Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/377 E. 2023/31 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/377 Esas
KARAR NO : 2023/31

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —- bu yana davalı şirket ile ticari faaliyeti olduğunu ancak—– sonlarından itibaren davalı/borçlu tarafın ödemelerini sekteye uğrattığını, davacı tarafça defalarca kendilerinden ödeme talep edilmişse de davalı şirketin borcunu ödemediğini, işbu sebeple öncelikle davacı şirkete verilen —– teslim edilen senetlerin takibe konulduğunu, davalı şirketin bakiye cari hesap borcuna istinaden ise —- dosyası üzerinden takibe geçildiğini, ancak davalı şirketin herhangi bir haklı gerekçesi olmaksızın işbu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini işbu davaya dayanak olarak taraflar arasındaki cari hesap özetine dair belgenin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, icra takibine konu alacağın, miktarı belli ve likit bir alacak olduğunu, söz konusu alacağın cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bir alacak olması nedeniyle her iki tarafın da ticari defterlerine işlendiğini, davalı/borçlu tarafın takibe itirazının haksız olduğunu beyanla kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilerek takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin beyan dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından icra takibinin dayanağı olarak cari hesap alacağı gösterilmişse de, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmamasından dolayı, davacı tarafça cari hesap bakiyesine dayalı takibin başlatılmasının mümkün olamayacağını, davacı tarafça talep olunan alacak hangi ürün ve hizmetin ifasına dayalı ise buna ilişkin fatura veya alacağını ispata elverişli sair dayanak ile takibin başlatılması gerektiğini, davacının mutabakat sağlanmamış cari hesap hakkında doğrudan icra takibine girişmiş olmasının da icra takibini hukuka aykırı hale getirdiğini, davacının takibine dayanak gösterdiği cari hesaba bakıldığında, hesabın kapatılması hakkında karşılıklı anlaşma sağlanmadığını, takip tarihi itibariyle —– beklenmediğinin, alacaklı olunduğu iddia edilen miktar üzerinde mutabakat sağlanmadığının görüleceğini, davacının, işbu itirazın iptali davasında talepte bulunduğu alacak ile ilgili nasıl bir hizmet sunduğuna/ürün teslim ettiğine dair hiçbir delili ibraz etmediğini, bu halde tarafların ticari defter kayıtları incelense dahi davacının alacaklı olup olmadığının tek başına bu yolla ispatının mümkün olmadığını, alacağın ispatı külfetinin de davacıya ait olduğunu, bu nedenlerle, takibe yapılan itirazın haklı olduğunun kabulü ile davanın ve davacının şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davaya konu — icra dosyası Uyap üzerinden mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine 4.969,33-TL cari hesap alacağının avans faiziyle tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi 02/09/2022 tarihli raporunda özetle:” Tarafların cari hesap muavinleri incelendiğinde, davacının düzenlediği
——tutarındaki faturaların davalı şirketin sunduğu cari hesap muavininde bulunmadığı, davalının düzenlediği
—tutarındaki iade faturasının davacı şirketin sunduğu cari hesap muavininde bulunmadığı, Davacının düzenlediği söz konusu bu iki faturadan dolayı toplamda 4.368,51TL alacağının oluştuğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip ticari defterlerine ve sunulan belgelere göre, taraflar arası uyuşmazlık konusu olan fakat üzerinde teslim alan imzası bulunan—–4.024,54TL tutarındaki irsaliyeli faturadaki imzanın davalı şirket yetkilisi/çalışanına ait olduğuna hükmedilmesi durumunda, davacı şirketin davalı şirketten 4.024,54TL alacak talep edebileceği kanaatine varıldığı” belirtilmiştir.
Davacı vekiline süre verilerek 4.024,00-TL bedelli faturaya konu malların tesliminin davalı şirket çalışanlarından kime yapıldığı hususunda beyanda bulunması talep edilmiş, davacı vekilince dava konusu faturadaki malların teslimine dair imzanın kime ait olduğu hususunda bilgi edinemedikleri beyan edilmiş, icra takibine konu fatura davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davacı yanca faturaya konu malların davalıya teslim edildiği hususu da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 60,02-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 119,88‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili lehine —- tarifesine göre hesaplanan 4.969,33-TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.