Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/217 E. 2022/395 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/217 Esas
KARAR NO : 2022/395

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ——- ——– alımı ve işin yapılması sürecinde —– hizmetinde bulunduğunu ve verdiği hizmetleri faturalandırdığını, davalı şirketin müvekkiline —- işlemiş faiz bedellerini ödemediği, kötü niyetli olarak davacı ….—- davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafın haksız olarak takibe itirazda bulunduğunu, taraflar arası —–sürecinin de anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek davanın kabulüne, borçlunun (davalının) icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında —- yapılan ihale kapsamında gerçekleştirilen —- nedeniyle taraflar arasında hukuki ilişki dolduğunu, tarafların anlaşılan ücret üzerinden hukuki ilişkiyi yürüttüğünü, davacı yanın ücret ile birlikte çeşitli masraf ve ödemeleri de davalıdan talep ettiğini, anlaşılan hizmet bedelinin davalı tarafça davacıya düzenli olarak ödendiğini, hizmet bedeli dışı masraflardan kaynaklı ödemelerin —– içerisinde davacı şirket yöneticisi olan şahısların kendi hesaplarına cari hesaptan düşülmek üzere gerçekleştirildiğini, davacının kabul ettiği bu ödemeleri cari hesaplarına yansıtmayarak mükerreren istediğini,——— açıklamalarının bulunduğunu—- dosyaya sunulacağını, davacı yanın dolaylı olarak tahsil etmiş olduğu ödemeleri tekrar istemesinin hukuken mümkün olmadığını, alacağına kavuşmuş davacı yanın başlattığı icra takibinin kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle, icra dosyasına yapılan itirazın kabulü ile davanın reddine, kötü niyetli davacı yanın asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça—– davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişice tanzim edilen —- tarihli raporda özetle:”Davacı tarafın incelenen defterlerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğinin tespit edildiği, davalının defterlerini sunmadığı, davacı şirketin ticari defterlerine göre — itibariyle davacı şirketin davalı şirketten alacağının 47.200,00TL olduğu, dava konusu bakiye alacağının, davacı şirketçe davalı şirket adına —- kaynaklandığı, davalı şirketin, söz konusu—- faturadan önce, kendisine kesilen faturaların bedellerinin tamamını ödediği,—- davacıya bir borcunun bulunmadığı, daha sonra kendisine dava konusu—- düzenlendiği ve bu faturaların toplam bedelleri kadar davacıya borçlandığı, davalı şirket fatura bedellerini davacı şirket yöneticilerinin şahıs hesaplarına ödediğine —- Mahkemeye sunacağına dair beyanda bulunulmuşsa da dava dosyasında davalının sunmuş olduğu herhangi bir ödeme belgesine rastlanmadığı, davalı şirketin, ticari defterlerini sunmamış olması sebebiyle, tarafların —- üzerinde ticari işlem ve bakiye karşılaştırması yapılamadığı, davalının iddia ettiği şahıs ödemelerinin davalı şirketin kendi ticari defterlerinde cari hesaptan düşülüp düşülmediğini tespit edebilme durumunun mümkün olmadığını, icra ve dava konusu faturalarda herhangi bir ödeme vadesine, davacı tarafça davalıya gönderilmiş herhangi bir ihtarnameye rastlanmadığından davacının dava konusu asıl alacağında haklı bulunması durumunda, icra takibinden itibaren avans faizi talep edebileceği ” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça davalı yan faturalara süresi içinde itiraz etmediğinden işlemiş faiz alacağı bulunduğundan bahisle rapora itiraz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık takip konusu fatura bedellerinin ödenip ödenmediğine ilişkindir. Bilirkişi raporu ekinde bulunan muavin yevmiye defteri incelendiğinde davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre davalıdan — alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davalının —-aşamada rapora itiraz etmediği, davacının defter kayıtları ile karşılaştırılabilir şekilde kendi defterlerini ibraz etmediği, aksini ispat etmediği, cevap dilekçesinde ödeme yaptığına yönelik savunması bulunduğu halde takip konusu faturalara ilişkin yaptığını iddia ettiği ödemelere ilişkin banka kayıtlarını dosyaya sunmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davacının usulüne uygun defter ve kayıtlarına itibar etmek gerekmiş olup, davalı tarafça cevap dilekçesinde faturaların içeriğine ve miktarına itiraz edilmediğinden alınan rapor ve dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı vekili alacağına fatura tarihlerinden itibaren işlemiş faiz talep etmiş olup, işlemiş faiz talebi yönünden davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünü gösteren bir delil olmadığından işlemiş faiz talep edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılarak dava konusu faturalar yönünden icra takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
—- Esas sayılı icra dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin—- alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faiz yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 3.224,23-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 679,56-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye——- davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 679,56TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 949.50-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 796,50-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, artan 153,00-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekili —- vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Ret olunan miktar yönünden —-göre davalı lehine takdir olunan 5.100,00‬-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- bütçesinden —- arabuluculuk ücretinin davanın kabul-red oranına göre 1.107,30-TL’nin davalıdan,—- davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.