Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/224 E. 2022/430 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/224 Esas
KARAR NO: 2022/430
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/04/2021
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —- hakkında—- sayılı dosyasıyla davalı tarafından icra takibi yapıldığını, başlatılan bu takipten, davacının —-tarihinde tesadüfen haberdar olduğunu, daha öncesinde davacıya ödeme emrine ilişkin tebligat ulaşmadığını, Her ne kadar —– dosyası ile gecikmiş itiraz talebinde bulunulmuşsa da gecikmiş itiraz talebinin mahkemece reddedildiğini, iş bu kez menfi tespit davası açma zaruretinin hâsıl olduğunu, davalı taraf ile davacı arasında herhangi bir ticari iş ya da herhangi bir ilişki bulunmadığını, icra dosyasındaki takip talebi irdelendiğinde — tarihli sözleşme ve — tarihli sözleşme ve buna bağlı olarak düzenlenen —- tarihli faturadan kaynaklı icra takibi yapıldığının görülmekte olduğunu, davalı taraf ile davacı arasında imzalanan herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, ayrıca davacıya tebliğ edilen herhangi bir faturanın da bulunmadığını, tamamen soyut ifadelerle takip yapıldığını, davacını herhangi bir borcu olmamasına rağmen usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasına süresinde itiraz edemediği için takibi durduramadığını, icra dosyası ve her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacının, davalı alacaklıya herhangi bir borcu olmadığının ortaya çıkacağını, bu sebepten ötürü usule uygun tutulmuş davacı ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesini talep ettiklerini, ayrıca işbu menfi tespit davası açılmadan önce ticari uyuşmazlıklarda dava şartı kapsamında zorunlu arabuluculuk müracaatı yapıldığını,——- arabuluculuk dosya numarası ile davalı tarafın vekilinin katılımıyla yapılan görüşmede menfi tespit konusunda herhangi bir anlaşma sağlanamadığını ve —-imza altına alındığını, arabuluculuk toplantısının tüm dünyada görülen —- nedeniyle telekonferans ile yapıldığını, e-imza ile imzalandığını belirterek, —–sayılı dosyadan ötürü müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığının tespitine, Dava konusu haksız ve kötü niyetli icra takibini başlatan davalı aleyhine iddia edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarınca davacı borçlu hakkında—- Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun adreste bulunamaması neticesinde ödeme emrini içeren tebligatın, Tebligat Kanunu m. 35’e göre usulüne uygun olarak davacı borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresi olan — adresine çıkarıldığını ve —– tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığını, davacı, borçlunun, —– tarihinde yaptığı itiraz ile tebligatın kendisine ulaşmadığını ileri sürerek ödeme emrine gecikmiş itirazda bulunduğunu, ancak tebligatın usulüne uygun yapıldığından ve borçlu davacının ödeme emrine itiraz için son günü — olduğundan, borçlu davacı tarafından —- tarihinde yapılan itirazın, müdürlük tarafından —— tarihli karar ile usul ve esasa aykırı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini ve takibin kesinleştiğini, davacı borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesi üzerine, taraflarınca davacı borçlu malları hakkında haciz işlemlerinin yapılmasının talep edildiğini, davacı borçlunun, yine—- sunduğu dilekçe ile usulsüz tebliğ şikâyetinde bulunduğunu, mahkemenin —- tarihli kararı ile—— adresine gönderilen ilk tebligatın “gösterilen adres tevziat saatlerinde sürekli kapalı olup firma yetkililerine ulaşılamadı. Evrak tebliğ imkânsızlığı nedeniyle çıkış merciine iade” şerhi düşülerek iade edildiği, bunun üzerine davacı şirketin aynı adresine T.K.’nın 35. Maddesi uyarınca — tarihinde tebliğ yapıldığı, —- sayılı ilanına göre şikâyetçi şirketin kayıtlı —— olduğu, şikâyet edilen vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ——- odanın bulunduğu,—- faaliyet gösterdiği, —- posta kutusunun tek olduğu ve posta kutusunda bu iki şirketin unvanının yazılı olduğu, tebliğ tarihinde —- kapalı olduğundan daire içerisindeki odaya da ulaşma imkânı bulunmadığından tebliğ evrakının —- bağımsız bölüme yapıştırılmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğini, bu nedenle şikayetçi borçlu şirkete yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun bulunduğundan şikayetin reddine dair hüküm tesis edildiği gerekçesi ile şikâyet talebinin reddine karar verildiğini, davacı borçluya yapılmış olan tebligatın usule ve yasaya uygun olup bu husus mahkeme kararı ile de tasdiklendiğini, davalı şirket ile davacı borçlu arasında da bu ön sözleşmenin akdedilmesi ile asıl sözleşmenin ana hatlarının oluşturulduğunu, taraflar arasında gerçekleştirilmiş olan hizmet akdinin geçerliliği, yazılı bir şekil şartına tabi olmadığını, taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde, davacı borçlu, gemi güvenlik hizmetini davalı şirketten talep ettiğinin görüleceğini,—– ile akdin esas unsurlarının belirlendiğini ve sonrasında hizmetin davalı şirket tarafından tamamlanması ile de sona erdiğini, nitekim hizmetin tamamlanması sonucu kesilmiş ve davacı borçluya gönderilmiş olan —- tarihli faturada da bu durumun açıkça görüldüğünü, Davacı, davalının sağladığı hizmetin karşılığı olan —- tutarındaki meblağı davalıya ödemediğini, tarafların karşılıklı yürüttükleri uzun süreli yazışmalar boyunca davalı şirket, verdiği hizmetin karşılığını defalarca talep etse de davacının, davalıya borcunu henüz ödeyemediğini, —meydana gelmiş olan darbe girişimi —– sebebiyle banka hesaplarındaki malvarlığına erişemediklerini beyan ederek kendisine düşen borcu yerine getirmekten kaçındığını, sonuç olarak, izah edilen ve dilekçe ekinde sundukları deliller ve ispat vasıtaları neticesinde esasa girilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, masraf ve ücreti vekâletin davacı borçluya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıyla herhangi bir ilişkisinin olmadığını, yapılan takibin haksız olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı vekili ise, müvekkili ile davacı arasında güvenlik hizmeti kapsamında ticari ilişki bulunduğunu, yapılan takibin söz konusu hizmet ilişkisine istinaden yapıldığını iddia etmektedir.
Menfi tespit davasında ispat yükü davacıdan alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraf üzerindedir.
—– Dosyası Üzerinde Yapılan İncelemede; Davalı vekilinin—- tarihinde davacı vekilinin —— tarihli sözleşme ve işbu sözleşme kapsamında düzenlenen— tarihli ödenmeyen —- asıl alacak ve — işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam —- tahsili için davacı hakkında icra takibine girişildiği ve davacı vekilinin süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Taraf iddia ve savunmaları ve icra dosyası üzerinde yapılan incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunup bulunmadığı, herhangi bir sözleşmenin kurulduğunun tespiti halinde, kurulan sözleşme kapsamında davalının davacıya herhangi bir hizmet verip vermediği, davacının hizmete karşılık davalıya herhangi bir ödeme yapıp yapmadığı ve davalının takibe konu edilen alacağı davacıdan talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda tespit edilen uyuşmazlık konuları kapsamında taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosyanın —— tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bu kapsamda yapılan inceleme ile; Davalının davacı adına — tarihinde —- bedelli fatura düzenlediği faturadaki bilgilere göre — için silahlı ve silahsız güvenlik hizmeti olarak ——-silahlı güvenlik görevlisi için fazla günler bedeli olarak —-sözleşmeye göre gecikme ücreti —- ve bu ücretlerden daha önce ödenen —- mahsup edildiği görülmüştür. Bu faturanın davacıya tebliği tespit edilememiştir. Faturadaki bilgilere göre—– tarihleri arasında bu hizmet verilmiştir. (davacı daha önce düzenlediği faturaya gecikme bedeli ekleyerek bu faturayı düzenlediği tespit edilmiştir.) Dosyaya davalının ibraz ettiği imzasız —– göre işletici olarak davacının göründüğü —– için davalının ——— tedbiri olarak hizmet verileceği görülmüştür. Davalının— tarihinde davacı adına —- bedeli olan fatura düzenlediği bu faturanın gönderildiğine dair —- tarihli email çıktısının yeminli tercüme görüntüsü olduğu görülmüştür. Davacının —–adresinden davalıya—– faturayı onayladıklarını —- darbesi sebebi ile bankacılık işlemleri yapamadıklarını borcu ödeyeceklerini bildirdiği email çıktısı görülmüştür. Davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında herhangi bir avans ödemesi yapılıp yapılmadığı konusunda ilgili kayıtların —— celbine karar verilmiştir.
Celp edilen kayıtlar üzerinde yapılan incelemede davacının — tarihinde davalıya —– tutarında avans ödemesi yaptığı tespit edilmiştir.
Dolayısıyla gerek —— gerek ise yapılan avans ödemesi dikkate alındığında taraflar arasında hizmet sözleşmesi kurulduğu ve davalının kurulan hizmet sözleşmesi kapsamında davacıya hizmet verdiği, bu kapsamda davalının takibe konu etmiş olduğu alacağı davalıdan talep edebileceği anlaşılmış olup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 5.370,43 peşin harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 5.289,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre takdir olunan 30.463,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——–Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022