Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2023/483 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/265 Esas
KARAR NO : 2023/483

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili İle davalı arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, taraflar arasında yapılan ticarete ilişkin müvekkil tarafından davalıya faturalar kesildiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, bu hususun banka hesap kayıtları ile ispat edileceğini, işbu ticari ilişki kapsamında davalı borçlunun müvekkili şirketin kendisine sağladığı ürünleri satın almış olmasından kaynaklanan ödenmemiş cari hesap borcu bulunduğunu, davalı tarafından 04.11.2020 tarihli faturaya ilişkin olarak ödenmemiş 23.600,00 TL borç bulunmduğunu, 25.06.2020 tarihli 26.655,21 TL bedelli faturaya ilişkin olarak davalı tarafından 20.535,60 TL ödeme yapıldığını ve 6.119,61 TL bakiye borç kaldığını, taraflar arasında yürütülen ticari ilişki tahtında, davalı borçlu tarafından satın alınan malların bedellerinin ödenmesi yükümlülüğü altına girildiğini ve bu yükümlülüğü ifa edileceği taahhüt edildiğini, ancak davalı şirket ticari ilişkiye aykırı davranarak bir kısım ödemeleri yapmadığını, bunun sonucunda söz konusu alacağın temini için müvekkil şirket tarafından öncelikle —–Noterliği 06.01.2021 tarihli ——– Yevmiye Numaralı İhtarname gönderildiğini ve söz konusu alacağın talep edildiğini, söz konusu ihtarname davalı şirkete tebliğ edildiğini ve ihtarnamede verilen süre içinde borç Davalı tarafından ödenmediği için Müvekkil Şirket tarafından daha sonra davalı aleyhine—–İcra Müdürlüğü’nün —– Sayılı dosyası ile yukarıda belirtilen fatura bedelleri ve işlemiş faizler için icra takibi başlatıldığını, icra takibi 04.03.2021tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini ve davalı borçlu şirket bu takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, borçlu icra takibine ilişkin hiçbir somut itiraz nedeni bildirmediğini, borcunun bulunmadığından bahisle takibin durdurulmasını talep ettiğini, işbu itiraz üzerine arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davacı müvekkil tarafından satılan ürünler ve faturaları davalı tarafından hiçbir ihtirazı kayıt sunulmaksızın teslim alındığını,, faturalara itiraz edilmediğini, borçlu şirketin başlatılan icra takibine itiraz konusunda hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığını, müvekili alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, taraflar arasında yürütülen ticari ilişki uyarınca mal ve hizmet bedellerini gösteren faturalar ve ihtarname mevcut olduğunu, davalı borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olduğunu, likit alacak söz konusu olduğu için davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek; davanın kabulü ile itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalı Borçlu’ dan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—-Vergi Dairesi Müdürlüğü,—– Vergi Dairesi Müdürlüğüne, —— İcra Dairesi’ne müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 10/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“-Davacının delil niteliği taşımayan 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 29.719,61 TL alacaklı olduğu,
-Davalının kısmi olarak ödemiş olduğu 05.06.2020 tarihli—— nolu 22.589,16 TL * 4.066,05 TL KDV 26.655,21 TL tutarlı fatura ile “—- fiyat farkı” açıklamalı 4.11.2020 tarihli —— nolu 20.000,00 TL 3.600,00 TL KDV toplam 23.600,00 tutarlı faturayı ilgili vergi dairesine beyan etmediği dolayısı ile ticari defterlerine almadığı,
-Taraflar arasında gerçekleştirilen delil – başlangıcı sayılan——-yazışmalarından ve mail yazışmalarından davalıya düzenlenen faturaların tebliğ edildiği,Taraflar arasında gerçekleştirilen mail yazışmalarının incelenmesi sonucunda “Müşteri Mektubu” olduğu müşteri mektubunun dava dosyasına sunulmadığı,Dava dosyası münderecatında mübrez delillerin incelenesi sonucunda davalının davacı tarafından düzenlenene faturalara TTK’ nun 21/2 maddesin de belirtilen sekiz gün içerisinde itiraz etmediği, TTK’ nun 23 ve TBK’ nun 223 maddesinde belirtilen süre ve şartlarda herhangi bir itrazda bulunmadığı, iade faturası düzenlemediği,Davacının davaya konu faturaların satış fiyatlarını satış şartlarını belirten Müşteri Mektubunu . sunmadığı, 4.11.2020 tarihli —– Nolu Fatura muhteviyatında belirtilen—- fiyat farkı” nı talep edip edemeyeceğinin belli olmadığı, 25.06.2020 tarihli ——-Nolu 26.655,21 TL tutarlı faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı ve kısmi ödeme yapıldığı, kısmi ödemenin taraflar arasında mutabık kalınan fiyatlar nedeni ile olup olmadığının bilinmedi;
Davacının, davalı tarafından Müşteri Mektubunda teyit ettiği fiyatlar üzerinden faturaların düzenlendiğini destekleyici delilleri sunması halinde 25.06.2020 tarihli ——- Nolu faturanın eksik ödenen 6.119,61 TL tutarlı kısmını ve 630,82 — TL işlemiş faizi ile toplam 6.750,43 TL tutarı talep edebileceği,
Davacının, davalının ticari defter kayıtlarında yer almayan 4.11.2020 tarihli 23.600,00 tutarlı —- Nolu fatura muhteviyatında belirtilen ——fiyat farkı” nı talep edebileceğini teyit eden delilleri sunması halinde, 23.600,00 TL asıl alacağı, 1.152,52 işlemiş faiz ile birlikte toplam 24.752,52 TL tutarı talep edebileceği,Davacının takip konusu alacağını talep edebilmesi için, delil niteliği taşımayan ticari defter kayıtlarında yer alan konu faturaların muhteviyatlarında yer alan ürünlerin fiyatlarını ve satış şartlarını fiyat farkı talep etme hakkı olup olmadığını ispat etmesi gerektiği” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava 6.119,61 TL 25/06/2020 tarihli faturaya ilişkin (temerrüt faizi TTK 1530 uyarınca) ve 23.600,00 TL 04/11/2020 tarihli faturaya ilişkin (temerrüt faizi TTK 1530 uyarınca) asıl alacak ve 630,82 TL 25/06/2020 tarihli faturaya ilişkin temerrüt faizi ve 1.152,52 TL 04/11/2020 tarihli faturaya ilişkin temerrüt faizi alacağına dayalı başlatılan —–. İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, miktar itibariyle davacının alacağını kesin delillerle ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil edeceği ancak bilirkişi raporu ile de tespit edildiği davacının dayandığı 2020 yılı ticari defterlerin usulüne uygun olarak kapanış onaylarının yapılmaması nedeniyle somut olayda sahibi lehine kesin delil teşkil etmeyeceği, bu nedenle davacının yukarıda sayılan faturalara dayalı alacaklarını başkaca kesin delillerle ispatlamakla mükellef olduğu, davacının bu yönde kesin delil sunamadığı, bu hususun bilirkişi kök ve ek raporları ile de tespit edildiği, yalnızca takip konusu 25/06/2020 tarihli faturaya ilişkin davalının faturaya konu hizmeti kabul ettiğinin ve buna dayalı kısmi ödeme yaptığının bilirkişi kök ve ek raporlarıyla da tespit edildiği hususu da dikkate alınarak, davacının bu faturaya konu alacağını ispatladığının kabulünün gerektiği yine dava konusu kabul edilen alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında kısmen haksız çıkması nedeniyle borçlunun haksız çıktığı miktar üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun—– İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 6.119,61 TL TL asıl alacak ve 630,82 TL olmak üzere toplam 6.750,43 TL yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle bu miktarlar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın (6.750,43 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 1.350,08 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (6.750,43 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 461,12 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 380,49 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 80,63 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 448,29 TL dava açma masrafı, 1.738,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.186,29 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (6.750,43/31.502,95) göre 468,47 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (6.750,43 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 6.750,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (6.750,43/31.502,95) göre 282,84 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 1.037,16 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.