Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/274 E. 2022/748 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/274 Esas
KARAR NO : 2022/748

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin —-olduğunu, şirketin —- —- sahibi ve yetkilisi —- yaptığını, ———dışında şirket hesabından 60.000,00 TL çekilerek müvekkilinin bilmediği —- yapıldığını, müvekkilinin bu hususu —–kendisini araması sonucu öğrendiğini, yapılan görüşmede hesaptan —-olduğunu bunun bilginiz dahilinde olup olmadığının sorulduğunu, müvekkilinin —— dahilinde olmadığını söylediğini, —- işlemini gerçekleştiren kişinin —- —–olduğunu ve bu kişinin şüpheli kişi listesinde olduğunun belirtildiğini, daha sonra başka bir müşteri temsilcisinin arayarak hesabın başka biri tarafından——- kurulduğunu ve ——- müvekkil hesabına aktardığını, oradan da kendi hesaplarına —-ettiğini,—sonrasında hesabın dolandırıcılık girişimi şüphesiyle—– — işleminde geç kalındığını ve kişinin parayı—— gönderdiğini, müvekkilin savcılığa şikayette bulunması gerektiğinin söylendiğini, müvekkili şirket sahibinin — tarihinde savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, ——-yapılacak işlemlerde de —– sağlama yükümlülüğü altında olduğunu, bankanın —güvenli bir şekilde işlem yapabilmesi için gerekli — zorunda olduğunu, davalı——- yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu nedenle müvekkilinin hesabından müvekkilin bilgisi ve izni dışında yapılan ——– işleminden davalı—— sorumlu olduğunu, ayrıca —— müşterilerini bilgilendirme ve —– bu suçun ilerlemesinin engellenmesi konusunda yeterli çaba göstermediğini iddia ederek; davanın kabulünü, müvekkilinin bilgisi ve izni dışında yapılan —nedeniyle bankanın sorumluluğunun bulunduğunun kabulü ile bu bedelin davalı —-alınarak — tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının iddiaları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini,—arayarak davacı firmaya tahsis edilen kredi kartından—- çekildiğini ve bu tutarın başka bir ——–, kendisinin bu para çıkışını müvekkil — merkezinin araması sonucu öğrendiğini bildirdiğini, müvekkil — tarafından davacı —–edildiğini, davacı firma hesaplarına hemen bloke konulduğunu, — tarafından —-müşteri — kayıt açılarak davacı———dışında para çıkışı gerçekleştiği bildirildiğini, müvekkil —tarafından açılan talebe “—yönünde cevap alındığından, müvekkil —- yetkilileri tarafından davacı firma yetkilisine — ile bu konuda bildirimde bulunduğunu, müvekkil bankanın ilgili birimiyle yapılan görüşmeler neticesinde olay günü — mesaj gittiğini, davacı müşterinin söz konusu mesaj içerisindeki —- tıkladığını, bunu üzerine —- kişilerce davacının hesaplarına ulaşıldığı ve söz konusu mesajın birkaç kez davacının —– gönderildiği bilgisine ulaşıldığını, bahsi geçen bu bilginin aynı tarihte davacı —- paylaşıldığını, davacı firma ———- bahsi geçen mesajların tarafına —————geldiğini ve mesaj içerisindeki——- tıkladığını kabul ettiğini, müvekkili bankanın alınması gerekli tüm güvenlik önlem ve tedbirleri anında aldığını, söz konusu dolandırıcılık olayında davacı —–hesabına dolandırıcı üçüncü kişilerce erişim sonrasında —yapıldığını, söz konusu tutarın bir kısmı ise — aktarıldığını ve tutarların hesaplardan çekildiğini, müvekkilinin —bildirdiğini, gönderilen — sağlamış olduğunu müvekkili bankanın dava konusu olayda herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, gönderilen — ile davacı müşteri dışındaki başkaca kişiler tarafından davacı müşterinin —- hesabına girilmek istendiğini davacı müşteriye haberdar edildiğini, müvekkilinin davacıya— tarihinde toplama — amaçlı olduğunu savunarak; davanın —şahıslara ihbarını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
——————— sayılı dosyanın geldiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan —–tarihli bilirkişi kök raporunda özetle;
“…Davacının davalı —– kayıtlı ——— içeriğinde — mesajların gönderildiği, davacının söz konusu —, davalı — olduğu izlenimi verilen —- davacının —— bilgilerinin istendiği, davacının da, kendisinden istenen — cep telefonuna davalı —tarafından gönderilen—-bölümlere girdiği,
– Kötü niyetli üçüncü kişi ya da ——numarası, kullanıcı—- ———- davalı —–kayıtlı —– numaralı —– davalı —- tarafından gönderilen — girilmek suretiyle, ———- kurulduğu,——— ve ——– —uygulaması——— —– çekilerek——-yatırıldığı ve — numaralı vadesiz ticari hesabından ——– şahsın —suretiyle —- edildiği,
– Kişisel—– yükümlülüğünün öncelikle davacıya ait olduğu, ancak davacıya ait kişisel bilgilerin davacı —- geçirildiğinin kanıtlanmasının gerektiği, davacının zararın meydana gelmesinde davalı bankanın, aldığı önlemlerin yeterli olmadığı, kusurunun ve sorumluluğunun bulunduğu,
– Davacının dava dilekçesindeki beyan, iddia ve talepleri ile davalının savunmalarının hukuken değerlendirilmesinin ve takdirinin Sayın Mahkeme’nin uhdesinde olduğu,
– Sayın Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi ve işbu bilirkişi raporumun Sayın Mahkemece denetlenerek kabul görmesi halinde,
– Davacı —-, davalı —- alacak talebinde bulunabileceği, davacının asıl alacağına,—- tarihinden itibaren, 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans faizi talep edilebileceği,
– Sayın Mahkemece, dava konusu zararın meydana gelmesinde tarafların müterafik kusurunun bulunduğuna hükmedilmesi halinde; kusur oranlarının *%50 ve %50 olduğu” kanaatine varıldığı tespit edilmiştir.
Talep üzerine alınan ———— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“- Davacı şirket yetkilisi, —- kullanıcısı —– işinde tecrübeli bir tacir olduğu, bu nedenle dava konusu olayda kendisinden daha dikkatli ve özenli olmasının beklenmesinin kabul edilebilir olduğu,
– Ancak,——–şartlarında ——— işlemlerine devam edebilmeleri için —— —– edinmeleri gerektiği gibi bir — bulunulamayacağı,— günümüz şartlarında müşterilerin mağduriyetine ve işlemlerin tıkanmasına yol açacağı görüşünün kabulünün mümkün olmadığı,
– Ülkemizde—- yasal alt yapısının oluşturulduğu,—- üreten —– hem güvenli hem maliyeti düşük ve hem de kullanımının kolay olduğu,
– Raporumda tüm detayları ile açıkladığım sebeplerle, dava konusu zararın meydana gelmesinde tarafların müterafik kusurunun olduğu,
– Her davanın kendi — hususlarını içerdiği, ancak buna benzer davalarda çok sayıda—- kararında davacı müşteriye kusur izafe edilmeyeceğinin belirtildiği ve gerekçelerinin açıklandığı,
– Tarafların bilirkişi raporu ile ilgili beyan ve itirazlarının hukuken değerlendirilmesinin ve takdirinin Sayın Mahkeme’nin uhdesinde olduğu,
– Sayın Mahkemece yukarıda örnekleri verilen, —– değerlendirilerek davanın tamamen kabulüne karar verilebileceği
– Bu durumda, Davacı —- alacak talebinde bulunabileceği,
– Davacının asıl alacağına,—-tarihinden itibaren, 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans faizi talep edilebileceği,
– Sayın Mahkemece, meydana gelen zararda tarafların —- kusurunun bulunduğuna hükmedilmesi halinde, her ne kadar — tarihli raporumda % 50 ve %50 kusur oranları kanaatim belirtilmiş olsa da, kusur oranlarının takdir yetkisinin mahkeme’nin yetkisinde olduğu” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalı banka nezdinde açılmış — paranın davacının bilgisi ve izni dışında—yapılan işlemler sonucu çekilmesi ve davacı adına davalı bankadan kredi kullanılması suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
—-arasındaki —— niteliklerini taşıyan, bankaya yatırılan paranın saklanması, yönetilmesi ve gelir elde edilmesini hedefleyen, kendine özgü bir sözleşmedir. Bunun sonucu olarak mevduat sözleşmelerine niteliğine uygun düştüğü oranda ——–veya usulsüz tevdi hükümlerinin kıyasen uygulanması gerekir —- Bu kapsamda —- tevdi olunan mevduatı istendiğinde —-iade etmek zorundadır.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli —-, topladıkları—zorunda olan kuruluşlardır.— sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle —- işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 386’ncı ve 387’nci maddeleri gereğince ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı iade ve eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Kanun’un 570/1’inci maddesi gereğince usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Ancak ——istediği zamanda iade ile yükümlüdür. Bankalar türlü ————– iadeden kaçınamazlar.-
Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, somut olayda davacıya ait paranın, davacı hesabından dava dışı -hesaptan bir başka hesaba bankaya karşı gerçekleştirilen — işlemi ile havale edildiği, bu durumun davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı, dosya kapsamında dava konusu—- eylem ve işbirliği yaptığı veya başka şekilde kusurlu davrandığı hususunun kanıtlanamadığı, zira her ne kadar davacı tarafça — suretiyle yapılan — işlemi başlamış olsa da davalı bankanın alabileceği—– önlemi ile paranın dava dışı şahsa aktarılmasının önlenebileceği, bu doğrultuda davalı bankanın bu hususta gerekli güvenlik önlemlerini almadığı hususunun bilirkişi raporları ile tespit edildiği, davacının —- işleminin somut olayda davacı yönünden olağan bir işlem olarak kabul edilemeyeceği, çünkü davacının daha önce banka nezdinde bu miktarda ——- davalı banka nezdinde kara listede bulunduğu, yine davacı ile dava dışı — arasında bu miktarda bir para alışverişi de bulunmadığı, bu sebeple davalı bankanın —- davacıyı bilgilendirmiş olmasının somut olayda— önlemi olarak kabul edilemeyeceği, bu sebeple davalı bankanın zararın gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu, tüm bu sebeplerle davacının tazminat davasının kabulünün gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KABULÜ ile, — tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri —– üzerinden hesaplanan ve alınması gereken—- dava açılırken peşin olarak alınan —-peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.073,95 TL harcın davalının harçtan muaf olması nedeniyle kamu üzerinden bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan —- dava açma masrafı ve —–masrafından ibaret — yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri—- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— uyarınca hesaplanan—davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Yasa uyarınca genel — arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.