Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/309 E. 2021/529 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2021/309 Esas
KARAR NO: 2021/529
DAVA: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ: 07.05.2021
KARAR TARİHİ : 02.07.2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, — tarihinde sunduğu ve üzerinde — tarihi yazılı olan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin—- sahibi olduğunu, şirket ortağı olmasına rağmen kendisine şirket faaliyetleri—- hesapları vs konularda hakim hissedar ve şirket yöneticisi tarafından herhangi bir bilgi ve belge verilmediğini,—— — yapılacağının —- ilan edilmesine ve müvekkilinin de davet edilmesine rağmen —- toplantının iptal edildiğini, müvekkilinin bu toplantıya iştirak etmek için merkez adresine gittiğini ancak toplantı yapılmadığından eli boş döndüğünü, bundan sonra yeni bir —– yapılmadığını, — maddede yazılı görevlerin ilan edilen —- davalı şirket — getirilmediğini, müvekkilinin, şirketin hukuki ve ticari durumu hakkında bilgi sahibi olamadığını, bu durum karşısında pay sahibi müvekkilinin yasal hakları kapsamında — uyarınca şirket işleri hakkında bilgi alma ve inceleme hakkına istinaden davalı şirkete— ihtarnamesi keşide edildiğini ve bu ihtarname ile—- dönemleri esas alınarak ihtarnamede yazılı bilgi ve belgeler talep edildiğini, ancak ihtarnamenin davalıya —- tebliğ edilmesine rağmen, ihtarnamede yazılı süre içinde müvekkiline hiçbir bilgi ve belge vermediği gibi cevap dahi verilmediğini, ihtarname tebliği üzerine bu defa müvekkiline —- yapılacağı, bunun için tarih ve gündemin bildirileceği” hususunun sözlü olarak bildirilmesine rağmen makul bir süre beklendiği halde bu güne kadar henüz bir genel kurul çağrısı, bilgi ve belge ibrazı yapılmadığı gibi ihtarnamemiz gereği de yerine getirilmediğini, şifahi görüşmelere rağmen bu güne kadar istenen bilgi ve belgeler kendisine verilmediğini, müvekkilinin — sahibi olsa bile şirket ortağı olarak;—– yılları esas alınmak suretiyle şirketin;
1-) —–
2-) —–,
3-) —-
4-)—-
5-) —- bu güne kadar alınan tedbirlere ilişkin açıklama,
6-) —
7-) —-
😎 —–
9-)—-
10-)—–ilişkin ayrıntılı faaliyet bilgileri hususlarında bilgi sahibi olmaya hakkı olduğunu,
—– istinaden bu bilgileri temin zımnında Mahkemeye başvuru zorunluluğu doğduğunu, harici duyumlarına göre şirkete ait demirbaşların,——-olduğunu istihbar ettiklerini, bu durum şirketin içinin boşaltıldığı endişesini doğurduğunu, —- tarihinde yapılacağı ilan edilen fakat yapılmayan —– maddesi de eklendiğine göre, şirketin önce içinin —- daha sonra da tasfiye sürecine sokulmak istendiğinin anlaşıldığını, bu durumun müvekkilinin ve şirketin zararına sonuçlar doğuracağının kuşkusuz olduğunu beyanla; —-davalı ——— edilerek ve yetki verilerek — talep ettikleri bilgi ve belgelerle birlikte ortak sıfatıyla bilinmesi gereken ve —- olarak sınıflanan diğer bilgilerin temini sadedinde rapor alınmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde, özetle; davacının —- tarihinde açtığı davada hukuki menfaati olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davacının aynı konuda açtığı —– sayılı dosyasındaki davanın kesin hüküm niteliğinde olduğunu, bu mahkeme tarafından verilen kararın—– esas sayılı dosyasında icraya konulduğunu ve kararda belirtilen belgelerin davacı vekiline imza karşılığı teslim edildiğini, esasa ilişkin olarak da davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN DAHA ÖNCE KESİN HÜKME BAĞLANMIŞ OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Hukukumuzda maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen kurallara,—- maddesinde yer verilmiştir. Maddi anlamda kesin hüküm ya da maddi anlamda kesinlik, yargısal kararlara kanun tarafından tanınan gerçeklik niteliğidir. Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, her iki davanın dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Davacı vekilinin, dava dilekçesi altında sunduğu —- ilâmına göre ilgili dosyanın istendiği, fiziken gelen dosyanın incelenmesinde; Mahkememiz dosyasındaki dava dilekçesinin aynısıyla dava açıldığı, —– davalı —- getirdiği, davalının, davaya cevap vermediği, Mahkemenin —- tarihinde duruşma yaptığı ve mahkemenin davanın kısmen kabulüne ve;
—- alınmak suretiyle;
1-) —-
2-)—
3-) —-
4-)—-
5-) —-
6-) —-
7-) —-
😎 —-
9-) —-
10-) —–
11-) —– ilişkin ayrıntılı faaliyet bilgileri hususlarında davacı yana bilgi alma hakkının kullandırılmasına, iş bu kararın tebliğinden itibaren —- ay içerisinde davalı şirket — davacı tarafından sorulan sorulara yazılı olarak gerçeğe uygun ve tam bir cevap vermesine”, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
—– dosyasının incelenmesinde, her iki davanın taraflarının, her iki davanın dava sebeplerinin ve talep sonuçlarının aynı olduğu, —– dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı vekilinin bu karardan sonra aynı dava dilekçesi ile tamamen aynı konuda işbu Mahkememizdeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
HMK’nin 114/1-i maddesi uyarınca davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Kesin hükümle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Kesin hükümle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Tüm bu nedenlerle, aynı davacının, aynı davalıya karşı aynı konuda daha önce — dosyasında— tarihinde dava açtığı, Mahkemenin —-Davanın kısmen kabulüne ve davalı şirketin —- esas alınmak suretiyle;
1-) —-
2-)—-
3-) —-
4-) —-
5-) —-
6-)—
7-) —
8-)—
9-) —
10-)—
11-)—- gereğince varsa iştiraklere —- ilişkin ayrıntılı faaliyet bilgileri hususlarında davacı yana bilgi alma hakkının kullandırılmasına, iş bu kararın tebliğinden itibaren — ay içerisinde davalı şirket —–davacı tarafından sorulan sorulara yazılı olarak gerçeğe uygun ve tam bir cevap vermesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine kesin olarak karar verildiği”, bu itibarla aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğu anlaşılmakla; dava şartı noksanlığı bulunması nedeni ile HMK.nun 114/1-i ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması ve bu nedenle dava şartı noksanlığı bulunması nedeniyle HMK’nin 114/1-i ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. Maddesi uyarınca —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, dava usulden reddedildiğinden gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———- istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.07.2021