Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/3 E. 2021/273 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/3 Esas
KARAR NO : 2021/273

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ——— taşınmazın maliki olduğunu, bahsi geçen taşınmazlar üzerinde davalı tarafça ——— geçirildiğini, yapılan bu işlem öncesinde ya da sonrasında müvekkili ile sözleşme yapılmadığı ——–özelleştirilmeden —- tarafından ————– tesis edilen bir —–mevcut olmadığını, müvekkilinin arsalarındaki ———— konumunun gerektirdiği değerde kullanamamakta, kiraya verememekte ya da üzerinde ————– izin verdiği hiçbir —————gerçekleştiremediğini, müvekkili şirket ile davalı —————- arasında hiçbir kullanım ya da —————–mevcut olmadığını, davalı tarafın hiçbir hakkı olmadığını bilmesine rağmen müvekkilinin arsasını ——— kullanımdan fayda sağlamakta ve müvekkilin arsasını işgal etmekte olduğunu belirterek,——- incelemesi yapılarak haksız işgal nedeniyle ———— bedelinin belirlenmesini ile davalının haksız eylemi ile işgal ettiği taşınmazdan dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik geriye doğru 5 yıllık 5.000 TL ——– her yıl için ticari faizi ile davalı şirketten tahsiline, davalının arsalara diktiği direkler ve ——yoluyla ——men’i ile direk ve tellerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu ——yarar bulunmaması sebebiyle; davacının ————- reddine, aksi kabul halinde, müvekkilinin davalı şirketin, davaya konu —————– maliki olan dava —– ile imza edilen —— kapsamında kullandığı, dağıtım tesisleri mülkiyetinin müvekkilim şirkette bulunmaması, dağıtım tesislerinin bulunduğu alana müvekkilim davalı şirket tarafından inşa edilmiş olmaması, müvekkilim davalı şirketin kamulaştırma hak ve yetkisinin bulunmadığı dikkate alınarak müvekkilim davalı şirketten müdahalenin men’i ve kal’i talep edilemeyceğinden, men ve kal talebi bakımından davanın müvekkilim davalı şirket yönünden husumet yokluğundan reddine, dağıtım ——- yararı doğrultusunda kurulması ve———- yerine getirmesi, müvekkilim davalı———- —- hususunda onay ——– ve ———————-belirlenmeksizin ——– kaldırmasının mevzuat gereğince mümkün olmadığı dikkate alınarak müvekkilim davalı şirketin kötüniyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığının kabulüne, ——talebinin TMK’ nın 993,994 ve 995. Maddeleri kapsamında reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ——————taşınmazın haksız işgalinden dolayı——-,—- —————- talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, —–Mahkemelerinde —- kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince; Davanın ———–mülkiyetine ilişkin, mülkiyet hakkının korunmasına yönelik dava olduğu, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, Asliye Ticaret Mahkemelerinin uzmanlık gerektiren ticari davalara bakmakla görevli özel nitelikli mahkemeler olduğu, eldeki davada ise Türk Ticaret Kanunu hükümleri veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlık bulunmadığı hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davada genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Görevin kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine, görevli mahkemenin—- Mahkemeleri olduğuna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı.)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.