Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/312 E. 2022/89 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/312 Esas
KARAR NO : 2022/89

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili —-faaliyetine devam ettiğini, davalının ise şahıs şirketi olarak müvekkili şirketten—– aldığını, tarafların bu şekilde ticari faaliyetlerinin olduğu, müvekkil tarafından verilen malzemelere–düzenlendiği, davalıya gönderildiği, davalı yanın herhangi bir itirazının olmadığı, davalıdan olan — sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının cari hesaba mahsuben bir kısım ödeme yaptığını, takibe konu cari hesap bakiyesini—- başvurusundan sonuç alınamadığı, yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemece resen dikkate alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ve itirazın iptaline, alacağın likit olduğu gözetilerek %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar tazminatına, yargılama giderleri ve—-davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı—- cevap dilekçesinde özetle;
Davalı adına ikame edilen itirazın iptali davasının haksız ve mesnetsiz olduğu, müvekil davacıya icra takibinde belirtilen şekilde borcunun olmadığı, zamanaşımı itirazlarının olduğu, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla temerrüttün söz konusu olmadığını, müvekkiline tebliğ edilen herhangi bir faturanın olmadığını bu sebeple takipte işletilen faize yönelik talebin haksız olduğunu, müvekkilinin kendisine kesilen faturalara—- talebi üzerine —- kendi— —- gönderdiği,—– —– iki adet çek keşide ettiğini, toplamda davacıya yapılan —– ödeme olduğunu, müvekkilinin davacıya———- faturası kestiğini ve davacı tarafa tebliğ ettiğini ancak davacı tarafın iade faturasını defterlerine işlemediğini, dolayısıyla davacının alacak iddiasının aksine müvekkilinin alacaklı olduğu, yukarıda izah olunan ve Sayın Mahkemece resen göz önünde bulundurulacak tüm nedenlerle davacı tarafından müvekkili aleyhine ikame edilen haksız ve mesnetsiz itirazın iptali davasının reddine, davacı taraf aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen fatura içeriği mal tesliminden kaynaklanan açık hesabı oluşturan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir
Davacının —— tarihinde açık hesap alacağına ilişkin—- —- icra takibi başlattığı, —- tarihinde takibin tamamına, borca, asıl alacaklara, faize, faiz oranına tabibin bütün ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Davalı tarafından ibraz edilen borca itiraz dilekçesi irdelendiğinde davalının borcu bulunmadığından bahisle itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde— ihdas edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
—– — iş karşılığında —– borçlandığı — satan veya iş yapan—- müşteriye verilen — ispatlamaya yeterli değildir. Nitekim “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5).
Yine fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. —– iddiaları ve davalının savunmaları bu esaslarda incelendiğinde takibe konu açık hesabın konusu teşkil eden faturalardaki isteminin haklılığını davacının davalıdan —— tarafların ticari defter ve kayıtları gibi kesin deliller ile ispat yükünü yerine getirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18. Maddesi —- Kanun hükümleri uyarınca gerekli ———–tutmakla da yükümlüdür.”
TTK’nun “Defter tutma yükümlülüğü” başlıklı 64/1 maddesi gereğince de;
a)Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde,—— iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.
b)Ticari defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulmalıdır.
c)İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi ticari defterlerden izlenebilmelidir.”
Yasal düzenlemeleri ile bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişi yani tacir ticari işletmesinin gerektirdiği ticari defterleri 6102 Sayılı TTK’nun 65 ve devamı maddelerine göre tutmak zorundadır.
6102 sayılı TTK 83. Maddesine göre “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, ——-tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
6100 sayılı HMK 222. maddesinin birinci fıkrasında “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.” düzenlemeleri ile hem TTK hem de HMK düzenlemelere göre ticari davalarda uyuşmazlığın çözümü için tarafların talebi ile yada mahkemenin kendiliğinden — amacı ile mahkemeye ibrazına karar verebileceği düzenlenmiştir.
Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunun (Değişik 22.07.2020-7251-23) 222/3 maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan—– delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Şeklindedir.
Davacı tarafın—- usul yönünden incelendiğinde;— defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK ve VUK hükümlerine göre süresinde alınmış olduğu,— defterlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile– mükelle— almış olduğu görülmüştür.
Davalı tarafın— usul yönünden —— defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK ve VUK hükümlerine göre süresinde alınmış olduğunun görüldüğü,
Davalının Davacıya Borçlu Olup Olmadığı Yönünden:
Davacı tarafından düzenlenen “4.c Fatura İncelemesi “bölümünde gösterilen takibe dayanak açık hesap bakiyesine konu edilen faturanın davacının ve davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, haricen temin — takip dayanağı faturanın teslimi ve tesellümü yönünde bir ihtilafın olmadığı,
Davalı tarafından düzenlenen “4.c Fatura İncelemesi “bölümünde gösterilen—– defterlerinde kayıtlı olmadığı, yine haricen temin edilen—– bildirilmediği, davacının incelenen ticari defter kayıtlarında — faturasının kayıtlı olmadığı, başkaca somut bir belgede — açıklamalı faturanın dayanak belgesinin de sunulmadığı, tüm hususlar değerlendirildiğinde davalı tarafından düzenlenen İade/Fiyat farkı faturasının teslimi ve tesellümü yönünde ispata muhtaç kaldığı,
Davalının—- defter kayıtlarında davacı ——– BORÇLU gözüktüğü, davalının kendi defterlerinde kayıtlı olmayan davacının icra takibine dayanak gösterdiği— Davacı — bölümünde — davalı lehine — ödeme kaydının olduğu, her iki tarafın defterlerinde kayıtlı ve ihtilafsız borç-alacak tutarı olan —davalı lehine— düşülmesi neticesinde —- davalının takip tarihi itibariyle —- BORÇLU olduğu, eş deyişle davacının takip konusu —– alacağını talep edebileceği,
Takip öncesi için faiz talebinde bulunmuş ancak dosya kapsamında borcun temerrüde düşürülmesiyle ilgili sözleşme. İhtarname vb belge be bilgi bulunmadığından takip öncesi faiz talebiyle ilgili bir değerlendirme yapılmadığına ilişkin kanaat belirtilmiştir.
Mali bilirkişinin tanzim etmiş olduğu rapor denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
İcra dosyası, ——- ve dosya kapsamındaki bilirkişi raporları üzerinde yapılan inceleme sonucunda; her iki tarafın da —ve kayıtlarının usulüne uygun tanzim edilmiş olduğu, takibe konu edilen tutarın her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,faturanın teslimi ve —-olmadığı davalının temerrüte düşürüldüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir delile rastlanmadığı ve bu kapsamda davacının davaya konu etmiş olduğu asıl alacağı talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABÜLÜNE
2-Davalı borçlunun —sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 15.620,81 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin DEVAMINA,
3-Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın %20’si 3.124,162 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.067,06 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 254,03 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 813,03 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yatırılan 254,03 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından sarf edilen 813,03 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 602,81 TL’ davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan 210,22 TL’sinin DAVACININ ÜZERİNE BIRAKLIMASINA
8-Kabul edilen dava yönünden — göre davacı lehine takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Ret olunan dava yönünden—- göre davalı lehine takdir olunan 5.100,00. TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre 341,31 TL’sinin davacıdan, 978,69 TL’sinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine
Dair , taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.