Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/229 E. 2021/534 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2021/229 Esas
KARAR NO : 2021/534
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle, davacıların —– çalışırken iş akitlerinin haksız olarak —- nedeniyle bu şirket aleyhine — dosyalarda dava açtıklarını, her üç davada da—- tarihinde kısmen kabul kararı verildiğini, bu kararların kesinleştiğini ve icraya konulduğunu, ancak davalı şirketin kötü niyetli olarak tasfiye sürecine girerek— tarihinde sicilden terkin edildiğini,—- olan davalı — davalardan haberdar olduğunu, tüm bu nedenlerle —– ihyasına ve keyfiyetin tescil ve ilânına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalı—— tarihinde tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
Davalı — tarihli dilekçesinde özetle, davalı —- eksik bırakılmasında sorumluluğu olmadığını, sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, davalı müvekkilinin yasal hasım olduğunu ve yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceğini, davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen——–kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının mahkemece verilen mehil gereğince açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Davaya konu şirketin —- edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
B-Şirketin ihyasına karar verilmesi gerekip gerekmediği,
C-Davalı —– yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat:—– Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, —- alacaklılar, ——-bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmünü haizdir.
—— aksine açıklama olmayan hususlarda —- ait hükümler uygulanır.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan —
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
Ticaret ortaklıkları gibi, kooperatifin de tüzel kişiliği bulunmaktadır. Kooperatifin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi — sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, kooperatif tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir. İhya davası açmakta hukuki yarar bulunmalı, bunun için tam olmasa da, kanaat uyandırıcı bazı delillerin varlığı aranmalıdır. Hiç bir neden ve açıklama gösterilmeden, bir kanıt sunulmadan, soyut, içi boş nedenlere dayalı ya da terkinden uzunca bir süre geçtikten sonra, kötüniyetle, salt kooperatifi zarara uğratmak amcıyla ihya isteminde bulunulması halinde hukuki yararın bulunmadığının kabulü de gerekir.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe: Davanın gerektirdiği şekilde, ihyası istenen şirketin —- sistemi üzerinden celp edilmiş, yapılan incelemede davacılardan—— ihyası davası açması için davacılara yetki verildiği anlaşılmıştır.
— cevabi yazısı ve ekindeki evraklardan da ihyası istenen ——– tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin bildirildiği tespit olunmuştur.
—–tarihli kararında da belirtildiği üzere; — erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir.—–işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, —– terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacılar tarafından, davaya konu şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış alacak davaları ve başlatılmış icra takipleri mevcuttur. Bu davaların ve icra takiplerinin görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması —-maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle davaya konu kooperatifin yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından, davaya konu —- sayılı dosyalarının infaz işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —–yeniden tescil ve ilânına karar vermek gerekmiştir.
—- işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı—- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, —- edildiği üzere, dava, — fesih ve tasfiyesine karar verilen —tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklıların —- verilen mehil gereğince açmış olduğu şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup, bu davada husumet, tasfiyeyi —– olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın —uyarınca KABULÜ ile—- numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan —- sayılı dosyalarının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —- tescil ve ilânına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı —- yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harcın davalı —-alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen 50,20 TL yargılama giderinin davalı – alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———- istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2021