Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/281 E. 2021/377 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2021/281 Esas
KARAR NO: 2021/377
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu —— tarihinde —- resen silinip tescil ve ilan olduğunu, yayınlanan ilana rağmen süresi içinde bildirimde bulunulmadığını, —— yapılan sorgulama sonucu haberdar olunduğunu, şirketlerinin faal olmasına, bildirim yapılmadan —-resen silinmesinin hukuka aykırı olduğunu, —- silinen müvekkil şirketinin ihyasına ve yeniden ——– tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN VE YETKİLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava dilekçesine göre, dava —- TTK’nin geçici 7. Maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İhya istemine konu şirketin son tescilinin 7.7.2014 tarihinde resen yapıldığı ve sicil kaydının silindiği anlaşılmaktadır.
TTK’nin geçici 7.maddesinin 15.fıkrasının son cümlesi uyarınca, —-kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.
TTK’nın geçici 7. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde 1. maddede öngörülen halleri tespit edilen anonim, limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiye ve ——- kayıtlarının silinmesi esas ve usulleri belirlenmiştir.
Geçici 7. Maddeye göre maddenin 1. fıkrasında öngörülen halleri tespit edilen anonim, limited şirketler ile kooperatiflerin —— kaydı maddede öngörülen ihtarlara rağmen eksikliklerin giderilmemesi halinde resen silinecektir.
Maddenin 2. fıkrasında ise geçici 7. maddenin uygulanmayacağı hal düzenlenmiştir. Fıkraya göre davacı veya davalı olarak devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatif hakkında geçici 7. Madde uygulanamayacaktır. Yani haklarında açılmış bir dava bulunan veya davacı sıfatı ile açtıkları dava devam eden şirket veya kooperatiflerin TTK geçici 7. Madde hükmüne göre ——- kayıtlarının resen silinmesine imkan bulunmamaktadır.
Buna göre, davayı açma hakkı —– kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlara ait olduğundan, ——– kaydı silinen şirketin dava açma hakkı bulunmamaktadır.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir—– Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder —-
Müsnet davada davacı ——- ilanla sona ermiş olup, dava tarihi itibariyle davacı şirketin taraf ehliyeti bulunmamaktadır.
HMK’nın 114/d maddesine göre davada sıfat, taraf ve dava ehliyeti —– dava şartlarından olup mahkemece davanın her aşamasında re’sen gözetilir.
HMK 115. Maddesi ise “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü haizdir.
HMK 114/1-d maddesi uyarınca taraf ehliyeti dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Tüm bu nedenlerle HMK’nin 114/1-d ve 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmektedir.
Ancak HMK’nun 31. maddesi hâkime davayı aydınlatma görevi vermiştir.
Madde metni şöyledir:
“Hâkimin davayı aydınlatma ödevi
MADDE 31- (1) Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olup, dava dilekçesinin içeriğinden anlaşıldığı üzere; davacı şirket vekili,—- TTK’nin geçici 7. Maddesinin 4-a bendi uyarınca usulüne uygun şekilde ihtar ve ilân yapılmadan silindiğini, —- yapılan bu işlemin hukuka aykırı olduğunu ve işlemin iptalini talep etmektedir.
TTK’nin 34. Maddesi “(1)İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, —- verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde,—– yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye —-mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
(2)Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır….” hükmünü haizdir.
Bu madde uyarınca —- işleminin iptali istemine bakma yetkisi — bulunduğu—– bulunduğu yer olan —Asliye —–Mahkemesine aittir.
HMK 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki dava şartıdır.
“Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
HMK.nun 138. maddesi ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, gerektiği takdirde karar vermeden önce bu konuda tarafların ön inceleme duruşmasında dinlenebileceği hükme bağlanmıştır.
Tüm bu nedenlerle, davacı şirket vekilinin istemi, davalı—– işlemine itiraz olarak değerlendirilmek suretiyle mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-HMK’nin 14/2. Maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme—–Asliye —–Mahkemesi olduğundan Mahkememizin kesin yetkisizliği nedeniyle HMK’nin 114(1)/ç maddesinin yollamasıyla HMK’nin 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nin 19(1)-(3). maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve———Asliye —–Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili Mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nin 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
5-HMK’nin 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/05/2021