Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/280 E. 2023/26 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/280 Esas
KARAR NO: 2023/26
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket —– davalı borçlu ——- bir dönem ortak ve yetkilileri olduğu ——yılında ——imzalandığını, bu sözleşme kapsamında şirketlere tam tasdik hizmeti verildiğini,—— davalı borçlu şirket ortak ve yöneticileri adına öncesinde yöneticisi oldukları, yukarıda ünvanları belirtilen firmaların da içinde bulunduğu firmaların vergi borçları sebebiyle vergi dairelerince ödeme emirleri düzenlenmeye, banka hesaplarına haciz işlenmeye başlandığını, bu sebeple davalı borçlu ——–birlikte çalıştıkları müvekkili şirket ile tekrar iletişime geçtiklerini, vergi daireleri nezdinde gerçekleştirilen işlemlerin takibi ve ödeme emirlerine karşı açılacak davaların takibi noktasında tekrar müvekkili şirket ile çalışmak, danışmanlık hizmeti almak istediklerini beyan ettiklerini, davalı borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında, mali müşavirlik işlerinin ve sözleşme kapsamında açılmış yada açılması muhtemel dava ve başvuruların ve——- şirketin ortak ve yöneticilerinin bir dönem ortak ve yetkilileri olduğu ————-ortak ve yöneticisi olduğu dönemlere ait her türlü —– dahil olmak üzere; —–Davalar boyutuyla; —– denetiminde beraber çalıştığı diğer meslek grupları ve üçüncü kişilerle açmış olduğu ve açması muhtemel dava ve başvurular ile davaların açılması, takibi ve neticelendirilmesi amacıyla anlaşıldığını, davalı borçlu şirket vekili ——- tarafından —– tarihinde adlarına yetki belgeleri düzenlendiğini,—— tarafından gönderilen ödeme emirlerine karşı dava açma süresi 15 gün olup, bu süreçte davalı borçlu şirket kanuni temsilcileri, vekili ve çalışanları adına çok sayıda ödeme emri tebliğ edildiğinden, taraflarınca sözlü olarak mutabık olunan anlaşma uyarınca hiç vakit kaybedilmeden davalar açıldığını, vergi daireleri nezdinde veri işlemleri takibi yapıldığını, dava dilekçesi ekinde sunulan, borçlu şirket vekili ——– gönderilen ve bilgi kısmında şirket kanuni temsilcileri ile müvekkili şirket ortaklarından —–bulunduğu mailler incelendiğinde, ——- itibariyle tebliğ edilen ödeme emirlerinin kendileriyle paylaşılmaya başlandığı, dava açılmasının, gerekli işlemlerin yapılmasının talep edildiğinin görüleceğini, yargılama süreci ve vergi daireleri nezdindeki işlemler devam ederken danışmanlık sözleşmesi hazırlandığını, taraflarınca hazırlanan taslak sözleşme ——- borçlu şirket vekili mail adresine gönderildiğini, borçlu şirket vekili tarafından şirket kanuni temsilcisi de bilgi kısmına eklenerek maile cevap verildiğini, mail ekinde üzerinde değişiklik yapılan —–sunulduğunu, aynı dönemde borçlu şirket vekili ile müvekkil şirket ortağı——- arasında geçen, şirket kanuni temsilcisinin yurt dışında olduğunu, bu sebeple bir hafta sonra sözleşmenin imzalanabileceğini, rakam konusunda anlaşıldığını, fatura düzenlenebileceğini belirtir konuşmaları da dilekçe ekinde sunduklarını, taraflarınca, danışmanlık sözleşmesi uyarınca verilmesi kararlaştırılan bütün hizmetler eksiksiz şekilde verildiğini, yine borçlu şirket muhasebe uzmanı ——şirket mail hesabı üzerinden gerçekleştirilen yazışmaların da dava masrafları için taraflarına gönderilen tutarları, bu tutarların hangi işlemlerde kullanıldığını gösterir nitelikte olduğunu, davalı şirket vekili tarafından “——– Merhaba, Hepimizin de bildiği gibi vergi davalarımız ben ve ekibim tarafından takip edilmektedir. Davaların avukat olarak tüm yetki ve sorumluluğu bana aittir. Bu kapsamda gönderdiğiniz mail içeriğine, tarafımca ve müvekkilim tarafından bir anlam verilememiştir. İyi çalışmalar dilerim. Saygılarımla / —– ifadelerini içerir mail gönderilmesi üzerine ——–tarihli danışmanlık sözleşmesinin fiilen imzalanmamış olmasından faydalanılarak, sözleşme kapsamında verilen hizmetlerin tamamının yok sayılmaya çalışıldığı, dava dosyaları ile ilişiklerinin bulunmadığının iddia edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili şirket tarafından borçlu şirkete gönderilen ——- tarihli danışmanlık sözleşmesinin —– düzenlenen fesih şartları belirtilerek danışmanlık hizmeti ——- tarihi itibariyle sonlandırıldığından ve sözleşme kapsamında ödenmiş hiçbir ücret bulunmadığından sözleşme ile kararlaştırılan —– içinde şirket adına kayıtlı banka hesabına ödenmesi gerektiği ihtar edildiğini, borçlu şirket tarafından gönderilen ——– ihtarnamesi ile ise müvekkili şirketin tanınmadığı, belirtilen hizmetlerden hiçbirinin alınmadığı iddia edilmiş, başka bir deyişle dava dosyalarının karara çıkması sonrasında borçlu şirket bir anda tavır değiştirerek sözleşme ile kararlaştırılan tutarın ödenmemesi amacıyla verilen hizmetlerin tamamını yok saydığını, müvekkili şirketin, tarafların üzerinde mutabık kaldığı sözleşme ile kararlaştırılan hizmetlerin tamamını verdiğini, üzerine düşen sorumluluğu gereği gibi yerine getirdiğini, davalı borçlu tarafın ise tamamen kötü niyetli davrandığını, sözleşmenin imzalanmamış olmasından haksız menfaat sağlamaya çalışarak verilen bütün hizmetleri yok saydığını, bu itibarla hak edilen sözleşme bedelinin tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine taraflarınca ——–dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafın hiçbir gerekçe içermeyen itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflarınca davalı borçlu tarafın itirazı sonrasında zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, —— dosyasından davalı borçlu taraf vekili ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılamadığını, —– son tutanağının hali dilekçe ekinde sunulduğunu, ———-sözleşmesi uyarınca verdikleri hizmetlerin karşılığı olarak belirlenmiş ve hak edilen tutarın tahsili, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali, takibin devamı, haksız ve kötü niyetli davalı-borçlunun, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyeti talebiyle işbu davanın açılması gereği hasıl olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı-borçlu tarafın davaya konu icra takibine yapmış olduğu haksız itirazının iptaline, takibin ödeme emrinde belirtilen şekilde devamına, haksız ve kötü niyetli davalı-borçlunun, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafından borcun sebebi olarak Danışmanlık sözleşmesi ücreti olarak belirtildiğini ve müvekkili şirket aleyhine ———-esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, taraflarınca haksız olan işbu icra takibine itiraz edilmiş olup davacı şirket tarafından itirazın iptali amacıyla işbu dava ikame edildiğini, itirazın iptali davası belgeye bağlı olmayan veya belgeye bağlı olmakla beraber likid olmayan alacaklarda açılabileceğini, aynı zamanda itirazın iptali davasının açılabilmesi için özel dava şartlarının da bulunması gerektiğini, itirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli şartların ise, ortada geçerli bir icra takibinin bulunması, Borçlunun geçerli bir itirazının bulunması, Davanın süresinde açılmış olması, Hukuki Yarar ve Açılan dava hakkında daha önceden mevcut olan bir kesin hüküm bulunmaması olduğunu, bu dava şartlarından birinin bulunmaması halinde açılan itirazın iptali davasının usulden reddedileceği, davacı tarafından icra takibindeki borcun sebebinin Danışmanlık sözleşmesi olarak gösterildiğini, hiçbir şekilde Danışmanlık sözleşmesinin geçerli olduğunu kabul etmemekle birlikte davacının iddia ettiği sözde danışmanlık sözleşmesinde yetki kuralı bulunmakta olup taraflar arasında bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda ——–Adliyesinin yetkili olduğunun belirtildiğini, davacı tarafından ise borcun sebebi olarak hem danışmanlık sözleşmesine dayanılmış hemde danışmanlık sözleşmesi yok sayılarak ——— İcra Dairelerinde müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, yukarıda belirttikleri üzere itirazın iptali davası açabilmesinin ön şartının usulüne uygun olarak başlatılmış bir icra takibinin bulunması olduğunu, davacı tarafından yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin, usulüne uygun olarak başlatılmış bir takip olduğundan söz edilemeyeceğinden, usulsüz olarak başlatılmış bir takip hakkında açılan itirazın iptali davasınında dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davacı şirketin iddia ettiği gibi müvekkili şirketin mali müşavirlik işlerinin yapılması konusunda taraflar arasında mutabık kalınmış – imzalanmış herhangi bir danışmanlık sözleşmesi bulunmadığı gibi, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete verilmiş herhangi bir hizmette bulunmadığını, hizmetin verildiğine ilişkin dosyaya hiçbir belge ibraz edilemediğini, yeminli mali müşavirlik şirketinin hukuki olarak herhangi bir konuda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermesi ve dava takibi yapmasının hukuken de mümkün olmadığını, yeminli mali müşavirlik şirketi’nin hukuki anlamda herhangi bir danışmanlık hizmeti vermesi yeminli mali müşavirlik yönetmeliğine aykırı olduğu gibi avukatlık kanununa da açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi usulüne uygun olarak böyle bir sözleşme akdedilmiş dahi olsa kanunlara aykırı sözleşme yapılamayacağından bu sözleşmenin kesin hükümsüz olduğunu, davacı şirketin iddiasının aksine davaların hiçbiri danışmanlık sözleşmesi kapsamında açılmış davalar olmadığını ve açılan bu davaların müvekkili şirket ——— davacı şirketle hiçbir bir ilgisi bulunmadığını, mail yazışmalarında adı geçen ——- davacı şirket yetkilisi olmadığını, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında müvekkili şirkete verilmiş herhangi bir hizmet bulunmadığını, davacı şirket tarafından kesilmiş ve müvekkile tebliğ edilmiş herhangi bir fatura bulunmadığını, müvekkili şirket ——– verilmiş herhangi bir vekaletname veya yetki belgesi bulunmadığını, davacı şirket tarafından sunulan mail yazışmalarının, müvekkili davalı şirketle ve davacı şirketle bir ilgisi bulunmadığını, davacı şirket tarafından dava dilekçesinde belirtilen dosyaların tarafı müvekkil şirket ——- olmadığını, şirkette 2. derecede imza yetkilisi olan —- müvekkili şirket adına yapılacak işlemlerle ilgili tek başına temsil yetkisi bulunmadığını, ——– altında yapılacak işlemlerle ilgili olarak ise en az iki yönetim kurulu üyesinin veya imza yetkilisinin müşterek imzalarının bulunması gerektiğini, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen daha önceki tarihlerde diğer şirketler ile davacı şirket arasında yapılan denetim ve tasdik sözleşmeleri incelendiğinde her bir şirket için ayrı sözleşme yapıldığı ve her bir sözleşmede şirketi temsile yetkili en az iki şirket yetkilisinin imzasının bulunduğunu, taraflar arasında davaya konu imza altına bile alınmamış örnek sözleşme diye ifade edilen ve hiçbir hukuki niteliği bulunmayan sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hiç bir şekilde kabul anlamı ifade etmemekle birlikte sözleşmenin varlığının kabul edilmesi durumunda dahi davacı tarafından danışmanlık sözleşmenin 1 yıl süre ile yapıldığı ancak 5 ay sonra sonladırıldığı beyan edilmiş olup, hizmetin gereği gibi ifa edilmemesi veya sözleşmenin erken sona ermesi durumunda sözleşme bedelinin tamamının talep edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından talep edilen icra inkar tazminatının reddi gerektiğini, davacı şirket hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerinden bahisle müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından, haksız ve hukuka aykırı açılmış davanın reddine, davacının haksız ve tutarsız icra inkar talebinin reddine, davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE ;
İcra dosyası: Davaya konu —— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı —- tarafından borçlu —– tutarlı asıl alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekilinin—– tarihli itiraz dilekçesi ile borca, takibe, faize, faiz oranına, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu: Her biri kendi alanında uzman bilirkişiler ——tarafından düzenlenen —— tarih tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; “Somut olayda taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmaması sebebiyle gerçekleşen işlemler incelenerek tarafların iradesinin ne yönde olduğu anlaşılmaya çalışılmaktadır. İddia konusu sözleşmenin geçerli olması için yazılı olması gerekmemektedir. Mali incelemeler sonucu davalı şirket kayıtlarında sözleşme ilişkisine uygun kayıtların bulunmadığı tespit edilmiştir. İddia edilen sözleşme kayıtlarına uygun bir hizmet alındığına ilişkin kayıtlar bulunmasa da birtakım hizmetlerin alındığı yönünde işaretlerin bulunduğu tespit edilmiştir. ——– ile yapılan görüşmeler veya bu kişi tarafından verildiği iddia edilen hizmetler ile davanın tarafları arasında doğrudan hukuki bir temsil ilişkisi bulunmaması sebebiyle, bu kişinin verdiği hizmetler ile dava konusu arasında doğrudan bir bağ bulunmamaktadır. Tanık beyanları incelendiğinde ——– danışmanlığında birtakım hizmetlerin verildiği ifade edilmektedir. Ancak bu hizmetlerin tarafları ve ne tür bir hukuki ilişki kapsamında verildiği hususunda net bilgiler verilmemektedir. ——- yazışmalarından da benzeri bir sonuç çıkmaktadır. Kişisel olarak bazı soruların cevaplandırıldığı yazışmalardan anlaşılmaktadır. Ancak bu yazışmalardan, verilen bu hizmetin davacı şirket ile davalı şirket arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında gerçekleştirildiğine ilişkin bir sonuç çıkarılamaz. Sonuç olarak dosya kapsamında bulunan tanık beyanları, —– yazışmaları, mali inceleme sonuçları değerlendirildiğinde davalı şirket ile ——— arasında bir danışma süresinin bulunduğu, ancak davacı şirket ile iddia olunan sözleşme kapsamında bir hizmetin verildiği hususunun ispatlanamadığı kanaatine varılmaktadır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda borç ilişkisinin kaynakları olarak sözleşme (madde 1 ve devamı), haksız fiil (madde 49 ve devamı) ve sebepsiz zenginleşme (madde 77 ve devamı) sayılmıştır. Davacı taraf davalı taraf ile sözleşme ilişkisi kapsamında alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Taraflarca imzalanmış yazılı bir sözleşme yoktur. Davacı tarafça sözlü olarak anlaşıldığı ve bundan dolayı da işin acele olması sebebiyle hizmet verilmeye başlandığı ancak davalı tarafça sonradan inkar yoluna gidilip sözleşmenin imzalanmadığı iddia edilmiş olup davalı tarafça bu iddia kabul edilmemektedir. İspat yükü davacı üzerindedir. Davacı tarafça yapılan hizmet irdelendiğinde davalı şirket adına/hesabına yapılan bir iş ve işlem bulunmadığı görülmüştür. Bu durum karşısında davacı tarafın gerek sözleşme gerekse de sebepsiz zenginleşme kapsamında davalı taraftan isteyeceği bir alacak olamayacağı, davalı tarafın işbu davada pasif husumetinin bulunmadığı anlaşıldığından pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Pasif husumet yokluğundan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 10.075,73 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 9.895,83‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7 (2) maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2023