aracını park ettiğine dair bir işaretleme yapmadığı, yolun yan kısmında boş bir alan olduğu halde aracını bu boş alana çekmeyerek kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından kazanın oluşumunda %80 oranında asli kusurlu olduğu , sürücü —–sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı ——- kaza noktasında 10 metre fren izinin bulunduğu, görüşünü engelleyen herhangi bir cismin/cisimlerin bulunmadığı, ayrıca kaza mahallinde aydınlatma lambalarının bulunduğu, yol üzerinde duran bir aracı çevre aydınlatmaları neticesinde görebileceği değerlendirdiğinden motosikletini dikkatsiz ve tedbirsiz olarak kullandığı tespit edildiğinden kazanın oluşumunda %20 kusur oranıyla tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Akabinde——–tarihli kusur raporunda ise, müştekinin sanık aracının ışıkları ile ilgili olarak farlarının yandığı ancak dörtlü ikaz ışıklarının yanmadığını beyan ettiği, olay yerinden geçen tanıkların ise sanık aracının ışıkları ile ilgili çarpışma sonrasındaki durum için beyanda bulunduğu, sanık ve kaza anında olay yerinde bulunmakta olan tanıkların sanık aracının dörtlü ikaz ışıklarının yandığını beyan ettiği, bu bağlamda sanık aracının sağ şerit üzerinde durduğu/durakladığı, dörtlü ikaz ışıkları ile ilgili herhangi bir kanaate varılamasada ön far ve arka ışıklarının yandığı kanaatine varıldığı, her ne kadar kaza tespit tutanağında aydınlatma olmadığı belirtilmiş ise de olay yeri fotoğraflarında çarpma noktasına yakın konumlarda (araç istikametine göre sol ilerisinde) aydınlatma direklerinin bulunması ile bu ortamda ön far ve arka ışıkları yanmakta olan sanık aracının görünürlüğü açısından bir engelin olmadığı kanaatine varıldığı, sürücü —— sevk ve idaresindeki otomobili ile yerleşim yeri içi, gece vakti, görünürlük açısından yeterli olduğu değerlendirilen mahalde kendi şeridi içinde durduğu/durakladığı sırada geriden gelen ——– çarpması ile karıştığı kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı, müşteki sürücü ——- sevk ve idaresindeki —— yola dikkatini verip, hareket alanını kontrol altında bulundurması gerekirken bunu yapmadığı, ön far ve arka lambaları yanan duraklama/duran aracı zamanında fark edemeyip zamanında etkin fren veya direksiyon tedbiri almadan bu araca arkadan çarptığı kazanın oluşumu ve kaskını takması gerekirken takmayarak kendi yaralanması ile neticelenen kazada dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketle asli kusurlu olduğu yönünde rapor sunulduğu, Mahkemesince sanığın beraatine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın—— görevli 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup; bilirkişi heyeti —— tarihli raporunda özetle;” Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre olayın meydana geldiği yol için, yerleşim yeri dışında,——— ———-olduğu bilgileri verildiği, olayın gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu, far ışığı altında aydınlatmanın olduğu yerleşim yeri dışında meydana geldiği, olay sırasında —— alkolsüz olduğu,—– kanında olay ——– bulunduğunun belirlendiğini, ——- plakalı aracın sürücüsü —– sevk ve idaresindeki aracı ile olay mahali noktada far ışığı altında, yolun sağ tarafına yanaşmak sureti ile duraklama yaptığında flaşörlerinin ve stop lambalarının geriden gelen araçlar tarafından görünürlüğünü sağladığı, gerisinden gelen —— idaresindeki ——— tedbirsiz ve dikkatsizce sevk ve idare hatası sonucu karıştığı kazada alabileceği tedbir önlem bulunmamakla meydana gelen olayda atfı kabil kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı” beyan edilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili süresinde sunduğu itiraz dilekçesi ile kusur raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için ———- veya —- yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce alınan kusur raporu ile ceza soruşturma dosyasında hükme esas alınan ——- kusur raporu birbiriyle uyumlu olduğundan davacılar vekilinin kusur durumuna ilişkin yeniden rapor alınması yönündeki talebi uygun görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, kolluk ifadeleri, toplanan deliller ve kusura ilişkin alınan raporlar bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, her ne kadar kaza tespit tutanağında davacı motosiklet sürücüsüne 2918 sayılı KTK madde 52/1-b ye göre, davalı araç sürücüsüne KTK madde 60/1-d’ye göre kusur atfedilmiş ise de ceza dosyasında —– alınan rapor ile mahkememizce—– kusur raporunun birbiriyle uyumlu ve olayın oluş şekline uygun olduğu, iki raporda da teknik değerlendirmeler sonucu aynı nedenlerle taraflara aynı kusurun verildiği anlaşılmış, meydana gelen trafik kazasında, davalı sürücü ——— sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri içinde, gece vakti olsa da görünürlük açısından çarpma noktasına yakın konumlarda aydınlatma direklerinin bulunduğu yolun sağında kenarda ön far ve arka ışıkları yanmakta olan aracı ile duraklama yaparken görünürlüğü açısından bir engelin olmadığı, duraklama yapmasında KTK’ya aykırı bir hal bulunmadığı kanaatine varılmış bulunduğu yol üzerinde yola dikkatini verip, hareket alanını kontrol altında bulundurması gerekirken bunu yapmayan ön far ve arka lambaları yanan duran aracı zamanında fark edemeyerek tedbir alamadan arkadan çarpan, kaza anında alkollü olan motosikletin sürücüsü davacı ——- kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Davalı sigorta şirketinin Karayolları Trafik Kanunu 91 vd. madde hükümleri uyarınca —— gereğince dava konusu maddi zararlara ilişkin olarak sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde ancak poliçe limiti ile sınırlı bir sorumluluk olduğundan —– kapsamında sigortalı —– plakalı aracın sürücüsü davalı—– dava konu kazada kusurlu bulunmadığından davalı sigortanın da davacı ——- maddi zararından sorumluluğunun söz konusu olamayacağı, neticeten davacıların davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;.
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA
3-Davacı tarafından yatırılan 308,42 TL peşin harcın, alınması gereken 80,70 TL’den mahsubu ile artan 227,72‬‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacılar tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.146,50 TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiklerinden ve ret sebebi ortak olduğundan reddedilen dava değeri (14.448,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 ve 13/1 uyarınca hesaplanan 14.448,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine ( davalı sigorta yönünden 300,00-TL vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere),
6-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———-bütçesinden ödenen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin davacılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.27/10/2022