Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/168 E. 2022/394 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/168 Esas
KARAR NO : 2022/394

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 10/03/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– ilgilenen müvekkilinin davalıdan alacağı—- başlamak üzere —- tarihine kadar —- gönderdiğini, davalının bu ödemeye karşılık olarak müvekkiline gönderdiği ürünlerin toplam tutarının—- olduğunu, davalı tarafından ise bu ticari ilişki sonucu oluşturulan faturalara dair müvekkili hakkında—- sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe konu faturaların karşılığının ödenmiş olduğunu ve dahi müvekkilinin ürün gönderilmemesi sebebiyle davalıdan 290.251,70 TL alacaklı konumunda olduğunu, bu sebepten taraflarınca icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça başlatılan icra takibinin huzurdaki dava dosyasına — incelendiğinde takibe konu edilen faturaların karşılığının ödenmiş olduğu görüleceğinden dayanaksız olduğunu beyanla, davacı tarafından müvekkile —- üzerinde haciz tatbik edilmiş olunması sebebiyle alacak teminat altına alındığından iş bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasını, davanın kabulü ile icra takibinin iptaline karar verilmesini, haksız icra takibi nedeniyle davalı aleyhine % 20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça ücreti ödendiği halde ürünlerin tanziminin sağlanmadığı iddia edilmiş ise de alıcının henüz ortada ürün yokken ödeme yapması gibi bir uygulamanın bulunmadığını ve ticari ilişkilerin—-aykırı olduğunu, dosyada bu iddiayı kanıtlar nitelikte bir belgenin de bulunmadığını, davacıya —- sonra ürün gönderilmemesinin sebebinin ilgili ürünlerin satış ve sevkiyat sezonunda olunmamasından kaynaklandığını, davacının dilekçesi ekinde sunduğu “gönderilen paraların—-” başlığını —- tablonun herhangi bir —– dayanağının olmadığını, davacı taraf takibe konu edilen fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin iddiada bulunmuş ise de buna ilişkin herhangi bir dekont ya da ödeme belgesi sunulmadığını, bu sebeplerden huzurdaki davada ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, huzurdaki davanın mutlak ticari dava niteliği olmamakla ve müvekkilinin de tacir sıfatı bulunmamakla ticari nitelikli olmayan davalara bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu beyanla usulden ve esastan itirazları yönünden mahkemece görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddini, davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; hukuki niteliği itibariyle, fatura alacağına istinaden davalı tarafça başlatılan —- dosyasında, davacı tarafça borçlu olunmadığı iddiasıyla davalıya borçlu olmadığının tespiti istemi ile menfi tespit davasıdır.
Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben açılan dava sehven ——- tarihli tevzi —- gönderme kararı sonrası dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce yargılama sırasında, deliller toplanmış, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nun 120. maddesinde; “davacı, yargılama harçları ile her yıl —- çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya 2 haftalık kesin süre verilir” hükmü, 324. maddesinde ise “tarafların her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar, birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde, talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
HMK. 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin HMK. 324. maddesindeki delil ikamesi—- kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerekir. Bu durumda delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması zorunludur. Tanık dinlenilmesi, bilirkişi raporu alınması, keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilme olanağı HMK’nın 324. maddesi düzenlemesi karşısında yoktur.
Taraflar, dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını,———-mecbur olup, —– tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. —– bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir. (—–
Somut olayda; —- celsede taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde ara karar kurulmuş,——-ücretini mahkeme veznesine yatırması için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilerek kesin sürenin hukuki sonuçları duruşmada hazır olan davacı vekiline ihtar edilmiş, kesin süre içinde ücret yatırılmadığı taktirde davacının bilirkişi talebinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut dosya durumu ile karar verileceği belirtilmiş, belirtilen kesin süre içinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı anlaşılmakla, davacı bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Davacı taraf 09/05/2022 tarihli dilekçesinde daha evvel dosyada görevsizlik kararı veren—- dosyadaki gider avansını mahkememize göndermemesinden kaynaklı gider avansı eksiliği olduğunu savunmuş ise de yukarıda açıklandığı üzere bilirkişi raporu alınması gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Dosya kapsamında, davacı tarafça —-defter kayıtları ve davalının banka hesabına gönderilen paraların listesi delil olarak sunulmuş, davalının ilgili banka kayıtları celp edilmiş ise de davalının davacıya muz satışına istinaden düzenlediği faturalara dayalı olarak başlattığı takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının, faturaların, faturalara istinaden yapılan ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti için tarafların 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği açıktır. Bu durumda davacıya ihtaratlı kesin süre verildiği, davacının bilirkişi ücretini kesin sürede yatırmadığı anlaşılmakla taraflar arasında alacak-borç bakiyesi bulunup bulunmadığı hesaplanamamış, mevcut dosya kapsamına göre davacının talebi hakkında bilirkişi incelemesi yapılmaksızın bir kanaate ulaşılabilmesi mümkün olmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 802,65-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 721,95‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili lehine —– hesaplanan 6.910,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.