Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/375 E. 2023/35 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/375 Esas
KARAR NO : 2023/35

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/06/2021
KARAR TARİHİ:19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davacı şirketin, davalı tarafa gönderdiği faturalarda belirtilen bilgisayar parçalarını belirtilen bedeller karşılığında teslim edildiğini, ancak davalının kendisine tebliğ edilen fatura bedellerini ödemediğini, ödenmeyen fatura borçlarının cari hesap ilişkisinde yıldan yıla devrederek mevcudiyetini koruduğunu, dilekçe ekinde sunulan davacı şirket cari hesap ekstresi ve söz konusu faturalar uyarınca bakiye borç tutarının 2.638,15TL olduğunu, davalının herhangi bir ödeme yapmaması üzerine——sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ancak davalı borçlunun bu icra takibine de haksız olarak itiraz ettiği ve böyle bir borcu olmadığını iddia ettiğini, davalı borçlunun faturaları tebliğ aldığında, faturalarla ve mali hak bedelleriyle ilgili hiçbir itirazda bulunmadığını, faturalardan ve teslim aldığı mallardan gayet haberdar olduğunu, davalının itirazı kötü niyetli olup kaldırılması gerektiği, ayrıca taraflar tacir olup TTK madde 1530 hükmü uyarınca ticari temerrüt faizi oranında faiz ödemesi gerektiği, faiz oranına dair yapılan itiraz da bu nedenlerle haksız olduğu, yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebepler uyarınca; itirazın iptali ile Takibin devamına, davacı lehine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu hususun davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu anlaşılacağını, davacının, davalı şirkete malzeme satışı yaptığını ve sattığı malzemenin de davalı şirkete teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, satış ve teslimin yazılı belgelerle ispatı gerektiğini, davalı şirketin temel savunmasının dava dilekçesine konu faturalardaki malların kendisine teslim edilmediğini, davacı tarafın dava dilekçesi ile faturaları sunmuş olması, tek başına malların teslim edildiğini göstermeyeceğini, bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispatlaması gerektiği, yukarıda arz edilen nedenlerle, davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—— İcra Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşıldı.
Mahkememiz tarafından aldırılan 02/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin noter açılış ve kapanış onaylarının T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre süresinde ve usulüne uygun tutulduğu,
Davalı şirketin ise; —– Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğince görevlendirilen —– bilirkişi ——10.02.2022 tarihli raporunda; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, bu nedenle inceleme yapılamadığının belirtildiği görülmüştür.
B- Davacının Alacak Talebi Yönünden: Davacı şirketin 10.03.2021 tarihli takipteki alacak talebine ilişkin yapılan incelemede; raporun 4.a. bölümünde incelenen davacı şirketin 2017-2018 yılarına ilişkin kendi ticari defterlerinde 2.638,15 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin ise defter ve belge ibraz etmediği, bu nedenle davalı defter kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, takip dayanağı faturalara ilişkin raporun 4.c. bölümünde yapılan incelemede davacı tarafından davalı adına 4 adet KDV DAHİL 4.788,98 TL tutarında irsaliyeli fatura düzenlendiği, fatura içeriklerinin muhtelif adet/miktarda bilgisayar, yazılım ekipmanları ve hizmet bedeli olduğu, faturalarda teslim eden kaşe, imza yer aldığı, teslim alan bölümünde ise davalıya ilişkin kaşe, isim, imza bilgisinin yer almadığı görülmüştür. Tüm bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde davacının takipte talep etmiş olduğu 2.638.15 TL tutarlı asıl alacak talebine ilişkin nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu değerlendirilmiştir.
C- FAİZ: Davacının icra takibinde takip öncesi için faiz talebinde bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi için herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında davacı alacağı için 3095 s.k m. kapsamında ticari temerrüt faizi talep edebileceği değerlendirilmiştir.
Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” hususları tespit edilmiştir.
Talimat mahkemesi marifetiyle aldırılan 10/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
—–Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.04.2022 tarih ve—- celse nolu duruşma tutanağı —– nolu ara kararında Davalı —– Ticari Defter ve Kayıtları üzerinde dava konusu uyuşmazlığa ilişkin inceleme yapılmak üzere 10.05.2022 tarihinde saat 14:45’de Davalının ticari defter ve kayıtlarının tutulduğu——-adrese gidilmiştir.Muhasebe yetkilileri ile yapılan görüşmede; davacı tarafla ilgili dava konusunu oluşturan uyuşmazlık hakkında ki Ticari Defter ve Kayıtların incelenmesi hususunda tarafıma her hangi bir bilgi verilmediğinden dolayı dava konusu ile ilgili her hangi bir sonuca ulaşılamamıştır.” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına ve açık hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına ve açık hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 2.638,15 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, takipte işlemiş faiz talep edilmemiş olması nedeniyle bu hususta değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, tarafların tacir olması nedeniyle takip talebinde ticari faiz talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun—– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (2.638,15 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 527,63 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (2.638,15 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 180,21 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,91 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 127,10 TL dava açma masrafı ve 1.353,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.480,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (2.638,15 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–13/2 uyarınca hesaplanan——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.