Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 E. 2022/995 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/266 Esas
KARAR NO : 2022/995

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

—–sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağının olduğunu, kurumun %47’sini müvekkili ve onun konumundaki ortaklarının satın aldığını, Türkiye genelinde %53’ünü Faisal Finansın ortağı Suudi Arabistanlı bir şirketin olarak ortaklık teşkil ettiğini, müvekkili ve diğer kurucu ortakların bu kurumun devir ve satışlarının sonucunda mağdur olduklarını, hisse devirlerinden sermaye artırımlarından müvekkilinin bilgisi olmadığını, müvekkilinin yaptığı araştırmalarda tüm kurucu ortakların hisselerinin Mustafa Boydak’a aitmiş gibi değerlendirilerek bu yönde şirketin işletildiği ve hiçbir temsil belgesi verilmemesine rağmen kurucu ortakların vekili olarak resmi kurumlar nezdinde işlem yaptığının ortaya çıktığını, müvekkilinin banka hisselerine sahip olmasına rağmen herhangi bir şekilde kendisine kar payı veya kazanç ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin genel kurulda itirazı kayıtlarda bulunduğunu, davalı bankadan Denizli 3. Noterliği 09/11/2020 tarih, 23815 yevmiye nolu ihtarnamesi ile elindeki bilgi ve belgelerin talep edildiği, müvekkilinin BDDK’ya başvuru yaptığını, BDDK tarafından 30/01/2019 tarihinde olumsuz yanıt verildiği, ayrıca Ticaret Bakanlığı İç Dış Ticaret Genel Müdürlüğüne de başvuru yapıldığını 26/02/2019 tarihinde olumsuz yanıt verildiğini, müvekkiline ait bulunan hisse bedellerinin güncel bedele uyarlanması amacıyla öncelikle zorunlu uyuşmazlık yollarından arabuluculuğa başvurulduğunu, davalı şirket ile yapılan müzakereler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, taraflar arasında 06/10/2020 tarihinde anlaşma sağlanamadığına dair tutanak tanzim edildiğini, Türkiye Finans Katılım Bankası AŞ yönetiminde müvekkiline ait bulunan hisse bedellerinin güncel bedele uyarlanarak ve kar payı ile birlikte şimdilik 20,00 TL’nin davalıdan dava tarihi itibariyle işleyecek kar payı ile birlikte tahsilini, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının, halka açık olmayan ve payları borsada işlem görmeyen müvekkil bankanın hisse bedelinin tespit edilerek o bedelden kendi hisselerini almaya mecbur bırakılmasını temin edecek bir dava türü ve bu davaya dayanak teşkil edecek bir mevzuat hükmü ve hukuki gerekçe bulunmadığını, davacının hukuki menfaatinin olmadığını, davacının 1983 yılında hisse aldığı ve kurucu üye olduğu iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin şu anki tüzel kişiliği olan, ne T. Finans Katılım Bankası A.Ş.’de, ne eski tüzel kişilikler olan Anadolu Finans Kurumu A.Ş.’de (eski adıyla Family Finans Kurumu A.Ş.’de) ne de Faisal Finans Kurumu A.Ş.’de kurucu ortaklığı bulunmadığını, davacı …—- sahipliğini müvekkilinin eski pay sahibi —- ve sonra ——– bankanın mevcut tüzel kişiliği—-kendisine devretmesi suretiyle kazandığını, davacının hisselerinin sürekli azaldığı, bedelli/bedelsiz artırımlarla hep zarara uğradığı ve sonucunda 1,00 TL kaldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının pay sahipliğini —- devralmak suretiyle kazanması sonrasında, bankamızın çeşitli tarihlerde bedelli / bedelsiz sermaye artırımları olmuş ve davacı da bu artırımlara katılarak—-yükseltildiğini, davacının hisse bedellerinin kendiliğinden azalma gösterdiği iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının hisse miktarı yıllar içerisinde yapılan ——- sebeplerle payı —— kadar yaklaşık — kat arttığını, hisse senetlerinin geçirilen zaman nedeniyle yeniden değerlemesinin yapılabilmesinin mümkün olmadığını, hisse senetlerinin edinildiği tarihteki —değerlerinin—- asgari ücret gibi değerleme yöntemleriyle değerlemesinin yapılması mümkün olmadığını, müvekkili —— olmadığından dolayı hisselerin —- değerinin bulunmadığını, davacının payını müvekkil şirkete satmak ve bedelini cebri icra ile tahsil etmek üzere eda davası açabilmesinin mümkün olmadığını, davacının hiçbir genel kurul kararına karşı hukuki yollara müracaat etmediğini savunarak; davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle dava şartı eksikliğinden reddini, davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—– Mahkemesi, ….—- yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle tespit talebine ilişkindir. Mahkememizde görülmekte olan davada dosyanın —- tarihinde işlemden kaldırıldığı görülmüştür. Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmemesi halinde HMK. 150/5. maddesi uyarınca mahkemece re’sen açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-“Dosyanın —-tarihinde işlemden kaldırıldığı “3 ay içinde yenilenmediği anlaşıldığından, HMK. m. 150/5 hükmü gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye — harcın karar davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —-bütçesinden ödenen —– arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalı vekili lehine —– göre hesaplanan 20,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-İlgili tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İlgili tarafın artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde kendisine iadesine
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın ilgili tarafa tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi